Aşırı sıcakların yeni ölüm fenomeni: Yaş ampul sıcaklığı

İnsan vücudunun ısıya dayanma yeteneğinin bilimsel bir göstergesi ‘yaş ampul sıcaklığı’

9 Ağustos 2023’te Madrid’de bir sıcak hava dalgası sırasında Puerta del Sol meydanından geçerken kendilerini güneşten koruyan insanlar (AFP)
9 Ağustos 2023’te Madrid’de bir sıcak hava dalgası sırasında Puerta del Sol meydanından geçerken kendilerini güneşten koruyan insanlar (AFP)
TT

Aşırı sıcakların yeni ölüm fenomeni: Yaş ampul sıcaklığı

9 Ağustos 2023’te Madrid’de bir sıcak hava dalgası sırasında Puerta del Sol meydanından geçerken kendilerini güneşten koruyan insanlar (AFP)
9 Ağustos 2023’te Madrid’de bir sıcak hava dalgası sırasında Puerta del Sol meydanından geçerken kendilerini güneşten koruyan insanlar (AFP)

İnsan vücudu belli bir oranda ısı ve neme tahammül edebilirken, hızlanan iklimsel dengesizlikler, yaş ampul sıcaklığının artışı olarak bilinen, insanlar için ölümcül olabilen, ısı ve nem faktörlerinin birleşimiyle bağlantılı bir fenomenin artması konusunda uyarıda bulunuyor.

Düzenli olarak rekor seviyelere ulaşan mutlak sıcaklık seviyelerinin ötesinde, vücudun direnç kapasitesi ‘ıslak sıcaklık’ veya yaş ampul sıcaklığı kavramına göre değerlendiriliyor.

Bilimsel araştırmalara göre, sağlıklı bir genç bile, ısı ve nemi hesaba katan küresel ıslak ampul sıcaklığında 35 derece sıcaklığa yüzde 100 nemle 6 saatlik maruz kalınca ölüm tehlikesi yaşıyor.

Bu seviyede, sıcak havadaki nem, vücudun ana soğutma aracı olan terin buharlaşmasını engelliyor ve bu da sıcak çarpmasına, organ yetmezliğine ve hatta ölüme neden olabiliyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre NASA Araştırmacısı Colin Raymond, ajansa verdiği demeçte, dünyanın, özellikle Güney Asya ve Batı Asya’daki Körfez bölgesinin bugüne kadar onlarca kez yaş ampul endeksinde 35 derecelik bir seviyeye tanık olduğunu söyledi.

2020 yılında yayınlanan bir araştırmanın baş yazarı olan bu uzmana göre, bu bölgelerdeki aşırı sıcakların hiçbirinin süresi henüz iki saati geçmedi. Ayrıca, hiçbir ‘toplu ölüm olayı’ belirtilmedi.

Ancak sıcaklıklar artmaya devam ettikçe, Temmuz 2023, Dünya’nın şimdiye kadarki en sıcak ayı oldu. Bilim adamları yaş ampul endeksinin iki katına çıkacağı konusunda uyarılarda bulundu.

Colin Raymond’un araştırmasına göre, nemli üst ısı seviyelerinin sıklığı, 1979'dan bu yana dünya çapında iki kattan fazla arttı. Küresel ısınma iki buçuk santigrat dereceye ulaşması halinde, dünyanın farklı yerlerinde sıcaklık düzenli olarak 35 santigrat dereceyi aşması bekleniyor.  

Güney ve Güneydoğu Asya, Körfez bölgesi, Meksika Körfezi ve Afrika kıtasının bazı bölümleri bu tehdide karşı en savunmasız olanları oluşturuyor.

SXCADV
İspanya’daki sıcak hava dalgasının ortasında, 8 Ağustos 2023’te İspanya’nın güneyindeki Cordoba’da bir su çeşmesinin yanında oturan turistler (AFP)

‘Islak sıcaklık’ etkisi şu anda öncelikle sıcaklık ve nem verilerinden hesaplanıyor, ilk başlarda ıslak bir bezi bir termometrenin üzerine koyarak ve onu havaya maruz bırakarak ölçülüyordu.

Bu, derinin terlemesine benzer şekilde, kumaştan su buharlaşma hızının ölçülmesini sağlıyordu. Yüzde 100 nemle, 35 derece yaş ampul sıcaklığı teorik olarak insan hayatta kalma sınırını temsil ediyor. Sınır, yüzde 50 nemle 46 derece de olabilir.

Bu sınırı test etmek için ABD’deki Pensilvanya Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, bir termal odada sağlıklı genç insanların vücut sıcaklıklarını değerlendirdiler.

Katılımcılar, vücut iç sıcaklığın artmaya devam etmesini engelleyemediğinde, yaş ampul endeksinde 30.6 derecede ‘çevresel kritik sınıra’ ulaşmıştı.

