Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, Suveyda'yı uluslararası çatışmalarda dış destek aracı olarak kullanmanın Suriyelilerin çıkarına olmadığını söyledi

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
TT

Şara: Devlet, azınlıkları korumaya ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya kararlıdır

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (Arşiv – DPA)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süuveyda vilayetinde bir hafta içinde 700'den fazla kişinin ölümüne neden olan şiddet olaylarının ardından, devletin ülkedeki ‘azınlıkları koruma’ ve ‘hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutma’ konusundaki kararlılığını yineledi. Eş-Şara bugün Suriyelilere hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Suriye devleti ülkedeki tüm azınlıkları ve mezhepleri korumaya kararlıdır ve hangi taraftan olursa olsun tüm ihlalcileri sorumlu tutmaya devam edecektir. Hiç kimse hesap vermekten kaçamayacak. İşlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyoruz... Adaletin sağlanmasının ve hukukun herkese uygulanmasının önemini vurguluyoruz.”

“Süveyda vilayetindeki son olaylar tehlikeli bir hal aldı” diyen Suriye Cumhurbaşkanı, “Suriye devleti durumu yatıştırmak için müdahale etmeseydi gruplar arasındaki şiddetli çatışmalar kontrolden çıkacaktı” ifadesini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre eş-Şara bugün yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: “Suriye devleti zor duruma rağmen durumu sakinleştirmeyi başardı. Ancak İsrail'in müdahalesi, güneyin ve Şam'daki hükümet kurumlarının bariz bir şekilde bombalanması sonucunda ülkeyi istikrarını tehdit eden tehlikeli bir aşamaya itti. Bu olaylar sonucunda ABD’li ve Arap arabulucular durumu yatıştırmak amacıyla devreye girdiler.”

Eş-Şara sözlerini şöyle sürdürdü: “Devlet bazı bölgeleri terk ederken, Süveyda'daki silahlı gruplar Bedevilere ve ailelerine karşı intikam saldırıları düzenlemeye başladı. İnsan hakları ihlallerinin eşlik ettiği bu intikam saldırıları, diğer kabilelerin Suveyda'daki Bedeviler üzerindeki kuşatmayı kırmak için bölgeye akın etmesine neden oldu.”

Eş-Şara, “Devlet, Suriye'nin kurtuluşundan sonra Süveyda'nın yanında durdu ve onu desteklemeye hevesliydi. Ancak bazı kişiler şehri ve ulusal istikrardaki rolünü kötüye kullandı. İçerideki bazı tarafların Süveyda'yı uluslararası çatışmalarda dış destek aracı olarak kullanması Suriyelilerin çıkarlarına hizmet etmiyor, aksine krizi daha da kötüleştiriyor” dedi.

Suriye Cumhurbaşkanı, “İster Süveyda'nın içinden ister dışından olsun, işlenen tüm suçları ve ihlalleri reddediyor, adaleti sağlamanın ve hukuku uygulamanın önemini vurguluyoruz. Bu hassas noktada, aklın ve bilgeliğin sesinin galip gelmesine ve akıllı ve sağduyulu olanın önünün açılmasına ihtiyaç vardır. Gerçekler Suriye'nin bölünme, ayrılık ya da mezhepsel kışkırtma projeleri için bir deneme alanı olmadığını doğrulamaktadır” ifadelerini kullandı.

Eş-Şara, “Suriye devletinin gücü, halkının bütünlüğünden, bölgesel ve uluslararası ilişkilerinin gücünden ve ulusal çıkarlarının birbirine bağlılığından kaynaklanmaktadır” diyerek sözlerini noktaladı.



Dünya Sağlık Örgütü: Deyr el-Belah'taki merkezlerimiz 3 kez saldırıya uğradı

İsrail'in Deyr el-Belah'ta düzenlediği hava saldırısı sonucu meydana gelen patlama (Reuters)
İsrail'in Deyr el-Belah'ta düzenlediği hava saldırısı sonucu meydana gelen patlama (Reuters)
TT

Dünya Sağlık Örgütü: Deyr el-Belah'taki merkezlerimiz 3 kez saldırıya uğradı

İsrail'in Deyr el-Belah'ta düzenlediği hava saldırısı sonucu meydana gelen patlama (Reuters)
İsrail'in Deyr el-Belah'ta düzenlediği hava saldırısı sonucu meydana gelen patlama (Reuters)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Gazze'nin Deyr el-Belah kentindeki personelinin ikametgahı ve ana deposunun dün üç kez saldırıya uğradığını açıkladı.

Örgütün genel müdürü Tedros Adhanom Ghebreyesus, iki çalışan ve iki aile ferdinin gözaltına alındığını, üçünün daha sonra serbest bırakıldığını, bir çalışanın ise halen gözaltında olduğunu belirtti. İsrail tankları dün ilk kez Deyr el-Belah'ın güney ve doğu mahallelerine girdi. İsrailli kaynaklar, ordunun bu bölgede rehinelerin tutulduğunu değerlendirdiğini belirtti.

Ghebreyesus, örgütün faaliyetlerinin engellenmesinin sektördeki genel sağlık hizmetlerini felç ettiğini vurgulayarak, örgütün ana deposunun devre dışı kalması ve Gazze'deki tıbbi malzemelerin çoğunun tükenmesi nedeniyle, hastanelere destek sağlamakta ciddi kısıtlamalar yaşadığını belirtti.

Ghebreyesus, örgütün resmi X platformundaki bir paylaşımda, İsrail ordusunun “binaya girerek kadınları ve çocukları yürüyerek Musay'a doğru tahliye etmeye zorladığını” söyledi. Erkek çalışanlar ve aileleri kelepçelendi, kıyafetleri çıkarıldı, hemen sorguya çekildi ve silah zoruyla arandı."

Ghebreyesus, İsrail'in gözaltına aldığı çalışanların derhal serbest bırakılmasını ve örgütün tüm çalışanlarının korunmasını talep etti. WHO Genel Direktörü, Deyr el-Belah'taki son tahliye emrinin WHO’nun birçok binasını etkilediğini, bunun da örgütün Gazze'deki çalışma kapasitesini olumsuz etkilediğini ve sağlık sistemini daha da çöküşe sürüklediğini söyledi.

“Ana deponun devre dışı kalması ve Gazze'deki tıbbi malzemelerin çoğunun tükenmesiyle, WHO zaten ciddi ilaç, yakıt ve ekipman sıkıntısı çeken hastanelere, acil tıbbi ekiplere ve sağlık ortaklarına yeterli desteği sağlamada ciddi kısıtlamalarla karşı karşıya” ifadelerini kullandı.