Gazzeliler katliamlarla Sina'ya gitmeye mi zorlanıyor?

Filistinlilerin Gazze’den ayrılmak ya da kalmak arasında karar verme lüksü yok

Gazze Şeridi'nin güneyine gitmek üzere Selahaddin Caddesi boyunca yürüyen Filistinliler, 11 Kasım 2023 (EPA)
Gazze Şeridi'nin güneyine gitmek üzere Selahaddin Caddesi boyunca yürüyen Filistinliler, 11 Kasım 2023 (EPA)
TT

Gazzeliler katliamlarla Sina'ya gitmeye mi zorlanıyor?

Gazze Şeridi'nin güneyine gitmek üzere Selahaddin Caddesi boyunca yürüyen Filistinliler, 11 Kasım 2023 (EPA)
Gazze Şeridi'nin güneyine gitmek üzere Selahaddin Caddesi boyunca yürüyen Filistinliler, 11 Kasım 2023 (EPA)

Salim er-Reyyis

İsrail'in Gazze Şeridi'ne karşı son savaşına başladığı 7 Ekim 2023 tarihinde, Gazze’nin doğusundaki ve kuzeyindeki İsrail ile sınır bölgelerinde yaşayan bazı Filistinliler, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki şehirlerin merkezlerine kaçtılar. İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik daha önceki başlattığı savaşlardan ve kara işgallerinden edindikleri tecrübelerle bölgelerinin ve evlerinin bombardımanların ilk hedefi olacağını düşünüyorlardı. Ancak İsrail ordusunun kara harekatı planları ve yöntemlerini alışılagelmişin dışına çıkarıp değiştirmesi nedeniyle bu konuda biraz yanılıyorlardı.

Gazzeliler, ilk olarak korkmalarından ve evlerinin uçaklar ve tanklarla hedef alınmasından dolayı evlerini terk ettiler. Ancak Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki bölgelerden, mahallelerden, şehirlerden yeni bir yerinden edilme sürecinin onları beklediğini bilmiyorlardı. Savaşın altıncı gününde bazı uluslararası kuruluşlar ve çalışanları, Gazze Şeridi'nin kuzeyini terk ederek güneye, özellikle Han Yunus’a gittiler. Bölge sakinlerinden bazıları da onları takip etti.

Hamas Hareketi’ni ve onun askeri kanadı Kassam Tugayları’nı ortadan kaldırmak amacıyla büyük bir kara saldırısına hazırlanan İsrail ordusu, savaşın yedinci gününün sabahında Gazze Şeridi’ni doğudan batıya ikiye ayıran Gazze’nin kuzeyinde yaşayanlardan güneyine gitmelerini istedi.

Kuzeydeki Gazzelilerin çoğu, İsrail ordusu Gazze’ye karadan girip kuzeyi güneyden ayırana kadar güvende olduklarını düşünerek güneye gitmeyi reddetti.

Onlarca insan, kendilerini bekleyen dehşetin çocuklarına dokunmasından endişe duyarak, güneyi kuzeye bağlayan doğuda Selahaddin Caddesi ve batıda er-Raşid el-Bahr Caddesi olmak üzere iki ana yoldan güneye gitmek üzere kuzeyden ayrıldılar. Onlarca yerleşim bölgesinin yoğun bombardımanlarla hedef alınmasından sonra yüzlerce insan da peşlerinden gitti. Geride kalanlar, bombardımanlar nedeniyle büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldı. Ancak Gazzelilerin bir bölümü, İsrail ordusunun Gazze’ye karadan giriş anı gelip de Gazze Şeridi’ni dünyanın en gelişmiş silahlarıyla donatılmış askerleriyle dolu tanklarla ve askeri araçlarla ikiye bölmesine kadar güvende olduklarına inandıkları için evlerini terk etmeyi reddetti.

