Cumhurbaşkanı Erdoğan: Güney sınırlarımız boyunca kurmakta olduğumuz 30 km'lik güvenlik şeridini muhakkak tamamlayacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Güney sınırlarımız boyunca kurmakta olduğumuz 30 km'lik güvenlik şeridini muhakkak tamamlayacağız, saldırılar bizi kararlılığımızdan asla döndüremeyecek." dedi.

AA
AA
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Güney sınırlarımız boyunca kurmakta olduğumuz 30 km'lik güvenlik şeridini muhakkak tamamlayacağız

AA
AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Abide Kavşağı'nda düzenlenen Şanlıurfa Kuzeybatı Çevre Yolu, Abide Kavşağı İlave Köprü Viranşehir Pompaj Sulaması 1. ve 2. Kademe ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni'ne katıldı.
Şanlıurfa'yı özlediklerini, Şanlıurfalıların da kendisini özlediğini gördüğünü belirten Erdoğan, Şanlıurfalı sanatçı İbrahim Tatlıses'in "Haydi Söyle" şarkısından dizeler okudu.
Sevinçlerini, dertlerini Şanlıurfalılar ile paylaşmaya geldiklerini ifade eden Erdoğan, Şanlıurfalıların gönüllerinin hep kendileriyle olduğunu belirtti.
Şanlıurfa'nın, mayası kardeşlikle yoğrulmuş bir coğrafyanın en güzide şehri olduğunun altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burası Türklerin, Kürtlerin, Arapların asırlardır kardeşçe yaşadığı bir medeniyet şehridir. Bin yıllık bu birlikteliği hep beraber dünyanın en güzel kültürel zenginliklerinden birine çevirdik. Bölgemizde yaşanan istikrarsızlıkları, kavgaları, kargaşaları ve bunların yol açtığı felaketleri, acıları, zulümleri görüyorsunuz. Siz zayıf olursanız, dışarıdan karışanınız da karıştıranınız da çok olur. Bugün binlerce kilometre öteden gelip kendi güvenlik ve refahları için bu bölgede bayrak gösterenleri, vekalet savaşı yürütenleri görüyorsunuz. Üstelik bunu yapanlar aynı zamanda Türkiye'nin kendi sınırlarını, kendi vatandaşlarının hayatını güvenlik altına almasına da karşı çıkıyor. Çünkü bunların derdi, ne bu coğrafyadaki Kürt'tür ne bu coğrafyadaki Arap'tır ne bu coğrafyadaki Türk'tür ne bu kadim coğrafyanın asli halkları olan diğer kesimlerdir. Bunların tek derdi kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarıdır."
Erdoğan, Türkiye'nin sınırları ötesinde besleyip büyütülen terör örgütünün, bulduğu her fırsatta ülkeye saldırdığını, çocuk, kadın demeden vatandaşları katlettiğini anlattı.

Terörle mücadele
Terör örgütlerinin, Türkiye'nin yaklaşık 40 yılına mal olan terörle mücadele döneminde yitirilen on binlerce canın, yaşanan ekonomik ve sosyal kayıpların hesabı geçmişte sorulmadığı için bugün aynı cüretle karşılarına çıktığına dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
“Allah'a hamdolsun, artık Türkiye eski Türkiye değil. Artık Türkiye eline vur ekmeğini al, başına vur diz çöktür uysallığıyla teslim alınmış eski Türkiye değil. Bugün kendi siyasi, ekonomik, askeri vizyonlarını kendisi belirleyen, demokrasi ve kalkınma atılımlarını kendi iradesiyle hayata geçiren, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olan bir Türkiye var. Geçtiğimiz 20 yılda, asırlık eser ve hizmetlerle kayıplarını telafi eden, altyapısını kuran, öz güvenini kazanan Türkiye, artık kararlarını kendi iradesiyle vermekte, atılımlarını kendi gücüyle gerçekleştirmektedir. Dünyanın, salgından savaşa pek çok krizin pençesinde kıvrandığı bir dönemde biz sadece altyapımızın gücünü ispat etmekle kalmadık, aynı zamanda Türkiye Yüzyılı'nı inşa etme kabiliyetimizi de dost, düşman herkese kabul ettirdik. Ülkemizin üretimden diplomasiye her alanda sahip olduğu potansiyeli en üst seviyede hayata geçiriyoruz. Daha önce hedeflerimize dudak bükerek bakanlar, artık doğruya doğru diyerek bu tabloyu kabullenmek mecburiyetinde kalıyor. İnşallah 2023'te Türkiye'yi küresel ligin zirvesine çıkartarak, yeni bir dönemin kapılarını aralayacağız."
Toplu açılış törenine muhteşem bir katılımın olduğuna dikkati çeken Erdoğan, emniyetin verdiği resmi rakama göre alanda 110 bin kişinin yer aldığını, bunun rekor olduğunu aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin en önemli lokomotiflerinden birinin de Şanlıurfa olduğunu belirterek, "Nemrut'u kendi ateşinde boğan Hazreti İbrahim'in, sabrın zaferinin sembolü Hazreti Eyüp'ün, dünyanın en büyük kalkınma projesi GAP'ın şehri Şanlıurfa, inşallah Türkiye Yüzyılı'nın da yıldızı olacaktır." diye konuştu.
Ülkenin yaş ortalaması en genç şehri, geçmişin şanlı temsilcisi, geleceğin teminatı Şanlıurfa'nın, gönüllerindeki yerini giderek daha da güçlendirdiğini anlatan Erdoğan, "Şimdi Şanlıurfa'dan öyle bir ses verin ki dünyanın dört bir yanında duymayan kalmasın, mazlumların yüreği ferahlasın, zalimlerin kalbi titresin, sizin iradenize zincir vurmak isteyenler hüsrana uğrasın." ifadelerini kullandı.
Alandakilere, "Şanlıurfa Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa etmeye hazır mıyız? 2023’te güvenli, huzurlu, müreffeh Türkiye'nin yolunu bir kez daha açmaya hazır mıyız? Evlatlarımıza bırakacağımız en değerli miras olan 2053 vizyonuna sahip çıkmaya hazır mıyız? Şarkın en sevgili Sultanı Selahaddin Eyyubi'nin cesareti ve izzetiyle bölgemizi tekrar huzura kavuşturmaya hazır mıyız? Dışarıda Türkiye düşmanlarının, içeride onların maşalarının heveslerini bir kez daha kursaklarında bırakmaya hazır mıyız?" sorularını yöneltti.
Alandakilerden "Hazırız" cevabını alan Erdoğan, Şanlıurfa’nın muhteşem zenginliği ve tertemiz kalbiyle kendileriyle olduğu müddetçe Allah'ın izniyle üstesinden gelemeyecekleri sıkıntı ve galibiyetle neticelendiremeyecekleri mücadelenin olmadığını vurguladı.
Dünyanın, geçen yüzyılda yaşadığı iki cihan harbinden sonraki en sıkıntılı dönemine girdiğini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bilindiği gibi 1920'de Fransızlar bu bölgeye girdiğinde işgal generali doğruca gittiği kabrine hitaben 'Selahattin, Haçlı Seferi bitti ama bak biz döndük.' demişti. Haçlı artıklarına o dönemde şanlı direnişinizle hak ettikleri cevabı sizler vermiştiniz. Bugün de maşaları vasıtasıyla bin yıl önceki hesaplaşmayı tekrarlamak isteyenler olduğunu görüyoruz. Şimdi de bu ruhunu satılığa çıkarmış alçaklar en güzel cevabı, sergilediğiniz şu birlik, beraberlikle cesaretinizle metanetinizle fedakarlığınızla yine sizlerden alıyor ve alacak."
Bölgedeki her gelişmeye, Şanlıurfa'daki kardeşlik ikliminden aldıkları ilhamla baktıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandakilere, "Kardeşlerim birbirimizi Allah için seviyor muyuz? Bundan taviz vermiyoruz değil mi?" diye sordu. Alandakilerin "Evet" cevabı üzerine Erdoğan, "Allah sizden razı olsun." dedi.

