​ABD İran tehdidine karşı Ortadoğu'ya 7 bin ek asker gönderiyor

USS Abraham Lincoln uçak gemisi Körfez yolunda Süveyş Kanalı'nı geçiyor (AP-Arşiv)
USS Abraham Lincoln uçak gemisi Körfez yolunda Süveyş Kanalı'nı geçiyor (AP-Arşiv)
TT

​ABD İran tehdidine karşı Ortadoğu'ya 7 bin ek asker gönderiyor

USS Abraham Lincoln uçak gemisi Körfez yolunda Süveyş Kanalı'nı geçiyor (AP-Arşiv)
USS Abraham Lincoln uçak gemisi Körfez yolunda Süveyş Kanalı'nı geçiyor (AP-Arşiv)

ABD’li bir yetkili, ABD Savunma Bakanı Mark Esper’in İran tehdidiyle yüzleşmek için Ortadoğu'ya 5 ila 7 bin arasında ek asker göndermeyi planladığını söyledi.
AFP’ye isminin gizli kalması koşuluyla bilgi veren ABD’li bir yetkili, bu güçlerin nerede ve ne zaman konuşlandırılabileceğini belirtmedi ancak bu askerlerin İran bağlantılı grupların son aylarda ABD'nin çıkarlarına yönelik saldırılarına bir cevap olarak gönderileceği bilgisini verdi.
ABD Savunma Bakan Yardımcısı John Rood ise Kongre’deki bir oturum esnasında, “ABD İran'ın davranışlarını endişe ile izliyor. Tehdit seviyesini izlemeye devam ediyoruz ve varlığımızı hızla gösterme yeteneğine sahibiz” dedi.
Ancak Rood, Wall Street Journal'ın ABD’nin bölgede 14 bin ilave asker konuşlandırılabileceğine ilişkin haberini yalanladı.
Pentagon Basın Sekreteri Alyssa Farah da, Twitter üzerinde yaptığı açıklamayla bu haberleri reddetti.
ABD ile İran arasındaki gerilimler, ABD Başkanı Donald Trump'ın tek taraflı olarak nükleer anlaşmadan çekilmesi ve Tahran'a ciddi ekonomik yaptırımlar uygulamasından sonra giderek arttı.
Batılı ülkeler ve Suudi Arabistan, Tahran’ı geçtiğimiz Eylül ayında Saudi Aramco’nun iki petrol tesisini hedef alan, Suudi petrol üretiminin bir kısmını felç eden ve ham petrol fiyatlarının yükselmesine neden olan saldırının arkasında olmakla suçladı.
ABD Savunma Bakanı Esper, saldırının ardından İran'ın Ortadoğu’yu istikrarsızlaştırma ve küresel ekonomiye zarar vermeyi amaçlayan kötü niyetli davranışlarını eleştirdi.
ABD, İran başta olmak üzere yabancı müdahaleler ile ekonomik sıkıntıya karşı kitlesel protestoların yaşandığı Irak’taki üslere yönelik artan saldırılardan endişe duyuyor.
ABD’li bir yetkili, “Fırlatılan roketlerin sayısında bir artış var ve açıkçası bu DEAŞ ile ilgili değil. Hiç kimse ölmediği için şanslıyız” şeklinde konuştu.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence'nin Irak ziyaretinin ardından ABD askerlerinin bulunduğu Anbar’daki Ayn’ul Esed Askeri Hava Üssü’ne 5 roket atıldı.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times