Zorla yerinden etme

Gazze şehrinden İslam Abdulmuti (42), ticari bir şirkette muhasebeci olarak çalışıyordu. Kara harekatı başlamadan önce Gazze şehrinin merkezi yoğun şekilde bombalanmıştı. Bu yüzden kendisi ve ailesi, İsrail'e kaçmaya karar verdiler. Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Beleh’teki bir aile dostunun evinde iki gün kaldılar. Ancak sığındıkları evin yanındaki binanın doğrudan hedef alınması nedeniyle Gazze şehrindeki evlerine dönmeye karar verdiler. Abdulmuti, bu kararı nasıl aldıklarıyla ilgili olarak, “’Öleceksek kendi evimizde ölelim. Neden yerinden edilip başka insanların evlerinde ölelim ki?’ dedik” ifadelerini kullandı.

sdferg
Gazze Şeridi'nin kuzeyinden güneye doğru yerinden edilen Filistinli bir aile, 10 Kasım 2023 (AFP)

Gazzelilerin ilk gidişlerinde ve dönüşlerinde kuzey-güney yolu açıktı. Arabası olanlar arabalarıyla gidebilse de bu durum uzun sürmedi. İsrail’in zaman geçtikçe yoğunlaşan bombardımanlarının etkisiyle Gazze’deki evlerine geri döndüler. İsrail ordusu, önceden uyarmaksızın doğudan uçaklar ve tanklarla, batıdan ise denizden savaş gemileriyle düzenlediği bombardımanlarla çocuk, kadın ve yaşlı onlarca sivili evlerinde öldürdü.

Abdulmuti ve ailesi evlerinde kalmaya çalıştılar. Ancak gece gündüz hız kesmeden devam eden bombardımanın yoğunluğu ve çocuklarını saran terörün boyutuyla duyduğu endişe nedeniyle ve İsrail ordusunun geriye kalanların da güneye gitmeleri yönündeki uyarılarının artmasıyla, savaşın otuz dördüncü gününde bölgeyi terk etmek zorunda kaldılar. Selahaddin Caddesi boyunca yürümek zorunda kaldıklarını söyleyen Abdulmuti, “Üç kilometreden uzun bir yol boyunca tanklar ve işgalci İsrail askerleri arasında yürüdük” dedi.

Gazze Şeridi’nin güneyindeki yerinden edilmiş insanların çoğu, büyükannelerinin, büyükbabalarının, anne ve babalarının 1948 yılında yerlerinden edilmesinden 70 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra yerinden edilmeyi reddediyorlar.

Ancak Abdulmuti’ye göre ailenin ikinci kez yerinden edilmesi, ilkinden farklıydı. Bu kez İsrail bombardımanlarının dehşetinden, bazı akrabalarını ve ailelerini gömemeden ya da yaralıları tedavi edilmeleri için hastaneye götüremeden öldürülmekten kaçan onlarca ailenin yerinden edilmesiydi. Ambulansların ve ilk yardım ekiplerinin yaralılara ulaşamadığını söyleyen Abdulmuti, “Hastaneler bombalanıyordu, bazı hastaneler ise İsrail ordusu tarafından kuşatılmıştı” şeklinde konuştu.

Bir daha yerinden edemeyecekler

Abdulmuti, İsrail, ABD ve diğer ülkelerin Gazze Şeridi’ndeki sayıları 100 binden fazla olan nüfusun tamamını yerinden etme niyetlerinin konuşulduğu bir dönemde, Gazze Şeridi dışına özellikle Mısır’ın Sina Yarımadası’na yerinden edilme fikrini reddediyor. Abdulmuti, “Bombalama, yıkım ve öldürülme korkusuyla kaçtığımız doğru, ama Gazze'nin dışına çıkmayacağız. Ben ve ailem, dünyanın herhangi bir yerine yerleşip sığınmaktansa burada ölmeyi tercih ederiz” şeklinde konuştu.

sadfe
Gazze şehrinden Gazze’nin güneyine kaçan Filistinliler, 22 Kasım 2023 (AP)

Gazze’de yerinden edilmeye karşı olan sadece Abdulmuti değil. Konuştuğumuz Filistinlilerin çoğu, Gazze Şeridi'nin güneyine doğru yerinden edilmiş durumda. Ancak, dedelerinin ve babalarının 1948 yılında yerinden edilmelerinin üzerinden geçen 70 yılı aşkın bir sürenin ardından bir kez daha yerinden edilmeyi, Filistin şehirlerine ve köylerine bir daha dönememe fikrini reddediyorlar.

