ABD, Suriye’nin kuzeydoğusundaki sınırlı diplomatik varlığını sürdürecek

Deyr-i Zor kırsalında DEAŞ karşı zafer ilanı sırasında SDG bayrağının yanında ABD bayrağı (Independent Arabia)
Deyr-i Zor kırsalında DEAŞ karşı zafer ilanı sırasında SDG bayrağının yanında ABD bayrağı (Independent Arabia)
TT

ABD, Suriye’nin kuzeydoğusundaki sınırlı diplomatik varlığını sürdürecek

Deyr-i Zor kırsalında DEAŞ karşı zafer ilanı sırasında SDG bayrağının yanında ABD bayrağı (Independent Arabia)
Deyr-i Zor kırsalında DEAŞ karşı zafer ilanı sırasında SDG bayrağının yanında ABD bayrağı (Independent Arabia)

Abdulhalim Süleyman

ABD Dışişleri Bakanlığı, Suriye’nin kuzeydoğusundaki sınırlı diplomatik varlığını sürdürmeye kararlı olduklarını ve ülkedeki istikrar çabalarına odaklandıklarını bildirdi.

Söz konusu açıklama, ABD Büyükelçiliği’nin Şam’dan, Suriye rejiminin kontrolü dışındaki bölgelere nakledildiğine dair haberler ve spekülasyonların ardından yapıldı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan ismini açıklamamayı tercih eden bir yetkili, Suriye’nin kuzeydoğusundaki sınırlı varlıklarını sürdürmeye kararlı olduklarını söyledi.

Bu diplomatik varlık, DEAŞ ve El Kaide’yi, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve diğer yerel ortaklar aracılığıyla yenilgiye uğratmaya yönelik kapsamlı bir stratejinin parçası.

Bakanlık yetkilisi Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, ABD’nin Suriye’deki diplomatik çalışmalarına değinerek, ülkesinin Başkan Joe Biden yönetimindeki çabalarının, Suriye’deki durumu istikrara kavuşturmaya odaklandığını söyledi.

Yetkili, ülkesinin ateşkesi sürdürmek, DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkmasını önlemek ve insani yardım erişimini genişletmek için ‘proaktif bir politika’ izlediğini de ekledi.

Diplomatik elçiler

ABD’nin son yıllardaki diplomatik varlığı, yalnızca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın özel elçilerinin başkanlık ettiği diplomatik ekipler aracılığıyla, Suriye’nin kuzey ve doğu bölgelerinde belirgindi.

ABD’nin Suriye sahasındaki ilk üst düzey diplomatı, 2018’den 2020’ye kadar görev yapan Büyükelçi William Roebuck’du. Onun yerini, geçen yılın yazına kadar David Brownstein aldı.

Brownstein’in ardından gelen, ABD’nin Kuzey ve Doğu Suriye Temsilcisi Nicholas Grainger’in görevi de aylar önce görevi sona erdi. Grainger, daha sonra Dışişleri Bakanlığı Suriye Bölgesel Platformu Genel Müdürlüğü görevini üstlendi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, gerek Şam rejiminin, gerekse Türkiye’nin desteklediği muhalefetin kontrolünde olsun, Suriye’nin geri kalan bölgelerinin aksine, Suriye’nin kuzeydoğu bölgelerinde diplomatlarının varlığını sürekli olarak sürdürüyor.

Sahada ise, ABD’li politikacılar, özellikle de Kongre üyeleri muhalefet ve Özerk Yönetim bölgelerini ziyaret ediyor ve toplantılar yapıyor.

Büyükelçiliğin adının değiştirilmesinin bir anlamı yok

Eylül ayında, ABD’nin Şam Büyükelçiliği’nin sosyal medya platformlarındaki adını, ‘ABD’nin Suriye Büyükelçiliği’ olarak değiştirmesi ve üzerine büyükelçiliğin Şam’dan Haseke’ye taşınacağına dair haberlerin çıkması bir takım spekülasyonların oluşmasına neden oldu.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Dubai’deki Bölgesel Medya Ofisi, büyükelçiliğin adının değiştirilmesinin herhangi bir anlam taşımadığını bildirdi.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, “Bu prosedür, dünya ülkelerindeki büyükelçiliklerin isimlerine ilişkin standart kriterlere tabidir ve bu değişikliğin arkasında herhangi bir mesaj yoktur” denildi.

Konsolosluk açma imkanı

Washington, Şubat 2012’de Şam’daki büyükelçiliğini geçici olarak kapattı ve tüm çalışanlarını oradan çekti. O dönemde Büyükelçi Robert Ford, ülkesinin diplomatik ekibinin başında bulunuyordu.

Büyükelçilik, Suriye’nin başkentindeki Muhajireen semtindeki ana binasında bulunuyordu ve diğer Suriye şehirleri veya valiliklerinde konsoloslukları yoktu.

