Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk, Genelkurmay Başkanlığı binası önünde düzenlenen oturma eyleminde hayatlarını kaybeden şehitler hakkında kapsamlı şekilde adalet sağlanacağı taahhüdünde bulundu. Söz konusu protesto gösterisi çerçevesinde 3 Haziran 2019 tarihinde 200’den fazla kişi hayatını kaybetmişti.
Ülkede yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınını görmezden gelen şehit aileleri de dahil olmak üzere, birçok katliam ve trajediden kurtulan binlerce genç, başkent Hartum ve diğer şehirlerde meydanlara ve sokaklara akın etti. Göstericiler bir yıl önce Ramazan Bayramı arifesinde yaşanan katliamda hayatını kaybeden yoldaşlarını anmak için sokaklarda bir insan zinciri oluşturdu. Sokaklara akın eden vatandaşlar, araç lastiklerini ateşe verdi ve ‘oturma eyleminde göstericileri katledenlerin’ hesap vermesi çağrısı yaptı.
Sudan şehirlerindeki binlerce kişi, ellerinde şehitlerin fotoğraflarını taşıyarak, “Şehitlerin kanı benim kanımdır, şehitlerin annesi benim annemdir”, “Şehitlerin kanının bedeli ne kadar? Hiçbir soru yasak değil” sloganları attı.
Vatandaşlar, araç lastiklerini ateşe verirken, araç trafiğini engelledi. Eylemciler, Hartum’un merkezindeki Genelkurmay Başkanlığı binası ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na uzanan tüm yolları da kapattı. Asker ve polis araçları da yeni bir oturma eylemi düzenlenebileceği endişesiyle köprü girişlerinde bariyerler kurdu.
İnternet dünyasında da öldürülen eylemcilere, yakılan çadırlara, kadın ve gençlere yönelik saldırılara ilişkin binlerce video ve fotoğraf yayınlandı.
Başta Facebook, Twitter ve İnstagram olmak üzere Sudan’daki sosyal medya organlarında da oturma eylemine müdahalede bulunanlara ilişkin “Eylemleri kim hedef aldı? Onları yargılayın” paylaşımları yapıldı.
Aktivistler ise sosyal medya organlarında “Failleri ortaya çıkaran binlerce kanıt olmasında rağmen soruşturma raporu neden ertelendi?” ifadelerine yer verdi.
Şair ve sanatçılar da şehitlerle ilgili şiir ve ezgilerini seslendirirken, şehitlerin kanlarının unutulmaması uyarısı yaptı.
Hamduk’un vaadi
Başbakan Hamduk, geçen salı günü bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada oturma eylemine yönelik müdahalelere karıştığı kanıtlananları yargılama, adalet sağlama ve ceza taahhüdünde bulundu.
Ailelere haklarının teslim edileceğini söyleyen Başbakan, “Bu kaçınılmaz ve geri dönüşü olmayan bir adımdır. Bu hususta, adalet ve hukukun üstünlüğü gerekmektedir” dedi. Abdullah Hamduk, gerçek faillerin tespit edilmesi ve hesap verebilirliklerinin sağlanması çağrısı yaparak, “Bağımsız Soruşturma Komisyonu’nun çalışmalarının tamamlanmasını ve suçlu bulunan herkes hakkında adil ve aleni soruşturmalar başlatılmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Hükümet sözcüsü Faysal Muhammed Salih, “Genelkurmay Başkanlığı önündeki oturma eylemlerine müdahalenin, katliam gününün, kararlılığın ve cesaretin yıldönümü; sorumluluklarımızı yineledi. Bu sorumluluk, şehitler için adaleti sağlama, suçluları cezalandırma ve devrimin hedeflerine ulaşma sorumluluğudur” açıklamasında bulundu.
Şehit Farah’ın babası Abbas Farah da şehitler hakkında adaletin sağlanmasının halk devriminin taleplerinden biri olduğunu vurguladı. Abbas Farah, “Adaletini sağlamak istediğimiz şey, Sudan halkına karşı katliam suçu işleyenlerin Hartum’daki ordu komutanlığı önünde yargılanmasıdır” ifadelerini kullandı.
Şehitlerin katillerinin cezalandırılması çağrısı yapan Aralık Devrimi Şehitleri Örgütü’nün lideri olan Abbas, “Özel Soruşturma Komitesi, Sudanlıların faillerin yargılanmasını beklediği adaleti sağlamalıdır” dedi.
3 Haziran’da ne oldu?
3 Haziran 2019 sabahı, Sudan ordusu karargahı ve bazı vilayetlerdeki karakolların önünde oturma eyleminin düzenlendiği alandaki Ramazan Bayramı kutlamaları sırasında düzenli güçlerden oluşan bir grup, alana saldırıda bulundu. Barışçıl oturma eylemi sırasında ağır ve hafif silahlarla saldırılar, kadın ve erkeklere yönelik aşağılayıcı eylemler meydana geldi.
Ölü, yaralı, kayıp ve fiziksel şiddete maruz kalanların sayısında çelişkili bilgiler mevcut. Resmi raporlar, yaklaşık 120 kişinin öldüğünü ortaya koyarken, bazı vatandaşların taşlara bağlanarak Nil nehrine atıldığı belirtildi. Ancak Merkezi Doktorlar Komitesi, yayınladığı bir raporda, kurbanların sayısının 250’den fazla olduğunu, yüzlerce kişinin yaralandığını, onlarca kişinin kaybolduğunu veya fiziksel saldırılara maruz kaldığını ifade etti.
