İbrahim Reisi hükümeti başörtüsü takma zorunluluğunu düzenleyen yeni yasa tasarısını Şûrâ Meclisi’ne sundu.
Yeni “Örtü ve İffet Yasası” ülkedeki başörtüsü dayatmasına karşı çıkan sivil tepkileri kontrol altında tutmayı hedefliyor.
İran rejimi yetkilileri, özellikle de ülkeyi kasıp kavuran son protestolardan sonra, geçtiğimiz aylarda, zorunlu başörtüsüne karşı mücadele eden birçok İranlı kadın aktivisti pasifize etmek için yasa tasarısını yasaya dönüştürmeye çalışıyor.
22 yaşındaki Mahsa Amini'nin Tahran'da Ahlâk Polisi tarafından gözaltına alınıp öldürülmesinin ardından ülke çapındaki protestoların akabinde İran rejimi, protestoların yayılmasını önlemek için ahlâk polisi devriyelerini askıya almak zorunda kaldı.
Rejim, İranlı kadınları başta vatandaşlık hakları olmak üzere temel insan haklarını talep etmeye devam etmekten caydırmak için ağır para cezalarına, kişisel mülkiyetlerine el koyma ve hapis cezaları gibi yöntemlere başvurdu.
“Örtünmeyen kadınlara karşı savaş” tehdidi
16 Nisan Cumartesi günü, İran Emniyet Genel Müdürü Ahmed Rıza Radan, “örtünmeyen kadınlara karşı geniş çaplı savaş başlatma” sözü verdi, ancak o günden bu yana tehdit açıklaması sivil itaatsizliğe neden oldu. Sokaklardaki örtünmeyen kadınların sayısı arttı ve bir grup kadın, Twitter'da “Cumartesi’den” adıyla bir "hashtag" başlattı. Radan'a cevaben İran sokaklarında başı açık kadınların çok sayıda fotoğrafı ve videosu sosyal medyada dolaştı.
Yaptırım ablukası
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İran'daki analistler ve sosyologlar, Örtünme ve İffet Yasası’nın kaçınılmaz olarak başarısız olacağına inanıyor. Ülkedeki yasama organı İslâmî Şûrâ Meclisi’ne sunulan değişiklik metninde, halka açık yerlerde başörtüsünü çıkaran her kadına ilk aşamada uyarı mesajı gönderileceği belirtiliyor. İhlalin tekrarı halinde ise her defasında kendisine para cezası uygulanacak, ödeme yapılmaması durumunda bu ceza iki katına çıkacak ve banka hesabından otomatik olarak düşülecek.
Örtü ve İffet Yasası metninin 1. maddesinin (b) fıkrası şöyle: “İhlal edenler, kamuya açık yerlerde veya sanal ortamda vücudunun uzuvlarını açığa çıkaran veya vücut uzuvlarını gösteren ince giysiler giyenlere ilk aşamada yüksek miktarda para cezası, ihmalin devam etmesi halinde ise daha fazla para cezası uygulanacak.”
Kanunda ayrıca, "Kamuya açık yerlerde veya sanal ortamda vücudunu tamamen teşhir eden kadın, daha önce kendisine verilmiş olan para cezalarına ek olarak hapis cezası ile cezalandırılır” ifadesi yer alıyor.
Kadınların araç kullanırken başörtüsü zorunluluğuna uymaması durumunda, uyarı ve para cezası verildikten sonra araca daha sonra el konulacak, kanunu ihlal edenler hakkında vergi muafiyeti ile devlet ve idari hizmetlerden yoksun bırakma gibi önlemler alınacak.
Aynı kanuna göre başörtüsü zorunluluğuna uymayan ya da resmî standartların dışında örtünenlere para cezalarını ödemeye başlamamaları halinde doğrudan banka hesaplarından para cezaları kesilecek. Bakiyenin yetersiz olması halinde, cezalar ödenene kadar tüm banka ve kredi kuruluşlarının banka kartı çıkartma ve yenileme dahil her türlü finansal hizmet vermeleri yasaklanacak.
“Başörtüsü ve İffet” kanun tasarısı metninin 2. Maddesine göre, kadın devlet memurları, başörtülerini çıkarmaları halinde, maaşlarından kesinti ve iki yıla kadar çalışmaktan men cezaları ile karşı karşıya kalacaklar ve tutuklu yargılanacaklar.
Örtünmeyen kadınlara devlet hizmeti veren kadın ve erkek çalışanlara da para cezası uygulanıyor. Tesettür ve iffet kanun taslağının 3. maddesinde, meslek sahipleri ve işletmecileri ile dükkan, lokanta, sinema, spor salonu, eğlence ve sanat salonları gibi umumi ve özel yerlerin kanuna ve birinci maddeye aykırı hareket etmeleri halinde, ilgili devlet kurumları, yasayı ihlal edenlere ilk aşamada uyarıda bulunur ve hakkında para cezası uygular. İkinci aşamada bu yerler bir hafta, sonraki aşamada iki haftaya kadar kapatılacak ve ileri aşamalarda çalışma izinleri tamamen geri alınacak.
Bekleme hatası
Şu an için rejim yetkilileri, İran şehirlerinde başörtüsü dayatmasına karşı çıkan çok sayıda kadınla yüzleşmeyi başaramadı. Tahran'ın son 44 yılda çıkardığı baskıcı planlar ve yasalar gibi parlamenterlerin yeni planı da kaçınılmaz olarak başarısızlığa mahkûm olacak gibi görünüyor.
İran rejimi zaman zaman zorunlu başörtüsü zorunluluğuna karşı çıkanların karşılaştığı zorluklarla yüzleşemediğini itiraf ediyor. İran Kültür Devrimi Yüksek Konseyi Sekreteri Abdulhüseyin Hüsrev Penah, 6 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, “Başörtüsü takma zorunluluğuna karşı çıkan çok sayıda kadın olması nedeniyle rejim güçlerinin baskı altında kaldığını” itiraf etti. Çünkü kadınların hepsini tutuklamak mümkün değil.
Ülkede devlet önlemlerin sıklaştırılmasına rağmen İran'da yayınlanan haber, fotoğraf ve görüntülere göre son iki aya yayılan ve havaların ısınmasıyla birlikte halka açık yerlerde rejimin dayattığı başörtüsünü bırakan kadınların sayısı sürekli artıyor.
Yasa tasarısının dördüncü maddesi ise sanatçılara, sporculara ve ünlülere yönelik olup, zorunlu örtünmenin terk edilmesi veya eleştirilmesi halinde para cezalarının yanı sıra; yargı makamı tarafından 3 aydan bir yıla kadar değişen sürelerle mesleki faaliyetlerden mahrum bırakılma cezaları öngörüyor.
“Başörtüsü ve İffet Yasası'nın 4. maddesinde belirtilen bu cezai tedbirler davranış değişikliğine ve ıslaha yol açmıyorsa, yargı mercii, suçun faillerini altıncı dereceden cezaya yani hapis cezasına çarptırabilir” hükmü de aynı kanunda yer alıyor.
İranlı kadınları zorunlu başörtüsüne karşı çıkmaya teşvik edenlere ise ağır para cezaları iki yıl yurt dışına çıkma yasağı, iki yıla kadar hapis ve sosyal medya hesaplarını kapatma gibi cezalar verilecek.
Artık tüm yargıçlar, çalışanlar ve güvenlik hizmeti çalışanları, zorunlu başörtüsüne karşı çıkan kadınlarla adli olarak ilgilenmek için İran polisinde faaliyet gösteren güçlerle iş birliği yapmak zorunda.
İran’da başörtüsü uygulamaları
1979 İran Devrimi'nden önce ülkenin son Şahı Muhammed Rıza Pehlevi döneminde başörtüsü zorunlu değildi, ancak bu dönemde bazı İranlı kadınlar başörtüsü veya çarşaf giyiyordu.
11 Şubat 1979’da zafere ulaşan Devrim sonrası başörtüsü kademeli olarak zorunlu hale geldi. 1979’da Devrimin lideri Humeyni, 7 Mart 1979’da kadınların İslami kıyafet kurallarına uymaları gerektiğini duyurdu. Açıklaması gösterileri ateşledi, 1979'da Tahran'daki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Protestoları, açıklamanın yalnızca bir tavsiye olduğuna dair hükümet güvenceleriyle yatıştırılmaya çalışıldı. Başörtüsü daha sonra 1980'de devlet ve kamu dairelerinde zorunlu hale getirildi ve 1983'te tüm kadınlar için zorunlu hale getirildi.