ABD’nin diplomatik hukuku, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın diplomatik temsilciliğinin bulunduğu ülke içindeki şehirlerde veya geniş bölgelerde konsolosluklar açmasına izin verse de, şu ana kadar ABD, Suriye’nin kuzeydoğusunda resmi olarak bir konsolosluk açmadı.

ABD’li diplomatlar, DEAŞ’a karşı oluşturulan Uluslararası Koalisyon ile ortaklığı kapsamında başta Haseke olmak üzere bölgeye yayılmış askeri üslerde çalışıyor.



Cumhuriyetçiler Harvard hakkında meclis soruşturması başlattı

Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
TT

Cumhuriyetçiler Harvard hakkında meclis soruşturması başlattı

Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)
Harvard Üniversitesi kampüsü (AP)

ABD Kongresi'ndeki Cumhuriyetçiler dün, Donald Trump'ın kampının prestijli eğitim kurumuna yönelik son saldırısında, eşitlik yasalarını ihlal etmekle suçladıkları Harvard Üniversitesi hakkında soruşturma başlattıklarını duyurdular.

Trump yönetimi birkaç haftadır, Gazze Şeridi'ndeki savaşa karşı öğrenci hareketleri sırasında antisemitizmin tırmanmasına izin vermekle suçlanan bazı Amerikan üniversiteleriyle mali bir çatışmaya girmiş bulunuyor. Trump yönetiminin hedef aldığı üniversiteler arasında, ABD hükümetinin taleplerini reddetmesinin ardından 2.2 milyar dolarlık hibesi dondurulan Harvard Üniversitesi de bulunuyor. Trump, “nefret ve aptallık” yaymakla suçladığı Harvard Üniversitesi'ne tanınan vergi muafiyetini iptal ederek daha da ileri gitmekle tehdit ediyor.

“Harvard'ın bir utanç kaynağı olduğunu düşünüyorum. Bence yaptıkları şey bir rezalet,” diyen Trump, dün Oval Ofis'te gazetecilere yaptığı açıklamada, ‘avukatlar tarafından ele alınan’ davayla ilgisini küçümsedi.

Cumhuriyetçi yetkililer, bir meclis soruşturması başlatıldığını duyurdukları mektuplarında, üniversite yönetimine, özellikle ırk temelinde ayrımcılık olmak üzere “medeni haklar yasalarına uyumsuzluğunu” izleyeceklerini bildirdiler. Temsilciler Meclisi Soruşturma Komitesi Başkanı James Comer ve Cumhuriyetçi Temsilci Elise Stefanik, “Harvard Üniversitesi, sizin talimatınızla, Harvard'ı yasalara uygun hale getirmeyi amaçlayan federal yetkililer tarafından önerilen makul bir uzlaşma anlaşmasını değerlendirmeyi reddettiği ölçüde yasadışı ayrımcılığı önleyemiyor ya da önlemek istemiyor gibi görünüyor” diye yazdı. Üniversite Başkanı Alan Garber'a hitaben “Hiçbir kurumun yasaları çiğneme hakkı yoktur” ifadelerini kullandılar.

Bu tehdit, çarşamba günü Trump yönetimi tarafından yapılan ve üniversitenin kabul, işe alım ve siyasi yönelim alanlarında incelemeye tabi tutulmayı kabul etmemesi halinde, yabancı öğrenci kabulünü engellemeyi düşünen bir başka tehdidin ardından geldi. Birçok profesör ve öğrenci, üniversitenin Trump yönetiminin taleplerini reddetmesini nadir görülen bir direniş işareti olarak memnuniyetle karşılarken, New York'taki Columbia Üniversitesi Cumhuriyetçilerin baskısı altında reformları kabul etti.

Araştırmacı Avi Steinberg, Harvard Üniversitesi personeli ve öğrencilerinin dün Boston yakınlarındaki Cambridge'de bulunan kampüste, Trump yönetimine karşı gösteri düzenlediklerini söyledi. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Steinberg, “Harvard'ın öğrencilerine ve öğretim üyelerine verdiği sözleri yerine getirmesini, kampüsteki her öğrenciyi korumasını, öğretim üyelerini ve özellikle de ifade özgürlüğünü korumasını istiyorlar” ifadelerini kullandı.

30 bin öğrencili kurum yıllardır Şangay Dünya Üniversiteleri Sıralamasında en üst sıralarda yer alıyor. Diğer üniversitelerde olduğu gibi, bu üniversite de yıllardır büyük ölçüde sol görüşlü olduklarını düşündükleri Amerikan üniversitelerine karşı saldırıya geçen muhafazakarların hedefindeydi.

Bu saldırı, Filistin halkına destek ve Gazze'deki savaşa karşı düzenlenen öğrenci protestoları sırasında yoğunlaşmış ve üniversite kampüslerinde Yahudi öğrencilerin korunmamasına yönelik yaygın eleştirilere yol açmıştır.