5 soruda Wagner lideri Prigojin'in ölümü

Wagner destekçileri, Yevgeni Prigojin'e suikast düzenlendiğini öne sürerken, Kremlin sessizliğini koruyor

Prigojin (AP)
Prigojin (AP)
TT

5 soruda Wagner lideri Prigojin'in ölümü

Prigojin (AP)
Prigojin (AP)

Rus paralı asker şirketi Wagner'in lideri Yevgeni Prigojin'in uçak kazasında öldüğünün bildirilmesi dünya gündemine oturdu.

Ülkenin Federal Hava Taşımacılığı Ajansı (Rosaviatsiya), dün Tver şehrinde düşen uçakta Prigojin'le birlikte 9 kişinin daha yaşamını kaybettiğini açıkladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşta Wagner, Ukrayna cephesinde önemli konumdaydı.

Ancak Prigojin'in mühimmat tedariğindeki aksaklıklar nedeniyle Savunma Bakanlığı'yla sorunlar yaşaması, Putin'in savaş taktiklerini eleştirmesi ve Kremlin'e karşı kısa süren bir ayaklanma başlatması, Moskova yönetimiyle Wagner lideri arasındaki gerginliği zirveye çıkarmıştı. 

Prigojin'in özel jetinin düşmesiyle ilgili bilinenleri 5 soruda derledik.

1 - Olay nasıl yaşandı?

Çevrimiçi uçuş takip sitesi Flightradar 24'ün paylaştığı verilere göre, başkent Moskova'dan St. Petersburg'a giden Embraer Legacy 600 model özel jet, dün yerel saatle 18.11'de radardan kayboldu.

Flightradar24'ten Ian Petçenik, Prigojin'e ait özel jetin bir anda düşmeye başladığına dikkat çekerek, yaklaşık 8,5 kilometre yükseklikte giden uçağın 30 saniyede neredeyse 2,5 kilometre irtifa kaybettiğini söyledi.

Brezilya merkezli uçak üreticisi Embraer, jetin düştüğünden haberdar olduklarını belirtirken, olaya dair herhangi bir detay paylaşmadı.

Öte yandan Wagner'e yakınlığıyla bilinen ve 500 binden fazla takipçisi bulunan Telegram kanalı Grey Zone'dan yapılan paylaşımda, Rusya Savunma Bakanlığı'nın Prigojin'e suikast düzenlediği öne sürüldü. 

Uçağın seyir halindeyken vurulmuş olabileceğine dair iddialardan biri de Birleşik Krallık'ın (BK) kamu yayıncısı BBC'ye konuşan görgü tanıklarından geldi. Kimliği paylaşılmayan kişiler, uçak çakılmadan önce patlama sesleri duyduklarını ileri sürdü. 

BK'nin önde gelen gazetelerinden Telegraph'a konuşan ve kimliklerini paylaşmayan Britanyalı istihbarat yetkilileri de jetin, Putin'in emriyle Rusya'nın iç güvenlik teşkilatı Federal Güvenlik Servisi (FSB) tarafından vurulduğunu savundu. 

2 - Uçakta kimler yer alıyordu?

Rosaviatsiya'nın açıklamasında, uçakta Prigojin de dahil toplamda 7 yolcu ve üç mürettebatın bulunduğu belirtildi.

Hayatını kaybeden diğer yolcuların kimlikleri Dmitri Utkin, Sergey Propustin, Yevgeni Makaryan, Aleksandr Totmin, Valeri Çekalov, Nikolay Matuseyev olarak açıklandı. Yaşamını yitiren üç mürettebatın adlarının da Aleksey Levşin, Rustam Karimov ve Kristina Raspopova olduğu bilgisi paylaşıldı. 

Kremlin karşıtı bazı siteler ve araştırma grupları, uçakta yer alan kişilerle ilgili edindikleri bilgileri aktardı.

Dmitri Utkin, Prigojin'in yardımcısı ve Wagner'in kurucularındandı. Utkin, Rusya Silahlı Kuvvetler Genelkurmayı'na bağlı askeri istihbarat teşkilatı Baş İstihbarat Dairesi'nde (GRU) bir dönem görev yaptıktan sonra, 2014'te Prigojin'le birlikte Wagner'i kurdu.

Kremlin karşıtı iş insanı oligark Mihail Hodorkovski'nin 2018'de kurduğu haber sitesi Dossier Center'da yer alan bilgilere göre Valeri Çekalov ise ilk dönemlerinden beri Wagner'de yer alıyordu.

Araştırma grubu All Eyes on Wagner'e göre şirketin lojistik faaliyetlerinden sorumlu olan Çekalov, 2021'de Suriye'yle petrol rafinerisi anlaşması yapan Evro Polis şirketiyle de bağlantılıydı. ABD, 20 Temmuz'da Çekalov'u yaptırım listesine almıştı.