"20 yıldır ülkemizi kalkındıracak, refahını artıracak çalışmalar yürüttük"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak Bosna'daki, Karabağ'daki, Libya'daki ve daha pek çok yerdeki insanlara hangi duyguyla sahip çıkılıyorsa Suriye'deki insanlara da aynı hissiyatla sahip çıktıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Şimdi dört şey söylüyorum, bir ekonomi, iki diplomasi, üç terörle mücadele, dört hep birlikte Allah'ın izniyle hiç taviz vermeden, inşallah bu topraklardaki mülteci kardeşlerimize gönüllerimizi açmak. Biz gönüllerimizi açtık mı? Bizde ayrım var mı? Biz ensarı da muhaciri de biliriz. Bundan tavizimiz yok. Bay Kemal bilmeyebilir ama biz biliriz. Onun öyle bir derdi yok. O ne ensardan anlar ne muhacirden anlar. Benim peygamberim muhacirdi değil mi? Medine'ye Mekke'den bir muhacir olarak gitti. Şimdi de onun ümmeti olarak bizler, muhacirler olarak gelenleri de biliriz, ensar olarak kucağımızı açmayı da biliriz.
Hiçbir dönemde mazlumun kimliğine bakmadık, bugün de bakmıyoruz. Suriye'deki Kürt de Arap da Türkmen de bizim kardeşimiz. Hepsinin hakkını, hukukunu, onurunu, geleceğini korumak hem insani hem tarihi olarak boynumuzun borcudur. Tabii bunu yaparken önce kendi vatandaşlarımızı, kendi şehirlerimizi güçlü tutmamız gerektiğini biliyoruz. Bu anlayışla 20 yıldır ülkemizi, 81 vilayeti ve 85 milyon vatandaşıyla huzur ve güven içinde geliştirecek, kalkındıracak, refahını artıracak çalışmalar yürüttük."

Şanlıurfa'ya yapılan yatırımlar
Eser ve hizmet siyasetlerinde her şehir gibi Şanlıurfa'nın da payına düşeni aldığını dile getiren Erdoğan, Şanlıurfa'nın son 20 yılda her talebine, her beklentisine "başım gözüm üstüne" diyerek toplam 70 milyar lira tutarında yatırım yaptıklarını belirtti.
Yapılan kamu yatırımlarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanlıurfa'ya eğitimde 13 bin 587 yeni derslik inşa ettiklerini anımsattı.
Harran Üniversitesini yaptıkları yatırımlarla büyüttüklerini belirten Erdoğan, şu bilgileri verdi:
"Gençlik ve sporda, yükseköğrenim yurt yatak kapasitemizi 4 bin 778'e çıkardık. Biri 30 bin seyirci kapasiteli stadyum olmak üzere şehrimize toplam 70 spor tesisi inşa ettik. Sosyal yardımlarda, Şanlıurfalı ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza yaklaşık 19 milyar lira tutarında kaynak aktardık. Sağlıkta toplamda 1970 yataklı 17 hastaneden oluşan 125 sağlık tesisini tamamlayarak hizmete açtık. 1700 yataklı şehir hastanemizin inşası da sürüyor. Çevre ve Şehircilikte, Şanlıurfa'da 13 bin 949 konut, 1095 tarım köy evi, 700 dükkan, camiler ve sosyal, kültürel tesisler yaptık. Halen 2 bin 702 konutun inşasına da devam ediyoruz."
Genç nüfusu sebebiyle Şanlıurfa'nın konut ihtiyacının diğer şehirlere göre daha hızlı arttığını ifade eden Erdoğan, bunun için yeni projelerde Şanlıurfa'ya daha yüksek kontenjan ayıracaklarını bildirdi.

"GAP Projesi'nin eksiklerini tamamlayana kadar bize durmak, dinlenmek yok"
İlk Evim Projesi kapsamında 7 bin 350 konutta inşa edilecek 40 bin altyapısı hazır, müstakil ve müşterek arsa verecekleri Şanlıurfa'ya İlk İşyerim Projesi'yle de 500 yeni iş yeri yapılacağını hatırlatan Erdoğan, Karaköprü Millet Bahçesi'ni hizmete açtıklarını, Eyyübiye Millet Bahçesi'ni de bugün açacaklarını söyledi.
Viranşehir ve Haliliye millet bahçelerinin yapımında sona gelindiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ulaştırmada 29 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 604 kilometreye çıkardık. Şanlıurfa-Akçakale ve Şanlıurfa-Hilvan yollarındaki eksikleri de seneye tamamlıyoruz. Atatürk Barajı üzerinde kurduğumuz ve ülkemizin sembol eserleri arasına giren Nissibi Köprüsü, Şanlıurfa'ya da hizmet etmektedir, baraj gölündeki yolcu ve araç taşımacılığı için iki feribot yapıp faaliyete geçirdik. Ülkemizi ağ gibi saracak hızlı tren projelerimizin duraklarından biri de Şanlıurfa'dır.
Bütün bunlarla beraber Tarım ve Ormanda, Şanlıurfa'ya son 20 yılda 5 baraj, 4 gölet, 3 içme suyu tesisi, 39 sulama tesisi, 33 arazi toplulaştırma projesi, 21 taşkın koruma tesisi ve bir hidroelektrik tesisi inşa ettik. Hizmete verdiğimiz sulama projeleriyle şehrimizde yaklaşık 3,2 milyon dekar zirai araziyi sulamaya açarak çiftçilerimize 9,6 milyar liralık zirai gelir artışı sağladık. Birecik'teki Karakız ve Mezra barajı ile Siverek'teki Dilekli ve Ericek göletlerinin yapımları devam ediyor. Yine inşası süren 11 tesisle 348 bin dekar araziyi daha sulayacağız. GAP Projesi'nin eksiklerini tamamlayana kadar bize durmak, dinlenmek yok."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanlıurfalı çiftçilere bugüne kadar toplam 16,5 milyar lira tutarında tarımsal destek verdiklerini belirtti.
Türkiye'nin en büyük üçüncü tarım arazisine sahip Şanlıurfa'nın, yapılan yatırımlarla bitkisel üretimini yüzde 50'ye yakın, sera üretimini de 8 kat yükselttiğini anlatan Erdoğan, kentin hayvan varlığını da yüzde 60'tan fazla artırdığını anlattı. Erdoğan, "Göz bebeğimiz Urfa'mızı sadece ülkemizde değil, dünyanın önde gelen gastronomi merkezlerinden biri haline getirmek için pek çok projeyi hayata geçirdik, geçiyoruz." diye konuştu.
Sanayi ve teknolojide 4 yeni organize sanayi bölgesi, bir teknokent, bir araştırma geliştirme merkezi kurduklarını anlatan Erdoğan, işverenlere de toplam 3,5 milyar lira tutarında prim teşviki sağladıklarını söyledi.

"Ceylanpınar ve Akçakale'ye doğal gaz arzına bugün başlıyoruz"
Erdoğan, enerjide ise şehrin merkezi ile 7 ilçesindeki vatandaşları doğal gaza kavuşturduklarını belirterek, "Ceylanpınar ve Akçakale'ye doğal gaz arzına bugün başlıyoruz. Harran ve Halfeti'ye de inşallah bu ay içinde doğal gaz vereceğiz." bilgisini verdi.
Yaptıkları yatırımlar ve sağladıkları teşvikler sayesinde, Şanlıurfa ekonomisini getirdikleri yeri önemli gördüklerini, ancak yeterli bulmadıklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarım, turizm, tekstil ve teknoloji alanlarında şehrimizin kalkınmasına destek olmak için istihdam garantili eğitim programlarına hız verdik. Özellikle yazılım, veri, mobil uygulamalara dayalı alanlara gençlerimizin gösterdiği ilgiden memnuniyet duyuyoruz. Şanlıurfa'daki çiftçilerimizin en önemli sıkıntılarından birinin de elektrik olduğunu biliyoruz. Bunun için şehrimizdeki güneş enerjisi sistemleri yatırımlarını özel olarak teşvik ediyoruz. Geçtiğimiz haziran ayından itibaren 20 hektar üzerinde arazisi olan çiftçilerimize sulama amaçlı, sabit güneş enerjisi santrali kurma izni vermeye başladık. Bu santraller, arazinin su ihtiyacının 1,5 katına kadar yapılabiliyor. Ayrıca 20 hektardan küçük alanlarda da gerektiğinde katlanıp kaldırılacak şekilde izin alınmadan güneş enerjisi santrali tesis edilebiliyor."

