İsrail Savunma Bakanı: Savaşın amacı Gazze’yi kalıcı olarak kontrol etmek değil

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant (DPA)
TT

İsrail Savunma Bakanı: Savaşın amacı Gazze’yi kalıcı olarak kontrol etmek değil

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant (DPA)
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant (DPA)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, "İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşının amacı bölgeyi kalıcı olarak kontrol etmek değil, Hamas'ın etkisini zayıflatmak ve Gazze üzerindeki kontrolünü sonlandırmaktır” dedi.

Gallant, insani ateşkesin sona ermesini Hamas'ın 17 kadın ve çocuğu serbest bırakmamasına bağladı ve şunları söyledi: "Hamas'ın anlaşma şartlarını yerine getirmemesi sonucunda Savaş Kabinesi’nin kararıyla İsrail ordusuna cuma sabahı ateşe başlama talimatı verdim. Hamas istenenlenlere uymadığı sürece, ateşi yoğunlaştıracağız ve koyduğumuz hedeflere ulaşana kadar çatışmaya devam edeceğiz. Ordunun operasyonları yakından takip ediyorum"

Kara operasyonunun devam edeceğini vurgulayan Gallant,"Yaklaşık bir ay önce karadan giriş ihazırlıkları yaparken, Hamas içinde birçok kişi bizi durdurabileceklerini düşünüyordu. İsrail toplumunda müzakere yapmanın gerekli olduğunu düşünenlerle, Gazze’ye girmenin gerekli olduğunu düşünenler arasında bir ayrım yaratabileceklerini düşündüler" ifadelerini kullandı.

Gallant, yoğun askeri operasyonun yoğunlaştırılmasının Hamasına vurulmasına ve daha fazla lider ve militanın ortadan kaldırılmasına yol açacağını vurguladı.

Bakan ayrıca, 110 rehinenin serbest bırakılmasını yoğun askeri baskı sonucunda gerçekleştiğini belirtti.



Depremleri tetikleyen sessiz süreç ilk kez tespit edildi

6 Şubat depremlerinde resmi verilere göre en az 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti (Reuters)
6 Şubat depremlerinde resmi verilere göre en az 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti (Reuters)
TT

Depremleri tetikleyen sessiz süreç ilk kez tespit edildi

6 Şubat depremlerinde resmi verilere göre en az 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti (Reuters)
6 Şubat depremlerinde resmi verilere göre en az 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti (Reuters)

Bilim insanları depremlere zemin hazırlayan yavaş ve sessiz süreci ortaya çıkardı.

Tektonik levhalar, fay denen sınırlarda birbirlerine basınç uygulayarak uzun süre kilitleniyor. Ancak bu temas yüzeyindeki kırıklar oluşması sonucu kilit açılıyor ve deprem oluyor. Bu çatlaklar, faydaki hareketi engelleyen bağlantıları koparıyor.

Kudüs İbrani Üniversitesi'nden araştırmacılar, bu çatlakların faylarda nasıl oluştuğunu tespit etti. 

Bulguları hakemli dergi Nature'da yayımlanan çalışmada, sismik olmayan yavaş ve sessiz bir aktivitenin, depremlere yol açan çatlakları tetiklediği bulundu. 

Araştırmacılar deneyler ve bilgisayar modelleri yoluyla çatlakların yanı sıra kabuktaki küçük hareketlerin mekaniğini inceledi.

Kilitlenmiş haldeki levhalardan birindeki zayıf bir noktanın, daire gibi yavaş yavaş genişlediği tespit edildi. Ardından daire, levhanın sınırına dayandığında çizgi haline geliyor ve rift boyunca yayılıyor.

Makalenin başyazarı Shahar Gvirtzman "İki boyutlu daire yavaşça yayılıyor ve levhanın yüzeyine ulaştığında, hızla bir kopma noktasına dönüşerek muazzam bir enerji açığa çıkarıyor" diyor.

Araştırmacılar mevcut teorilere göre yeterince büyük bir bozulma olmadığında sistemin hareketsiz kaldığını belirtiyor. 

Makalenin ortak yazarı Prof. Jay Fineberg "Ancak deneylerimiz, mevcut teoriye göre ilerlememesi gereken küçük bir çatlağın, çok ama çok yavaş ilerlediğini gösterdi" diyerek ekliyor: 

Depremlerin başlama sürecini tespit ettik ki bu, depremin kendisinden tamamen farklı.

Ekip, bulguların depremlerin nasıl ve ne zaman başladığını anlamaya katkı sunmasını umuyor. Ancak yeni çalışma esasen bir çatlağın nasıl oluştuğuna dair bir çerçeve sunuyor.

Prof. Fineberg "Örneğin bir bina çökmek üzereyse bu, muazzam bir hızla genişleyen bir kırık sonucu gerçekleşir. Fakat kırığın kendisi şimdi tanımladığımız süreçte oluşmuştur" diye açıklıyor.

Bilim insanları bina ve köprü gibi yapılarda bu yavaş genişlemeyi tanımlayabilirse çökmelerini öngörebilir. Ayrıca sürtünme ve kırılma kuvvetlerine karşı dirençli malzemeler de geliştirebilirler.

Independent Türkçe, Haaretz, Phys.org, Science Alert, Nature