Suudi Arabistan’da 21 günlük "kısmi" sokağa çıkma yasağı ilan edildihttps://turkish.aawsat.com/home/article/2194176/suudi-arabistan%E2%80%99da-21-g%C3%BCnl%C3%BCk-k%C4%B1smi-soka%C4%9Fa-%C3%A7%C4%B1kma-yasa%C4%9F%C4%B1-ilan-edildi
Suudi Arabistan’da 21 günlük "kısmi" sokağa çıkma yasağı ilan edildi
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz (SPA)
Riyad/Şarku’l Avsat
TT
TT
Suudi Arabistan’da 21 günlük "kısmi" sokağa çıkma yasağı ilan edildi
Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz (SPA)
Suudi Arabistan’da 23 Mart-12 Nisan arasında 21 günlük "kısmi" sokağa çıkma yasağı ilan edildi
Kralı Selman bin Abdulaziz, korona virüsün yayılmasını önlemek için Pazartesi (bugün) gününden itibaren 21 gün sürecek "kısmi" sokağa çıkma yasağını içeren Kraliyet emri çıkardı.
Suudi Basın Ajansı'na (SPA) göre, Kraliyet kararnamesi aşağıdaki konuları içeriyordu:
1: Yeni koronavirüsün yayılmasını engellemek için 23 Mart 2020 akşamından itibaren 12 Nisan’a kadar 21 gün boyunca akşam saat yediden sabah altıya kadar sokağa çıkma uygulanacaktır.
2: İçişleri Bakanlığı sokağa çıkma yasağının uygulaması için gerekli önlemleri alacak ve tüm sivil ve askeri kurumlar bu konuda İçişleri Bakanlığı ile tam işbirliği içinde bulunacaktır.
3: Sokağa çıkma yasağı, güvenlik hizmetleri, askeri hizmetler ve medya sektöründeki çalışanlar ile sağlık ve hassas hizmet sektörlerindeki çalışanları ve İçişleri Bakanlığı tarafından ayrıntıları yayınlanacak hayati önemdeki özel sektör çalışanlarını kapsamamaktadır.
Kraliyet kararnamesi, vatandaşları önümüzdeki dönemde, özellikle sokağa çıkma yasağına uyarak evlerinde kalmaya ve yasaklama dışı zamanda ise aşırı zorunluluk halleri hariç sokağa çıkmamalarını belirterek, herkesi, ikamet ettiği yerde kalarak kendilerini ve ülkeyi salgının yayılma riskine karşı koruma görevlerini yerine getirmeye çağırdı.
Hamas ve diğer grupların BM Güvenlik Konseyi'nin Gazze kararına ilişkin endişelerinin ardındaki sebepler neler?https://turkish.aawsat.com/arab-world/5210360-hamas-ve-di%C4%9Fer-gruplar%C4%B1n-bm-g%C3%BCvenlik-konseyinin-gazze-karar%C4%B1na-ili%C5%9Fkin
Hamas ve diğer grupların BM Güvenlik Konseyi'nin Gazze kararına ilişkin endişelerinin ardındaki sebepler neler?
Gazze şehrindeki yıkılmış binaların görünümü, 18 Kasım 2025 (EPA)
Hamas ve diğer Filistinli gruplar dün yaptıkları açıklamalarda, ABD tarafından Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne sunulan ve Gazze Şeridi’nin geleceğine ilişkin hazırlanan karara, özellikle de ‘Barış Konseyi’ ve önerilen uluslararası güç maddelerine karşı çıktıklarını duyurdu.
Hamas’ın geçmişte uluslararası gücün BM kararıyla oluşturulmasını talep ederek bu yapıya uluslararası meşruiyet kazandırma yönündeki tutumuna rağmen, bugün dile getirdiği çekinceler hareketin pozisyonunda değişiklik olup olmadığı yönünde soru işaretlerine yol açtı.
