Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, Husi liderleriyle 14 aylık bir kesintinin ardından grubu barışa yönelik planına ikna etmek için dün (Pazar) işgal altındaki Sana'ya gitti. BM Temsilcisi’nin bu çabası, BM'deki yeni görevini devralmadan önce Yemen dosyasına ilişkin son hamlesi olarak değerlendirildi.
İran destekli grubun medyası, Griffiths’in Sana Havaalanı’na varış haberini bildirmekle yetinirken, BM Temsilcisi Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad ve Umman'ın başkenti Maskat'ı kapsayan yeni bir turu tamamladıktan sonra bölgeye geldi. Bu adım, Yemenli ve diğer tarafların, hükümet ve darbe grubu arasında nihai çözüm müzakerelerinin başlamasından önce Griffiths’in ateşkes ile insani ve ekonomik önlemleri içeren planının onaylanması çabaları çerçevesinde yapıldı.
Grubun Maskat'ta ikamet eden temsilcileri ve müzakerecileri daha önce Griffiths ile görüşmeyi reddetmişti. Ancak ABD baskısı, İran’ın önerileri ve Umman’ın teşvikleri de dahil olmak üzere bazı değişikliklerin grubun Griffiths’in planına ilişkin görüşmeleri tamamlamak için geçen Perşembe günü onunla görüşmeyi kabul etmelerini sağladığı düşünülüyor.
Yemen’deki siyasi çevrelerde, grubun kapsamlı bir ateşkesi kabul etmekten veya Marib'e saldırmaktan ziyade, Griffiths’in planındaki insani ve ekonomik maddelere ilişkin kazanımlar elde etmeye kararlı olduğuna dair görüşler var.
Şarku'l Avsat'a konuşan siyasiler, grubun Maskat'taki Sözcüsü Muhammed Abdusselam Felita liderliğindeki müzakerecilerinin, Griffiths ile yaptığı görüşmelerin sonucunu liderleri Abdulmelik el-Husi'ye ilettiklerini öne sürerek, Griffiths’in BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığı görevini devralmadan önce Sana’ya son ziyareti olabilecek bir adımla bu girişimde bulunduğunu belirttiler.
Griffiths, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Maskat'a yaptığı son ziyarette, üst düzey Umman yetkilileri ve Husi Sözcüsü Muhammed Abdusselam Felita ve baş müzakerecisi ile bir araya geldiğini belirterek, görüşmede BM’nin Sana Havaalanı’nı açarak halkın hareket özgürlüğünü artırmak için Hudeyde limanları üzerindeki kısıtlamaları kaldırma, ülke çapında ateşkesi sağlama ve tarafları çatışmayı sona erdirecek siyasi bir süreci yeniden başlatma planını ele aldığını bildirdi. Tüm bunlar, Griffiths’in bir yıldan fazla bir süredir üzerinde çalıştığı ve hiçbir sonuca varılamayan planının başlıklarını oluşturuyor.
Griffiths ayrıca, son toplantılarının sürekli uluslararası ve bölgesel desteği göstermesinin yanı sıra, tarafların hala bu fırsatı değerlendirebileceğini ve çatışmaya bir çözüme doğru ilerleme kaydedebileceğini gösterdiğini belirtti.
Husilerin sözcüsü ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada, BM Yemen Özel Temsilcisi ile insani anlaşmayı ve insani durum göz önüne alındığında bu anlaşmayı hızlandırmak için çalışmayı ele aldıklarını, ayrıca kalıcı bir ateşkes ve kapsamlı bir siyasi çözüm için daha geniş tartışmaları kolaylaştıracak mekanizmaları tartıştıklarını belirtti.
Griffiths'in, özellikle Sana Havaalanı ve grubun mali kaynaklarını güçlendirmesini ve lider ve unsurlarının yurtdışına hareketini kolaylaştırmayı sağlayan Hudeyde limanlarındaki kısıtlamaların kaldırılmasına karşılık kapsamlı bir ateşkese dayanan planını grubun onaylayarak üç yıllık çabalarını taçlandırmayı başarıp başaramayacağı bilinmiyor.