Son derece tehlikeli sıcaklık

Araştırmada çalışan Daniel Vecellio, AFP’ye verdiği demeçte, ekibin bu tür koşulların ‘son derece tehlikeli çekirdek sıcaklıklarına’ ulaşmasının 5 ila 7 saat süreceğini tahmin ettiğini söyledi.

Geçen ay Nature dergisinde Güney Asya’daki yaş ampul sıcaklıklarını inceleyen bir çalışma yayınlayan Hindistan'dan araştırmacı Joy Monteiro, bölgedeki en ölümcül sıcak hava dalgalarının 35 derece yaş ampul sıcaklığı eşiğinin çok altında olduğunu söyledi.

Ancak AFP’ye tolerans sınırlarının bir kişiden diğerine büyük ölçüde değiştiğini söyledi. Küçük çocuklar vücut sıcaklıklarını daha az düzenleyebiliyorlar ve bu nedenle daha savunmasız oluyorlar.

Bunun yanı sıra, yaşlılar, daha az ter bezlerinin olması ile en savunmasız olmaya devam ediyor ve bu nedenle sıcak hava dalgalarının ilk kurbanları arasında yer alıyor.

Açık havada çalışmak zorunda olan insanlar da daha fazla risk altında bulunuyor.

İnsanların ara sıra - örneğin klimalı alanlarda - vücutlarını soğutup soğutamayacakları da önemli bir faktörü oluşturuyor. Tuvaletlere erişimde aynı şekilde önemli, çünkü erişim olmaması halinde insanlar genellikle daha az su içiyorlar ve susuz kalmaya karşı daha savunmasız oluyorlar.

Raymond araştırması, El Nino hava olaylarının geçmişte yaş ampul sıcaklıklarını yükselttiğini gösterdi. Bu fenomenin geri dönmesiyle birlikte, tehlikeli döngüsel meteorolojik olay, tüm etkilerini bu yıl sonuna kadar gösterecek ve bir sonraki yıl da devam edecek.

Araştırmacı, yaş ampul endeksinin daha yüksek seviyelerinin okyanus yüzey sıcaklığı ile yakından ilişkili olduğunu söylüyor. Avrupa İklim Gözlemevi’ne (Copernicus), okyanuslar geçen hafta yeni bir küresel sıcaklık rekoru kırarak 2016’da kırılan önceki rekoru geride bıraktı.



Gazze'deki ateşkes Kızıldeniz'deki gerilimi sona erdirecek mi?

Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarının Gazze anlaşması sonrasında azalması bekleniyor. (Reuters)
Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarının Gazze anlaşması sonrasında azalması bekleniyor. (Reuters)
TT

Gazze'deki ateşkes Kızıldeniz'deki gerilimi sona erdirecek mi?

Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarının Gazze anlaşması sonrasında azalması bekleniyor. (Reuters)
Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarının Gazze anlaşması sonrasında azalması bekleniyor. (Reuters)

Gazze'deki ateşkes anlaşması yürürlüğe girmek üzereyken, İran'ın müttefiki Husilerin yaklaşık bir yıldır geçen gemileri hedef almasının ardından Kızıldeniz bölgesinde gerilimin düşme ihtimaline ilişkin sorular artıyor. Söz konusu durum, uluslararası seyrüseferin aksamasına ve gemilerin Güney Afrika'daki Ümit Burnu rotasına yönelmesiyle, Mısır’ın Süveyş Kanalı'nın milyarlarca dolar zarara uğramasına neden oldu.

Arabulucular çarşamba günü yaptıkları ortak açıklamada, Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardıklarını ve 42 günlük ilk aşamanın yarın başlayacağını duyurdular.

Husiler Kızıldeniz'deki askeri operasyonları durdurmaya ‘şartlı olarak istekli’ olsa da Kahire, Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ile İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi arasındaki telefon görüşmesinde bölgedeki gerilimin sona erdirilmesi talebini yineledi.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre Kızıldeniz'de gerilimin düşürülmesi için İran'ın istekli olması, ABD'nin baskısı ve ateşkes anlaşmasının etkin bir şekilde uygulanarak kalıcı bir ateşkes sağlanması gerekiyor.

Mısır Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan basın açıklamasına göre Abdulati ile Arakçi yaptıkları telefon görüşmesinde, ‘Kızıldeniz bölgesi de dâhil olmak üzere bölgedeki gelişmeleri ve geçtiğimiz yıl yaşanan huzursuzluğun seyrüsefer güvenliği üzerindeki yansımalarını’ ele aldılar.

Abdulati, ‘ateşkes anlaşmasının istikrar ve sükûnetin yeniden tesis edilmesine ve Kızıldeniz bölgesinde gerilimin azalmasına yol açarak dünyanın bu en önemli arterinde uluslararası seyrüsefer özgürlüğünün korunmasını umduğunu’ ifade etti.

