Netanyahu, Husileri "ağır bedelle" tehdit etti

İsrail'in Sana ve Hudeyde'deki 3 limana misilleme saldırısı

İsrail'in Sana'ya düzenlediği hava saldırılarının ardından elektrik santralinden dumanlar yükseliyor (Reuters)
İsrail'in Sana'ya düzenlediği hava saldırılarının ardından elektrik santralinden dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Netanyahu, Husileri "ağır bedelle" tehdit etti

İsrail'in Sana'ya düzenlediği hava saldırılarının ardından elektrik santralinden dumanlar yükseliyor (Reuters)
İsrail'in Sana'ya düzenlediği hava saldırılarının ardından elektrik santralinden dumanlar yükseliyor (Reuters)

İsrail, dün şafak vakti Sana'daki iki elektrik santralini ve kıyı vilayeti Hudeyde'deki üç limanı hedef alan bir dizi misilleme saldırısı düzenleyerek, 9 kişinin ölümüne ve 3 kişinin yaralanmasına yol açarken Yemen'in başkentini ve ülkenin kuzeyinin büyük bölümünü kontrol eden Husi grubunun liderlerini hedef alma tehdidinde bulundu.

İran destekli grup, saldırılarla eş zamanlı olarak İsrail'e iki balistik füze fırlattığını iddia ederken Tel Aviv, savunma sistemlerinin bir füzeyi önlediğini ve füzenin başlığının bir okulda patlayarak büyük hasara yol açtığını, ancak can kaybı olmadığını bildirdi. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu Husileri İsrail'e dokunacak herkesin “çok ağır bir bedel ödeyeceği” konusunda uyardı. Netanyahu yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Hamas, Hizbullah ve Suriye'deki Esed rejiminden sonra Husiler İran'ın şer ekseninin neredeyse kalan son koludur. Husiler, İsrail'e dokunanın çok ağır bir bedel ödeyeceğini zor yoldan öğreniyor.”

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı siyasi aktivistlere göre, temmuz ayından bu yana üçüncüsü gerçekleşen İsrail saldırısı, Husilerin altyapıyı tahrip etmesi ve İsrail ile eşitsiz bir çatışmaya girmesi nedeniyle Yemen sokaklarında öfkeye yol açtı.



Mazlum Abdi, Reuters'e konuştu: Türkiye ile ateşkes sağlanması durumunda SDG içindeki yabancı savaşçılar Suriye'den ayrılacak

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Mazlum Abdi, Reuters'e konuştu: Türkiye ile ateşkes sağlanması durumunda SDG içindeki yabancı savaşçılar Suriye'den ayrılacak

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

SDG'nin başında bulunan Mazlum Abdi, Reuters'a yaptığı açıklamada, "Suriye'de artık farklı bir durum var, siyasi aşamaya geçtik. Suriyeliler kendi problemlerini kendileri çözmek, yeni bir yönetim kurmak mecburiyetinde" dedi.

Abdi, "Biz de, Türkiye'ye ait güçler ve bağlantılı güçler ile aramızda ateşkes sağladıktan sonra, bu sürece dahil olmaya hazırlanıyoruz... Suriye'de yeni gelişmeler olduğu için savaşta bize yardımcı olan savaşçıların kendi yerlerine alınları açık şekilde geri dönmelerinin vakti geldi" dedi.

Abdi, Türkiye ve SMO'nun Kobani kentine taarruz hazırlığında bulunduğunu düşündüklerini ve bu nedenle ateşkes müzakerelerinde güçlerini bölgeden çekmeyi teklif ettiklerini ifade etti.

SDG'nin teklifine göre bölgenin güvenliği "tam kapsamlı ateşkes olması halinde gözetim faaliyetleri kapsamında" ABD güçlerinin içinde yer alacağı bir iç güvenlik birimi tarafından sağlanacak.

Ne olmuştu?

Türkiye, ABD'nin desteklediği SDG'nin ana silahlı gücünü oluşturan YPG'nin PKK'nın uzantısı olduğunu belirtiyor ve terör örgütü olarak kabul ediyor.

Suriye'de Beşar Esad'ın devrilmesinin ardından Türkiye'nin desteklediği muhaliflerden oluşan Suriye Milli Ordusu (SMO), 9 Aralık'ta Menbiç'in kontrolünü SDG'den aldı.

ABD, SMO ile SDG arasında bu haftanın sonuna kadar ateşkes sağlandığını açıklarken, Savunma Bakanlığı kaynakları Türkiye'nin terör örgütü olarak gördüğü PKK veya YPG ile ateşkes anlaşması olmadığını ve TSK veya SMO'nun Fırat'ın doğusunda, yani SDG'nin elinde olan bölgede terörle mücadele için hazırlıkların devam ettiğini ifade etmişti.

Türkiye ayrıca SDG ve YPG içindeki yabancı savaşçıların da ülkeyi terk etmesini istiyor.