ABD Başkanı seçilen Joe Biden, Georgia ve Arizona eyaletlerini de alarak rakibi Donald Trump’ı Beyaz Saray’a giden yarışta geride bıraktığını bir kez daha kanıtlamış oldu. Böylece Biden, Seçiciler Kurulu’nda 306 oya ulaşırken Trump 232 oyda kalmış oldu. Federal ve yerel bölgelerdeki seçim yetkilileri, 2020 oy verme ve sayım sürecini ABD “tarihinin en güvenli” süreci olarak niteleyerek Trump’ın hiçbir kanıt göstermeden otomatik oylama sisteminin ulusal düzeyde kendisine verilen 2,7 milyon oyu sildiğine dair iddialarını yalanladılar. Joe Biden’ın lehine hile ve dolandırıcılık yapıldığına dair iddiaların da gerçekçi olmadığın bildirdiler.
Başkan Trump’ı destekleyen ekipte, özellikle de Cumhuriyetçi Parti’de çatırdamalar başlarken ABD’nin dört bir yanında kullanılan oylama sistemlerini denetleyen koordinasyon konseyinde çalışan yetkililer de açıklamalarında Trump’tan bahsederken adını kullanmadılar. Konseyin Trump yönetimine bağlı olması açısından bu önemli bir mesaj olarak gösterildi. Bu da kendisine seçimlere mal olan geniş çaplı dolandırıcılık faaliyetlerine ilişkin asılsız iddiaların ardından Trump’ın daha fazla yalnızlaşmasına sebep oldu.
Seçimlerin şeffaflığı
Eyaletlerde oy verme sürecinin güvenliğini sağlanmasına yardımcı olan ABD İç Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Dairesi’nden (CISA) yapılan açıklamada “Oyların silindiğine, kaybedildiğine, değiştirildiğine ya da herhangi bir şekilde sürece müdahale edildiğine dair hiçbir kanıt yok” ifadeleri yer aldı. CISA oylamanın ülkenin her yerinde “sorunsuz” bir şekilde yapıldığını, herhangi bir eyaletten sistematik dolandırıcılık yapıldığına dair bir haber gelmediğini, oylama altyapısına dışarıdan müdahale yapıldığına dair de herhangi bir işaret olmadığını bildirdi. Her seçimde olan ufak tefek aksaklıklar dışında herhangi bir donanım ya da yazılım arızası yaşanmadığını duyurdu.
CISA ve ABD Seçimleri Yardım Komisyonu’ndan üst düzey yetkililerin eyaletlerdeki bakanlıklarda görevli seçim yöneticilerinin ve oylama makineleri üretiminden temsilcilerin yer aldığı kurum konuya ilişkin açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Seçimlerimizle ilgili birçok temelsiz iddia ve çarpıtma çalışması olduğunu bilsek de sizi temin ederiz ki seçimlerimizin güvenliğine ve şeffaflığına son derece güveniyoruz.”
CISA’nın oy sayma makinelerine ilişkin bu açıklamanın, Trump’ın perşembe günü Twitter hesabından yaptığı paylaşıma bir cevap olarak geldiği belirtiliyor. Trump söz konusu paylaşımında Dominion Voting Systems şirketi tarafından üretilen makinelerle ilgili iddiasını destekleyen One American News Network’ün (OANN) haberine atıfta bulunarak makinelerin “sistematik olarak 2,7 milyon oyunu” sildiğini iddia etmişti.
CISA’nın açıklamasına imza atan isimlerde Benjamin Hovland, “seçmenlerin sahtekarlık yaptığına ilişkin hiç kimsenin herhangi bir delil görmediği bu asılsız iddiaları” reddetti. Grubun açıklamasını yayınlamadan önce Trump’ın Dominion sistemleriyle ilgili paylaşımından haberdar olduğunu belirten Hovland sözlerini şöyle sürdürdü:
“Siyasi sebepleri olan bu konuşma ve temelsiz suçlamalarla seçim görevlilerinin taciz edildiğine şahit oluyoruz. Seçim görevlilerine yönelik tehditler görüyoruz. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez. Şu an şahit olduğumuz şey, demokrasimize olan inancımızı kaybettiğimizi görmek isteyen yabancı düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürüldüğüdür.”
Dolandırıcılık, yasa dışı oy kullanma ve yazılım sorunlarına ilişkin suçlamaların birçoğu Trump ve oğullarından geliyor. Gözlemciler, seçimlerde sahtekarlık olduğunu iddia eden Donald Trump Jr’ın Georgia’da “topyekün savaş” çağrısında bulunduğuna dikkat çektiler. Aynı şekilde Eric Trump da Arizona’daki sandık görevlilerinin Trump’ın seçmenlerine oy sayma makineleri tarafından okunamayan Sharpie marka kalemlerden verdiklerine dair komplo teorisini de paylaştı. Ancak çok geçmeden Arizona’daki görevliler bu teorileri çürüttü. Diğer taraftan Trump’ı destekleyenler, Pensilvanya’daki sandık görevlilerine ölüm tehditleri yolladılar.
Seçiçi Kurul’da 306 delege
ABD merkezli büyük televizyon kanalları ve medya kuruluşlarının tamamı geçen haftadan bu yana, 3 Kasım’da yapılan seçimlerde Demokrat adayın kazandığını yayınlasa da Trump halen Biden’ın zaferini kabullenmiş değil. Biden’ın Başkan olmak için sadece 270 oya ihtiyacı varken şu ana kadar 306 oy alarak Seçici oylarında Trump ile arasındaki farkı iyice açtı. Bu, Biden’in 1996 yılından bu yana Demokratlara ilk kez oy veren Arizona ve aynı şekilde Georgia eyaletinde galibiyetini garantilemesinin ardından geldi.
NBC, ABC, CBS ve CNN, Demokrat adayın oldukça çekişmeli geçen Arizona seçimlerini 11 binden fazla oy farkı ile kazandığını duyurdu. Fox News ve Associated Press’in (AP) seçim gecesi Arizona’yı Biden’ın hanesine yazması Trump’ı oldukça kızdırmıştı. Aynı şekilde Biden Pensilvanya, Michigan, Wisconsin ve Nevada gibi bazı çekişmeli seçim bölgelerinde de (salıncak eyaletler) çoğunluğu elde etmeyi başardı.
Trump, söz konusu eyaletlerdeki sonuçların meşruluğuna karşı çok sayıda temyiz başvurusunda bulundu. Herhangi bir kanıt sunmadan seçimlerde hile yapıldığını iddia etti.
Buna karşılık 150’den fazla eski ulusal güvenlik görevlisinin bulunduğu bir grup, geçiş sürecini ertelemenin “ulusal güvenlik için büyük bir tehlike” oluşturduğuna dair uyarıda bulundu. Grup, geçiş sürecini başlatmaktan sorumlu olan Genel Hizmetler İdaresi’ne (GSA) ilettiği mektupta “acil ulusal güvenlik sorunlarının” yer aldığı dosyalara ulaşabilmeleri için Biden ve yeni Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in seçimlerde kazandığını resmi olarak kabul etme çağrısında bulundu.
Buna ek olarak Twitter, ABD başkanlık seçimi ile ilişkili 300 bin paylaşıma “potansiyel olarak yanıltıcı” işareti konulduğunu duyurdu. Bu da başkanlık seçimiyle ilgili paylaşımların yüzde 0,2’sine tekabül ediyor. Twitter etiketlerin 27 Ekim-11 Kasım arasında konulduğunu belirtti. Böylece işaretlenen paylaşımların alıntılanmasında yüzde 29 oranında bir azalma görüldü. Twitter, seçimlerin ardından Trump’ın yaptığı paylaşımların da neredeyse yarısına etiket koydu.
İkinci Trump dönemi
Diğer taraftan AFP’nin haberinde Trump’ın ekonomi danışmanlarından Peter Navarro, Beyaz Saray’ın ikinci bir Trump dönemi için hazırlandığını söyledi. Navarro, Fox Business’e verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı:
“Beyaz Saray’da ikinci bir Trump dönemi olacağını varsayarak çalışmaya devam ediyoruz. Burada araştırdığımız şey gerçekliği kanıtlanabilir oy pusulaları, yasal bir oylama süreci ve yemin ettikten sonra beyanlarını imzalayan tanıkların sunduğu dolandırıcılık şikayetlerinin gittikçe artmasına ilişkin bir soruşturmadır.”
Buna karşılık dün çıkan haberlere göre Trump’ın Pensilvanya’daki kampanyasında temsilciliğini yürüten hukuk firması önce eyaletin oylama sonuçlarını onaylamayı durdurmasını talep eden bir dava açtı, daha sonra ise geri çekildi. The Philadelphia Inquirer (TNS) adlı yerel bir gazeteye göre Porter Wright Morris & Arthur Hukuk Firması tarafından yapılan açıklamada şirketin geri çekilmesi konusunda karşı taraf ile uzlaşma sağlandığı bildirildi.