"Yeter ki siz kendi enerjinizi üretin, bu enerjiyle daha çok ürün elde edin"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, halen tarımsal üretime yönelik güneş enerjisi yatırımlarına 7,5 milyon liraya kadar çok uygun şartlarda Hazine destekli kredi sağladıklarını anlatarak, "Şimdiye kadar bu kapsamda 229 milyon liralık kredi kullanıldı. Bu kredilerin şartları ve vadeleri daha da iyileştirilebilir. Yeter ki siz kendi enerjinizi üretin, bu enerjiyle daha çok ürün elde edin, kendinize, ailenize ve ülkemize daha çok katkıda bulunun, biz her türlü kolaylığı sağlarız." ifadelerini kullandı.
Aynı şekilde organize sanayi bölgelerindeki güneş enerjisi yatırımlarının teşviki için de yüzde 25'lik parsel sınırlamasını kaldırdıklarını vurgulayan Erdoğan, sulama kooperatiflerinin elektrik borçlarını ödeyebilmeleri için faiz maliyetinin tamamını Hazine'nin üstlendiği kredi imkanı getirdiklerine dikkati çekti.
Şanlıurfa'nın da içinde yer aldığı 6 ildeki tarımsal sulama amaçlı elektrik tüketimine son 4 yılda, 3,3 milyar liranın üzerinde destek verdiklerini belirten Erdoğan, destek oranını yüzde 35'ten yüzde 45'e çıkardıklarını aktardı.
Bu uygulamadan Şanlıurfa'da 47 binin üzerinde çiftçinin, 737 milyon lira kazançla yararlandığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Basınçlı sulamadaki elektrik destek oranını da yüzde 25'ten yüzde 35'e çıkartarak, bundan 88 bine yakın çiftçimizin yaklaşık 2 milyar lira istifade etmesini sağladık. Bununla kalmadık, elektrikteki KDV'yi yüzde 18'den yüzde 8'e indirerek, ülke genelinde vatandaşlarımızın 3 milyar lira daha az fatura ödemesini temin ettik. Çiftçilerimizin kullandığı elektriği de tıpkı hanelerdeki tüketim gibi maliyetinin yaklaşık yarısına abonelere vermek için devletimiz yılda 15 milyar liralık bir yükü üstüne alıyor. Ayrıca elektrik faturalarının ödemesini, aylık yerine hasat döneminde yapma imkanı getirdik."
Eski dönemlere ilişkin elektrik borçları için de 5 yıla varan vadeyle ve faizsiz şekilde Ziraat Bankasından kredi kullanılabildiğini bildiren Erdoğan, "Dağıtım ve tedarik şirketleri, borçlarını bu şekilde kapatmak isteyen çiftçilere ilave yüzde 25'e kadar indirim yapacak." dedi.

"Şehrimizde bir yenilenebilir enerji endüstri bölgesi kuruyoruz"
Şehrin ihtiyacını karşılamakta zorlanan elektrik altyapısının iyileştirilmesi için de gelecek yılın bütçesinden yaklaşık 2 milyar lira kaynak ayırdıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şimdi yeni bir müjdeyi daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Bereketli hilalin merkezi Şanlıurfa'nın verimine verim katmak için şehrimizde bir yenilenebilir enerji endüstri bölgesi kuruyoruz. Kendi elektriğini üretmek isteyen çiftçilerimiz, bu endüstri bölgesinden ihtiyaçlarını hem kolayca hem de ekonomik olarak karşılayabilecektir. Amacımız, istihdama da önemli katkısı olacak bu projeyle Şanlıurfa'yı ülkemizin en büyük yenilenebilir enerji merkezlerinden biri haline getirmektir. Sık sık elektrik konusunda yaşanan tartışmalarla gündeme gelen bu şehrimizi artık kaçak göçek işlerine gerek kalmadan elektrik üretimindeki gücüyle öne çıkartacağız. Yenilenebilir enerji endüstri bölgemizin şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."
Erdoğan, bugün Şanlıurfa'ya hasret gidermek, dertleşmek, herhangi bir ihmale fırsat vermeden görüşmek için geldiklerini vurgulayarak, "Görüyorum ki, bu büyük coşkunuzla zaten Şanlıurfa, evet bu meydanda kendini ispat etti." dedi.
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesinin yaklaşık bir milyar liraya yakın bütçeyle yatırımlar gerçekleştirdiğine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Abide ve Karakoyun köprülü kavşaklarını inşa etti ve bugün açılışını yapıyoruz. Yaptığı 1 milyon 860 bin metrekare beton parkeyle 156 kilometre beton yolla kurduğu asfalt şantiyesiyle Büyükşehir Belediyemiz gerçekten kendisini en güzel şekilde ispat etti. Yaptığı restorasyonlar, bakım ve onarım işleriyle ecdat yadigarı eserlere sahip çıktı. Kentsel dönüşüm çalışmaları için bir milyar liraya yakın kamulaştırma gerçekleştirdi. Parklar, çevre düzenlemeleri, sosyal tesislerle hizmet kalitesini yükseltti. Mezbahadan hayvan borsasına, halk ekmekten seralara kadar pek çok alanda kurduğu fabrikalarla üreticilere destek verdi."
Göç İdaresi Başkanlığınca kurulan 6 geri gönderme merkezinin, çeşitli kurumların hizmet binalarının, olimpik yüzme havuzu, kuzeybatı çevre yolu gibi pek çok yatırımın açılışının yapılacağını anlatan Erdoğan, eser ve hizmetlerin şehre hayırlı olmasını diledi, hizmetleri şehre kazandırdıkları için bakanlıkları, kurumları, belediyeleri ve özel sektörü tebrik etti.
Türkiye'nin geleceği üzerine siyasi, ekonomik, askeri hesap yapan, içerideki ve dışarıdaki herkese önemli mesajlar vermek istediğini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yaşanan olumsuzluklar sakın sizleri ümitsizliğe sevk etmesin. Mesajlarımızı net bir şekilde verelim. Kimse boş hayale kapılmasın. Yanlış hesap yapmasın. Siz Bay Kemal'e filan bakmayın. Onun yanındakilere bakmayın. Evet şimdi mesajlarımızı tek tek verelim. Allah'ın izni ve milletimizden alacağımız güçlü destekle 2023 seçiminde bir dönem daha Cumhurbaşkanı olarak bu kardeşinizi görevlendirmeye var mısınız?
İki, yine Allah'ın izniyle milletimizin takdiriyle Meclis'te çoğunluğu elde ederek yasama faaliyetlerini sizlerin vereceği görevle sürdürmeye biz hazırız. Siz de bu görevi vermeye hazır mısınız? Üç, Türkiye ekonomisi modelini mutlaka başarıya ulaştırarak, bir süredir insanlarımızın hayatlarını zorlaştıran sıkıntıları biiznillah geride bırakacağız. Küresel ekonomide, küçülme endişelerinin zirveye çıktığı bir dönemde biz üretimimizde, istihdamımızla, ihracatımızla büyümeye hazırız. Siz bu görevi bize vermeye hazır mısınız?
Dört, güney sınırlarımız boyunca kurmakta olduğumuz 30 kilometrelik güvenlik şeridini muhakkak tamamlayacağız. Terör örgütü ve onun yularını elinde tutanların, güvenlik güçlerimize ve masum sivillere karşı yaptıkları saldırılar bizi bu kararlılığımızdan asla döndüremeyecek. Bu görevi bize vermeye var mısınız? Beş, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun siyasi ve ekonomik hedeflerini birer birer hayata geçirerek ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına dahil edeceğiz. Bu görevi bize vermeye var mısınız?"