Hamas ile diğer Filistinli hareket ve grupların yayımladığı ortak açıklamada, BM Güvenlik Konseyi kararının uluslararası referansları aştığı, Filistin ulusal iradesi dışında sahada yeni düzenlemeler oluşturacak bir çerçeve sunduğu ifade edildi. Açıklamada, önerilen şekliyle Gazze Şeridi’ne konuşlandırılacak herhangi bir uluslararası gücün ‘vesayet veya dayatılmış yönetim’ niteliği taşıyacağı, bunun da Filistin halkının kendi kaderini tayin etme ve kendi işlerini yönetme hakkını sınırlayan bir durumu yeniden üreteceği belirtildi.
Karar tasarısı, Gazze Şeridi’nde derhal konuşlandırılmak üzere istikrarı sağlamak amacıyla geçici bir uluslararası güç oluşturulmasını öngörüyor. Bu güç, daha önce Gazze Şeridi’nde görevlendirilmiş Filistinli polis unsurlarını eğitecek ve destekleyecek; ayrıca bu konuda Ürdün ve Mısır ile istişarelerde bulunacak. Tasarıya göre söz konusu uluslararası güç, uzun vadede iç güvenliği sağlama çözümü olarak konumlanacak ve yeni eğitilmiş Filistin polisiyle birlikte İsrail ve Mısır’la çalışarak sınır bölgelerinin güvenliğine katkı sağlayacak.
İtirazın nedenleri
Hamas ve diğer Filistinli gruplardan kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada, Filistin tarafının itirazının yalnızca prensip gereği yapılmadığını, uluslararası gücün üstleneceği rol konusunda gerçek bir endişe bulunduğunu belirtti. Kaynaklar, eğitilecek güvenlik gücünün kime bağlı olacağı, kim tarafından yönetileceği ve nasıl çalışacağı gibi konulardaki belirsizliklerin de ciddi kaygı yarattığını ifade etti.
Gazze şehrindeki çadırların önünde oturan yerlerinden edilmiş insanlar, 18 Kasım 2025 (EPA)
Kaynaklar, Hamas’ın söz konusu kararda gördüğü riskin, uluslararası gücün silahsızlandırma görevini sert şekilde uygulaması halinde İzzeddin el-Kassam Tugayları ile diğer Filistinli grupların bu güçle çatışma ihtimali olduğunu belirtti. Hareketin, bu tür bir çatışma yaşanmasını kesinlikle istemediği vurgulandı.
Aynı kaynaklar, uluslararası gücün ve Mısır ile Ürdün’de eğitilecek yerel güçlerin, nüfuzlarını kullanarak Filistinli grupların üyelerini takip edip gözaltına alabileceği endişesini dile getirdi. Bu durumun, 1990’larda Filistin Yönetimi’nin uygulamalarına benzer bir tablo ortaya çıkarabileceği ifade edildi. Böyle bir senaryonun doğrudan çatışmaya yol açabileceği, bunun da kontrol edilemeyecek tehlikeli gelişmeleri tetikleyebileceği belirtildi.
Hamas kaynakları, hareketin BM kararından, söz konusu gücün bir ‘gözlem gücü’ olarak tanımlanmasını ve ateşkesin uygulanmasını sağlamakla görevlendirilmesini beklediğini söyledi. Özellikle de tarafların kabul ettiği, Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde varılan ateşkes anlaşmasının İsrail tarafından sık sık ihlal edildiği hatırlatıldı.
Kaynaklar, silahsızlandırmanın güç kullanılarak yapılmasının ‘başarılı olamayacağını ve sonuçsuz kalacağını’ savundu. Filistinli müzakere heyetinin, arabulucularla yürütülen görüşmelerde, bu sürecin İsrail’in veya herhangi bir dış tarafın denetimine bırakılmaması için belirli bir mekanizma oluşturulmasını hedeflediği aktarıldı. Buna göre sürecin özellikle Mısır, Katar ve Türkiye gibi arabulucuların gözetiminde yürütülmesi ve tünellere ilişkin özel bir düzenleme yapılması önerildi. Kaynaklardan biri, “Ancak ABD, İsrail ile uyum içinde, bu sürecin Netanyahu hükümetinin perspektifine göre güç kullanılarak uygulanmasını istiyor” dedi.