İran'ın müttefiki olan Husiler, Kasım 2023'ten beri ‘Gazze ile dayanışma’ bahanesiyle İsrail'deki hedeflere saldırmanın yanı sıra, Kızıldeniz'deki İsrail veya bağlantılı kargo gemilerine füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) saldırılar düzenliyor. Bu saldırılara karşılık olarak Washington ve Londra 2024 yılı başlarında Yemen'deki Husi mevzilerine hava ve füze saldırıları düzenlemeye başladı.

Görsel kaldırıldı.Yemen'in Hudeyde Limanı (Reuters)

Mısır Cumhurbaşkanlığı tarafından aralık ayı sonunda yapılan açıklamada, ‘Kızıldeniz ve Babu’l Mendeb bölgesinde yaşanan ve kanaldaki seyrüsefer trafiğini ve küresel ticaretin sürdürülebilirliğini olumsuz etkileyen mevcut olayların ardından’ Süveyş Kanalı gelirlerinin 2024 yılında yaklaşık 7 milyar dolar düştüğü belirtildi. Resmi verilere göre 2023 yılı gelirleri 10,25 milyar dolardı.

Uluslararası politika uzmanı Muhammed Muhsin Ebu’n-Nur, “Kızıldeniz'deki durum genellikle cumhurbaşkanlığı ve bakanlar düzeyindeki Mısır-İran görüşmelerinde öncelikli olarak ele alınıyor. Çünkü Kahire, Tahran'ın Kızıldeniz'de Mısır'a zarar veren Husi operasyonlarını kolaylıkla durdurabileceğinin farkında” değerlendirmesinde bulundu.

Ebu’n-Nur, “Yarın yürürlüğe girecek anlaşmayla birlikte Kızıldeniz'deki herhangi bir hedefe yönelik operasyonlar için hiçbir siyasi, stratejik ya da askeri gerekçe kalmadı” dedi.

İran uzmanı Vicdan Afravi ise Mısır'ın talebinin doğal olduğunu, zira ‘Husilerin İran'ın bölgedeki araçlarından biri olarak bilindiğini ve özellikle de nakliye kanalı büyük kayıplara uğrayan Mısır'a büyük zarar verdiğini’ söyledi.

Yemenli siyaset uzmanı Muin es-Sayyadi, “Kızıldeniz operasyonları ve öncesinde 21 Eylül 2014 darbesinden sonra patlak veren savaşta kendi halkının kayıplarını umursamayan Husi milisleri, Süveyş Kanalı nakliye hatlarının etkilenmesi sonucunda Mısır'ın kayıplarını da kesinlikle umursamayacaktır” yorumunda bulundu.

Arabulucuların Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasına varıldığını duyurmasının ardından Husi lideri Abdulmelik el-Husi perşembe günü yaptığı bir konuşmada, “Kasım 2023'ten bu yana savaş botlarının yanı sıra bin 255 balistik, kanatlı ve hipersonik füze ve İHA’yla operasyonlar gerçekleştirdik. Gazze ateşkes anlaşmasının uygulanmasını ve İsrail'in herhangi bir geri çekilmesine, katliam ve kuşatmasına ayak uydurmaya devam edeceğiz, Filistin halkına doğrudan askeri destek sağlamaya hazır olacağız" ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.Mısır'ın Süveyş Kanalı, Kızıldeniz gerilimi nedeniyle büyük zarar gördü. (Süveyş Kanalı İdaresi)

Husilerin ilk açıklamalarını, ‘Yemen'deki Saada savaşlarının başından beri milislerin alışık olduğu bir medya tüketimi’ olarak değerlendiren es-Sayyadi, “Yirmi yıldır taahhütlerde bulunuyorlar ama sadece Tahran'ın istedikleri uygulanıyor. Bu da tüm anlaşmaların şartlarının küçük bir bölümünü oluşturuyor” şeklinde konuştu.

Es-Sayyadi, ‘seçilmiş Başkan Donald Trump'ın ABD yönetimini devralmak üzere olması, İran ve Husi milislerin Trump'ın hakimiyetinin kendileri için Biden'dan daha acı verici olduğunu fark etmesi ve diğer yandan Gazze savaşının fiili olarak sona yaklaşması nedeniyle Kızıldeniz'deki Husi şiddetinin sona ermesini değil azalmasını’ bekliyor.

Ebu’n-Nur, İran'ın Husilere operasyonları durdurma konusunda baskı yapmasını bekliyor. Tahran'ın, Hizbullah ve Hamas'ın gücünün azalmasının ardından bölge üzerinde baskı kurduğu son silah olarak Husi müttefikinden operasyonlarını durdurmasını isteyeceğini düşünen Afravi, gerilimi artıracak bir eylem için herhangi bir gerekçe bulunmadığını belirtti.