"Milletimize asla yalanla değil hakikatle konuşuyoruz"
Yönetim sistemini, gençlerin özgürlük, adalet, hak, refah beklentilerine en ileri düzeyde karşılık verecek şekilde geliştireceklerini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Eski Türkiye güzellemesi yapanların tek dertlerinin, altılı masada olduğu gibi... Ne yapıyorlar, sen ne istiyorsun, şunu. Sen ne istiyorsun, bunu. Onlara bir şeyler dağıtmakla meşguller bunlar. Biz 85 milyona ne yaparız, bunu yerine getirmekle mükellefiz. Bu görevi vermeye var mısınız? Yedi, tek becerileri, kendi partilerindeki iktidarlarını sürdürmek, tek başarıları, kongre kazanmak olanların Türkiye'ye verecekleri hiçbir şey olmadığını seçim gününe kadar attığımız her adımla ispatlayacağız. Buna inanıyor muyuz? Sekiz, kapalı devre parti toplantılarında belki işe yarayabilen, yalan ve iftira siyasetinin sahte cengaverlik gösterenlerin gerçek hayatta karşılığı bulunmadığını bakıp usanmadan anlatmaya var mıyız?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 yıllık eserler ve hizmetlerle konuştuklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Peki, Bay Kemal ve yandaşları neyle konuşuyor? Onlar musluk açıyorlar, musluk kapatıyorlar. Ama biz işte biraz sonra da göreceksiniz, eserlerimizle ortadayız. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılını kucaklayacak vizyonumuzla milletimizin huzuruna çıkıyoruz ve milletimize asla yalanla değil hakikatle konuşuyoruz. Şimdi hazır mısınız? Bu muhteşem katılım hep bir ağızdan, Türkiye'nin dört bir yanı duysun. Tamam. Gür seda ile tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet bir olacağız. İri olacağız, diri olacağız. Kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız. Kalın sağlıcakla."



Polonya ve Ukrayna başbakanları, çiftçi protestolarını ele almak için bir araya geldi

AA
AA
TT

Polonya ve Ukrayna başbakanları, çiftçi protestolarını ele almak için bir araya geldi

AA
AA

Shmyhal, mevkidaşı Tusk ile sınır bölgesindeki çiftçi ablukası hakkında istişare etmek için Polonya'nın başkenti Varşova'da bir araya geldi.

Tusk, Ukrayna'dan ithal edilecek mallara sınırlama getirilmesini ve ihtiyaç sahibi ülkelerle yapılan ithalatın artırılmasını teklif etti.

Polonyalı çiftçiler, hükümetin, Ukrayna'dan ucuza tarım ürünü ithalatını askıya almayı kabul etmesi üzerine protestolarını 21 Mart'ta sonlandırmıştı.

Avrupa'da çiftçi protestoları

Başta Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Hollanda, Belçika, Macaristan ve Yunanistan olmak üzere pek çok AB ülkesindeki çiftçiler, son dönemde uygulanan tarım politikalarına tepki gösteriyor.

Tepki gösterilen konular arasında Birliğin tarım politikaları, karmaşık piyasa düzenlemeleri, doğa restorasyon hedefleri, desteklemelerdeki kesintiler, yüksek enerji, yakıt ve gübre maliyetleri, gübre ve pestisit kullanımına getirilen sınırlamalar, Ukrayna'dan gelen ucuz tahıl ürünleri ve su tasarruf tedbirleri yer alıyor.

Çiftçiler, AB'ye, "Yeşil Mutabakat kapsamında karbon gübre ve pestisit kullanımına ilişkin katı kurallar getirerek tarımsal üretimi zorlaştırma" eleştirisinde bulunuyor.


Trump’ın kampanyası için satışa koyduğu ürünler ABD’de gündem oldu

AA
AA
TT

Trump’ın kampanyası için satışa koyduğu ürünler ABD’de gündem oldu

AA
AA

Oyunculuktan ABD Başkanlığına kadar birçok alanda kendini gösteren Trump'ın kendi adını taşıyan markası "Trumpstore.com" internet sitesinde, çeşitli kategorilerde ürünler sunuyor.

Sitede "başarı ve güç kokan" parfümden pijamaya, golf çantasından köpek oyuncağına, dudak nemlendiricisinden spor ayakkabıya geniş bir yelpazede ürünler satışa sunuluyor.

"Victory 45" ürün serisinin bir parçası olan ve "başarı ve güç" koktuğu öne sürülen parfümün üzerinde Trump'ın altın renkli büstü bulunuyor. Parfümün fiyatı ise 99 dolar. Serinin bir diğer ürünü olan altın renkli ve ABD bayrağı desenli 399 dolarlık spor ayakkabısı da hem görünümü hem de oldukça yüksek fiyatı ile dikkati çekiyor.

ABD basınında birçok medya kuruluşu ve sosyal medya kullanıcısı Trump'ın ürünlerini ve fiyatlarını eleştirdi.

MSNBC'deki "All In With Chris Hayes" programının sunucusu Hayes, "Donald Trump'ın acilen paraya ihtiyacı var" yorumunun ardından, Trump'ın koleksiyonundaki ürünleri göstererek dalga geçti.

Trump'ın son zamanlarda yüksek meblağlardaki hukuki harcamaları yüzünden "parasının suyunu çektiğini" ifade eden Hayes, Trump'ın ürünlerinin satışlarının oldukça arttığına dikkati çekti.

Birçok sosyal medya kullanıcısı, Trump'ın kendi ürettiği 59,99 dolarlık Tanrı ABD'yi Korusun (God Bless the USA) İncillerini tanıtmasının ardından, eski Başkanın daha önce İncil hakkında konuştuğu videolardan kesitleri toplayıp, konuya ilişkin "bilgisizliği ile" alay etti.

Trump pazarlamada "yok yok"

Donald Trump'ın emlak sektöründe dolandırıcılık suçlamasıyla yargılandığı dava sonucu çarptırıldığı 175 milyon dolar ceza ve artan hukuki masrafların ardından, kendi markasına ait ürünlerin yelpazesi genişlerken, fiyatlarında da artış görüldü.

Çeşitli spor aksesuarlarından çikolata ve köpek oyuncağına kadar farklı ürünlerin bulunduğu Trump Store'daki en pahalı ürünün 675 dolar ile sınırlı sayıda satılan golf çantası olduğu görüldü. Ürünlerden en ucuzu ise 8 dolarlık bir dudak nemlendiricisi oldu.

İnternet sitesinde 95 dolarlık Mar-a-Lago Noel ağacı süsünden 22 dolarlık köpek oyuncağına kadar çok sayıda ilginç ürün de bulunuyor.

Bu ürünlerin en popülerlerinden bazıları ise 50 dolarlık MAGA (Make America Great Again) şapkası, Trump'ın isminin yer aldığı 185 dolarlık Amerikan futbolu topu ve 125 dolarlık ipek kravat oldu.

Sitede, 185 dolarlık pickleball raketi, Trump'ın imzaladığı 500 dolarlık "Our Journey Together" kitaplarının yanı sıra 28 dolarlık Trump logolu hediye paketi de ürünler arasında yer alıyor.


Çin, Filipinler’i Güney Çin Denizi’ndeki gerilimin nedeni olmakla suçladı

Çin Sahil Güvenlik gemisi Güney Çin Denizi’ndeki tartışmalı bir bölgede Filipinler’e ait bir gemiye su sıkıyor (AFP)
Çin Sahil Güvenlik gemisi Güney Çin Denizi’ndeki tartışmalı bir bölgede Filipinler’e ait bir gemiye su sıkıyor (AFP)
TT

Çin, Filipinler’i Güney Çin Denizi’ndeki gerilimin nedeni olmakla suçladı

Çin Sahil Güvenlik gemisi Güney Çin Denizi’ndeki tartışmalı bir bölgede Filipinler’e ait bir gemiye su sıkıyor (AFP)
Çin Sahil Güvenlik gemisi Güney Çin Denizi’ndeki tartışmalı bir bölgede Filipinler’e ait bir gemiye su sıkıyor (AFP)

Çin Savunma Bakanlığı, Güney Çin Denizi’nde gerilimin artmasının, Filipinler’in gerçekleştirdiği ‘provokasyonlardan’ kaynaklandığını öne sürdü.

Pekin ve Manila’nın, Güney Çin Denizi konusunda uzun bir anlaşmazlık geçmişi var ve son aylarda tartışmalı küçük adaların yakınında gemileri arasında defalarca gerginlik yaşandı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Bakanlık tarafından bugün yapılan açıklamada, “Filipinler’in gerçekleştirdiği provokasyonlar, Güney Çin Denizi’nde son dönemde artan gerilimin doğrudan nedenidir” denildi.

Bakanlığın açıklamasında ayrıca şu ifadelere yer verildi;

“Çin, Filipinler’in istediğini yapmasına izin vermeyecek ve buna makul ve kararlı bir şekilde karşılık verecek. Filipinler, dış güçlerin desteğine güvenerek, denizde sık sık hak ihlalleri yapıp, provokasyon ve sorun yaratmanın yanı sıra uluslararası toplumun konuya ilişkin algısını yanıltacak yanlış bilgiler yaymakta.”

Öte yandan Filipinler Devlet Başkanı Bongbong Marcos bugün yaptığı açıklamada Filipinler’in Pekin tarafından ‘sessizliğe sindirilmeyeceğini’ belirtti.

Marcos, müttefik ülkelerle yaptığı istişarelerin ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Hiçbir ulusla, özellikle de dostumuz olduğunu iddia eden uluslarla çatışma istemiyoruz, ancak sessizliğe, teslimiyete veya itaate boyun eğmeyeceğiz” diye yazdı.

Filipinler geçtiğimiz Cumartesi günü, Güney Çin Denizi’ndeki Spratly Adaları yakınındaki İkinci Thomas Sığı’nda karaya oturmuş savaş gemisi BRP Sierra Madre’ye rutin ikmal yapan sahil güvenlik gemilerine, Çin tarafından tazyikli su sıkıldığını ve üç askerin yaralandığını bildirdi.

Çin Sahil Güvenliği ise olayı, ‘Çin sularına zorla girmeye çalışan yabancı bir geminin meşru bir şekilde durdurulması ve uzaklaştırılması’ olarak tanımladı.

Filipinler Dışişleri Bakanlığı’nın olayın ardından Çin’in Manila Büyükelçiliği yetkililerini çağırmasının ardından, iki ülkenin dışişleri bakan yardımcıları Pazartesi günü bir telefon görüşmesi yaptı.


Ukrayna'daki bombardımanlarda 4 kişi öldü: Moskova ‘modifiye edilmiş bomba’ kullanmış olabilir

Rusya'nın Harkov'da bir konut binasına düzenlediği saldırının ardından ortaya çıkan görüntü (AFP)
Rusya'nın Harkov'da bir konut binasına düzenlediği saldırının ardından ortaya çıkan görüntü (AFP)
TT

Ukrayna'daki bombardımanlarda 4 kişi öldü: Moskova ‘modifiye edilmiş bomba’ kullanmış olabilir

Rusya'nın Harkov'da bir konut binasına düzenlediği saldırının ardından ortaya çıkan görüntü (AFP)
Rusya'nın Harkov'da bir konut binasına düzenlediği saldırının ardından ortaya çıkan görüntü (AFP)

Rusya'nın dün (çarşamba) aralarında Harkov'un da bulunduğu Ukrayna'nın çeşitli bölgelerine yönelik bombardımanında en az dört kişinin ölmesi ve 28 kişinin yaralanması Kiev'in Batılı müttefiklerinden daha fazla Patriot hava savunma sistemi talep etmesine yol açtı.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Batılı müttefiklerine Patriot hava savunma sistemlerinin yanı sıra F-16 savaş uçaklarının da ülkesine ‘teslimatını hızlandırmaları’ yönünde bir kez daha çağrıda bulundu.

Zelenskiy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Ukrayna'nın hava savunmasını güçlendirmek ve F-16'ların Ukrayna'ya teslimatını hızlandırmak hayati bir görevdir. Dünya çapında çok sayıda bulunan Patriot füzelerinin neden Harkov ve Rus teröristlerin saldırısına uğrayan diğer şehir ve kasabaların semalarını kaplamadığını açıklayacak hiçbir mantıklı gerekçe yok” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Rus haber ajanslarından aktardığı haberlere göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in dün (çarşamba) askeri pilotlara Batılı ülkelerin Ukrayna'ya F-16 savaş uçakları sağlaması halinde bu uçakların savaş alanındaki durumu değiştirmeyecek.

Ajanslar ayrıca, Putin'in uçakların nükleer silah taşıyabileceğini ve Moskova'nın askeri planlamalarında bunu göz önünde bulundurması gerektiğini söylediğini aktardı.

Putin'in Moskova'nın kuzeyindeki bir toplantıda pilotlara yaptığı açıklamalar, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba'nın dün erken saatlerde jetlerin önümüzdeki aylarda Ukrayna'ya ulaşması gerektiği yönündeki açıklamalarının ardından geldi.

Harkov’a saldırılar

Yerel yetkililere göre, savaş öncesi nüfusu yaklaşık 1,5 milyon olan Harkov'da Rusların sivil bölgelere düzenlediği saldırılarda en az bir kişi öldü, dördü çocuk olmak üzere 19 kişi de yaralandı.

Harkov Bölge Valisi Oleg Sinegubov, “Bugün düşman Harkov'u ilk kez ağır kalibreli güdümlü bir füzeyle vurdu” dedi.

Harkov Rusya'nın kuzey sınırında yer alıyor ve Rus güçlerinin düzenli ateşi altında.

Yerel savcılık, Borova köyünde 12 yaşındaki bir çocuğun çarşamba akşamı bir Rus saldırısında öldürüldüğünü, ancak ne tür bir silah kullanıldığının henüz belli olmadığını bildirdi.

Sinegubov daha önce de gece boyunca düzenlenen saldırılarda ve bölgeye yapılan bir insansız hava aracı (İHA) saldırısında dört kişinin yaralandığını söylemişti.

Dün (çarşamba) Rusya'nın Ukrayna'nın diğer bölgelerine yönelik saldırılarında iki kişi daha hayatını kaybetti.

Herson Bölge Valisi, 61 yaşındaki bir kadının Dnipro Nehri kıyısındaki Mykhailivka köyüne yapılan bir İHA saldırısında evinde öldürüldüğünü söyledi.

Dnipropetrovsk Bölge Valisi Serhiy Lysak, güneydoğudaki Nikopol kasabasında bir kişinin daha topçu ateşiyle öldürüldüğünü söyledi.

Ayrıca belediye başkanı Aleksander Sienkevich'e göre, Ukrayna'nın güneyindeki Mıkolayiv şehrinde balistik füze saldırısında sekiz sivil yaralandı.

Ukrayna Batılı müttefiklerinden daha fazla ve daha hızlı yardım istiyor. Ancak Washington'da olduğu gibi Brüksel'de de siyasi bölünmeler son aylarda Kiev'e silah ve yardım ulaştırılmasını engelledi.

Zelenskiy dün, ülkesinin Rus ilerleyişini durdurmak için haftalar önce aceleyle inşa etmeye başladığı yeni savunma hatlarını incelemek üzere Ukrayna'nın kuzeydoğusundaki Sumi bölgesini ziyaret etti.

Ziyaretin ardından Telegram hesabında “Sumi bölgesinde tahkimat inşa etme süreci devam ediyor. Siperleri, sığınakları, atış pozisyonlarını, komuta ve kontrolü denetledim” diye yazan Zelenskiy, Ukrayna'nın savunmasını güçlendirdiğini vurguladı.

