İran rejimi başörtüsü yasağının kapsamını genişletiyor

Analistler ve sosyologlar, Tahran rejiminin topluma dayattığı keyfi önlemlerin kaçınılmaz olarak başarısız olacağını ifade ediyor

 İranlı yetkililer, "örtü ve iffet" yasasını zorunlu örtünmeye karşı mücadele eden çok sayıda İranlı kadınla yüzleşmek için bir araca dönüştürmeye çalışıyor (AP)
İranlı yetkililer, "örtü ve iffet" yasasını zorunlu örtünmeye karşı mücadele eden çok sayıda İranlı kadınla yüzleşmek için bir araca dönüştürmeye çalışıyor (AP)
TT

İran rejimi başörtüsü yasağının kapsamını genişletiyor

 İranlı yetkililer, "örtü ve iffet" yasasını zorunlu örtünmeye karşı mücadele eden çok sayıda İranlı kadınla yüzleşmek için bir araca dönüştürmeye çalışıyor (AP)
İranlı yetkililer, "örtü ve iffet" yasasını zorunlu örtünmeye karşı mücadele eden çok sayıda İranlı kadınla yüzleşmek için bir araca dönüştürmeye çalışıyor (AP)

İbrahim Reisi hükümeti başörtüsü takma zorunluluğunu düzenleyen yeni yasa tasarısını Şûrâ Meclisi’ne sundu.

Yeni “Örtü ve İffet Yasası” ülkedeki başörtüsü dayatmasına karşı çıkan sivil tepkileri kontrol altında tutmayı hedefliyor.

İran rejimi yetkilileri, özellikle de ülkeyi kasıp kavuran son protestolardan sonra, geçtiğimiz aylarda, zorunlu başörtüsüne karşı mücadele eden birçok İranlı kadın aktivisti pasifize etmek için yasa tasarısını yasaya dönüştürmeye çalışıyor.

22 yaşındaki Mahsa Amini'nin Tahran'da Ahlâk Polisi tarafından gözaltına alınıp öldürülmesinin ardından ülke çapındaki protestoların akabinde İran rejimi, protestoların yayılmasını önlemek için ahlâk polisi devriyelerini askıya almak zorunda kaldı.

Tahran rejimi, İranlı kadınları haklarını talep etmeye devam etmekten caydırmak için ağır para cezalarına başvurdu (AFP)
Tahran rejimi, İranlı kadınları haklarını talep etmeye devam etmekten caydırmak için ağır para cezalarına başvurdu (AFP)

Rejim, İranlı kadınları başta vatandaşlık hakları olmak üzere temel insan haklarını talep etmeye devam etmekten caydırmak için ağır para cezalarına, kişisel mülkiyetlerine el koyma ve hapis cezaları gibi yöntemlere başvurdu.

“Örtünmeyen kadınlara karşı savaş” tehdidi

16 Nisan Cumartesi günü, İran Emniyet Genel Müdürü Ahmed Rıza Radan, “örtünmeyen kadınlara karşı geniş çaplı savaş başlatma” sözü verdi, ancak o günden bu yana tehdit açıklaması sivil itaatsizliğe neden oldu. Sokaklardaki örtünmeyen kadınların sayısı arttı ve bir grup kadın, Twitter'da “Cumartesi’den” adıyla bir "hashtag" başlattı. Radan'a cevaben İran sokaklarında başı açık kadınların çok sayıda fotoğrafı ve videosu sosyal medyada dolaştı.

Yaptırım ablukası

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İran'daki analistler ve sosyologlar, Örtünme ve İffet Yasası’nın kaçınılmaz olarak başarısız olacağına inanıyor. Ülkedeki yasama organı İslâmî Şûrâ Meclisi’ne sunulan değişiklik metninde, halka açık yerlerde başörtüsünü çıkaran her kadına ilk aşamada uyarı mesajı gönderileceği belirtiliyor. İhlalin tekrarı halinde ise her defasında kendisine para cezası uygulanacak, ödeme yapılmaması durumunda bu ceza iki katına çıkacak ve banka hesabından otomatik olarak düşülecek.

Örtü ve İffet Yasası metninin 1. maddesinin (b) fıkrası şöyle: “İhlal edenler, kamuya açık yerlerde veya sanal ortamda vücudunun uzuvlarını açığa çıkaran veya vücut uzuvlarını gösteren ince giysiler giyenlere ilk aşamada yüksek miktarda para cezası, ihmalin devam etmesi halinde ise daha fazla para cezası uygulanacak.”

Kanunda ayrıca, "Kamuya açık yerlerde veya sanal ortamda vücudunu tamamen teşhir eden kadın, daha önce kendisine verilmiş olan para cezalarına ek olarak hapis cezası ile cezalandırılır” ifadesi yer alıyor.

Kadınların araç kullanırken başörtüsü zorunluluğuna uymaması durumunda, uyarı ve para cezası verildikten sonra araca daha sonra el konulacak, kanunu ihlal edenler hakkında vergi muafiyeti ile devlet ve idari hizmetlerden yoksun bırakma gibi önlemler alınacak.

Aynı kanuna göre başörtüsü zorunluluğuna uymayan ya da resmî standartların dışında örtünenlere para cezalarını ödemeye başlamamaları halinde doğrudan banka hesaplarından para cezaları kesilecek. Bakiyenin yetersiz olması halinde, cezalar ödenene kadar tüm banka ve kredi kuruluşlarının banka kartı çıkartma ve yenileme dahil her türlü finansal hizmet vermeleri yasaklanacak.

“Başörtüsü ve İffet” kanun tasarısı metninin 2. Maddesine göre, kadın devlet memurları, başörtülerini çıkarmaları halinde, maaşlarından kesinti ve iki yıla kadar çalışmaktan men cezaları ile karşı karşıya kalacaklar ve tutuklu yargılanacaklar.

Örtünmeyen kadınlara devlet hizmeti veren kadın ve erkek çalışanlara da para cezası uygulanıyor. Tesettür ve iffet kanun taslağının 3. maddesinde, meslek sahipleri ve işletmecileri ile dükkan, lokanta, sinema, spor salonu, eğlence ve sanat salonları gibi umumi ve özel yerlerin kanuna ve birinci maddeye aykırı hareket etmeleri halinde, ilgili devlet kurumları, yasayı ihlal edenlere ilk aşamada uyarıda bulunur ve hakkında para cezası uygular. İkinci aşamada bu yerler bir hafta, sonraki aşamada iki haftaya kadar kapatılacak ve ileri aşamalarda çalışma izinleri tamamen geri alınacak.

Bekleme hatası

Şu an için rejim yetkilileri, İran şehirlerinde başörtüsü dayatmasına karşı çıkan çok sayıda kadınla yüzleşmeyi başaramadı. Tahran'ın son 44 yılda çıkardığı baskıcı planlar ve yasalar gibi parlamenterlerin yeni planı da kaçınılmaz olarak başarısızlığa mahkûm olacak gibi görünüyor.

İran rejimi zaman zaman zorunlu başörtüsü zorunluluğuna karşı çıkanların karşılaştığı zorluklarla yüzleşemediğini itiraf ediyor. İran Kültür Devrimi Yüksek Konseyi Sekreteri Abdulhüseyin Hüsrev Penah, 6 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, “Başörtüsü takma zorunluluğuna karşı çıkan çok sayıda kadın olması nedeniyle rejim güçlerinin baskı altında kaldığını” itiraf etti. Çünkü kadınların hepsini tutuklamak mümkün değil.

Ülkede devlet önlemlerin sıklaştırılmasına rağmen İran'da yayınlanan haber, fotoğraf ve görüntülere göre son iki aya yayılan ve havaların ısınmasıyla birlikte halka açık yerlerde rejimin dayattığı başörtüsünü bırakan kadınların sayısı sürekli artıyor.

Yasa tasarısının dördüncü maddesi ise sanatçılara, sporculara ve ünlülere yönelik olup, zorunlu örtünmenin terk edilmesi veya eleştirilmesi halinde para cezalarının yanı sıra; yargı makamı tarafından 3 aydan bir yıla kadar değişen sürelerle mesleki faaliyetlerden mahrum bırakılma cezaları öngörüyor.

“Başörtüsü ve İffet Yasası'nın 4. maddesinde belirtilen bu cezai tedbirler davranış değişikliğine ve ıslaha yol açmıyorsa, yargı mercii, suçun faillerini altıncı dereceden cezaya yani hapis cezasına çarptırabilir” hükmü de aynı kanunda yer alıyor.

İranlı kadınları zorunlu başörtüsüne karşı çıkmaya teşvik edenlere ise ağır para cezaları iki yıl yurt dışına çıkma yasağı, iki yıla kadar hapis ve sosyal medya hesaplarını kapatma gibi cezalar verilecek.

Artık tüm yargıçlar, çalışanlar ve güvenlik hizmeti çalışanları, zorunlu başörtüsüne karşı çıkan kadınlarla adli olarak ilgilenmek için İran polisinde faaliyet gösteren güçlerle iş birliği yapmak zorunda.

İran’da başörtüsü uygulamaları

1979 İran Devrimi'nden önce ülkenin son Şahı Muhammed Rıza Pehlevi döneminde başörtüsü zorunlu değildi, ancak bu dönemde bazı İranlı kadınlar başörtüsü veya çarşaf giyiyordu.

11 Şubat 1979’da zafere ulaşan Devrim sonrası başörtüsü kademeli olarak zorunlu hale geldi. 1979’da Devrimin lideri Humeyni, 7 Mart 1979’da kadınların İslami kıyafet kurallarına uymaları gerektiğini duyurdu. Açıklaması gösterileri ateşledi, 1979'da Tahran'daki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Protestoları, açıklamanın yalnızca bir tavsiye olduğuna dair hükümet güvenceleriyle yatıştırılmaya çalışıldı. Başörtüsü daha sonra 1980'de devlet ve kamu dairelerinde zorunlu hale getirildi ve 1983'te tüm kadınlar için zorunlu hale getirildi.



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe