Libya’nın sürpriz eğilimlere yönelim pusulası

Yeni uluslararası güçlerin Mareşal Hafter’e açılımı ve Hafter’i Sudan dosyasından uzaklaştırma girişimleri

Libya'da iç sahnedeki etkileşimlerin, bazılarının görünürdeki ciddiyetine rağmen, normal ve kafa karışıklığı ve kafa karışıklığının doğal bir sonucu olduğu söylenebilir (AFP)
Libya'da iç sahnedeki etkileşimlerin, bazılarının görünürdeki ciddiyetine rağmen, normal ve kafa karışıklığı ve kafa karışıklığının doğal bir sonucu olduğu söylenebilir (AFP)
TT

Libya’nın sürpriz eğilimlere yönelim pusulası

Libya'da iç sahnedeki etkileşimlerin, bazılarının görünürdeki ciddiyetine rağmen, normal ve kafa karışıklığı ve kafa karışıklığının doğal bir sonucu olduğu söylenebilir (AFP)
Libya'da iç sahnedeki etkileşimlerin, bazılarının görünürdeki ciddiyetine rağmen, normal ve kafa karışıklığı ve kafa karışıklığının doğal bir sonucu olduğu söylenebilir (AFP)

Muhammed Bedreddin Zayid

Libya arenası, bir kısmı önceki gelişmelerle uyumlu, bir kısmı ise açıklaması zor olacak ölçüde öncekilerden tamamen kopuk, alışılmadık dönüşümler ve gelişmeler içinde görünüyor. Bunun yanı sıra Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi ve Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı Abdoulaye Bathily, yerli ve yabancı taraflarla görüşmelerini sürdürüyor. Tüm bunlar, bu karmaşık ve çelişkili hareketliliğin Libya'daki çatışmanın döngüsel yollarının bir tekrarı mı, yoksa gerçek bir ilerlemenin başlangıcı mı olduğu konusunda soru işaretlerini gündeme getiriyor.

Belki de bazı yeni eğilimlerden başlamalı. Bunlardan ilki yeni bazı uluslararası güçlerin Mareşal Halife Hafter’e açılımı. Hafter’in Fransa ile olan ilişkileri karşısında İtalya'nın huzursuz olduğu biliniyor. Bu huzursuzluk İtalya'nın enerji şirketi Eni aracılığıyla Libya petrol sektöründeki konumu dışında, Roma ve Paris arasındaki Libya rekabeti çerçevesinde olsa da İtalyan akademik merkezlerinin Hafter'e karşı muhafazakar ifadeler kullandığı biliniyor. Yıllar önce Roma ile Paris arasındaki böyle bir rekabetin bir hayal olduğunu düşünsem de her ikisi de Libya arenasın küçük aktörlere dönüştüler.

Sürpriz eğilimler

Birkaç hafta önce İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin Hafter'i kabul etmesi bir sürprizdi. Başka adımla ilgili duyumlar da söz konusu. Bunların tamamı, daha sonra değineceğimiz gibi ABD’nin Libya'da bir çözüme ulaşılması ve bunu Sudan meselesine bağlama çabalarının bir parçasıdır.

Diğer adımlar arasında (Temsilciler Meclisi’nin güvenoyunu geri çektiği) Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başkent Trablus'ta Mısır’dan gelen bir heyeti kabul etmesi yer aldı. Kahire'den ise bu ziyaretle ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı. Ancak ziyaretin önemli olduğu açıktı. Sınırlı da olsa Mısır ile UBH arasında iletişimin yeniden başladığının bir göstergesiydi.

Öte yandan basın kaynakları, ABD’nin Hafter'e yönelik hamlesinin özelde komutası altındaki Libya Ulusal Ordusu’ndan (LUO) ya da genel olarak Hafter cephesinden Sudan Hızlı Destek Güçleri’ne (HDK) destek verilmesini engellemeyi amaçladığını ve bunun da Sudan’daki yeni çatışmayı daha da karmaşık hale getirdiğini belirttiler. Ancak bu aynı zamanda tehlikeyi Avrupa'dan uzaklaştıran, Sudan'ın göç çıkışlarını güneyden kontrol etmenin yanı sıra, zamansal ve mekansal uzantısı olan büyük özellikler ve riskler taşıyan bir çatışmadır.

Başağa çelişkileri

Libya Temsilciler Meclisi (TM) kendisi tarafından atanan paralel İstikrar Hükümeti Başbakan Fethi Başağa’yı görevden aldı ve boşalan Başbakanlık koltuğuna Maliye ve Planlama Bakanı Usame Hammad'ı vekaleten atadı.

Bazı kaynaklara göre TM oturumuna sadece 15 milletvekilinin katılması nedeniyle Başağa’nın görevden alınması kararıyla ilgili birçok değerlendirme söz konusu. Oylamanın ardından TM’nin önde gelen bazı isimlerinin yorumları ve TM Başkanı Akile Salih’in basın açıklamalarına göre yalnızca siyasi değil, birçok yasal kusur da kararı gölgeledi. Dünyanın çoğu ülkesindeki olağan prosedürleri ve TM’nin sorgulama prosedürleri takip edilmedi ve sonunda Başağa’nın görevden alındığı birkaç oturum düzenledi.

Başağa'nın görevden alınmasının gerekçesi, Libya Merkez Bankası'nın kendisine TM’nin geçtiğimiz haziran ayında onayladığı ve ardından daha küçük bir bütçe önerdiği, fakat TM’nin rakamların çok büyük olması nedeniyle onaylayamadığı 18 milyar dolarlık bütçeyi ödemeyi reddetmesi nedeniyle mali transferleri alamamasına dayanıyor.

Esasen, Başağa’nın görevden alınmasıyla ilgili bu çelişkilerin hepsi soru işaretlerinin ortaya çıkmasına neden oluyor. TM Başkanı Salih’in Başağa’nın görevden alınması kararına yönelik üstü kapalı eleştirisi ve bazılarının kararı alan milletvekillerinin eğilimlerine ilişkin imaları, Salih’in milletvekilleri üzerindeki kontrolünün görece gevşemesinin yanı sıra TM içinde eski tartışmaların da ötesinde bölünmeler olduğuna işaret etti. Genel olarak görevini yürütemeyecek durumda olan Başağa hükümetinin gidişatı, Libya'da halen bölünmüşlük ve kutuplaşma halinin var olduğunu yansıttı.

Fas toplantıları

Bir süredir devam eden canlılığın devamı olarak Fas'ta TM ile DYK üyelerinden oluşan 6+6 Komisyonu, geçtiğimiz hafta sonunda seçim yasasındaki tartışmalı maddeleri oylamak üzere yeni bir oturum düzenledi.

Komisyon üyelerinin Libyalı taraflardan baskı görmemesi için bu toplantılara ev sahipliği yapmak üzere Fas seçildi. Yetkileri konusunda nihai bir kararın verilememiş olması Komisyonun çalışmalarında ikilem yaratırken İzzeddin Kuveyrib gibi Komisyon’un bazı üyeleri, bir Rus televizyon kanalına yaptıkları açıklamada, toplantıların çıktılarının TM tarafından onaylandıktan sonra ya da doğrudan Seçim Komisyonu'na gönderileceğini söylediler.  Ancak bu açıklamalar, TM Üyesi Ali el-Sul tarafından reddedildi.

El-Sul, 6+6 Komisyonu toplantılarının çıktılarının doğrudan Seçim Komisyonu'na gönderilmesinin anayasal normlara göre anlaşılır olduğunu, ancak hukuka aykırı olduğuna dikkati çekti. Mevcut durumun, özellikle önceki seçimlerin yapılmasına engel olan mücbir sebeplerin halen devam etmesi nedeniyle, seçimlerin yapılması olasılığını göstermediğini açıkladı.

Öte yandan Komisyon’un son turdaki toplantıları, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinin yapılmasına ilişkin hususlarda uzlaşmaya varılması konusunda iyimser bir dille geçti. Siyasi partilerin parti listeleri ya da bireysel adaylıklar üzerinden olaya dahil olmasının birçok detayı üzerinde mutabakata varıldıysa da Hafter'in merkezinde olduğu yer aldığı asker kökenlilerin adaylığı konusu netlik kazanmazken Seyfülislam Kaddafi'nin adaylığına izin verilmesi meselesi de halen çözüm kalmaya devam ediyor.

Kartların karılması

Libya’daki iç sahne etkileşimlerinin, bazılarının görünürdeki ciddiyetine rağmen, bu durumlardaki kafa karışıklığının ve kafa karışıklığının doğal bir sonucu olduğu söylenebilir. İçerideki aktörler tutumlarını ne kadar uzun süre korursa ittifaklar ve çıkarlar da o kadar fazla değişecektir. Örneğin Başağa’nın başına gelenler, seçimler yapılmadan ve hatta tüm yetkileriyle görevini gerçek anlamda yerine getirmeden zaman geçtikçe TM’yi etkileyecek olan kargaşayı yansıtıyor.

Ülkenin doğusundaki ve batısındaki tüm siyasi eylem düzeylerinde kişisel çıkarların yeriyle ilgili soru işaretlerinin yanı sıra mevcut işlevsiz koşullar çerçevesinde daha fazla zaman geçtikçe doğal olarak yüzeye çıkacak soru işaretleri de söz konusu.

Libya arenasındaki gerçek gelişmelere gelince, daha önce İtalya'nın Hafter cephesine ya da şahsına açılımda bulunduğundan bahsedilmişti. Aynı şekilde Kahire de daha önce çekincelerini dile getirdiği UBH’ye açıldı. İki taraf arasında basın üzerinden bir iletişimin kuruldu. Tüm bunların, ABD’nin Libya meselesini ortadan kaldırmaya ya da bir çıkış yolu bulmaya yönelik devam eden çabaları çerçevesinde gerçekleştiğinden söz ediliyor.

ABD’nin bu çabaları, Sudan krizinin büyük ölçüde etkin bir şekilde kontrol altına alındığına dair haberlerin geldiği bildiği halde öncelikle Libyalı tarafların olası müdahaleleriyle Hartum krizinin daha da yoğunlaşmaması için Libya ve Sudan dosyalarını devre dışı bırakmayı amaçlıyor. Ancak ABD, Libya dosyasında ve bölgedeki diğer dosyalarda diplomatik ve istihbarat lanlarında mümkün olan en düşük maliyetiyle hareket ediyor. Aynı zamanda, başarısız olacak büyük bir adım atma konusunda da ihtiyatlı davranıyor. Stratejik olarak, Rusya'yı bu bölgelerden uzaklaştırmaya ve nüfuzunu güçlendirmesine engel olmaya odaklanıyor.

Washington’ın, bu stratejinin yeterli araçlardan yoksun olması, Filistin meselesi ve başta Irak olmak üzere diğer bölgesel dosyalardaki tutumunun olumsuzluğunu göz ardı etmesi karşı karşıya olduğu en büyük sorun. Washington, aynı zamanda ve en önemlisi, kimin aday olabileceği sorunu gibi seçimlerin yapılamamasının nedenleriyle ve silahlı grupların Libya devletinin yetkisi dışında olması meselesiyle nasıl başa çıkılacağına dair halen belli bir yaklaşımdan yoksundur.

Her durumda, Libya sahnesini çevreleyen olumlu bir atmosfer var. Ancak seçimlerin önündeki nedenlerin ve engellerin nihai ve net bir şekilde nasıl çözüldüğünü ve bu seçimlerin sonuçlarına saygı duyulacağının garantilerinin neler olduğunu öğrenmek için beklemek zorundayız.

*Bu makale Şarku’l tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



Libya’nın yurtdışında dondurulmuş fonlarının çözülmesine yönelik olası gizli anlaşmalar

Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
TT

Libya’nın yurtdışında dondurulmuş fonlarının çözülmesine yönelik olası gizli anlaşmalar

Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)
Basında yer alan haberlerde Abdulhamid ed-Dibeybe hükümeti ile ABD Başkan Donald Trump'ın yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan fonlarına ilişkin gizli müzakereler yürütüldüğü belirtiliyor (UBH Başbakanlık Basın Ofisi)

Zayed Hediyye

Libya'da Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başbakanı olduğu Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) son aylarda karşı karşıya kaldığı siyasi ve ekonomik krizler devam ederken UBH ile ABD yönetimi arasında yapılan anlaşmalara ilişkin uluslararası basında art arda çıkan haberler UBH’nin sıkıntılarını daha da arttırdı. Bu anlaşmalar arasında Washington'da dondurulan Libya fonlarının, ABD'ye bu fonların bir kısmının verilmesi karşılığında çözülmesini amaçlayan bir anlaşma da yer alıyor.

Bu anlaşmanın onaylanması halinde bu hamle, Temsilciler Meclisi'nin (TM) yeni bir bütçe vermeyi reddetmesi ve Libya’nın doğu kampının ABD ve Türkiye gibi Libya sahnesindeki önde gelen ve etkili olan uluslararası tarafların teveccühünü kazanmayı başarması sonucu UBH’nin son dönemde rakiplerine karşı gerilediği ekonomik ve siyasi düzeylerdeki konumunu iyileştirmesine katkı sağlayacak.

Washington için cazip bir anlaşma

Anlaşmanın ayrıntıları, İngiltere merkezli Middle East Eye haber sitesi ve diğer uluslararası basın kaynakları tarafından hazırlanan ve UBH ile Trump yönetiminden yetkililer arasında Libya'nın yurtdışında dondurulan ve 30 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen fonlarına ilişkin gizli müzakerelerden bahseden bir haberde ortaya çıktı.

Söz konusu habere göre taraflar arasındaki görüşmeler geçtiğimiz nisan ayı sonlarında Katar'ın başkenti Doha'da gerçekleşti. ABD Başkanı Trump'ın Ortadoğu işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos ile UBH Başbakanı Dibeybe’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı ve kuzeni İbrahim ed-Dibeybe’nin bir araya geldiği görüşmede, Libya'nın, Washington'ın dondurulan fonların çözülmesinde rol oynaması karşılığında, dondurulan fonların bir kısmını belirli ABD kuruluşlarına verme planı ele alındı.

Şarku’l Avsat’ın Middle East Eye'den aktardığı kaynaklara göre plan Trump'ın ekibinin ciddi ilgisini çekmiş ve planın uygulanmasına yönelik mekanizmaların takibi için iç görüşmeler çoktan başladı. Ancak bu durum, bazı tarafların dondurulmuş Libya fonlarını bir sonraki aşamada siyasi olarak değerlendirme niyetleri hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Libyalı yetkililerden yalanlama

Öte yandan Libya Yatırım Otoritesi (LIA), fonların serbest bırakılmasına ilişkin olarak basında yer alan haberleri yalanladı. Bu iddiaların doğruluktan yoksun olduğunu ve güvenilir kaynaklara ya da yetkili makamlar tarafından yayınlanan resmi raporlara dayanmadığını vurgulayan LIA, tüm yatırım portföylerinin ve egemen fonlarının Denetim Bürosu ve İdari Kontrol Dairesi gibi yerel kuruluşların yanı sıra akredite sahibi uluslararası denetçiler de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlar tarafından periyodik izlemeye tabi tutulduğunu ve hesaplarının uluslararası kabul görmüş yönetişim, açıklama ve şeffaflık standartlarına uygun olarak düzenli olarak gözden geçirildiğini kaydetti.

Libya’dan hamleler

ABD son zamanlarda Libyalı kurumların ve önde gelen resmi şahsiyetlerin Libya’nin ABD bankalarında dondurulmuş fonlarının serbest bırakılmasına yönelik hamleleri için aktif bir arena haline geldi. Libyalı resmi kaynakların tahminlerine göre bu fonlar Libya'nın yurtdışındaki toplam fonlarının yüzde 25'inden fazlasını oluşturuyor ve yaklaşık 200 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

Bu hamlelerden en öne çıkanı, birkaç gün önce İngiltere merkezli Africa Confidential dergisinin sayfalarında yayınlanan ve Libya Devlet Varlıklarının Geri Kazanımı ve Yönetimi Ofisi (LAROM) eski Başkanı Muhammed el-Menseli'nin ‘çalıntı’ olarak nitelendirilen ve 50 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen Libya’nın yurtdışındaki fonlarını kurtarmaya yönelik hamlelerinin ardından ABD makamları tarafından tutuklanmasının hangi koşullarda gerçekleştiğinden bahseden tartışmalı bir haberde ortaya çıktı.

Africa Confidential haberinde, Muhammed el-Menseli'nin geçtiğimiz yıl aralık ayında Washington'da Dışişleri, Adalet ve Hazine bakanlıkları yetkilileriyle bir araya geldiğini ve Muammer Kaddafi rejimi tarafından ABD’deki gizli hesaplara kaçırılan paraları Libya'nın geri alma niyetini kendilerine bildirdiğini aktardı. Habere göre Menseli bundan sadece birkaç hafta sonra 7 Ocak'ta izinsiz eylemlerde bulunduğu ve çifte vatandaşlığa sahip olduğu gerekçesiyle tutuklandı.

Libya’nın fonları onlarca yıldır dondurulmuş durumda

Libya'nın yurtdışında dondurulan fonları, 2011 yılında Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana ülkenin karşı karşıya kaldığı en çetrefilli konulardan biri. Zira o tarihten bu yana göreve gelen hiçbir hükümet bu dosyayı yerinden oynatmayı başaramadı. Libya’nın yurtdışındaki fonları, 17 Şubat 2011'deki halk ayaklanmasını bastırmakla suçlanmasının ardından Kaddafi rejimine yaptırım uygulanmasını öngören 1973 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı kapsamında dondurulmuştu.

Libya’nın dondurulmuş fonları, eski rejimin yurtdışında doğrudan veya dolaylı olarak sahip olduğu tüm finansal varlıkları, fonları ve ekonomik kaynakları kapsıyor. Resmi verilere göre yurt dışındaki bankalarda bulunan dondurulmuş fonlar, varlıklar ve tahviller de dahil olmak üzere 200 milyar dolar tutarında olduğu tahmin ediliyor.

Bu fonların yüzde 37’si Avrupa’da, yüzde 33’ü Kuzey Amerika’da, yüzde 23’ü Afrika’da, yüzde 6’sı Ortadoğu’da ve yüzde 1’i Güney Amerika bulunuyor.

Devasa yatırımlar

Dondurulan fonlar arasında şimdiki adı Libya Yatırım Otoritesi olan Libya Yatırım Fonu'na ait yatırımlar da yer alıyor. Libya'nın egemen varlık fonu, ülkenin fazla petrol gelirlerini yönetmek ve yatırım yapmak için 2006 yılında kuruldu. Kaddafi döneminde 100 milyar dolardan fazla kaynak tahsis edilen fon, tarım, emlak, finans, petrol ve gaz gibi çeşitli alanlardaki yatırımları yönetiyor ve gelirlerinin milyarlarca dolar olduğu tahmin ediliyor.

Bazı ülkeler geçtiğimiz yıllar boyunca, Libya'nın dondurulmuş fonlarına, bu fonlardan faydalanmak amacıyla göz dikti. Bazıları yasadışı yollardan ve Libya'ya karşı tazminat davaları açarak bu fonları elde etmeye çalıştı, ancak tüm bu girişimler başarısız oldu.

LIA Direktörü Ali Mahmud Reuters'a yaptığı açıklamada, LIA’nın 70 milyar dolarlık fonlarının aktif yönetiminin on yılı aşkın bir süre sonra ilk kez BMGK tarafından bu yılın sonlarına kadar onaylanmasını beklediğini söyledi. Mahmud, LIA'nın mart ayında sunduğu yatırım planının kasım ya da aralık ayında BMGK tarafından onaylanacağından emin olduğunu da sözlerine ekledi.

LIA’nın dört bölümden oluşan planının ilk bölümünün oldukça basit olduğunu belirten Mahmud, bu bölümde fonların dondurulduğu yıllar boyunca biriken fonların tahvil ödemeleri olarak yeniden yatırılmasının planladığını ifade etti.

Birçok hedef

Bingazi Üniversitesi'nde ekonomi ve siyaset bilimi profesörü olan Ali Cuma, UBH’nin bu olası anlaşmayla sadece bir değil, birkaç hedefe ulaşmayı amaçladığını düşünüyor.

Prof. Cuma, Dibeybe hükümetinin Libya'nın yurtdışındaki fonlarının kontrolünü yeniden ele geçirme çabasının öncelikle ekonomik sıkıntısını çözmeyi ya da hafifletmeyi amaçladığını, zira hükümetin şu anda TM başta olmak üzere çeşitli taraflarca kendisine dayatılan iç siyasi ve mali baskı nedeniyle kamu harcamalarını karşılayamadığını söyledi.

Prof. Cuma, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Bu teklif aynı zamanda ABD ve pragmatik tutumlarıyla tanınan yeni başkanı Donald Trump ile ilişkileri geliştirmeyi ve Libya'nın doğu kampının son haftalarda nispeten başarılı olduğu Washington'a karşı üstünlük sağlama çabalarının önünü kesmeyi amaçlıyor.”

Ancak birçok tarafın bu sızıntıları mali kazançlar karşılığında ulusal egemenliğin bir kısmının teslim edilmesi olarak istismar etmeye çalışacağı için anlaşmanın Dibeybe ve UBH üzerindeki olumsuz etkisi konusunda uyaran Prof. Cuma, Dibeybe hükümetinin bu hamlesinin, dondurulmuş fonların geri alınması ile ulusal egemenliğin korunması arasında bir denge kurma becerisi açısından gerçek bir sınav niteliği taşıdığını, fakat mevcut aşamada bu iki zıt kutbu bir araya getirmenin oldukça zor olduğunu vurguladı.