Yemen hükümeti tarafından Dışişleri Bakanı Ahmed Avad bin Mübarek aracılığıyla yapılan açıklamada ise ateşkesin ve savaşın sona ermesinin, diğer tüm insani meselelerin ele alınmasını gerektirecek en önemli insani adım olduğu belirtilerek, “Husi milislerin insani meseleleri siyasallaştırması ve Yemen halkı için korkunç sonuçlarına bakmaksızın krizler yaratması felaketin boyutunu derinleştiriyor” dedi.
Yemen kriziyle ilgilenen gözlemcilere göre, Husi milislerinin Griffits ile görüşerek Sana'yı ziyaret etmesine izin verme konusundaki son anlaşması, herhangi bir anlaşmadan kaçınmak için sürekli ortaya koydukları hilelerinin bir parçası olarak geliyor. Gözlemciler özellikle Griffiths'in Yemen dosyasına ilişkin son günleri olduğu için barış çabalarından kaçmak amacıyla onunla son bir kez görüşmeyi kabul ettiklerini öne sürdü.
Gözlemcilerin tahminine göre İran destekli milisler, sahadaki yeni güç kartlarıyla herhangi bir istişareye girmek için, hükümetin en önemli kalesi olan petrol kenti Marib'i kontrol ederek askeri bir başarı elde etmeyi hedefliyorlar ve bundan vazgeçmediler. Henüz başarılı olamasalar da şu ana kadar Husilerin bu planlarının, BM Temsilcisi’nin son Suudi girişimindekileri ana hatlarıyla içeren planını kabul etmekten kaçınmalarının sebebi olduğu belirtildi.
Uluslararası toplumun ve ABD yönetiminin özellikle darbe grubuna baskı yapmak, barışı kabul etmeleri için grubun bazı liderlerini cezalandırmak veya onu terör listelerinde yeniden sınıflandırmak dışında hangi araçları kullanacağı henüz belli değilken, Yemen sorunuyla ilgilenen gözlemcilerin çoğu grubu barışa zorlamanın en iyi yolunun ancak askeri gücünü kırarak silah tedariğini ve İran desteğini ortadan kaldırmakla mümkün olacağına inanıyor.
Washington kısa süre önce, Marib'de devam eden saldırının sorumluluğu nedeniyle grup liderlerinin ikisine yaptırımlar uyguladığını duyurmuştu. Gözlemcilere göre yaptırımlar sembolik bir anlam oluştursa da milislerin uzlaşmazlığı sürdüğü takdirde bu durum, başta terörist gruplar listesine alınmaları ve mali kaynaklarının kurutulması olmak üzere ABD yönetimini daha ileri gitmeye zorlayabilir.
Yemen hükümeti, KİK’in Körfez Girişimi, Ulusal Diyalog Konferansı’nda alınan kararlar ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2216 sayılı kararını içeren üç referansa dayalı siyasi çözüm dışında milislerle barışı kabul etmeyeceğini belirtirken, aynı zamanda Marib de dahil olmak üzere kurtarılmış bölgelere yönelik saldırıları püskürtmek için daha fazla güç seferber etme çabalarına paralel olarak grup üzerindeki uluslararası baskıların da artmasını talep ediyor.
Buna karşılık grup liderleri, Yemen'e bir BM Temsilcisi atanmasının bir anlamı olmadığını ve savaşı durdurmak için koşullarının Yemen'i kendi iradelerine teslim edilmesi, hava ve deniz limanlarına getirilen kısıtlamaların kaldırılması ve Yemen’de meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu’nun ülkeyi terk etmesi olduğunu açıkça ifade ettiler.
Griffiths’in Yemen görevinden ayrılmadan önce Husileri planına ikna etmek için son hamlesini yaptı
Bu adım, Sana'daki grup liderleriyle 14 ay süren bir kesintinin ardından geldi.
Griffiths’in Yemen görevinden ayrılmadan önce Husileri planına ikna etmek için son hamlesini yaptı
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة