Uluslararası Kızılhaç Komitesi: Bahmut çevresindeki sivillerin durumundan endişe duyuyoruz

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Uluslararası Kızılhaç Komitesi: Bahmut çevresindeki sivillerin durumundan endişe duyuyoruz

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), Ukrayna'nın Donetsk bölgesine bağlı Bahmut kentindeki cephe hattı ve civarındaki askeri çatışmalar dolayısıyla sivillerin yaşadığı acılar nedeniyle derin endişe duyulduğunu açıkladı.
ICRC'den yapılan yazılı açıklamada, çatışmaların birkaç haftadır yoğun olduğu Bahmut'a yakın iki yer olan Kostiantynivka ve Chasiv Yar bölgelerine, en çok ihtiyaç duyulan insani yardımların ulaştırıldığı belirtildi.
Açıklamada, Bahmut ve civarında büyük yıkım yaşandığı, ev, hastane, okul ve altyapıların büyük hasar gördüğü vurgulandı.
Bölgedekiler için insani durumun iyice kötüye gittiği ve savaşın temel ihtiyaçlara erişimi engellediği ifade edilen açıklamada, birçoğunun çatışmalar nedeniyle tahliye edildiği vurgulandı.
Açıklamada, Chasiv Yar bölgesinde sadece 1500 kişinin kaldığı ve bunların da yaşlılar, hareket kabiliyeti düşük veya engelli kişiler ile evlerini terk etmeyi reddeden siviller olduğu aktarıldı.
Kostiantynivka ve yakın köylere 1500'den fazla hijyen kitinin yanı sıra, yüzlerce battaniye dağıtıldığı kaydedilen açıklamada, "ICRC, Bahmut ve cephe hattı çevresindeki insanların durumdan ve sürekli yaşanan askeri çatışmalarda sivillerin yaşadığı acılar nedeniyle derin endişe duymaktadır." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, savaşın taraflarına, insani yardımların ulaşmasına izin verilmesi, sivillerin saldırılardan korunması ve uluslararası insancıl hukuka saygı duyulması çağrısı yapıldı.
Bölge sakinlerinden Nikolai, çok zor bir durumda yaşadıklarını ve korku duyduklarını belirterek, "Dün bir roket başımızın üzerinden geçti. Yaşamıyoruz, sadece hayatta kalıyoruz." ifadelerini kullandı.
Bahmut ve çevresinde Rusya ile Ukrayna güçleri arasındaki çatışmalar devam ediyor.



Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor

Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
TT

Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor

Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)

PKK’nın feshedildiğini ve silah bıraktığını açıklayan kurucu lider Abdullah Öcalan, Türkiye tarihine ‘barış elçisi’ olarak adını yazdırdı.

27 Şubat'ta yüz binlerce Kürt Türkiye'nin güney ve doğusundaki şehirlerde, Suriye'nin kuzeydoğusunda binlerce Kürt  sokaklara dökülerek Öcalan'ın PKK'ya yaptığı dağılma ve silah bırakma çağrısına destek verdi.

76 yaşındaki Öcalan, 26 yıldır Türkiye'nin batısındaki Marmara Denizi'nin güneyinde, İstanbul'a 51 kilometre uzaklıkta Bursa iline bağlı İmralı Adası’ndaki izole bir cezaevinde tek başına tutulmasına rağmen, Türkiye'deki Kürt sorununun çözümü konusunda halen ‘anahtar’ ve ‘gerekli adam’ olarak görülüyor.

hyuı
Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma ve dağılma çağrısını duyururken çekilen son fotoğrafı (EPA)

4 Nisan 1949'da Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesine bağlı Ömerli köyünde bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Öcalan’ın fikirleri, 1970'lerde solcular ve sağcılar arasında yaşanan şiddetli sokak çatışmalarıyla şekillendi.

Kürtlerin ‘kahraman’ olarak gördüğü Öcalan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden ayrıldıktan sonra bağımsız bir Kürt devletinin kurulması için mücadele etmeye yemin ederek Türk solundan ayrıldı ve 28 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesinde PKK’yı kurdu.

1984'ten bu yana Suriye'de on binlerce insanın ölümüne neden olan bir isyana liderlik etti (kurbanların sayısına ilişkin tahminler 15 bin ila 40 bin arasında değişmekte). Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği (AB) PKK’yı terör örgütü olarak tanımlıyor.

zxcdfgt
Öcalan'ın 1999'da Kenya'da yakalandıktan sonra Türkiye'ye getirilişi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Arşiv - Türk medyası)

Türkiye'nin 1998'de Öcalan yüzünden Suriye'yi savaşla tehdit etmesinin ardından Şam, savaşın patlak vermesini önlemek için Mısır ve İran'ın araya girmesiyle Öcalan'ı sınır dışı etmek zorunda kaldı ve bunun sonucunda Türkiye'ye, güvenliğine yönelik bir tehdit oluşması halinde PKK üyelerini kovalamak için Suriye topraklarına 5 kilometre mesafeye kadar girme hakkı veren Adana Anlaşması imzalandı.

Öcalan, 15 Şubat 1999'da Kenya'nın başkenti Nairobi'de yakalanıp Türk özel kuvvetlerinin koruması altında Ankara'ya getirilmeden önce Rusya'ya, ardından İtalya ve Yunanistan'a sığınmıştı. 29 Haziran 1999'da terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan idama mahkûm edildi.

Türkiye'nin 2004 yılında AB'ye katılım müzakereleri çerçevesinde idam cezasını kaldırması üzerine cezası infaz edilmedi ve İmralı Cezaevi’ndeki bir hücrede tek başına tutulmak üzere şartlı tahliye imkânı olmaksızın müebbet hapis cezasına çevrildi.

xsdfgrt
Öcalan, 1992 (AFP)

Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısı, 2000'li yılların başında ve 2013'te başarısızlıkla sonuçlanan iki girişimin ardından üçüncü ateşkes çağrısıydı. Müzakerelerde varılan mutabakatın reddedilmesi ve Türkiye'de Kürt sorunu olmadığı iddia edilmesiyle çatışmaların tetiklemesiyle ikinci çağrı da çöktü. Ancak Erdoğan'ın AK Parti'nin büyük gerilemeler yaşadığı bir seçim dönemine denk gelen önceki tutumuna rağmen, bizzat Öcalan, Kürtler ve Türkler arasında kardeşliği sağlamak ve topluma barış getirmek umuduyla yeni bir barış çağrısıyla, PKK'nın feshedilmesi ve silahsızlandırılması arzusuyla geri döndü... Ancak bu yeni çağrının Türkiye'de ve bölgede Kürt sorununa kalıcı bir çözüm getirip getirmeyeceğini ya da siyaset koridorlarında ve seçim taktiklerinde kaybolup gitmeyeceğini kimse bilmiyor.