Oturma eylemleri, Sudan Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı önünde milyonlarca kadın ve erkeğin, kurtarma sisteminin feshedilmesi ve Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir’in devrilmesi çağrısı yapmak üzere ayaklanmasının ardından 6 Nisan 2019 tarihinde patlak verdi. Eylemciler, silahlı kuvvetleri de kendilerini rejimin ve gölge tugaylarının baskısından korumaya çağırdılar.
Oturma eylemi, 11 Nisan’a kadar devam etti. O dönemde Savunma Bakanı Avad bin Avf, rejimin feshedildiğini ve başkanlığında Askeri Geçiş Konseyi’nin oluşturulduğunu ilan etti. Ancak devrimciler, Bin Avf başkanlığında bir konseyi reddettiler ve yetkili, 1 gün sonra istifa etmek zorunda kaldı. Daha sonra Askeri Geçiş Konseyi’nin başkanı olarak Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve yardımcısı olarak da Orgeneral Muhammed Hamdan belirlendi.
Ancak eylemciler, bir sivil hükümetin oluşturulmasına ve İslami rejimin sembollerinin kovuşturulmasına bağlı kalarak 11 Nisan’dan 3 Haziran’a kadar oturma eylemlerini sürdürmeye devam etti.
Soruşturma Komitesi
Geçici sivil hükümetin kurulması sonrasında Başbakan Abdullah Hamduk, öldürülen eylemciler hakkında soruşturma yürütmek için Avukatı Nebil Edib başkanlığında Bağımsız Soruşturma Komitesi kurulması talimatı verdi.
Raporun sunulmasında yaşanan gecikme, kurbanların aileleri ve devrimciler arasında ‘komitenin faillere ulaşma konusunda ciddi olmadığına’ dair şüphelere yol açtı. Gündeme ise şu soru getirildi; “Suçlu biliniyor ve kurban biliniyor; o halde neden bekleyelim?”
Söz konusu soru, Soruşturma Komitesi Başkanı Avukat Nebil Edib’i, olayların birinci yıl dönümünde ‘oturma eylemine müdahale eden herkesin sorgulandığını söylemeye ve tüm gerçeklerin ortaya çıkarılacağı sözü vermeye itti. Edib ayrıca, intikam talebinin yasal bir hak olduğunu, komitenin de kimsenin cezalardan kurtulmasına izin vermeyeceğini vurguladı.
Nebil Edib, medya organlarında yaptığı açıklamada, 3 binden fazla kişinin sorgulandığını, suçlu bulunmaları halinde Egemenlik Konseyi’ndeki veya ilgili kurumlardaki askeri mahkemelerde soruşturulmalarını engelleyen bir dokunulmazlığa sahip olmadıklarını ifade etti.
Uluslararası tepkiler
Edib’in komisyonu ve soruşturmaları, ülke sınırlarını aşan, katliama yönelik kınama selini durdurmadı. Birleşmiş Milletler (BM) 3 Haziran’da yaptığı basın açıklamasında ‘ülkenin güvenli bir demokrasiye doğru ilerlemesinin esası olarak’ barışçıl eylemcilere yönelik acımasız saldırıların kurbanları için adaletin sağlanması ve faillerin hesap vermesi gerektiğine dikkati çekti.
Barışçıl Toplanma ve Dernek Kurma Özgürlüğü kurumunda BM raportörü Nyaletusi Clement Vole, “Barışçıl gösterilere yönelik saldırıların üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen hala endişeliyiz. Mağdurlar ve akrabaları hala adalet ve tazminat bekliyorlar” dedi.
BM uzmanları da tüm yetkililerin istisnasız şekilde ve uluslararası standartlar tarafından belirlenen usullere uygun olarak hesap vermesi çağrısı yaptı. Sudan’da insan hakları konusunda bağımsız uzman Aristide Nunosi, “Kadınlar, barışçıl protestoların ön saflarında yer aldılar. İnsan hakları ihlalleri ve fiziksel şiddet de dahil olmak üzere şiddetin ilk kurbanları arasındalar” ifadelerini kullandı.
Uzmanlar, Hartum’u geçmiş tüm ihlalleri ele almaya ve tekrarlarını önlemeye yönelik, mağdurların haklarını güvence altına alan, cinsiyete duyarlı kapsamlı bir geçiş adaleti oluşturma taahhüdünü desteklemeye çağırdı.
Öte yandan ABD’nin Hartum Büyükelçiliği, 3 Haziran’da Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, bir yıl önce hayatlarını feda eden Sudanlı erkekleri, kadınları ve gençleri anarken, “Bu kimseler Sudan’da sivil özgürlük, barış ve adalet talep ediyorlar” dedi. Büyükelçilik, Sudan hükümetine de faillerden hesap sorma çağrısı yaptı.
Hartum’daki Avrupa Birliği (AB) Büyükelçiliği de Sudan halkı içerisinde hayatlarını kaybedenlere övgüde bulundu.
AB, yaptığı basın açıklamasında, Sudan halkına ‘barış, demokrasi, adalet ve refah sağlama yolunda destek vermeye’ devam etme taahhüdünde bulundu. Sudan Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı’nın önünde tam bir yıl önce yaşananlar hakkında gerçeği açığa çıkarma çağrısı yapan AB, “Sudanlı yetkililerin bağımsız ve şeffaf bir soruşturma yürütme çabalarını yakından takip ediyoruz. İnsan hakları ihlallerinin failleri hesap vermek ve adalet sağlanmak zorundadır” dedi.