Rusya'da polis olarak görev yapan Yevgeni Makaryan ise 2016'da Wagner'e katılmış ve Suriye'de savaşmıştı. Makaryan'ın Prigojin'in koruma ekibinin başında olduğu aktarıldı.

Eylül 1999'da Rus ordusunun Çeçenistan'a girmesiyle başlayan ve Nisan 2009'a kadar süren II. Çeçen Savaşı'nda yer alan Sergey Propustin ise 2015'te Wagner'e katılmıştı. 

3 - Kremlin nasıl adımlar attı?

Güney Afrika'da düzenlenen BRICS zirvesine video konferans aracılığıyla katılan Putin, bugünkü konuşmasında olayla ilgili hiçbir şey söylemedi. Putin'i temsilen zirveye katılan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da açıklama yapmadı. 

Putin, Prigojin'in jeti düştüğü sırada Ukrayna sınırına yakın Kursk bölgesinde, II. Dünya Savaşı'ndaki Kursk Muharebesi anma töreni için düzenlenen etkinlikteydi. Rus lider konuşmasında, "Bu etkinlikten dolayı Rusya'nın tüm vatandaşlarını yürekten kutluyorum" demişti.

Kremlin'den de henüz Prigojin'in uçakta olduğunu doğrulayan ya da kazanın detaylarına yer verilen bir açıklama gelmedi. 

Rusya Soruşturma Komitesi ve Rusya Federal Hava Taşımacılığı Ajans'ı da olayla ilgili ayrı incelemeler başlatıldığını duyurdu.

ABD Başkanı Joe Biden ise olayda Putin'in parmağı olduğunu savunarak, "Rusya'da Putin'in dahil olmadığı çok az şey var. Ne olduğunu henüz bilmiyorum ama şaşırmadım" dedi. 

4 - Ukrayna nasıl tepki verdi?

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, bugün kutlanan Ukrayna Bağımsızlık Günü için Twitter'dan paylaştığı mesajda, savaşçılara mücadeleleri için teşekkür ederken, Prigojin'le ilgili açıklama yapmadı.

Zelenski'nin danışmanı Mihalyo Podolyak ise Twitter'daki gönderisinde, Wagner liderinin ölümünden Putin'i sorumlu tutarak, olayın "2024'teki seçimler öncesinde Rus elitlere bir mesaj" niteliğinde olduğunu savundu.

5 - Prigojin en son ne zaman görüldü?

Prigojin, haziranda Kremlin'e karşı giriştiği isyanın ardından ilk kez iki gün önce Afrika'dan bir video paylaşmıştı. Hangi ülkede çekildiği bilinmeyen videoda Prigojin, Wagner savaşçılarının "Afrika'yı daha özgür hale getirdiğini" savunmuştu. 

Wagner aralarında Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali, Sudan ve Libya'nın da yer aldığı 9 Afrika ülkesinde faaliyet gösteriyor.

Wagner askerleri, haziranda Kremlin'e karşı giriştikleri isyanın ardından Belarus'a gitmişti.

23 Haziran gecesi başlayan ayaklanmada Wagner savaşçıları, Rusya'nın Güney Federal Bölgesi'nin idari merkezi Rostov-na-Donu'daki askeri karargahı ele geçirmişti.

Prigojin, ilk etapta askerleriyle Rostov-na-Donu'dan başkent Moskova'ya kadar gideceklerini açıklamıştı. Fakat daha sonra Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko'nun 24 Haziran'da devreye girerek sunduğu gerilimi azaltma planını kabul eden Prigojin, birlikleri geri göndererek ayaklanmayı bitirmişti.

Kremlin'den yapılan açıklamada da Wagner lideri hakkında başlatılan ceza davasının kapatıldığı bildirilmişti.  

Lukaşenko ise "Wagner eğitmenlerine kapımız açık" diyerek, paralı askerleri ülkesine davet etmişti. 

Prigojin de artık Ukrayna savaşında yer almayacaklarını ve Afrika'daki görevlerine dönmeden önce Belarus'ta güç toplayıp ülkenin ordusunu eğiteceklerini belirtmişti.

BK'nin önde gelen gazetelerinden Guardian'ın analizinde, Wagner'in özellikle söz konusu kalkışmanın ardından Kremlin tarafından baskı altında tutulduğu ve ülke içindeki faaliyetlerinin son iki aydır askıya alındığına dikkat çekildi.

Haberde, CIA Direktörü William Burns'ün geçen ay ABD'deki Aspen Güvenlik Forumu'nda Putin'in Wagner liderinden intikam almak isteyebileceğini söylediği de hatırlatıldı. 

Peter Beaumont'un kaleme aldığı analizde, "Birçok detay halen netleşmedi ancak Wagner'in sahip olduğu nüfuzu artık kaybettiği çok açık" dendi. 

Independent Türkçe, BBC, Guardian, Telegraph, CNN, Wall Street Journal, New York Times



Yaklaşık bin İsrailli İran adına casusluk yapıyor

İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024
İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024
TT

Yaklaşık bin İsrailli İran adına casusluk yapıyor

İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024
İsrail polisi tarafından İran adına casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanan bir kişinin fotoğrafı yayınlandı, 9 Aralık 2024

İsrail gazetesi Haaretz dün, çoğu Yahudi yaklaşık bin İsrail vatandaşının para karşılığı İran adına casusluk yapmayı kabul ettiğini ortaya çıkardı.

Şimdiye kadar tutuklanan casusların çoğunun güvenlik sırlarına erişimi olmamasına ve verdikleri zararın nispeten sınırlı olmasına rağmen, İsrail iç istihbarat servisi Şin-Bet (Şabak) halen endişeli.

İsrailli güvenlik uzmanı Yossi Melman'a göre istihbarat servislerinin yetkilileri başlangıçta ‘düşmanla iş birliği yapanların’ toplumun uç kesimlerinden olduğunu düşünüyordu, ancak son zamanlarda ‘sıradan ve ana akımdan’ olarak tanımlanabilecek çok sayıda İsraillinin İran'la savaş sırasında bile İranlılarla temas kurmaya başladığı anlaşıldı.

Şabak ve Adalet Bakanlığı verilerine göre sadece geçtiğimiz yıl, İran adına casusluk yapmayı kabul eden İsraillilerin karıştığı 25'ten fazla olay ortaya çıkarıldı ve 35'ten fazla ciddi iddianame hazırlandı.

Pratikte casusluk vakalarının sayısı 7 Ekim 2023'ten bu yana iki katına çıkarken yaklaşık bin İsrailli, çoğunlukla sosyal ağlar aracılığıyla İran’ın casusluk servisleri tarafından temasa geçirildi.

Şimdiye kadar İran adına casusluk yaptığı suçlamasıyla sadece bir kişi hüküm giydi. Aşkelonlu eski bir iş adamı olan 72 yaşındaki Moti Mamman 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Olaya karışanların geri kalanları ise halen yargılanmayı bekliyor. Bazıları ya İran tarafından gelen iletişim girişimlerini görmezden geldi ya da reddetti, bazıları ise yanıt verdi. Buna karşın Şabak müfettişleri bu kişileri erkenden tespit edip devam etmemeleri konusunda uyardı.

Öte yandan Haaretz’e göre bu kişilerin çok azı para ile kandırıldıktan sonra kendilerine verilen görevleri yerine getirdi.

Haaretz'in haberine göre Şabak, yaklaşık iki yıldır İranlı istihbarat servisleriyle irtibata geçmeyi kabul eden yüzlerce İsraillinin yanı sıra onlarla iş birliği yapmayı ve devlete ihanet etmeyi kabul edenleri de engellemek için mücadele ediyor. Şabak, şüphelileri engelleme ve tutuklama konusunda başarılı olsa da İsraillileri İran adına casusluk yapmaktan caydırma konusunda başarısız oldu. İşte bu nedenle Şabak ve Başbakanlık Ulusal Enformasyon Servisi, ‘Kolay Para, Yüksek Fiyat’ başlıklı daha önce eşi ve benzeri görülmemiş ve istisnai bir ulusal propaganda kampanyası başlatmaya karar verdi.

Kampanya, bir asker hakkında başka bir ülkenin ajanıyla irtibat kurma ve düşmana bilgi sağlama suçlarından dava açılmasından bir gün sonra başlatıldı. Söz konusu asker, önceden bilgi sahibi olarak savaş sırasında İranlı kuruluşlarla bağlantı kurmuş ve bir miktar para karşılığında roketleri engelleme, Demir Kubbe bataryaları ve İran roketlerinin iniş yerleri hakkında bilgi aktarmıştı.

Melman'a göre İran'ın İsrail vatandaşlarını kendi adına casusluk yapmak üzere işe alması, son yıllarda endişe verici bir şekilde genişlemiş, muvazzaf ve yedek askerler de dahil olmak üzere çeşitli dini, etnik ve yaş gruplarından İsrail toplumunun geniş kesimlerini kapsar hale geldi.

Melman, İsrail tarihinde Sovyetler Birliği lehine ideolojik olarak motive edilen önceki casusluk vakalarından farklı olarak, olaya karışanların çoğunun ortak paydasının işin maddi karşılığı olduğunu söyledi. Bu değişimin İsrail toplumundaki değerler krizini ve toplumsal dayanışmadaki çöküşü yansıttığını belirten Melman, bu durumun yetkilileri ‘Kolay Para, Yüksek Fiyat’ başlıklı bir medya farkındalık kampanyası başlatmaya ittiğini söyledi.

Devlete ve kurumlarına karşı artan güvensizlik duygusunun ve caydırıcılık eksikliğinin bu olgunun daha da şiddetlenmesine katkıda bulunduğunu ifade eden Melman, bu durumu temel toplumsal değerlere bağlılığın azaldığının tehlikeli bir göstergesi olarak nitelendirdi.