Witkoff, el-Hayye ve olası bir görüşme
Kaynaklar, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile Hamas’ın önde gelen isimlerinden Halil el-Hayye arasında beklenenden daha yakın bir zamanda bir görüşmeye ihtiyaç duyulabileceğini belirtti. Bu kaynaklar, Gazze’nin geleceğinin ele alınması ve İsrail’in BM Güvenlik Konseyi kararını kullanarak güvenlik konularında, yardım dosyasında ve yeniden imar sürecinde kontrol sağlamasının engellenmesi için ABD yönetimiyle doğrudan bir diyaloğun artık zorunlu hale geldiğini vurguladı. Ayrıca, kararın herhangi bir tarafça sahada yeni gerçeklikler dayatmak için kullanılmasını önlemek adına birleşik bir Filistin cephesi oluşturulmasının önemine işaret ettiler.
BM Güvenlik Konseyi’nin kabul ettiği tasarıda yer alan Barış Konseyi’ne ilişkin olarak, Hamas ve diğer Filistinli grupların, bu yapının Gazze Şeridi’nin yönetiminde gerçek bir rolü olmayan sembolik bir oluşum olarak kalmasını beklediği, yönetim sorumluluğunun ise Mısır arabuluculuğunda üzerinde uzlaşılan teknokrat komitesinin elinde olması gerektiği ifade edildi.
Kaynaklardan biri, arabulucular ve hatta ABD ile varılan birçok mutabakatın bağlamından çıkarıldığını, bunun da İsrail’in şartlarının uygulanmasına imkân verdiğini söyledi. Bu durumun, mevcut durumu İsrail’in güvenlik kontrolüne bağladığını, çekilmenin ise belirli ve net takvimlere göre değil, İsrail’in istediği zaman gerçekleşebilecek bir çerçeveye oturduğunu belirtti. Kaynak, aynı zamanda birçok konunun üzerinde mutabık kalınan gerçek içeriğinden arındırıldığını dile getirdi.
Kaynaklar ayrıca, alınan kararın Gazze Şeridi’ni olası bir Filistin devletinin geleceği bağlamında Batı Şeria ve Kudüs’ten kopuk bir şekilde ele aldığını, her bölgenin birbirinden ayrı tutulmasının Filistin’in tek ve bütün bir varlık olarak birliğine açık bir zarar verdiğini ifade etti.
Filistin direnişinin terörle ilişkilendirilmesinin son derece tehlikeli sonuçlar doğuracağı uyarısında bulunan kaynaklar, bunun ileride örgüt üyelerinin, liderlerinin ve hatta bazı sivillerin, faaliyetleri veya ‘terör’ suçlamaları gerekçe gösterilerek Filistin toprakları içinde veya dışında yargılanmasının önünü açabileceğini belirtti. Bu ihtimalin kabul edilemez büyüklükte bir risk taşıdığına dikkat çektiler.
Suudi Arabistan ve ABD nükleer enerji konusunda “ortak bildiri” imzaladıhttps://turkish.aawsat.com/k%C3%B6rfez/5210347-suudi-arabistan-ve-abd-n%C3%BCkleer-enerji-konusunda-%E2%80%9Cortak-bildiri%E2%80%9D-imzalad%C4%B1
Ortak bildiri, Suudi Arabistan ile ABD’nin bölgesel ve uluslararası zorluklar ve tehditlerle başa çıkmak için birlikte çalışabilecek güvenlik ortakları olduğunu teyit ediyor (SPA)
Suudi Arabistan ve ABD nükleer enerji konusunda “ortak bildiri” imzaladı
Ortak bildiri, Suudi Arabistan ile ABD’nin bölgesel ve uluslararası zorluklar ve tehditlerle başa çıkmak için birlikte çalışabilecek güvenlik ortakları olduğunu teyit ediyor (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile ABD Başkanı Donald Trump bugün Beyaz Saray'da Suudi Arabistan ve ABD arasında ‘stratejik savunma anlaşması’ imzaladı.
