Yasaklı böcek ilaçları Husileri zenginleştirirken Yemenlilerin sağlığını bozuyor

Sanaa’da Tarımsal Araştırma Merkezi’ne bağlı bir çiftlikte çalışan Yemenliler. (Reuters)
Sanaa’da Tarımsal Araştırma Merkezi’ne bağlı bir çiftlikte çalışan Yemenliler. (Reuters)
TT

Yasaklı böcek ilaçları Husileri zenginleştirirken Yemenlilerin sağlığını bozuyor

Sanaa’da Tarımsal Araştırma Merkezi’ne bağlı bir çiftlikte çalışan Yemenliler. (Reuters)
Sanaa’da Tarımsal Araştırma Merkezi’ne bağlı bir çiftlikte çalışan Yemenliler. (Reuters)

Husi darbecilerin tarım sektöründe neden olduğu yozlaşma hamlelerinin, bu yolla zenginleşme ve kaynaklarını çoğaltma arzusunun bedelini Yemenliler sağlıklarıyla ödüyor. Husi grubunun yolsuzlukları açığa çıkarken, liderleri yasaklı böcek ilaçlarını piyasaya sürmek, kaçakçılık yapmak ve onları satmak için çalışıyor ve diğer ilaç türlerinin aslında sağlığa daha az zararlı olduğunu görmezden geliyor. Yasaklı böcek ilaçları kullanma nedeniyle Yemen’de tehlikeli ve kritik olarak nitelenen sağlık durumu yaygınlaşıyor.

Şarku’l Avsat’ın elde ettiği bilgilere göre yakın zamanda sızdırılan bir belge, Husi Dayfallah Şamlan’a Tarım Bakanlığı Müsteşarı statüsü verildiğini ortaya çıkardı. Belge ayrıca, Yemen’de 2006’dan bu yana, Tarım Bakanlığı’nın denetimi dışında ithalatı ve kullanımı kısıtlanan Dorsban böcek ilacını büyük miktarda ithal etmesi ve pazarlaması için bir şirkete ruhsat verildiği de ortaya koydu.

dsds
Husiler, tarım malzemeleri satan bir dükkanı ‘ihlalde bulunulduğu” gerekçesiyle kapattı. (Facebook)

Buna paralel olarak bir başka belgede, Havacılık Otoritesi’nde havalimanları sektörü müsteşar yardımcısı olarak belirlenen Husi lideri Yahya el-Kahlani’nin söz konusu böcek ilacının binalarda ve havaalanı çevresinde, böcek ve örümceklere karşı kullanılmak üzere Tarım Hizmetleri Kurumu’ndan yedi ton temin edilmesini istediğini gösterdi. Belge, istenen böcek ilacının, Ebu Şamlan’ın böcek ilacını ithal etmesine ruhsat verdiği şirkete ait olduğunu ortaya çıkardı.

Başkent Sana’daki tarım sektöründen kaynaklar, bir yandan istenen böcek ilaçlarının miktarı, diğer yandan tarım dışı bina ve arazileri korumak için bu tür ilaçlara ihtiyaç olmaması nedeniyle, istenen böcek ilaçlarının gerçekten Sana Havalimanı’nın arazilerini ve binalarını böceklerden korumak için kullanıp kullanılmayacağına yönelik şüphelerini dile getirdi. Kaynaklar, bahsi geçen noktalarda üreyen böceklerin sınırlı miktarlarda olduğunu ve insanlar için daha az zehirli ve tehlikeli olan türlerdeki böcek ilaçlarıyla yok edilebildiğini belirtti. 

Kaynaklar, gözetim ve denetim eksikliğinin yanı sıra yolsuzluk ağlarının birbiriyle bağlantılı olması nedeniyle, havaalanı depolarından yağmalanarak doğrudan tarım ilacı ve tarımsal malzeme satıcılarına teslim edilmesi muhtemel olduğu için bu miktardaki böcek ilacı talebinin arkasında büyük bir yolsuzluk şüphesi olduğunu öne sürdü.

Alerji ve kanser

Bilimsel adı Chlorpyrifos olan Dorsban, çevre ve insan sağlığı açısından en tehlikeli böcek ilaçlarından biri olarak biliniyor. Zira yanlış kullanımı veya cilt ile teması ciddi hasara neden olabiliyor. Bu hasarlar, maruz kalan deri alanın ve ilaç yoğunluğunun artması durumunda ani felç veya hızlı ölüm noktasına kadar varabiliyor.

Çiftçiler, bu ilaçları nasıl kullanacaklarını, tehlikeli durumları nasıl önleyecekleri ve nasıl koruma araçları sağlayacakları konusunda yeterli bilince sahip olmamalarının yanı sıra paketlerin dışında kullanım şekli ve uyarıların tercümesinin bulunmaması nedeniyle, böcek ilacı ve diğer toksinlere maruz kalma riski en yüksek olan grubu oluşturuyor. Bununla birlikte, sonradan görülen riskler, sebze ve meyve tüketicilerine ve gat bitkisinin kullanıcılarına geçiyor.

sdfr
Bir Husi liderinin, Sanaa’da havaalanının binaları ve çevresindeki böceklere karşı kullanmak için yedi ton yasaklı böcek ilacı istediği belge. (Twitter)

Husi milisler, kontrolü altındaki milletvekillerinin aylarca, kanser vakaları ile Husi kontrolü altındaki alanlarda yayılan böcek ilaçları arasındaki ilişkiler hakkında bir harita hazırlanmasına yönelik talepte bulunduktan sonra, Yemen savaşında kullanılan silahlar nedeniyle belirli kanser türlerinin görülme sıklığının yüzde 200 ila 300 arttığını kabul etti.

Başkent Sana’da alerji konusunda uzmanlaşmış bir tıp merkezi, günlerdir ağız, dil, yemek borusu ve boğazda şişlik, nefes alma ve yutkunma güçlüğü çeken çok sayıda alerjik vakanın geldiğini duyurdu. Bu vakaların, semptomlar sona erene kadar yemek yiyemediği ve sıvı ile beslendikleri belirtildi.

Başkent Sana’daki sağlık kaynaklarına göre, bu alerjiye sahip kişilerin çoğu çiftçilerin büyümesini hızlandırma, tüketime uygun dallardan en fazla sayıda hasat elde etme ve kârı ikiye katlama arzusu nedeniyle böcek ilaçlarına en çok maruz kalan bitki olan gat bitkisinin tüketicileri oldu.

Kaynakların belirttiğine göre sadece Husi darbecilerin kontrolü veya yönetiminde olan devlet hastanelerinde veya büyük hastanelerde bulunan özel testler yapılamazken, domates, salatalık, pırasa, mango, çilek, kivi ve muz gibi çoğu sebze ve meyve gibi çeşitli tarım ürünlerinden kaynaklanan başka alerji türleri de bulunuyor.

Sağlık kaynakları, bu testlerin yüksek maliyetlerine dikkat çekerek, herhangi bir hastalığı veya alerjisi olan kişilerin sadece yaşadıkları semptomları anlatarak tedavi almak zorunda kaldığını belirtiyor. Bu durum doktorlara tarif edilen semptomlarla karar alma ve tahmin yürütmekten başka çare bırakmıyor. Testler, sadece 30’dan az belli gıda grubu için yapılabiliyor.

Sahtecilik ve haraç

Husi milisleri, sık sık denetim altındaki valiliklerin girişlerinde oluşturduğu kontrol noktalarında ve gümrük noktalarında, çok miktarda tarım ilacına el konulduğunu belirtiyor. Ancak bu böcek ilaçlarının akıbetini ve onlardan nasıl kurtulacağına bir açıklama yapılmıyor. Tarım malzemeleri tüccarlarından biri şu açıklamada bulundu:

“Pazarlar her gün kaynağı ve adı bilinmeyen ucuz böcek ilacı türleri ile dolup taşıyor. Husi unsurlar dükkanlarımızı basıp ruhsatlı mallarımıza el koyarken, itiraz etmeye cesaret edemiyoruz.”.

ferf
Tarım sektörünü kontrol altında tutan Husi liderleri tarafından verilen tehlikeli bir böcek ilacını ithal etme ruhsatı. (Twitter)

Başkent Sanaa’da ikamet eden bir iş insanı kendi bilgisine ve meslektaşlarından duyduklarına istinaden, Husi milisleri tarafından el konulduğu açıklanan böcek ilaçlarının birçoğunun ruhsatlı ve yan etkileri sınırlı türler olduğunu söyledi. Bununla birlikte el koymaların, tacirlere şantaj yapma ve onları yasadışı haraç ödemeye zorlama çerçevesine geldiğini belirtti.

Bazı tarım malzemesi tacirleri, Yemen’e ithal ettikleri pek çok böcek ilacını, kendilerine bağlı olmayan satıcılar tarafından pazarlarda satıldıklarını gördüklerini, bu durumun, el koyma işlemlerinin ürünleri yağmalayıp satma amacıyla yapıldığı anlamına geldiğini, dolayısıyla da fiilen kaçırılanlar da dahil olmak üzere, el konulan tüm yasaklanmış malzemeler hakkında şüphe olduğunu kaydetti.

İsmini vermek istemeyen bir iş insanı, Yemen yasalarının yasaklı böcek ilacı ithal eden taciri masrafları kendisine ait olmak üzere menşei ülkeye iade etmeye zorladığını ancak Husi milislerinin el koydukları ürünleri bilinmeyen yerlere naklettiklerini ve bu böcek ilaçlarının ne olduğu hakkında daha sonra bir açıklama yapmadıklarını belirtti.

Kaçakçılık konusunda, yasalar bu böcek ilaçlarından kurtulmak için sert cezalar ve çok kesin ve hassas önlemleri içeriyor olsa da milislerin, kaçakçıların ve ihlalcilerin kimliklerini bile ifşa etmeden ve haklarında yasal işlem başlatmadan ürünlere el konulduğu açıklamalarıyla yetinmeleri nedeniyle şüpheye neden oluyor.

İş insanı Yemen pazarlarında onlarca yüksek oranda tehlikeli böcek ilacı satıldığını ayrıca Husi milislerinin rızası ve bilgisi dahilinde çiftçilere satılmaları için üzerlerindeki etiketlerin çıkarılarak ve yerine daha az tehlikeli böcek ilaçlarının isimlerinin yapıştırıldığını belirtti.

Milisler tarafından ülkede 700’den fazla böcek ilacı türünün yayıldığına dair resmi olmayan kabuller olduğunu ancak resmi olarak yalnızca 167 türün varlığının kabul edildiğini kaydetti.



ABD'den tepki çeken plan: 80 bin göçmeni "Amazon gibi" depolayacaklar

ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
TT

ABD'den tepki çeken plan: 80 bin göçmeni "Amazon gibi" depolayacaklar

ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)

Donald Trump yönetimi, ABD'ye yasadışı yollarla giren göçmenlerin gözaltında tutulması için bir adım daha atıyor.

İç Güvenlik Bakanlığı, büyük sanayi depolarını gözaltı merkezlerine çevirmek için harekete geçti. 

Washington Post'un özel haberine göre yüklenici şirketlere çağrı yapılarak bu işi üstlenmeleri istenecek.

Bu planla toplamda 80 bini aşkın göçmenin elden geçirilecek depolarda tutulması planlanıyor.

Mevcut sistemde hangi tesiste boş yer varsa göçmenler oraya gönderiliyor. 

Yeni planla birlikte 5-10 bin kişi taşıyabilecek 7 dev tesis ya da 1500 kişi kapasiteli 16 merkezden birine hızlıca sevk edilecekler.

Planın savunucuları, yeni planın göçmenlerin daha rahat ve "verimli" bir şekilde sınır dışı edilebilmesini sağlayacağını savunuyor.