Ruslar özellikle geçen haftadan bu yana misilleme olduğunu söyleyerek Ukrayna'ya yönelik bombardımanlarını yoğunlaştırdı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri, Rus güçlerinin gece boyunca Ukrayna'ya 13 İran yapımı İHA gönderdiğini, bunlardan 10'unun Harkov bölgesi, komşu Sumi bölgesi ve başkent Kiev yakınlarında düşürüldüğünü bildirdi.

Rusya, hava savunma sistemlerinin son zamanlarda ölümcül Ukrayna saldırılarının sayısında artış görülen sınır kasabası Belgorod yakınlarında 18 füze düşürdüğünü duyurdu.

Belgorod Valisi Vyacheslav Gladkov saldırıda bir kişinin yaralandığını doğruladı.

Modifiye edilmiş bomba

Ukraynalı yetkililer, Rusya’nın dün Ukrayna’nın kuzeydoğusundaki Harkov kentine düzenlediği ve en az bir kişinin ölümüne neden olan hava saldırılarında yeni bir tür güdümlü bomba kullanmış olabileceğini söyledi.

Yetkililer, Rusya'nın 2022'de Ukrayna'ya yönelik topyekûn askeri saldırısından bu yana gerçekleşen son saldırılarda Harkov'da aralarında üç aylık bir bebeğin de bulunduğu dördü çocuk olmak üzere 19 kişinin yaralandığını kaydetti.

Saldırıların bazıları Harkov da dahil olmak üzere bazı bölgelerde elektrik kesintilerine neden oldu.

Zelenskiy saldırıyı ‘Rus terörü’ olarak nitelendirerek kınadı. Harkov Polis Şefi Vladimir Timoşko, Moskova'nın ‘UMBPD-30’ olarak tanımladığı yeni bir tür güdümlü bomba kullanmış olabileceğini söyledi.

Timoşko saldırının gerçekleştiği yerde yaptığı açıklamada “Bu, Rusların son zamanlarda kullandıkları güdümlü hava füzesi ile füze arasında bir şey. Tabiri caizse uçan bir bomba” dedi.

Sinegubov da Moskova'nın yeni bir tür bomba kullanmış olabileceğini öne sürerek, “Görünüşe göre Ruslar modifiye edilmiş bombalarını ev sakinleri üzerinde test etmeye karar vermişler” dedi.

FOTO:  Ukraynalı subaylar, Rusya'nın Harkov'a düzenlediği saldırılarda patlayan mühimmat parçalarını inceliyor. (AFP)

Rusya söz konusu açıklamalar hakkında hemen yorum yapmadı. Savaş binlerce insanı öldürmüş, milyonlarcasını yerinden etmiş ve kasaba ve şehirleri tahrip etmiş olmasına rağmen Moskova sivilleri hedef aldığını reddediyor.

Sinegubov, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada iki konut ve bir sağlık kurumunun kısmen yıkıldığını, aralarında bir eğitim tesisinin de bulunduğu 14 binanın da hasar gördüğünü söyledi.

Blinken önümüzdeki hafta Fransa'yı ziyaret edecek

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından dün (çarşamba) yapılan açıklamada, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in önümüzdeki hafta Fransa'yı ziyaret edeceğini ve burada Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir araya gelerek Ukrayna'ya destek ve özellikle Gazze'deki savaşın yatıştırılması konularını görüşeceğini duyurdu.

Blinken'in ziyareti Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığı ve Kiev'in Batılı müttefiklerinden Patriot hava savunma sistemleri talep ettiği bir döneme denk geliyor.

Washington'da, Ukrayna'ya yapılacak on milyarlarca dolarlık askeri yardım, Cumhuriyetçilerin Kongre'deki muhalefeti nedeniyle askıda kaldı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller gazetecilere yaptığı açıklamada “Blinken Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir araya gelerek Ukrayna'ya verilen desteği ve Gazze'deki çatışmayı yatıştırma çabalarını ele alacak” dedi.

Bu, akıcı Fransızca konuşan Blinken’in yaklaşık iki yıl sonra gerçekleştireceği ilk ziyaret olacak.

Macron, Aralık 2022'de ABD'ye resmi bir ziyarette bulunmuştu.

Blinken, Paris'in ardından 4 Nisan'da NATO’nun 75’inci yıldönümü münasebetiyle NATO’daki mevkidaşlarının katılacağı bir toplantıya iştirak etmek üzere Brüksel'e gidecek.

Blinken ayrıca Brüksel'de AB liderleri ve ülkesinin Rusya ile olan tarihi ittifakından ayrılmak isteyen Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile bir toplantı gerçekleştirecek.


Bernie Sanders: İsrail köktendinci bir ülke haline geliyor

Bernie Sanders daha önce İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını eleştirmişti (Reuters)
Bernie Sanders daha önce İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını eleştirmişti (Reuters)
TT

Bernie Sanders: İsrail köktendinci bir ülke haline geliyor

Bernie Sanders daha önce İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını eleştirmişti (Reuters)
Bernie Sanders daha önce İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını eleştirmişti (Reuters)

Bağımsız Vermont Senatörü Bernie Sanders, İsrail'in Başbakan Binyamin Netanyahu yönetiminde "köktendinci bir ülke haline geldiğini" söyledi.

Yayın organı Crooked Media'ya konuşan Sanders, "Çok fazla kişi bugünkü İsrail'in 20-30 yıl önceki İsrail olmadığını anlamıyor" dedi.

Burası sağcı bir ülke, giderek de köktendinci bir ülke haline geliyor. Yönetimde olan adamlardan bazıları Tanrı'nın kendilerine tüm bölgeyi kontrol etme hakkına sahip olduklarını söylediğine inanıyor.

Sanders, 7 Ekim'de Hamas militanlarının İsrail'e saldırarak yaklaşık 1200 kişiyi öldürmesi ve 200 kişiyi de rehin almasıyla başlayan İsrail-Hamas savaşını uzun zamandır eleştiriyor. Hamas tarafından yönetilen Sağlık Bakanlığı'na göre o tarihten bu yana çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 32 binden fazla Filistinli İsrail saldırılarında hayatını kaybetti. Birleşmiş Milletler, Gazze nüfusunun yarısının açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunuyor.

Sanders sözlerini şöyle sürdürdü:

Sonuç olarak bana göre Hamas bir vahşet işledi, İsrail'in kendini savunma hakkı kesinlikle vardı ancak Filistin halkının tamamına karşı savaş açma hakkı yoktu ve hâlâ da yok. Kayıpların ve ölümlerin üçte ikisi kadın ve çocuklardan oluşuyor. Bu kabul edilemez.

Sanders daha önce The Independent'a verdiği röportajda, ABD'nin İsrail'e devam eden yardımlarına atıfta bulunarak "Netanyahu'nun savaş makinesinin finansmanını kesmek istediğini" söylemişti. Senato Demokrat kurulundaki dört üyeyle (Oregon Senatörü Jeff Merkley, Maryland Senatörü Chris Van Hollen ve Vermonter Senatörü Peter Welch) birlikte Sanders da geçen ay Ukrayna, İsrail ve Tayvan'a yardım sağlayacak ulusal güvenlik paketine karşı olumsuz oy kullanmıştı. Ancak Sanders henüz Gazze'de kalıcı bir ateşkes çağrısında bulunmadı.

Bu arada ABD'de Sanders'ın pozisyonuna destek artıyor. Gallup'un çarşamba günü yayımladığı ankete göre, Amerikalıların yüzde 55'i İsrail'in kuşatma altındaki bölgede devam eden saldırılarını onaylamazken, yüzde 36'sı onaylıyor; böylece ilk kez bir anket Amerikalıların çoğunluğunun savaşı desteklemediğini ortaya koyuyor. Bu, kasımda aynı anketin Amerikalıların çoğunun savaşı desteklediğini ortaya koymasından bu yana önemli bir değişim.