Anlaşma, 90 yılı aşkın süredir iki ülkeyi birleştiren stratejik ortaklık ve köklü tarihi bağlar temelinde imzalandı. Anlaşma, uzun vadeli savunma ortaklığını güçlendiren ve her iki tarafın bölgedeki barış, güvenlik ve refahı destekleme konusundaki ortak taahhüdünü yansıtan önemli bir adım.
Anlaşma, Suudi Arabistan ve ABD’nin bölgesel ve uluslararası zorluklar ve tehditlerle mücadele etmek için birlikte çalışabilecek güvenlik ortakları olduğunu teyit ederek, iki taraf arasında savunma kapasitelerinin geliştirilmesi ve entegrasyonunun yanı sıra, uzun vadeli savunma koordinasyonunun derinleştirilmesini, caydırıcılık kapasitelerinin artırılmasını ve hazırlık seviyesinin yükseltilmesini öngörüyor. Anlaşma ayrıca, her iki ülkenin güvenliğini ve istikrarını artırmaya katkıda bulunan sürekli ve sürdürülebilir bir savunma ortaklığı için sağlam bir çerçeve oluşturuyor.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre Riyad ve Washington, Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin ziyareti sırasında sivil amaçlı nükleer enerji alanında da anlaşmalar imzaladı.
ABD yönetimi, iki ülkenin nükleer enerji konusunda ‘onlarca yıl boyunca milyarlarca dolarlık iş birliğinin yasal temelini oluşturan ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlemesi Antlaşması (NPT) maddelerine uygun olarak yürütülecek’ bir ‘ortak bildiri’ üzerinde anlaştıklarını duyurdu.
Bir kaynak, ABD Başkanı Donald Trump'ın toplantı sırasında Suudi Arabistan'a F-35 savaş uçakları satmayı kabul ettiğini söylediğini aktardı.
Trump, Suudi Arabistan'ı "NATO Üyesi Olmayan Önemli Müttefik" olarak ilan ettihttps://turkish.aawsat.com/k%C3%B6rfez/5210345-trump-suudi-arabistan%C4%B1-nato-%C3%BCyesi-olmayan-%C3%B6nemli-m%C3%BCttefik-olarak-ilan-etti
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın Doğu Salonu'nda düzenlenen akşam yemeğinde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile tokalaşıyor (AP)
Trump, Suudi Arabistan'ı "NATO Üyesi Olmayan Önemli Müttefik" olarak ilan etti
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'ın Doğu Salonu'nda düzenlenen akşam yemeğinde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile tokalaşıyor (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan'ın NATO dışı önemli müttefik olarak belirlenmiş olduğunu duyurdu. Suudi Arabistan ile olan önemli ortaklığın her iki ülkenin çıkarlarını da ilerletmeye devam edeceğini vurguladı.
Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman onuruna verdiği akşam yemeğinde “Suudi Arabistan'ı ‘NATO Üyesi Olmayan Önemli Müttefik’ olarak tanıyarak askeri iş birliğimizi daha yüksek seviyelere taşıyoruz, bu son derece önemli” ifadelerini kullandı.
ABD, sadece 19 ülkeyi ‘NATO Üyesi Olmayan Önemli Müttefik’ olarak tanıyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı ağırladığı akşam yemeğinde konuşurken (Reuters)
ABD Başkanı Trump, konuşmasının başında Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ne hitaben “Arkadaşım ve büyük vizyon sahibi Suudi Arabistan Veliaht Prensi hoş geldiniz. Onu burada aramızda görmekten büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.
Trump, sözlerine şöyle devam etti:
“Kral Abdulaziz'in Roosevelt ile görüşmesinden 80 yıl sonra Suudi Arabistan Veliaht Prensi ile görüşüyorum.”
Suudi Arabistan'daki önemli gelişmelerin, bu ülkeyle daha iyi bir iş birliği için kapıyı araladığını söyleyen Trump, “Suudi Arabistan ile yapay zeka (AI) ve mineraller konusunda harika anlaşmalar” imzalanacağını belirtti.
Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasının sağlanmasındaki rolü nedeniyle Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ne teşekkürlerini ileten Trump, Suudi Arabistan'ın Gazze’de barış anlaşmasına varılmasında önemli bir rol oynadığını vurguladı.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة