Yemen Ticaret ve Sanayi Odaları Federasyonu, Husileri ekonomiyi yok etmekle suçluyor

Yemen Ticaret ve Sanayi Odaları Federasyonu, malların tükenmesi ve sermaye sahiplerinin göçü ile ilgili uyarılarda bulundu

Husiler aylardır büyük tüketim malları şirketlerine ait mağazaları fiyat listesini ihlal etme suçlamasıyla kapatıyor. (Husi medyası)
Husiler aylardır büyük tüketim malları şirketlerine ait mağazaları fiyat listesini ihlal etme suçlamasıyla kapatıyor. (Husi medyası)
TT

Yemen Ticaret ve Sanayi Odaları Federasyonu, Husileri ekonomiyi yok etmekle suçluyor

Husiler aylardır büyük tüketim malları şirketlerine ait mağazaları fiyat listesini ihlal etme suçlamasıyla kapatıyor. (Husi medyası)
Husiler aylardır büyük tüketim malları şirketlerine ait mağazaları fiyat listesini ihlal etme suçlamasıyla kapatıyor. (Husi medyası)

Yemen’in başkenti Sana'da bulunan Yemen Ticaret ve Sanayi Odaları Federasyonu, Husi darbecilerin usul ve uygulamalarının, sermaye sahiplerinin ticari ve ekonomik güvenlik arayışıyla göç ve ülkeden çıkışlarına yol açacağını belirtti.

Federasyon tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Yaptıklarıyla adeta Yemen ekonomisini yok etmeye çalışan Husi darbeciler tarafından yönetilen ticaret sektörü, ticari ve ekonomik güvenlik arayışıyla sermaye sahiplerinin göç etmesine ve yerlerinden edilmesine yol açacaktır. Önümüzdeki dönemde piyasada mal bulunamamasından özel sektör sorumlu değildir. Zira bunun müsebbibi Husiler’dir.”

Yemen Ticaret ve Sanayi Odaları Federasyonu tarafından yapılan açıklamada, Husi isyancılar yasal gerekçeler veya özel yargı kararları ve emirleri olmaksızın şirket ve ticari işletmeleri kapatarak özel sektöre karşı keyfi tedbirler almakla suçlandı. Ayrıca, tacirlerin mallarına el koymak ve bunları zorla elden çıkarmak, kanuna, piyasa düzenlemelerine ve rekabet koşullarına aykırı fiyatlar uygulamaktan sorumlu tutuldu.

Federasyon, Husi darbecilerin İç Ticaret Kanunu'nun 16. fıkrasının 2. maddesini ihlal ettiğini söyledi. Dünya ülkelerinin hükümetlerinin yürürlükteki hükümlerine ters düşen Husiler, kamu yararını göz önünde bulundurmadan, toplum çıkarlarını gözetmeden, adalet ve hakkaniyet ilkelerini sağlamadan kamu maliyetlerini dayatıyorlar.

asd

Federasyon, Yüksek Siyasi Konsey Başkanı Mehdi el-Maşat'ın federasyon ve tüccarlardan bir heyetle yaptığı görüşmeden sonra verdiği taahhütleri ihlal ederek geçen hafta tüccarlara karşı yeni bir haksız fiyat listesi çıkarmakta ısrar etmesiyle ilgili açıklamalarına şaşırdığını ifade etti.

İtiraz ve talepler

Geçtiğimiz haftalarda Husi darbecilerin kontrolündeki bölgelerde faaliyet gösteren tüccarlar, iş adamları ve ticaret şirketleri, darbecilerin kontrolündeki ticaret ve sanayi sektörünün çeşitli malzeme ve temel tüketim malları fiyat listelerine itiraz ettiler. Kendilerine verdiği zarar nedeniyle fiyat listelerinin tadil edilmesini talep eden tüccarlar, malların ithalatı, üretimi ve nakliyesi dikkate alınmadan oluşturulan fiyat listelerinin kendilerine kâr kazandıramayacağını belirttiler.

Ancak ticaret sektörünü denetleyen Husi liderler, tüccar ve şirketlerden tüketiciyi düşünerek Ramazan Ayı’nın sonuna kadar bu fiyat listelerini kabul etmelerini istedi.

Husi milislerin liderlerinin tüccarlara ve şirketlere zarar vermemek için fiyat listesini gözden geçirme ve değiştirme sözü vermesine rağmen, ticaret ve sanayi sektörünün geçen hafta yayınladığı bir başka yeni liste ise tüccar ve iş adamları tarafından daha adaletsiz olarak nitelendirildi. Zira söz konusu liste onların itiraz ve taleplerini dikkate almıyor.

sa

Yemen Ticaret ve Sanayi Odaları Federasyonu'nun Husi milisler tarafından yönetilen ticaret ve sanayi sektörüne yönelik açıklamasında, ‘özel sektör şirketlerine karşı adeta kılıç kuşanıldığı’ vurgulandı.

Açıklamada, Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesinin bir sonucu olarak, küresel piyasalarda hammadde fiyatlarının benzeri görülmemiş bir şekilde alevlendiğinin ve özel sektörün, fiyatların bu değişimlere ayak uyduracak şekilde ayarlanmasını talep ettiği belirtildi. Ancak Husi milisler, bu talepleri erteleme ve öteleme ile karşıladı ve fiyatlarda herhangi bir artışı reddetti.

Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı krizin şiddeti hafiflediğinde Husi milisler, fiyatları düşürmek için yeni fiyat listeleri çıkarmaya başladı. Açıklamada belirtildiği gibi, özel sektör fiyatlarını küresel fiyat değişimlerine göre yukarı ve aşağı yönlü olarak gözden geçirse de bunu şirketlerin ve tüccarların bu zor dönemdeki kayıplarını ve yaşadıklarını hesaba katmadan yapıyor.

Federasyon yaptığı açıklamada para cezalarının hukuka aykırı olduğunu, mal yüklü tırların milislerce kurulan gümrük kapılarında günlerce ve hatta haftalarca durdurulmasının büyük kayıplara yol açmakta olduğunu söyledi. Zira nakliye ve konteynerlerin teslim ve boşaltılmasındaki gecikmeler nedeniyle ücretler yükseliyor.

as

Açıklamada ayrıca Husi milisler, yüzlerce tüccar ve şirketin işlemlerini durdurmak, ticari ruhsatlarını yenilemeyi reddetmek, yasal gerekçe gösterilmeden çıkarlarını ve işlerini bozmakla suçlandı. Açıklamaya göre, ticaret, vergi ve gümrük mevzuatının gerektirdiğinin aksine, ticari işlemlerin uygulanmasında özel sektörü sınırlandırma ve işlerini zorlaştırma politikası benimseniyor.

Husi milislerin uygulamalarının ulusal şirketlere büyük kayıplar verdiği belirtilen açıklamada, yaşananların ekonomik sektörü ve piyasa dengelerini etkileyen bir felaket olduğu belirtildi. Mal ithalatının durdurulmasına ve stratejik stokunun zarar görmesine yol açacağını kaydeden Federasyon, bu durumda alınması gereken önlemleri görüşmek üzere özel sektör çalışanlarının bir araya gelmesi için bir tarih belirleyecek.

Ticaret tekeli

Geçtiğimiz aylarda Husi milisler, yayınladıkları fiyat listelerini ihlal ettiği gerekçesiyle başkent Sana'da ve kontrolleri altında bulunan diğer şehirlerde çok sayıda şirket ve mağazayı kapattı.

Yemen'in en büyük ticari grubu olan Hail Said Enam Şirketler Grubu, Husi önlemlerinin en önde gelen kurbanlarından biri. Zira milisler geçtiğimiz aylarda bazı şehirlerdeki şube, büro ve satış noktalarını kapatmış, onlara karşı iftira ve şantaj suçlamalarıyla medya kampanyaları başlatmıştı.

saa

Bertelsmann Vakfı tarafından geçen yıl yayınlanan ‘2022 Yılı Özel Dönüşüm Endeksi’ başlıklı bir rapor, Husi milislerin, kontrolü altındaki bölgelerde iş yapmayı zorlaştıran pazarı kontrol etmek amacıyla ithalat ve ihracat lisanslarını ve yabancı para birimlerini yalnızca üyeleri için tekelleştirme eğilimini ortaya çıkardı.

Rapora göre, milisler temel kamu hizmetlerine yapılan harcamaları durdurdu ve bu hizmetlerin çoğunu kendi özel sektörlerine devretti.

Bir yıl önce Husi milisler, yeni mağazalar ve ürünler için ticari marka tescili başvurusunda bulunurken yasa dışı talepler ve koşullarla tüccarlar üzerinde daha şiddetli baskı oluşturmaya başlamak amacıyla Muhammed Şeref el-Mutahhar'ı Sanayi ve Ticaret Bakanı olarak atadı.

Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan aktardığına göre milislerin kontrolü altındaki Vergi Dairesi ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, tüccarlardan ve şirketlerden yasadışı bazı vergiler topluyor.

Milisler ayrıca, dükkân ve şirket sahiplerini, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na bağlı heyetler adı altında kendilerine bağlı saha heyetlerinin merkezlerini ziyaret ederek belgelerini ve mali döngülerini incelemesine izin vermeye zorluyor. Bununla birlikte ziyaretleri sırasında söz konusu komitelere ağırlanma masraflarını üstlenmelerini zorunlu kılıyor.



UCM kararı, İsrail'e ambargo uygulanmasını sağlayabilir mi?

STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
TT

UCM kararı, İsrail'e ambargo uygulanmasını sağlayabilir mi?

STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM), Gazze'de işlenen "savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar" nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrinin yankıları sürüyor. 

İsrail'in köklü gazetelerinden Haaretz'in savunma analisti Amos Harel'in kaleme aldığı yazıda, UCM kararının İsrail'e karşı silah ambargosu taleplerini artırabileceğine dikkat çekiliyor.  

Gazetenin görüştüğü Kudüs merkezli düşünce kuruluşu İsrail Demokrasi Enstütüsü'nden Eran Şamir-Borer, UCM'nin kararını eleştirirken, sürecin bu noktaya varmasında Tel Aviv yönetiminin yol açtığına işaret ediyor. 

Analist, İsrail'de Gazze savaşıyla ilgili bağımsız bir inceleme yürütülse UCM'nin böyle bir karar vermek durumunda kalmayacağını savunarak şunları söylüyor: 

Devlet hiçbir şey yapmadı, kafasını kuma gömdü.

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında muhalefet kanadı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki radikal sağcı koalisyonun kararlarının incelenmesi için defalarca komisyon kurulmasını talep etmişti. Ancak Netanyahu, araştırma komisyonu kurulmasına savaş bitene kadar karşı olduğunu söylemişti. 

İsrail'in ekonomi gazetelerinden Globes'taki analizde UCM kararının, İsrail'in Gazze işgalini eleştirenlerle Tel Aviv'e silah satışının yasaklanmasını isteyenlerin elini güçlendirdiği yorumu paylaşılıyor. 

Haberde, İsrail'in askeri teçhizatının yüzde 30'unun Almanya tarafından gönderildiği hatırlatılıyor. UCM kararının, Berlin hükümetinin İsrail'e silah tedariki konusundaki ısrarcılığının zayıflamasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor. 

UCM'nin merkezi Hollanda'nın Lahey şehrinde yer alıyor. Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, mahkemenin tutuklama emrini uygulayacaklarını duyurmuştu. 

Ancak sivil toplum kuruluşları (STK), Hollanda'nın İsrail'e silah gönderen ülkeler arasında yer aldığına dikkat çekerek ambargo talebiyle Lahey'de hükümete karşı dün dava açtı. Mahkeme, talebe ilişkin kararını 13 Aralık'ta açıklayacak.

Diğer yandan Times of Israel, UCM kararından önce de son dönemde İsrail'e silah tedarikinin durdurulması çağrılarının arttığına işaret ediyor. Haberde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın İsrail'e ambargo talep ettiği mektubu 1 Kasım'da Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'ne gönderdiği hatırlatılıyor. Ortak mektupta aralarında Rusya ve Çin'in de yer aldığı 52 ülkenin imzası var. 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da geçen ayki açıklamasında Gazze savaşının sonlandırılması için İsrail'e silah ambargosu çağrısı yapmıştı. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Macron'a destek verirken, Netanyahu açıklamaya tepki göstermişti. 

İsrail'in en büyük silah tedarikçisi olan ABD, UCM'yi kuran Roma Statüsü'ne taraf değil. ABD Başkanı Joe Biden, UCM kararını "rezalet" diye nitelerken, Netanyahu mahkemeyi "Yahudi düşmanlığıyla" suçlamıştı. İsrail de üye devletler arasında yer almıyor ve UCM'nin yargı yetkisini tanımıyor.

Independent Türkçe, Haaretz, Globes, Times of Israel, AP