Biden yönetimi Filistinlilere yardım konusundaki tutumunu da değiştirmeye başladı.

Pazartesi günü ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde veto oyu kullanmayarak, konseyin savaşta derhal ateşkes talep eden kararı kabul etmesine izin verdi. Savaşın başlamasından bu yana ABD bunu ilk kez yaptı. Daha önce Biden yönetimi, İsrail'in Gazze'de devam eden saldırılarını destekleyen bir ateşkes kararını engellemek için ABD vetosunu üç kez kullanmıştı.

Netanyahu kararı "rehinelerin serbest bırakılması şartına bağlı değil" diyerek eleştirdi.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin de salı günü İsrailli mevkidaşıyla yapacağı görüşme öncesinde Gazze'de ölen sivil sayısının "çok yüksek" olduğunu söyledi. Austin ayrıca İsrail'e kıtlığı önlemek için Gazze'ye girmesine izin verdiği yardım miktarını artırması yönünde acil bir çağrıda bulundu.

 Independent Türkçe


Facebook, "Hayalet Avcıları Projesi"yle gizlice Snapchat'i izlemiş

Reuters
Reuters
TT

Facebook, "Hayalet Avcıları Projesi"yle gizlice Snapchat'i izlemiş

Reuters
Reuters

Kamuoyuyla paylaşılan mahkeme dosyalarına göre Facebook, Snapchat kullanıcı verilerine yönelik gizli bir casusluk kampanyası yürütmüş.

Şirket içinde "Hayalet Avcıları Projesi" diye bilinen operasyon, CEO Mark Zuckerberg tarafından 2016'da, rakibinin gizlilik önlemlerinden rahatsızlık duymasının ardından başlatılmış.

Zuckerberg, 9 Haziran 2016'da şirket yöneticilerine gönderdiği bir e-postada "Ne zaman biri Snapchat hakkında bir soru sorsa, trafikleri şifreli olduğu için genellikle cevap onlar hakkında hiçbir analitiğe sahip olmadığımızdır" diye yazmış.

"Ne kadar hızlı büyüdükleri göz önüne alındığında, onlar hakkında güvenilir analitikler elde etmenin yeni bir yolunu bulmak önemli görünüyor. Belki de oturumlar düzenlememiz ya da özel yazılımlar geliştirmemiz gerekiyor. Bunu nasıl yapacağınızı bulmalısınız."

Mahkeme belgeleri, halihazırda Facebook'un operasyon direktörü olarak görev yapan Javier Olivan'ın e-postaya şöyle cevap verdiğini gösteriyor: 

Bunun cevaplamamız gereken en önemli pazar analizi sorularından biri olduğuna tamamen katılıyorum.

Sözkonusu izleme aracı, Facebook'un 2013'te İsrailli bir firmadan satın aldığı ancak artık kullanılmayan Onavo Sanal Özel Ağı'nı (VPN) içeriyordu.

Mahkeme belgelerine göre Onavo'ya sahip olmak, uygulamalar ve sunucuları arasındaki ağ trafiğini "yakalayıp şifresini çözerek" Facebook'un rakip sosyal medya uygulamalarını izlemesine imkan veriyordu.

Zuckerberg'ün 2016 tarihli e-postasını takiben, Onavo mühendisleri "ortadaki adam" (iki bağlantı noktası arasındaki bağlantıyı izinsiz izleme -çn.) izlemesini gerçekleştirmek için "aksi takdirde şifrelenmiş olacak trafiği okumalarına" imkan tanıyan kitler geliştirdi.

"Ayrıntılı uygulama içi faaliyeti ölçme" olanağı veren casusluk tekniği daha sonra Amazon ve YouTube'da kullanıldı.

Kamuoyuyla yeni paylaşılan mahkeme belgeleri, Kaliforniya'da tüketicilerin Facebook'un ana şirketi Meta'ya açtığı toplu davadan geliyor.

Davacı avukatlara göre, "bu programın amaçlanan ve fiili sonucu, Facebook'un o zamanlar yeni yeni gelişmekte olan sosyal reklamcılıktaki rakibi Snapchat de dahil rekabete zarar vermekti.

The Independent yorum için Meta ve Snapchat'in ana şirketi Snap'e ulaştı ancak yanıt alamadı.

 Independent Türkçe


Macron: Avrupa ile MERCOSUR arasındaki ticaret anlaşması çok kötü ve değiştirilmesi gerekiyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Sao Paulo’da bir konuşma yapıyor (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Sao Paulo’da bir konuşma yapıyor (AFP)
TT

Macron: Avrupa ile MERCOSUR arasındaki ticaret anlaşması çok kötü ve değiştirilmesi gerekiyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Sao Paulo’da bir konuşma yapıyor (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Sao Paulo’da bir konuşma yapıyor (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa Birliği (AB) ile Güney Amerika Ortak Pazarı (MERCOSUR) arasındaki olası bir anlaşmanın mevcut haliyle ‘çok kötü bir anlaşma’ olduğunu söyleyerek, yeni bir anlaşma yapılması çağrısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Macron bugün Brezilya ziyaretinin ikinci gününde Sao Paulo’da düzenlenen bir ekonomik forumda yaptığı konuşmada, “Anlaşma, bugün müzakere edildiği şekliyle sizin için olduğu kadar bizim için de çok kötü bir anlaşmadır” dedi.

Macron, “Bu anlaşmada biyolojik çeşitlilik ve iklim konusunu dikkate alan hiçbir madde yok. Bu yüzden iyi olmadığını söylüyorum” diye ekledi.

Fransız lider, hem AB, hem de MERCOSUR için önemli olan çevre sorunlarını dikkate alan yeni bir anlaşma yapılması yönünde çağrıda bulundu.

MERCOSUR, Latin Amerika’daki Brezilya, Arjantin, Uruguay, Paraguay ve Bolivya’yi içeren bir blok.

‘20 yıl öncesine dayanan’ geçerliliğini yitirmiş anlaşmayı eleştiren Macron, “Hedeflerimiz ve gerçekliklerimiz ışığında yeni bir anlaşma, kalkınma, iklim ve biyolojik çeşitlilikten sorumlu bir ticaret anlaşması yapalım” dedi.

Macron, kurallarının Avrupa kurallarıyla ‘uyumsuz’ olduğunu söylediği bu ticaret anlaşmasını ilk kez eleştirmiyor.

1999 yılında tartışılmaya başlanan anlaşma taslağı, iki bölge arasındaki gümrük vergilerinin büyük bir kısmının kaldırılmasını ve 700 milyondan fazla tüketiciyi kapsayan bir serbest ticaret bölgesinin kurulmasını amaçlıyor.

2019 yılında, bu müzakereler siyasi bir anlaşmayla sonuçlandı ancak Fransa başta olmak üzere birçok ülke anlaşmanın onaylanmasına engel oldu.

Son zamanlarda, Eski Kıta’daki şiddetli tarım krizi nedeniyle Avrupa’da bu anlaşmaya karşı muhalefet arttı.

Öte yandan Almanya ve İspanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi, bu anlaşmanın onaylanıp yürürlüğe girmesi çağrısında bulunuyor.

MERCOSUR bloğunun en büyük ekonomik gücü olan Brezilya, bu anlaşmanın en önemli destekçilerinden biri.


ABD Dışişleri Bakanlığından Gazze politikası nedeniyle istifa eden Sheline: Bu yönetimle bağlantım kalmasın istedim

AA
AA
TT

ABD Dışişleri Bakanlığından Gazze politikası nedeniyle istifa eden Sheline: Bu yönetimle bağlantım kalmasın istedim

AA
AA

Sheline, The Guardian'a verdiği demeçte, Dışişleri Bakanlığındaki görevinden istifa etme nedenlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İlişkileri Bölümündeki görevinde kalarak, istişarelerde bulunarak ve endişelerini amirlerine ileterek yönetimin Gazze politikası üzerinde etki yaratmayı umduğunu söyleyen Sheline, ABD'nin İsrail'e silah tedarikini durdurmaya yönelik bir şey yapabileceğine dair inancını kaybettiğini ve bu nedenle istifasını sunduğunu ifade etti.

Bakanlıktaki görevinden istifa etmesine ilişkin, "İstifanın temel nedeni, artık bu yönetimle bağlantımın kalmamasını istememdi." ifadesini kullanan Sheline, birçok meslektaşının kendisine mali zorlukları aşabilirlerse istifa edeceklerini söylediğini ve işten sessizce ayrılmak yerine ayrılma nedenleri hakkında konuşması için kendisini teşvik ettiğini belirtti.

Sheline, "Küçük bir kızım var. Henüz iki yaşında bile değil. İleride bir gün bu konuyu öğrenirse ve Dışişleri Bakanlığında çalıştığım için bana bunu sorarsa ona elimden geleni yaptığımı söyleyebilmek istiyorum." dedi.

ABD'deki "Leahy Yasası" çerçevesinde insan haklarını ihlal ettiği belirlenen devlet ile gruplara silah satılamayacağını ve ABD hükümetinin insani yardımlarının başka bir ülke tarafından kısıtlanmasından ya da engellenmesinden Başkan'ın haberdar olması durumunda söz konusu ülkeye yardımları yasakladığı "Dış Yardım Yasası"nı hatırlatan Sheline, Biden yönetiminin silah tedarik etmeye devam ederek bu gibi yasaları ihlal ettiğini söyledi.

Uluslararası hukukun ihlal edildiğine dair kanıtlar var

Sheline, Dışişleri Bakanlığının, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında uluslararası hukuku ihlal ettiğine dair pek çok kanıttan haberdar olduğunu kaydederek, "Burada yasalar açık ve elimizde kanıtlar var. Fakat ayrıntılar takip edilmiyor." ifadesini kullandı.

Bakanlık tarafından incelenen kanıtların ve inceleme sonuçlarının ancak Beyaz Saray istediği zaman kamuoyuyla paylaşılacağını söyleyen Sheline, "Beyaz Saray farklı bir çizgi izlemeye hazır olana kadar Dışişleri Bakanlığında olan diğer bazı şeyler ortaya çıkmayacak." dedi.

Sheline, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) Gazze'de kalıcı ve sürdürülebilir ateşkese dönüşecek şekilde ramazanda acilen ateşkes sağlanması talep edilen karar tasarısının kabul edilmesine yönelik, "Bu hafif değişimi görmekten memnunum ancak Gazze'deki insanlar için henüz bir fark yaratmadı. Bu gerçekten çok küçük ve geç bir adım." ifadesini kullandı.

Sheline, görevi neden bıraktığına ilişkin kaleme aldığı ve Biden yönetiminin Gazze politikasını sert sözlerle eleştirdiği mektupta, "İsrail'in neden olduğu bu katliamları mümkün kılan bir yönetime hizmet edemeyeceğim için Dışişleri Bakanlığındaki görevimden istifa ediyorum. Bir insan hakları savunucusu olarak ABD'nin sahip olduğu hangi itibarı varsa (Gazze'deki) savaştan bu yana neredeyse tamamen yok oldu." ifadesini kullanmıştı.

Ekim 2023'te ABD Dışişleri Bakanlığı Müttefikler ve Ortaklara Silah Tedariki Bölümünde Genel Müdür olarak çalışan Josh Paul da benzer gerekçelerle görevinden istifa etmişti.

Daha sonra çeşitli yönetim kademelerinde görev yapan yetkililer, ortak bir mektup kaleme alarak Biden yönetimine "İsrail'e silah satışını durdurma" çağrısında bulunmuştu.


Fransa Başbakanı Attal, başörtüsü tartışmasına dahil oldu: "Dava açacağız"

35 yaşındaki Gabriel Attal, 9 Ocak'ta göreve başlamıştı (AP)
35 yaşındaki Gabriel Attal, 9 Ocak'ta göreve başlamıştı (AP)
TT

Fransa Başbakanı Attal, başörtüsü tartışmasına dahil oldu: "Dava açacağız"

35 yaşındaki Gabriel Attal, 9 Ocak'ta göreve başlamıştı (AP)
35 yaşındaki Gabriel Attal, 9 Ocak'ta göreve başlamıştı (AP)

Fransa Başbakanı Gabriel Attal, bir lisede yaşanan başörtüsü tartışmasının ardından okulda mesleki eğitim alan bir Müslüman öğrenciyle ilgili dava açılacağını duyurdu.

Başkent Paris'teki Maurice-Ravel Lisesi'nde 28 Şubat'ta yaşanan olayda kimliği açıklanmayan okul müdürü, üç Müslüman öğrenciden başörtülerini çıkarmalarını istemişti.

Öğrencilerden ikisi müdürün talimatına uyarken biri karşı çıkmıştı. Öğrenci, başörtüsünü çıkarmadığı gerekçesiyle müdürün kendisine vurduğunu öne sürerek yönetici hakkında şikayette bulunmuştu. 

Bunun ardından internette okul müdürüne yönelik ölüm tehditleri paylaşılmıştı. Yöneticiyse çarşamba günü görevinden istifa ettiğini duyurdu.  

Attal, dünkü açıklamasında "Devlet, laikliğe yönelik bu ihlallere karşı, İslamın eğitim kurumlarımıza sızmasıyla ön saflarda mücadele eden bu görevlilerin her zaman yanında olacaktır" dedi.

Başbakan, devletin öğrenci hakkında hukuki işlem başlatacağını da söyledi.

Paris savcılığından yapılan açıklamadaysa, sözkonusu öğrencinin lisede eğitim amaçlı bir programa katıldığı aktarıldı. Savcılık, öğrencinin müdürle ilgili şikayet talebinin reddedildiğini duyurdu. 

Yetkililer ayrıca sosyal medyada müdüre yönelik paylaşılan ölüm tehditleriyle ilgili iki kişinin gözaltına alındığını bildirdi. Şüphelilerin kimliği paylaşılmazken, Fransa Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada bu kişilerin okulla herhangi bir bağı olmadığı belirtildi.

Ulusal Birlik'ten radikal sağcı Marine Le Pen, olayda hükümeti suçlayarak "Okullarımızı tehlikelere karşı koruyamıyorlar" dedi.

Ulusal Meclis'teki Sosyalist Grubu Başkanı Boris Vallaud da "Bu kabul edilemez. Bir okul müdürü ölüm tehditleri nedeniyle istifa ediyorsa, bu kolektif bir başarısızlıktır" yorumunu yaptı. 

Fransa'da öğrencilerin başörtüsü, türban veya kipa gibi "dini aidiyet gösteren sembol veya kıyafetler" giymesi 2004'te yasaklanmıştı.

Independent Türkçe, BBC, Guardian, Times of Israel


Beyaz Saray: Netanyahu, Refah görüşmeleri için ABD'ye heyet göndermeyi kabul etti

AA
AA
TT

Beyaz Saray: Netanyahu, Refah görüşmeleri için ABD'ye heyet göndermeyi kabul etti

AA
AA

Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, basın toplantısında konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.

Jean-Pierre, Netanyahu'nun ofisinin heyet ziyaretini yeniden planlamayı kabul ettiğini ve ABD ile İsrail'in yeni tarih belirlemek üzere görüşmelere başladığını söyledi.

Refah'a yönelik olası kara saldırılarını görüşmek üzere toplantının yeninden planlanacağını belirten Jean-Pierre, "Refah operasyonları hakkında konuşmak üzere burada toplantı düzenlenmesi konusunda bir anlaşma yapıldığı gerçeğini unutmamalıyız." dedi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) 25 Mart'ta Gazze'de kalıcı ve sürdürülebilir ateşkese dönüşecek şekilde ramazan ayında acilen ateşkes sağlanması talep edilen karar tasarısı kabul edilmişti.

ABD'nin tasarıyı veto etmemesi nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Refah'a olası kara saldırısını görüşmek için Washington'da yapılması planlanan toplantıya İsrail heyetini göndermekten vazgeçmişti.