Ürdün - Suriye uyuşturucu savaşı mı İran etkisi mi?

Suriye’den Ürdün’e giren kaçak silahların son durağı neresi?

Ürdün askerleri, 17 Şubat 2022’de Ürdün- Suriye sınırı yakınında devriye geziyor (AP)
Ürdün askerleri, 17 Şubat 2022’de Ürdün- Suriye sınırı yakınında devriye geziyor (AP)
TT

Ürdün - Suriye uyuşturucu savaşı mı İran etkisi mi?

Ürdün askerleri, 17 Şubat 2022’de Ürdün- Suriye sınırı yakınında devriye geziyor (AP)
Ürdün askerleri, 17 Şubat 2022’de Ürdün- Suriye sınırı yakınında devriye geziyor (AP)

Davud Kuttab

Ürdün’ün başkenti Amman’ın bu yılın ortasında başlattığı Suriye’de barışçıl çözüm girişimine rağmen, Suriye’den Ürdün’e uyuşturucu kaçakçılığı girişimleri son zamanlarda artış gösterdi. Girişim, diğer koşulların yanı sıra, Suriye’nin Arap Birliği’ndeki koltuğunu yeniden kazanması karşılığında Suriye hükümetinin Ürdün sınırındaki uyuşturucu kaçakçılığını durdurmak için çaba göstermesini de şart koşuyor.

Ürdün ordusu ile uyuşturucu kaçakçıları arasında 18 Aralık’ta yaşanan çatışma türünün en büyüğüydü. Öyle ki çatışma yaklaşık 14 saat devam etti. Çatışma sırada Ürdünlü askerler yaralandı. Ürdün ordusu ise çoğu es-Süveyda kırsalından gelen 9 kaçakçıyı tutuklayabildi.

Çatışmanın ardından istihbarat bilgilerine dayanarak geçen cuma günü Ürdün güvenlik güçleri, kaçakçıların saklandığı bir yere baskın düzenledi. Ürdün Kamu Güvenliği kurumundan yapılan açıklamaya göre bu operasyon, Ürdün sınırından yasadışı yollardan sızan bir kaçakçının ölümüyle sonuçlandı.

Açıklamaya göre çatışmalarda 3 kişi gözaltına alınırken, dördüncüsü de yaralanarak hayatını kaybetti.

18 Aralık Pazartesi günü Ürdünlü yetkililer, büyük miktarda uyuşturucu kaçakçılığına yönelik bir operasyonun engellendiğini duyurdu. 5 milyon Captagon hapı ve 12 bin paketten fazla esrar olduğu tahmin ediliyor.

Bölgede yeni sıcak noktalar oluşturmaya yönelik bölgesel çıkarların varlığı göz önüne alındığında, Güney Suriye’deki durum karmaşıktır

Ürdün Milletvekili Salih el-Armouti, Al-Majalla’ya yaptığı açıklamada Ürdün-Suriye sınırındaki son çatışmanın, uyuşturucu kaçakçılığından silah ve füzelere yönelen ve dolayısıyla Ürdün’ün güvenliğini tehdit eden şüpheli taraflarca gerçekleştirilen organize bir eylem olduğunu belirtti.

Arap Birliği’ne geri dönmenin koşullarından biri olarak, organize suç örgütlerini önlemek zorunda olduğu için bu durumdan Suriye hükümetinin sorumlu olduğunu dile getirdi.

Armouti, “Bu kaçakçılığın Suriye topraklarından yapılması makul müdür? Bu, Ürdün’ü hedef alan rahatsız edici bir meseledir ve hoş görülmemelidir” diyerek, Ürdün hükümetine de uyuşturucu kaçakçılarını kapsayan Suriye rejimine karşı diplomatik bir karar alma çağrısı yaptı.

Ürdün televizyonu, uyuşturucuyla mücadelenin Suriye içine kaydığını belirtmişti. Öyle ki 19 Aralık Salı günü Ürdün uçakları, Suriye kırsalı Suveyda’da bir uyuşturucu kaçakçısının evini hedef alan saldırılar düzenledi. Aynı şekilde Ürdün uçakları, geçen Mayıs ayında Suriye topraklarındaki bir uyuşturucu fabrikasını bombalamıştı. Saldırı, bölgenin en ünlü uyuşturucu kaçakçısı Marai er-Rumeysan’ın öldürülmesine yol açtı. Ancak Ürdün, her iki olayı da resmi olarak ilan etmedi.

ewf
Ürdün güvenlik güçleri, 15 Aralık’ta Gazze’yle dayanışma amacıyla Amman’daki ABD Büyükelçiliği yakınında düzenlenen gösteride (AFP)

Öte yandan Suriyeli kaynaklar, Al-Majalla’ya yaptığı açıklamada, “Salhad şehrine düzenlenen hava saldırısında, Hizbullah milisleriyle iş birliği içinde uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantısı olan ve akıbeti henüz bilinmeyen Faysal es-Saadi’nin evi hedef alındı” dedi.

