Büyükanneler çocuklarına kıyasla torunlarına duygusal olarak daha bağlı

Büyükanneler, torunlarıyla etkileşime girdiklerinde onların hissettiklerini hissederler (The Guardian)
Büyükanneler, torunlarıyla etkileşime girdiklerinde onların hissettiklerini hissederler (The Guardian)
TT

Büyükanneler çocuklarına kıyasla torunlarına duygusal olarak daha bağlı

Büyükanneler, torunlarıyla etkileşime girdiklerinde onların hissettiklerini hissederler (The Guardian)
Büyükanneler, torunlarıyla etkileşime girdiklerinde onların hissettiklerini hissederler (The Guardian)

Yeni bir bilimsel araştırma, büyükannelerin oğulları ve kızlarına kıyasla, torunlarıyla daha fazla duygusal bağa sahip olduğunu gösterdi.
The Guardian gazetesinin haberine göre, Atlanta’daki Emory Üniversitesi’nden araştırmacılar yaşları 3 ila 12 arasında olan en az bir torunu olan 50 kadın üzerinde çalıştı.
Bulguları Proceedings of the Royal Society B dergisinde yayınlanan çalışmada fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRG) kullanılarak, katılımcıların torunları ve ardından çocuklarının fotoğraflarına bakarken beyin fonksiyonları incelendi.
Büyükannelerin beyin fonksiyonları incelenince, torunların fotoğraflarına bakıldığında daha fazla empati aktivasyonu olduğu görüldü.
Emory Üniversitesi’nde antropolog olan Prof James Rilling, “Gerçekten öne çıkan şey, beynin duygusal empatiyle ilişkili alanlarındaki aktivasyondu. Bu, büyükannelerin torunlarıyla etkileşime girdiklerinde, onlar ne hissediyorsa kendilerinin de onu hissetmeye yönelik olduklarını gösteriyor. Yani torunları gülümsüyorsa, çocuğun sevincini hissediyorlar. Torunları ağlıyorsa, çocuğun acı ve sıkıntısını hissediyorlar” dedi.
Ancak, katılımcılar çocuklarının fotoğraflarına baktıklarında beynin duygusal bağlarında tespit edilen aktivite, torunlara göre önemli ölçüde daha azdı.
Bu, doğrudan duygusal bağlantıyı deneyimlemek yerine, yetişkin çocuklarını bilişsel olarak anlamaya çalıştıklarını gösterebilir.
Daha önce Berlin’de yapılan bir araştırma, torunlarına bakan büyükanne ve büyükbabaların, torunlarına bakmayan yaşlılardan daha uzun yaşadığını ortaya çıkarmıştı.



Köpeklerin de favori TV programları var

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Köpeklerin de favori TV programları var

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

ABD'deki araştırmacılar, köpeklerin kişiliklerinin gergin ya da heyecanlı olmasına bağlı şekilde belirli TV programlarını tercih ettiğini ortaya koydu.

Alabama'daki Auburn Üniversitesi'nden uzmanlar, yaşları yaşları 4 aylıktan 16 yaşa varan aralıkta değişen 453 köpek ve sahiplerini, farklı TV programlarına verdikleri tepkileri kaydetmek üzere bir araya getirdi.

The Times'a konuşan araştırmacılar, "Anket, sahibinin köpeğe TV izlemeyi öğretmeye çalışıp çalışmadığı, sahibinin TV'yi haftada ortalama kaç saat açık tuttuğu ve köpeğin TV'ye ortalama kaç saniye dikkatini verdiği de dahil köpeklerin TV izleme alışkanlıklarındaki eğilimleri araştırdı" dedi.

Çalışmaları Scientific Reports adlı akademik dergide yayımlanan araştırmacılar, "Daha heyecanlı köpeklerin, televizyon uyaranının üç boyutlu ortamda var olduğuna dair beklentiye işaret eden davranışlar sergileme ihtimali daha yüksekti" dedi.

Ayrıca, daha fazla korku eğilimi gösteren köpeklerin, araba veya kapı zili gibi hayvanlardan gelmeyen uyaranlara yanıt verme olasılığı daha yüksekti.

Geçen yıl bilim insanları, evcil köpeklerin söylenenleri anlamasını sağlamanın püf noktasını ortaya çıkarmıştı. Ekimde yayımlanan araştırmada, insanların biraz daha yavaş konuşmayı denemesi gerektiği öne sürülmüştü.

Araştırma, köpeklerin insan konuşmalarını anlamasının daha yavaş bir tempoya bağlı olduğu sonucuna varıyor. İnsan seslerini üretememesine rağmen, insanın en iyi dostu insan konuşmasına yanıt verebiliyor.

Araştırmacılar, insanlar yavaş konuştuğunda, bunun hayvanların algılama yetenekleriyle eşleştiğini ve köpeklerin komutları daha iyi anlamasını sağladığını söylüyor.

Plos Biology adlı akademik dergide yayımlanan makalenin yazarları şunları söyledi:

Konuşmaya verilen sinirsel ve davranışsal tepkilerin karşılaştırmalı incelenmesi, köpeklerin konuşma içeriği ve prozodisine eşit derecede duyarlı olmasına rağmen, köpeklerdeki anlamanın insanlardan daha yavaş bir konuşma ritmi takibine dayandığını ortaya koyuyor.

Araştırmacılar, insanların "iletişimin etkisini artırmak için" konuşma hızlarını ayarlayabileceği varsayımında bulunuyor.

İsviçre'deki Cenevre Üniversitesi'nden Eloise Deaux ve meslektaşları, 30 köpeğin seslerini ve 5 dilde diğer insanlarla konuşan 27 insanın ve bu dillerde köpeklerle konuşan 22 insanın seslerini analiz etmişti.

Independent Türkçe