Diğer yandan bu plan eleştiri de topluyor. Depoların insanların yaşaması için planlanmadığını vurgulayan insan hakları savunucuları yapılacak tüm değişikliklere rağmen havalandırma, ısıtma, su tesisatı ve hijyende büyük sıkıntılar yaşanabileceğini işaret ediyor. 

National Immigration Project'ten Tania Wolf, göçmenlere insan gibi davranılmayacağını öne sürerek "Daha iyi bir ifade bulamadım ama insanlara sığır muamelesi yapıyorsunuz" dedi. 

ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) Direktör Vekili Todd Lyons'un nisanda düzenlenen bir sınır güvenliği konferansında Amazon depoları örneğini verdiği hatırlatıldı:

Bunu bir iş gibi görmeyi daha iyi becermeliyiz. Prime gibi ama insanlarla yapılanı.

Amerikan gazetesi taslağın nihai halini henüz almadığını ve detayların değişebileceğini bildirdi. 

Washington Post, ay başında ICE'nin 68 bini aşkın göçmeni tesislerinde tuttuğunu ve bunlardan yüzde 48'inin herhangi bir hüküm giymediğini veya suçlamayla karşı karşıya olmadığını belirtti. 

Donald Trump'ın "sınır çarı" diye tanımladığı Tom Homan'ın 2025'te 580 bine yakın kişiyi sınır dışı ettiklerini duyurduğu da anımsatıldı. 

Independent Türkçe, Washington Post, Daily Beast


Türünün ilk örneği antik masa oyunu bulundu

Oyun tahtasının havadan çekilmiş görüntüsü (Latin American Antiquity)
Oyun tahtasının havadan çekilmiş görüntüsü (Latin American Antiquity)
TT

Türünün ilk örneği antik masa oyunu bulundu

Oyun tahtasının havadan çekilmiş görüntüsü (Latin American Antiquity)
Oyun tahtasının havadan çekilmiş görüntüsü (Latin American Antiquity)

Arkeologlar, Guatemala'daki Maya kenti Naachtun'da mozaik tarzı eşsiz bir masa oyununun kalıntılarını ortaya çıkararak antik dünyadaki oyun pratiklerine dair yeni bilgiler sundu.

Patolli, Aztekler ve daha önceki Mezoamerikan kültürleri tarafından Amerika kıtasında oynanan ve genellikle kumar içeren, kızma birader benzeri en eski strateji masa oyunlarından biri.

Kumaşa ya da yere çizilen, 52 karelik haç biçimli bir düzene dayanan oyunda, bir yüzü noktalı patol fasulyeleri zar gibi atılıyordu.

Ancak oyunun antik Maya toplumlarında tam nasıl oynandığı belirsizliğini koruyordu.

Bir zamanlar Maya bölgesel başkenti olan kuzey Petén'deki Naachtun'da yapılan son kazılar, insanların oyunu nasıl oynadığı ve bölgedeki diğer sporlarla arasındaki paralelliklere dair ipuçları sunuyor.

Araştırmacıların bulduğu yere oyulmuş oyun tahtası, bazıları MS 4. yüzyıla tarihlenen kırık seramik kaplardan elde edildiği düşünülen küçük kırmızı mozaik karolardan yapılmıştı.

Tahtanın bazı bölümleri tahrip olduğundan genel yapısı üzerine yalnızca tahmin yürütülebildi.

Arkeologlar, tahtanın başlangıçta yaklaşık 78 cm genişliğinde ve 110 cm uzunluğunda olduğunu ve 478 karo parçası kullanılarak yapılmış 45 kareden oluştuğunu tahmin ediyor. Araştırmacılar mozaik karo parçalarının, tahtayı antik dünyada türünün tek örneği yaptığını söylüyor.

Mozaik kullanımının, tahtanın "yapım anından itibaren mimari tasarıma dahil edildiğini" gösterdiğini düşünüyorlar.

Araştırmacılar hakemli dergi Latin American Antiquity'de yayımlanan yeni çalışmada, "Maya mimarisinde zemin mozaikleri son derece nadirdir" diye belirtiyor.

Bilim insanları "Kabuk, demir cevheri, yeşim veya turkuazdan mozaik tekniğiyle üretilmiş veya süslenmiş sayısız taşınabilir eser örneği varken, bildiğimiz kadarıyla Batı Yarımküre'nin bu bölgesinde sömürge döneminden önce zemin mozaiğine dair net bir örnek yok" ifadelerini kullanıyor.

Araştırmacılar yapım tekniğinin, Mayaların bu masa oyununu nasıl oynadığına yeni bir bakış açısı sunduğunu ve mozaik kullanımının, oyulmuş veya boyanmış tahtalara kıyasla "daha uzun bir kullanım ömrüne" işaret ettiğini söylüyor.

Tahtanın, şehrin bazı alanlarının tasarımına en baştan dahil edilmiş olabileceğini düşünüyorlar.

Independent Türkçe


Myanmar'daki iç savaşta salgın riski: Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz

Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
TT

Myanmar'daki iç savaşta salgın riski: Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz

Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)

Myanmar'daki iç savaş, sıtma ve kolera gibi hastalıkların bölgeye yayılmasına neden olabilir.

New York Times'ın haberine göre, yatırımlarda silahlara öncelik veren cunta yönetimleri tarafından Myanmar sağlık sistemi yıllardır ihmal ediliyor.

Sivil hükümet döneminde hastalık kontrolünde bazı ilerlemeler kaydedilmiş olsa da 2021'de ordunun yeniden iktidarı ele geçirmesiyle bunlar tersine döndü.

UNICEF'e göre Myanmar, hiç aşılanmamış çocukların sayısının en fazla olduğu ülkeler arasında. İç savaşla boğuşan ülkedeki doktorlara göre, boğmaca ve difteri gibi önlenebilir hastalıklar artıyor.

Cunta sağlık sistemini korumadığı gibi hastane ve tıbbi tesislere de saldırıyor.

Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre Myanmar ordusu, bu yıl sağlık tesislerine en az 67 saldırı düzenledi.

Myanmar'ın Bangladeş sınırına yakın bir bölgede isyancıların elindeki 300 yataklı hastanenin bu ay bombalanması sonucu en az 34 kişi hayatını kaybetmişti.

Köylüler ve ayrılıkçı örgütler, hava saldırılarından korunmak için sıtma gibi hastalıkları taşıyan sivrisineklerin istila ettiği ormanlarda saklanıyor. Bazı doktorlar 20 defa sıtma geçiren hastaları tedavi ettiklerini söylüyor.

Ayrıca Myanmar'da 2021'deki darbenin ardından Tayland'da da sıtma vakalarının arttığı belirtiliyor.

Çatışmalar nedeniyle, Myanmar-Tayland sınırındaki Mae Sot kasabasında yer alan Mae Sot Genel Hastanesi'ne giden hasta sayısı yaklaşık yüzde 50 arttı.

Ancak hastane müdür yardımcısı Dr. Rojanasak Thongkhamcharoen, gelen Myanmarlı hastaları tedavi etmekten başka seçenekleri olmadığını belirtiyor:

Myanmar'daki sağlık durumunu önemsemezsek, çocuk felci gibi uzun süredir görülmeyen hastalıkların yeniden ortaya çıkmasıyla karşılaşabiliriz. Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz.

Tayland-Myanmar sınırında çalışan epidemiyolog Dr. Voravit Suwanvanichkij de şu uyarıları paylaşıyor:

Bu kriz insanları geceleri uykusuz bırakmalı. Myanmar'ın çoğu epidemiyolojik bir kör noktaya dönüştü.

Ülkede nisanda yaşanan  7,7 ve 6,4 büyüklüğündeki iki depremde 3 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, halihazırda zaten yetersiz olan sağlık sistemi de iflasın eşiğine gelmişti.

Independent Türkçe, New York Times, Think Global Health