Rusya Savunma Bakanlığı’nın 10-14 Kasım tarihleri arasında Suriyeli mülteciler için Şam’da uluslararası bir konferans düzenlenmesine yönelik kararı, Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından “soğukluk”, Suriye tarafından “tedirginlik” ve Batılı taraflarda mültecilerin geri dönmesi, siyasi yol ve imar şartlarına ilişkin anlaşmazlıklar yaşanırken uluslararası kuruluşlar tarafından “şaşkınlık” ile karşılandı.
Rusya’nın Suriye’ye askeri müdahalesinin altıncı yılına girmesiyle birlikte Rusya Dışişleri Bakanlığı Suriye konusunu kendi kontrolü altında tutmaya çalışırken Hmeymim Üs Komutanlığı tarafından uygulanan planın Dışişlerinden bağımsız olarak gündeme gelmesi dikkat çekici.
Rus Dışişlerinde kadro değişimi
Rusya kamuoyunda Dışişleri Bakanlığı’nda Suriye’den sorumlu kadrolarda bir takım değişiklikler yapıldığına dikkat çekiliyor. Rus basınında Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un üst düzey bir Rus heyetinin geçtiğimiz ay başkent Suriye’ye yaptığı ziyarete katıldığı ve Büyükelçi Sergey Verşinin’in rolünün “azaltılıp” Arap dünyasından sorumlu Şam’ın eski Büyükelçisi Alexander Kenshak’ın rolünün artırıldığını belirtiyor.
Batı şaşkın
Batılı diplomatlar, Şam’da “dünyanın dört bir yanındaki mültecilerin ve yerlerinden edilmiş kişilerin anavatanlarına dönüşünü” ele almak üzere uluslararası bir konferans düzenlenmesine ilişkin Rus ordusundan davet aldılar.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) verilerine göre Türkiye, Lübnan, Irak, Ürdün ve Mısır’daki Suriyeli mültecilerin sayısı 5 milyon 637 bin 50’ye ulaştı. Sığınmacıların 3 milyon 594 bin 232’si Türkiye’de (yüzde 63,8), 952 bin 562’si Lübnan’da ve 673 bin 414’ü Ürdün’de yaşıyor. Buna ilaveten yaklaşık yedi milyon kişi de ülke içinde yerlerinden edildi. Suriye krizinin ‘nispeten istikrara” ulaştığı ve mültecilere ev sahipliği yapan ülkelerin üzerindeki yüklerin arttığı göz önüne alındığında davet, uluslararası toplumun “ülkelerine geri dönmek isteyen tüm Suriyelilere geniş çaplı bir destek sağlama çabalarının iki katına çıkarılması ve özellikle altyapı, yaşam merkezleri ve insani destek açısından bu kişilerin hayatlarını idame ettirebilmek için uygun koşulların oluşturulması” gerektiğine dikkat çekiyor.
Esed rejimi çekinceli
Bu yaklaşımın unsurları, özellikle Lavrov’un birkaç gün önce yaptığı açıklamalarda “durumu istikrara kavuşturmaya” ve “askeri operasyonları sona erdirmeye” yönelik sözler sarfetmesi Şam tarafından “çekince” ile karşılandı. Nitekim Şam hükümeti, Moskova ile Ankara arasında İdlib’e ve Moskova ile Washington arasında Fırat’ın doğusuna ilişkin uzlaşmalardan memnun değil.
Bu iki bölge, yüzölçümü yaklaşık 185 bin kilometrekare olan Suriye’nin üçte birinden fazlasını oluşturuyor. Rusya’nın planı dünyadaki mültecilere destek verilmesini ve Suriye’ye barış getirilmesini tartışmayı içeriyor.
Batılı diplomatlar 2254 sayılı kararı uygulamak üzere BM gözetiminde bir Cenevre süreci yürütülmesinin dışında siyasi bir çözümden söz etme konusunda ülkelerinin çekimser davrandıklarını dile getirdiler. Batılı ülkeler, “tarafsız bir bölge” oluşturulmasını, mültecilerin gönüllü bir şekilde ülkelerine geri dönmesini ve uluslararası bir örgüt tarafından yönetilecek şekilde seçimler yapılmasını içeren 2254 sayılı kararı uygulamak için Anayasa Komitesi’nin reformunu ve çalışmalarına destek verdiklerini duyurdular.
Ancak aynı zamanda diplomatlar, Rusya Savunma Bakanlığı’nın Nur-Sultan (Astana) sürecinde anayasa taslağı sunulması ve 2018 yılının başlarında Soçi’de Suriye Ulusal Diyalog Konferansı’nın düzenlenmesi ile elde ettiği “mütevazi başarılardaki” gibi bu “siyasi yol haritasında” da başarılar elde edebileceğinden “şüphe” duyuyorlar.
Aynı şekilde Batılı üst düzey bir yetkili “altyapının onarılmasına” ilişkin görüşmeler karşısında “çekincelerini” dile getirdi. Suriyeli uzmanlar dokuz yıl boyunca süren savaş esnasında Suriye ekonomisindeki kayıpların yaklaşık yarım trilyon dolara ulaştığını öne sürerken Avrupa ülkeleri ve ABD’nin tutumu, yeniden yapılanma için sağlanacak katkının güvenilir bir siyasi sürecin yürürlüğe konulması ile ilişkili olmasını esas alıyor. Bu tutum, her yıl bahar mevsiminde Brüksel’de düzenlenen bağışçılar konferansında yapılan açıklamalarda dile getirildi. Buna karşılık Moskova’nın konferansa katılmak üzere davet gönderdiği BM kurumlarının temsilcileri arasında bir anlaşmazlık çıktı. Zira Şam’daki BM yetkilileri “Rus konferansına” katılmak isterken diğerleri mültecilerin ülkelerine geri dönme şartlarına ilişkin “BM kriterlerine saygı gösterilmesi” gerektiğini belirtiyor.
UNHCR konuyla ilgili yaptığı açıklamada “mültecilerin ülkelerine geri dönmesi genel olarak Suriye’deki koşullara ve özellikle de geri dönülmesi planlanan alanlara ilişkin ilgili ve güvenilir bilgilere dayanarak sadece bireysel olarak duyurulan özgürce alınmış kararlarının bir sonucu olarak gerçekleşmelidir” ifadelerini kullandı.
Bazı yetkililer yapılan dahili bir toplantıda yerlerinden edilen kişilerin mallarına el koyan 10 sayılı kanunun ve “soruşturulmamaları ve kendilerine güvenli bir ortam sağlanmasına” ilişkin garantilerin yanı sıra ülkeye döndükten sonra resmi kur üzerinden 100 dolar bozdurmaları gerektiğini belirten son şartın lağvedilmesine yönelik talebin yinelenmesi gerektiğinden söz ettiler.
Batılı ülkelerin “mülteci konferansının” nasıl yapılacağına ilişkin Rus tarafıyla müzakerelere girme konusunda niyetli olmadıkları da görülüyor.