Gazze şehrinin doğusundan Gazze’nin güneyine yerinden edilenlerden biri olan Mikail Mubarek (38), Gazze Şeridi'nde yaşayanların İsrail ve diğer ülkelerin Filistinlileri yerinden etme planı olduğuna dair basında yer alan haberleri yakından takip ettiğini belirtti. Mubarek, “Dedelerimizin ve babalarımızın sürgün edildiğini unutmadığımız bir dönemde Sina’ya yerinden edilmemizle ilgili pek çok haber ve analiz duyuyor ve okuyorum. Dedemin o günlere dair anlattıklarını, yaşananları ve sonrasında yaşananları unutmadım” ifadelerini kullandı.

Yerinden edilen insanlar karar verme özgürlüklerine sahip olmadıklarını ve İsrail’in bombardımanları nedeniyle Sina'ya göç etmek zorunda kalacaklarını düşünüyorlar.

Mubarek, komşu Arap ülkelerine, hatta Batı ülkelerine giden ilk Filistinli mültecilerin deneyimlerinin, onların torunlarının bugüne kadar eğitim, çalışma, sağlık ve hatta hareket özgürlüğü konularında ayrımcılığa maruz kaldıklarını gösterdiğine dikkati çekti. Bu yüzden bu deneyimi yaşamayı reddettiğini ve bunu yaşamasını gerektiren hiçbir gerekçenin olmadığını vurgulayan Mubarek, “Neden yerinden edilmeleri sürdürmek isteyeyim ki? Öleceğimizden mi korkuyoruz? Ya bugün ya yarın ya da 20 yıl sonra hepimiz öleceğiz. Kendi toprağımda, onurumla ölmem önemli” diye konuştu.

Karar onların değil

Ancak yerinden edilen bazı Gazzeliler, karar verme özgürlüklerine sahip olmadıklarını, İsrail’in bombardımanları nedeniyle Sina'ya göç etmek zorunda kalacakları ve bu yüzden Gazze Şeridi'nin güney sınırlarına ve ötesine itileceklerini düşündükleri için yerlerinden edilme ihtimaliyle ilgili farklı görüşlere sahipler.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre Havadan ve tanklardan düzenlenen bombardımanların ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin kuzeyinin iç kesimlerine başlattığı kara saldırısı nedeniyle ailesine yiyecek ve su temin edemeyen Ahmed Hüsnü, İsrail savaşının 40’ıncı gününde Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’ndan kaçmak zorunda kalanlardan biri.

dsvfe
İsrail'in Han Yunus'ta bir eve düzenlediği bombardıman sonrası enkazda arama kurtarma çalışmaları yürüten Filistinliler, 22 Kasım 2023 (Reuters)

İsrail'in Gazzelileri kolayca yerinden edemeyeceğine inanan Hüsnü, “İsrail, Gazze'deki Filistinlilere: ‘Hadi Sina'ya gidin!’ diyor. Ancak biz gitmek ya da kalmak arasında bir seçim yapacağız. Atalarımız, İsrail’in katliamları nedeniyle yerinden edildi. Bizler de birkaç gün önce İsrail katliamları nedeniyle yerimizden edildik. Belki bize yönelik katliamlar devam edecek ve Filistin topraklarının dışına, belki de Sina'ya göç etmek zorunda kalacağız” şeklinde konuştu.

Diğer Gazzeliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri yerlerinden etmeye ve göç etmeye zorladığı konusunda Hüsnü ile aynı fikirde. Öte yandan katliamlarına devam eden İsrail, yarısından fazlası kadın ve çocuk olmak üzere 7 Ekim’den bu yana Gazze’de 14 binin üzerinde Filistinliyi öldürdü. Yaklaşık 6 bin 500 kişi kayıp. Çok sayıda yaralı var. Bu durum Gazzelilere nereye gidecekleri ya da nerede kalacakları konusunda karar verme hakkı tanımıyor.

asdefwr
Gazze Şeridi'nin güneyinde Mısır sınırı yakınlarında devriye gezen Hamas güvenlik güçleri, 2019 (Reuters)

Mahmud Nasır (39), özellikle dört çocuk babası olması nedeniyle göç edip etmemekte kararsız olan yerinden edilen insanlardan biri. Çocuklarını ölüm riskinden ve İsrail’in bombardımanlarından korumak zorunda olan Nasır, “Göç etmek istemiyorum, ama işgalci İsrail bizi buna zorlayabilir. Karar verme lüksümüz yok. Büyük ihtimalle kefenimi ve çocuklarımın kefenini taşıyıp Mısır sınırında oturacağım. Ya bizi içeri alacaklar ya da orada ölüme terk edileceğiz” ifadelerini kullandı.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla’dan dergisinden çevrilmiştir.



Enerjiden teknolojiye... Suudi Arabistan-ABD ilişkilerinin geleceğini şekillendiren anlaşmalar

ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (Reuters)
TT

Enerjiden teknolojiye... Suudi Arabistan-ABD ilişkilerinin geleceğini şekillendiren anlaşmalar

ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (Reuters)

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Washington ziyareti, Suudi Arabistan ile ABD arasındaki ekonomik iş birliğinin benzeri görülmemiş bir ivme kazandığı kritik bir dönemde gerçekleşiyor.

Artık ilişki yalnızca enerji sektöründeki tarihi ortaklıkla sınırlı değil; yapay zekâ, madencilik, yenilenebilir enerji ve eğlence gibi geleceğin hayati sektörlerini de kapsayacak şekilde genişlemiş durumda. Bu genişleme, ekonomik dönüşümü hedefleyen Vizyon 2030 amaçlarıyla uyumlu.

Bu yoğun ticari faaliyet, karşılıklı güveni ve daha sürdürülebilir, çeşitli bir küresel ekonomi inşa etme yönündeki ortak isteği yansıtıyor.

2025 yılının ilk on ayında -yani ABD Başkanı Donald Trump’ın bu yıl 20 Ocak’ta başlayan yeni döneminden itibaren- iki ülkenin özel sektörü, yalnızca büyük finansal anlaşmalarla sınırlı kalmayan; bilgi transferi, teknoloji yerelleştirme ve yerel yeteneklerin geliştirilmesini de içeren bir dizi anlaşma, mutabakat zaptı ve stratejik ortaklığa imza attı.

Bu detaylı inceleme, Şarku’l Avsat tarafından sektörel olarak sınıflandırılan en önemli anlaşmalar ve ticari duyurulara ışık tutmayı amaçlıyor. Bu da Suudi Arabistan-ABD ortaklığının sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında ve küresel ekonominin geleceğinin şekillendirilmesine katkıda bulunmadaki stratejik önemini doğruluyor.

Finans ve yatırım

Finans ve yatırım sektörü büyük bir ivme kazandı. Başlıca Amerikan kuruluşları, Suudi Arabistan’daki hızlı büyümeden faydalanmak ve Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF) ile daha yakın çalışmak amacıyla Riyad’daki varlıklarını güçlendirmek için yarışıyor.

* Bölgesel merkez

Amerikan finans devleri, Riyad’ı bölgesel merkezleri olarak seçti. Ekim 2025’te Citigroup, Riyad’daki bölgesel merkezinin açılışını resmen duyurdu. Aynı şekilde State Street Corporation, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesi için yeni bölgesel merkezini başkentte faaliyete geçirdi. Nisan 2025’te Bank of New York Mellon, kendi bölgesel merkezini kurmak için gerekli lisansı aldı. Yönetim danışmanlığı şirketi Bain & Company de yeni bölgesel merkezinin açılışını ilan etti.

axscdf
ABD'deki State Street binası (Reuters)

* İş genişlemesi

Goldman Sachs, Ekim 2025’te Suudi Arabistan’daki servet yönetimi bölümünü genişlettiğini duyurdu; bu adım, on yılı aşkın süredir devam eden faaliyetlerini daha da güçlendiriyor.

* Devasa fonlar ve ortaklıklar

Ekim ayında, Geleceğe Yatırım Girişimi (FII), küresel bir varlık yönetim şirketi olan Guggenheim Investments ile stratejik bir ortaklık kurduğunu duyurdu. Mart ayında, ABD'li özel sermaye şirketi Warburg Pincus, Hassana Investment Company ile yaptığı anlaşma ile Krallık'taki yatırım fırsatlarını araştırdı. Mayıs ayında, ABD'li yatırım şirketi Burlington Capital, Al-Bushra Altyapı Geliştirme Fonu'na stratejik ortak olarak katıldı. Şubat ayında, Suudi İhracat-İthalat Bankası (Saudi EXIM), ticaret finansmanı çözümlerini geliştirmek için American International Group (AIG) dahil olmak üzere küresel kuruluşlarla üç reasürans anlaşması imzaladı.

xcsdfg
Üç reasürans anlaşmasının imza töreninden (Suudi İhracat-İthalat Bankası / Saudi EXIM)

* Eğlence ve teknolojiye yatırım

PIF'ın yatırımları, ekonomik çeşitlendirme planını teyit ederek, interaktif eğlence sektörü ve gelecek teknolojilerine odaklandı. Eylül ayında, PIF'ın da dahil olduğu bir konsorsiyumun liderliğinde Electronic Arts (EA) şirketinin yaklaşık 55 milyar dolar karşılığında satın alınacağının açıklanmasıyla sektör büyük bir anlaşmaya tanık oldu. PIF destekli Scopely, Mart 2025'te, Pokemon Go'nun geliştiricisi Niantic'in video oyun bölümünü 3,5 milyar dolar karşılığında satın almak için bir anlaşma imzaladı.

Ocak 2025'te WWE, Suudi Arabistan Genel Eğlence Otoritesi ile ortaklaşa, Royal Rumble etkinliğinin Ocak 2026'da Riyad'da, Kuzey Amerika dışında ilk kez düzenleneceğini duyurdu. Suudi Arabistan'ın SURJ Sports Investment şirketi de, küresel spor sektörüne yatırımı artırmak için ABD merkezli Enfield Investment Partners ile bir ortaklık anlaşması imzaladı.

Petrol, gaz ve mineraller

Enerji ve doğal kaynaklar sektörü, ortaklığın temel dayanağı olmaya devam etti; özellikle gaz projeleri ve petrolün kimyasallara dönüştürülmesine yönelik girişimlere artan bir odaklanma görüldü.

* Aramco'nun devasa anlaşmaları

Mayıs ayında Aramco, toplam potansiyel değeri yaklaşık 90 milyar dolar olan 34 mutabakat zaptı ve anlaşmayı ABD şirketleriyle imzaladığını duyurdu. Ayrıca NextDecade ve Sempra ile 6,2 milyon ton sıvılaştırılmış doğal gaz için bir mutabakat zaptı imzaladı.

Ağustos ayında Aramco, el-Cafura gaz sahasını geliştirmek üzere orta ölçekli altyapı varlıkları için BlackRock liderliğindeki bir konsorsiyumla 11 milyar dolarlık kiralama ve geri kiralama anlaşması imzaladı.

xsdfr
Honeywell ve Aramco arasında yapılan anlaşmanın imza töreninden (Honeywell)

Eylül ayında, Aramco ve Honeywell, ham petrolü doğrudan kimyasallara dönüştürme teknolojisini geliştirmek üzere bir anlaşma imzaladı. Ocak ayında KBR, Aramco’nun gaz işleme kapasitesini artırmak için yürüttüğü büyük genişleme programını desteklemek üzere bir sözleşme kazandı; Baker ise el-Cafura sahasının üçüncü aşamasındaki gaz teknolojisi talebini kazandı. Ekim ayında, Baker, doğal gaz sahalarında boru döşeme ile entegre sondaj operasyonlarını genişletmek için bir sözleşme aldı.

* Madencilik

Ekim ayında, Bechtel, Ma’aden tarafından Arjom Altın Madeni’nin geliştirilmesi için mühendislik, tedarik ve inşaat yönetimi ana sözleşmesini kazandı. Mayıs ayında, Ma’aden, nadir toprak elementleri için entegre bir tedarik zinciri kurmak üzere Amerikan MP Materials Corp ile bir mutabakat zaptı imzaladı.

İletişim ve bilgi teknolojileri

İletişim ve bilgi teknolojileri sektörü, büyük anlaşmaların odak noktası olarak öne çıkıyor ve altyapıyı destekleyen dev girişimlerle destekleniyor.

* Yapay zekâya büyük yatırımlar

Şubat ayında, yapay zekâ çipleri geliştiren girişim Groq, Suudi Arabistan’dan 1,5 milyar dolarlık taahhüt aldı. Ayrıca Salesforce, yapay zekâ geliştirmeyi desteklemek ve 30 bin Suudi vatandaşını eğitmek için 500 milyon dolarlık yatırım planlarını açıkladı.

Ekim ayında, HUMAIN ve Qualcomm, 200 MW işlem gücüne sahip gelişmiş bir yapay zekâ altyapısı kurmak için ortaklık yaptıklarını duyurdu; bu ortaklık, Mayıs 2025’te Qualcomm ve HUMAIN arasında imzalanan mutabakat zaptının devamı niteliğinde.

Ağustos ayında, HUMAIN, Suudi Arabistan’da Groq kullanarak OpenAI modellerini çalıştırmaya başladı.

asdfrg
HUMAIN CEO'su Tarık Emin ve Qualcomm CEO'su Cristiano Amon (HUMAIN)

Şubat ayında Accenture, bulut çözümleri ve üretken yapay zekanın benimsenmesini hızlandırmak için Google Cloud ile ortaklık kurarken, ServiceNow 2026 yılında Suudi Arabistan'da veri merkezleri açacağını duyurdu.

Yine Şubat ayında, Elon Musk'ın Neuralink şirketinin rakibi Paradromics, beyin-bilgisayar arayüzü tedavileri geliştirmek için NEOM ile ortaklık kurdu.

* Dijital genişleme

Ocak 2025'te Amazon Web Services, Cidde'de yeni bir Amazon CloudFront kenar sitesi açacağını duyurdu. Nisan ayında SS&C Technologies bölgedeki faaliyetlerini güçlendirmek için Riyad'da yeni bir ofis açacağını duyurdu.

İnşaat, gayrimenkul ve ulaşım

Amerikan şirketleri, Suudi Arabistan’ın büyük projelerinin altyapı ve lojistik hizmetlerinin yönetimi ve geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı:

* Proje yönetimi

Ekim ayında, Parsons Corporation, Diriye Projesi’nin ikinci aşamasında altyapı geliştirmeyi desteklemek için 56 milyon dolarlık bir sözleşme kazandı. Temmuz 2025'te Bechtel, Mayıs ayında Riyad Expo 2030 için proje yönetimi danışmanı olarak seçildi. Bechtel, Riyad'daki Kral Selman Uluslararası Havalimanı'nda üç yeni terminal için bir anlaşma imzaladı. Mart ayında, ABD şirketi Turner Construction, tamamlandığında dünyanın en yüksek kulesi olacak Cidde Kulesi'nin proje yöneticisi olarak atandı.

asdfg
Riyad'daki Kral Selman Uluslararası Havalimanı Projesi (Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu – PIF)

* Lojistik

Ağustos ayında AECOM, Krallık'ta entegre lojistik hizmetlerinin büyümesini desteklemek için Special Integrated Logistics Zone Company ile stratejik bir ortaklık kurduğunu duyurdu.

Havacılık ve otomotiv

Bu sektördeki anlaşmalar, ileri teknolojilerin benimsenmesi ve geleceğin havacılığına odaklanarak Suudi Arabistan’ın küresel lojistik merkezi konumunu güçlendirdi.

* Gelişmiş havacılık

Eylül 2025’te, Suudi Arabistan ve Boeing, gelişmiş hava taşımacılığı sektöründe iş birliği fırsatlarını keşfetmek üzere bir mutabakat zaptı imzaladı. Haziran ayında, Abdul Latif Jameel ve Joby Aviation, Suudi Arabistan’da elektrikli uçakların dağıtım olanaklarını keşfetmek için bir mutabakat zaptı imzaladı. Mart 2025’te, Amerikan Doroni Aerospace, Kingdom Aero Industries ile H1-X model ‘uçan arabayı’ üretmek üzere ortaklık kurduğunu açıkladı. Ocak ayında ise Matternet, M2 insansız uçağını işletmek için Suudi Arabistan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden onay aldı; böylece ilk onay alan operatör oldu.

* Havayolları

Ekim ayında Delta Havayolları, 2026 yılının Ekim ayından itibaren Atlanta ile Riyad arasında direkt uçuşların başlayacağını duyurdu. Ayrıca Riyadh Air, Şubat ayında IBM ile, misafir deneyimlerini geliştirmek amacıyla bir yapay zekâ kurumu kurmak için bir anlaşma imzaladı.

y67
Delta Havayolları’na ait bir uçak (Şarku’l Avsat)

* Otomobiller

Tesla, mart ayında yaptığı duyurunun ardından nisan ayında Suudi Arabistan'da faaliyetlerine başladı. WeRide ve Uber de ekim ayında Riyad'da sürücüsüz taksi hizmetini sunmaya başladı.

Su ve yenilenebilir enerji

Bu anlaşmalar, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve temiz ve sürdürülebilir enerji çözümlerinin benimsenmesi konusunda güçlü bir taahhüdü gösteriyor.

* Güneş enerjisi ve enerji depolama

Ekim ayında Abunayyan Holding ve Nextrack, güneş enerjisinin benimsenmesini hızlandırmak için bir ortak girişim olan Nextracker Arabia'yı kurmak üzere bir anlaşma imzaladı. Ağustos ayında Healthium, Suudi Arabistan Elektrik Şirketi'nden toplam kapasitesi 4 gigawatt saat olan iki pil enerji depolama projesini hayata geçirmek üzere bir sözleşme kazandı. Şubat ayında Helion, Vizyon 2030 sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek için KARNO jeneratörleri tedarik etmek üzere Al-Khorayef Group ile bir niyet mektubu imzaladı.

* Hidrojen

Nisan ayında, hidrojen mobilitesi alanında küresel bir yenilikçi olan Ron, Suudi Arabistan pazarlarına stratejik ticari erişim anlaşması başlattığını duyurdu.

Sonuç olarak, 2025 yılı boyunca Suudi ve Amerikan şirketleri arasındaki iş anlaşmalarında görülen benzeri görülmemiş ivme, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın köklü dönüşümünün kanıtıdır. Bu anlaşmalar, Krallığın ekonomisini çeşitlendirme ve modern bilgi ve teknoloji altyapısına yoğun yatırım yapma konusundaki sarsılmaz kararlılığını da vurgulamakta ve dev Amerikan şirketlerinin, Suudi pazarının bölgesel ve küresel büyümeye açılan bir kapı olarak sunduğu benzersiz fırsatları takdir ettiğini göstermektedir.


İç çamaşırında kuş kaçırmaya kalktı, ABD sınırında yakalandı

Cuma günü, Meksika'dan ABD'ye koruma altındaki iki muhabbet kuşunu kaçırırken yakalanan adama dava açıldı (ABD Savcılığı, Kaliforniya Güney Bölgesi)
Cuma günü, Meksika'dan ABD'ye koruma altındaki iki muhabbet kuşunu kaçırırken yakalanan adama dava açıldı (ABD Savcılığı, Kaliforniya Güney Bölgesi)
TT

İç çamaşırında kuş kaçırmaya kalktı, ABD sınırında yakalandı

Cuma günü, Meksika'dan ABD'ye koruma altındaki iki muhabbet kuşunu kaçırırken yakalanan adama dava açıldı (ABD Savcılığı, Kaliforniya Güney Bölgesi)
Cuma günü, Meksika'dan ABD'ye koruma altındaki iki muhabbet kuşunu kaçırırken yakalanan adama dava açıldı (ABD Savcılığı, Kaliforniya Güney Bölgesi)

ABD-Meksika sınırında görev yapan Gümrük ve Sınır Koruma memurları, pantolonunda şüpheli bir şişkinlik fark ettikleri adamın iç çamaşırında iki muhabbet kuşu sakladığını ortaya çıkardı. Olayın ardından hakkında kaçakçılık suçlamasıyla dava açıldı.

Kaliforniya Güney Bölgesi Savcılığı'nın açıklamasına göre, Meksika'nın Tijuana kentinde yaşayan 35 yaşındaki ABD vatandaşı Jesse Agus Martinez'e, geçen ayın sonunda koruma altındaki iki turuncu alınlı muhabbet kuşunu, aşırı derecede sakinleştirilmiş halde Birleşik Devletler'e kaçak yollardan sokmaya çalıştığı gerekçesiyle cuma günü dava açıldı.

Savcılar, Meksika'ya özgü ve türünün nesli tükenmekte olan kuşların, 23 Ekim'de iki kahverengi kesenin içinde "görünüşte bilinçsiz ama nefes alan ve aşırı derecede sakinleştirici ilaç verilmiş" halde bulunduğunu söyledi.

Gümrük görevlileri tarafından sorgulanan Martinez, pantolonundaki şişkinliğin İspanyolcada penis anlamına gelen "pirrin" olduğunu "defalarca iddia etti".

Ancak yetkililer daha yakından baktığında, iç çamaşırının içinde iki muhabbet kuşunun gizlendiğini keşfetti.

fgthy
Jesse Agus Martinez, 23 Ekim'de ABD-Meksika sınırında koruma altındaki kuşları kaçırırken yakalandı (ABD Savcılığı, Kaliforniya Güney Bölgesi)

ABD Balık ve Yaban Hayatı Servisi görevlileri daha sonra kuşları muayene etti ve bunların genç turuncu alınlı muhabbet kuşları olduğunu saptadı.

Karantinaya alınmak üzere Tarım Bakanlığı Hayvan İthalat Merkezi'ne gönderilen kuşların durumlarının stabil olduğu bildirildi.

Eupsittula canicularis diye de bilinen turuncu alınlı muhabbet kuşları, Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'nin Tehlike Altındaki Türlerin Kırmızı Listesi'nde "savunmasız" olarak listeleniyor.

Birlik, evcil hayvan ticaretinin, popülasyonları tuzaklar nedeniyle azalmaya devam ettiğinden kritik düzeyde nesli tükenmekte olan kuşlar için en büyük tehdidi oluşturduğunu belirtiyor.

ty
Aşırı sakinleştirici verilmiş kuşlar, Martinez'in iç çamaşırlarının içindeki keselere sokulmuştu. Durumlarının stabil olduğu söyleniyor (ABD Savcılığı, Kaliforniya Güney Bölgesi).

1998'le 2008 arasında 8 binden fazla yeşil ve turuncu muhabbet kuşu yasal olarak yakalandı ve bu da onları Meksika'da en çok aranan ikinci papağan türü haline getirdi. Meksika, 2008'de 22 papağan türünün geçimlik ticaret ve satışını yasaklamış olsa da kaçakçılar hâlâ çok aranan bu türlerden kâr elde etmeye çalışıyor.

Martinez, suçlu bulunursa 250 bin dolara kadar para ve 20 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak.

ABD Balık ve Yaban Hayatı Servisi olayı araştırıyor.

Independent Türkçe


Uzun Kovid'e yakalananların kanında tuhaf değişiklikler görüldü

Uzun Kovid'e yakalananların kanında tuhaf değişiklikler görüldü
TT

Uzun Kovid'e yakalananların kanında tuhaf değişiklikler görüldü

Uzun Kovid'e yakalananların kanında tuhaf değişiklikler görüldü

Bilim insanları, uzun Kovid hastalarının kanında tuhaf pıhtılar ve bağışıklık sistemi değişiklikleri keşfetti. Bu keşif, kalıcı rahatsızlığı iyileştirmek için yeni tedavilere önayak olabilir.

Çoğu kişi kısa süreli soğuk algınlığı, boğaz ağrısı veya öksürük ve ateşin ardından Kovid-19 enfeksiyonundan tamamen kurtuluyor. Ancak bazı hastalar, virüsle ilişkili bir dizi semptomu uzun süre yaşamaya devam ediyor ve buna da uzun Kovid deniyor.

Bu semptomların yorgunluk, beyin sisi, vücut ağrısı ve nefes darlığı olduğu, çalışmalarda tespit edilmişti.

Ancak bu kalıcı semptomların kesin nedeni henüz netlik kazanmadı.

Şimdiyse bilim insanları, uzun Kovid hastalarının kanlarındaki mikro pıhtı adı verilen küçük pıhtılarla nötrofil isimli bağışıklık sistemi hücrelerindeki değişiklikler arasında rahatsızlığı açıklayabilecek temel etkileşimleri tespit etti.
 

cdfg
Uzun süreli Kovid'li bir kişinin kanında bulunan mikro pıhtının mikroskop görüntüsü (Chantelle Venter)

Hastanın kan dolaşımındaki anormal kan pıhtılaşma proteini kümeleri olan mikro pıhtılar, ilk olarak Kovid-19 hastalarının kan örneklerinde bulundu.

Araştırmacılar ayrıca uzun Kovid hastalarında nötrofil adı verilen bir tür beyaz kan bağışıklık hücresinin, DNA'larını dışarı atarak lifsi yapılar oluşturmalarına yol açan özel bir değişime uğradığını buldu.

Bu yapılar daha sonra hücre parçalayan enzimlerle birleşerek, patojenleri hızla yakalayıp öldüren nötrofil hücre dışı tuzakları (NET'ler) adı verilen yapılar oluşturuyor.

Araştırmacılar, bazı Kovid hastalarında mikro pıhtılar ve NET'ler arasındaki etkileşimin, vücut genelinde nihayetinde uzun Kovid'e neden olan bir dizi değişikliğe yol açtığından şüpheleniyor.