Bazıları kaçakçıları destekleyen tarafların geçmişine büyük bir dikkatle bakıyor. Öyle ki İran’ın, İsrail’e karşı askeri eylemler gerçekleştirmek için Ürdün topraklarını kullanarak ya da Ürdün’de faaliyet gösteren yabancı taraflara, özellikle de Amerikalılara saldırarak, Ürdün’deki iç durumu etkilemeye çalışacağı yönünde korkular var.

Ürdün’ün iç güvenliğini istikrarsızlaştırma ihtimalinin zayıf olmasına rağmen Ürdün Silahlı Kuvvetleri, sınır ötesi uyuşturucu kaçakçılığının yanı sıra, Ürdün topraklarına askeri personel veya silah sokma girişimlerini önlemek için gece gündüz çalışıyor.

Stratejik Uzman Amer es-Sabayla, Al-Majalla’ya yaptığı açıklamada, “Güney Suriye’deki durum karmaşıktır. Çünkü bölgede birden fazla taraf var. Ayrıca bölgede yeni sıcak noktalar yaratmak ve belirli ülkelerin çıkarlarına zarar vermek için bölgesel çıkarların varlığı ortasında uyuşturucu kaçakçılığı ağları yıllardır orada yerleşik durumda” dedi.

Ürdün ordusu, 2023 yılı başından bu yana Suriye’nin güneyinden gelen uyuşturucu yüklü 9 insansız hava aracını düşürdü.

Sabayla, “Oyuncuların çokluğu göz önüne alındığında Şam’ın, bölgedeki durumu kontrol etmesi zor. Bu nedenle Ürdün, Suriye’den gelen tehlike kaynaklarını hedef alarak, onları kurutarak ve Ürdün sınırına saldırmaya cesaret eden herkesin ödeyeceği bedeli yükselterek açık mesajlar gönderip sınırlarının güvenliğini bizzat koruma fikrine güveniyor” dedi.

Amer es-Sabayla’nın bahsettiği oyuncular, Hizbullah milisleri, onun Suriye’deki ortakları, Suriye hükümeti, İran güçleri ve daha az ölçüde de olsa Rus güçleridir. Sınırın diğer tarafında ise Ürdün Haşimi Krallığı’nın Arap Ordusu bulunuyor.

Askeri mesaj

Sabayla, “Husilere karşı Kızıldeniz’de uluslararası seferberliğin başlamasıyla birlikte bölgede savaşın genişlediği bir dönemde Ürdün tarafının en önemli mesajı, tehdidin kaynaklarına karşı güçlü bir askeri tepki yoluyla siyasi değil askeri bir mesajdır” dedi.

Öte yandan Ürdün Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Yusuf el-Haniti, Ürdün ordusunun sızma ve kaçakçılık operasyonlarını önlemek ve bunlarla güçlü bir şekilde yüzleşmek, ülkenin güvenlik ve istikrarı ile halkının güvenliğini korumak için tüm yetenek ve kaynakları kullandığını açıkladı.

Yetkili, 18 Aralık Pazartesi akşamı Doğu Askeri Bölgesi’ndeki operasyon sırasında yaptığı açıklamada, Ürdün Silahlı Kuvvetleri’nin bu operasyonları önlemeye, sınır cephelerinde her türlü tehdide karşı koymaya ve bu tehditlerin arkasındaki silahlı grupların peşine düşmeye devam ettiğini belirtti.

swcw
Ürdün ordusunun 18 Aralık operasyonunda ele geçirdiği silah ve uyuşturucu

Aynı şekilde Ürdünlü askeri uzman emekli Tuğgeneral Eymen er-Ravsan, Al-Majalla’ya yaptığı açıklamada, birlikte çalışabilirliği artırmak için bölge ülkeleri arasındaki koordinasyonun artırılması çağrısında bulundu. Ravsan, Suriye- Ürdün sınırında kaçakçılık operasyonlarının arttığını, kaçakçıların sınırı zorla geçmeye çalışması nedeniyle bu faaliyetlerin silahlı çatışmalara dönüştüğünü ve kaçakçılık sevkiyatının içerisinde uyuşturucunun yanı sıra silah ve füzelerin de yer aldığını dile getirdi.

Ravsan, bu durumla ilgili olarak “Suriye güvenlik hizmetlerinin gevşekliği nedeniyle Güney Suriye’de bir güvenlik kaosu var. Bu, milislerin faaliyetlerini artırmasına ve insansız hava araçları gibi modern teknolojileri kullanmasına olanak sağladı. Bu durum da güvenli bir yol olduğu için kaçakçılığın artmasını teşvik ediyor” dedi.

Kaçakçılarla yaşanan çatışmada bir askerin öldürülmesi ve diğerlerinin yaralanması üzerine Ürdün’ün 17 Mayıs 2022’den bu yana kaçakçılarla çatışma kurallarını değiştirmesinin ardından kaçakçılar, drone kullanmaya başvurmuştu. Ürdün ordusu bu yılın başından bu yana Suriye’nin güneyinden gelen uyuşturucu yüklü yaklaşık 9 dronu düşürmeyi başardı.

Bu çerçevede Ravsan, “Kaçakçılar için önemli olan artık yalnızca uyuşturucu değil. Aksine silah kaçakçılığı yapmak, birçok Arap ülkesinin sınırlarını tüketmek ve buraları uyuşturucuya boğarak insani kapasitelerini yok etmek için milisler aracılığıyla bir tür vekâlet savaşı yürütüyorlar” şeklinde konuştu.

Ele geçirilen silahların eski ve kullanılmış olması, amaçlarının kişisel olduğunu ve bunları Filistin topraklarına nakletmek olmadığını gösteriyor.

Ürdün, Suriye’deki savaştan en çok etkilenen ülkelerden biri olarak kabul ediliyor. Öyle ki iki ülke, 375 kilometreyi aşan ortak bir sınırla birbirine bağlı. Ayrıca Suriyeli mültecilerin akınına ek olarak aşırılık yanlılarının Ürdün noktalarına defalarca saldırılarına da tanık oluyor. Resmi rakamlara göre Ürdün’de bir milyon 300 bin Suriyeli mülteci var. Aynı şekilde iki ülke arasındaki ticaret kötüleşirken, Suriye’den Ürdün’e yapılan uyuşturucu kaçakçılığının hızı da artıyor.

Silahlar Filistin’e mi gidiyor?

Yanıtlanması zor olan soru hâlâ mevcut: Ürdün’e kaçırılan silahların nihai varış noktası neresi?

Şu ana kadar Ürdün’e silah kaçakçılığı yapmaya yönelik sistematik bir hareketlilik görünmüyor. Ürdün ordusunun kaçakçılardan silah ele geçirdiği doğru, ancak bu silahların kaçakçılık amaçlı mı olduğu yoksa Ürdün’e ve oradan Filistin topraklarına mı kaçırıldığı kesin değil. Ele geçirilen silahların fotoğrafları, bunların eski ve kullanılmış olduğunu gösteriyor. Bu durum da amaçlarının kişisel olduğunu ve kaçakçılık faaliyeti olduğunu, daha sonra kullanılabilmek üzere Filistin topraklarına veya Ürdün’de uyuyan hücrelere nakletmek olmadığını gösteriyor. Silahların Filistin topraklarına nakledilmesi için bu silahın modern olması gerekiyor.

wefwe

Ürdün - Suriye sınırındaki durum, Ürdün ile Suriye arasında karşılıklı ilişkinin gerekliliği olan yeni ve eski bir talebi yansıtıyor. Ancak bu konuda yapılacak herhangi bir ikili veya çok taraflı anlaşma, verilen sözlerin uygulanması ve Suriye tarafının kendi topraklarını ve sınırlarını kontrol edebilmesi ve imzalanan anlaşmaları uygulayacak siyasi iradeye sahip olmasıyla bağlantılı olmalıdır. Ama siyasi ve mali faktörlerden dolayı bu zor görünüyor. Suriye hükümetinin hayatta kalabilmek için Hizbullah’ın, İranlıların ve Rusların desteğine güvenmesi, bu müttefiklerden vazgeçmesini zorlaştıracak. Ekonomik açıdan bakıldığında uyuşturucu ticaretinin Suriye hükümetine ve işbirlikçilerine para sağladığı kesin. Bu nedenle alternatif gelir elde edemedikleri sürece bundan vazgeçemezler.

* Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden tercüme edilmiştir.



Uzmanlar toplantısı Washington-Tahran müzakerelerini kritik bir aşamaya taşıyor

İran Lideri Ali Hamaney Tahran'da düzenlenen yas toplantısında (İran dini liderlik web sitesi)
İran Lideri Ali Hamaney Tahran'da düzenlenen yas toplantısında (İran dini liderlik web sitesi)
TT

Uzmanlar toplantısı Washington-Tahran müzakerelerini kritik bir aşamaya taşıyor

İran Lideri Ali Hamaney Tahran'da düzenlenen yas toplantısında (İran dini liderlik web sitesi)
İran Lideri Ali Hamaney Tahran'da düzenlenen yas toplantısında (İran dini liderlik web sitesi)

İki ülke arasındaki müzakerelerin üçüncü turunun arifesinde ABD Başkanı Donald Trump, durumu geçici olarak niteleyen ve olayların seyrini değiştirme uyarısında bulunan Dini lider Ali Hamaney'in aksine İran ile anlaşma olasılığı konusunda tehdit ve diplomasi arasında ikili mesajlar verdi.

Washington ve Tahran'dan müzakereciler iki hükümeti temsil eden uzmanlar eşliğinde teknik görüşmelere başlamak üzere Cumartesi günü Umman'a gidiyor, ancak anlaşmanın niteliği henüz net değil ve uranyum zenginleştirmenin azaltılması ya da tüm nükleer programın tasfiyesi konusunda bir anlaşmazlık ortaya çıkabilir.

İki ülke arasında bilinen son doğrudan müzakereler eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde, 2015 nükleer anlaşmasına giden diplomatik çabalar sırasında gerçekleşmişti.

fgtrhyjuı
Trump Virginia'da gazetecilere el sallıyor - 24 Nisan 2025 (AP)

Geçtiğimiz hafta iki tarafın olası bir anlaşmanın çerçevesini belirleme konusunda mutabık kaldığı dolaylı ABD-İran görüşmelerinin ardından bugün (Cuma) Time dergisine verdiği mülakatta Trump şunları söyledi:  “İran ile bir anlaşma yapacağımızı düşünüyorum.” ABD'li bir yetkili görüşmelerde “çok iyi ilerleme” kaydedildiğini söyledi.

İran'ın dini lideri Ali Hamaney ya da Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile görüşmeye açık olup olmadığı sorusuna Trump olumlu yanıt verdi

İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırısını kendisinin engellediği yönündeki iddiaları ise reddeden Trump, "Hayır, bu doğru değil. Onları durdurmadım. Ama onlara rahat hareket edebilecekleri bir ortam da sunmadım. Çünkü bir saldırıya gerek kalmadan anlaşma sağlayabileceğimize inanıyorum. Belki de saldırmak zorunda kalacağız. Çünkü, İran’ın nükleer silah sahibi olmasına izin verilmeyecek." diye konuştu. Ülkesinin bir anlaşmaya varamazsak İsrail'in İran'a karşı başlatacağı olası bir savaşa gönüllü olarak katılabileceğini belirten Trump “Bir anlaşmaya varamazsak ben ön saflarda yer alacağım" dedi.

Hamaney: Geçici bir durum

İran lideri Ali Hamaney ülkesi ile ABD arasındaki görüşmeleri “geçici bir durum” olarak nitelendirdi. Perşembe akşamı Tahran'da düzenlenen matem töreninde konuşan Hamaney, “Bu durum kalıcı değil ve ikiyüzlülüğün bu egemenliği kalıcı bir kader değil, ilahi bir kader içinde geçici bir kaderdir” dedi.

Hamaney sözlerine şöyle devam etti: “Zaman zaman düşüncesiz sözlerimiz, yersiz itirazlarımız, sabırsızlığımız, duruma ilişkin yanlış analizlerimiz tüm bunlar olayların seyrini değiştirebilecek ölçüde, bazen tarihi bir etkiye sahip olabilir. Bu nedenle son derece dikkatli ve özenli olmalıyız.”

Hamaney'in ve Trump'ın açıklamaları arasında anlaşmanın mahiyeti belirsizliğini koruyor ancak anlaşmazlıklar İran'ın zenginleştirme kabiliyetinden tamamen mahrum bırakılması mı yoksa sivil ve barışçıl nükleer programlar için belirli miktarda düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyum kullanmasına izin verilmesi mi gerektiği üzerinde yoğunlaşıyor.

dfrgthyu
İran Lideri Ali Hamaney Tahran'da bir yas töreni sırasında (Hamaney web sitesi)

Şarku'l Avsat'ın New York Times'tan aktardığı habere göre Umman'daki teknik toplantıların üçüncü turu, “Trump yönetimi İran'la nükleer bir anlaşma için kabul edilebilir asgari eşiği henüz belirlemeden” başlayacak.

Bu hafta Dışişleri Bakanı Marco Rubio, gazeteci Barry Weiss'e verdiği bir podcast röportajında bu anlaşmazlığa yeni bir yorum getirdi: “Eğer İran sivil bir nükleer program istiyorsa, diğer pek çok ülke gibi zenginleştirilmiş materyal ithal ederek bu programa sahip olabilir.”

Trump'ın 2018'de çekildiği 2015 anlaşması kapsamında İran'ın enerji ve tıbbi amaçlarla düşük seviyeli uranyum zenginleştirmesine izin verilmişti.

Hassas bir aşama

İran medyasına göre Washington ve Tahran arasındaki müzakereler “hassas bir aşamaya” giriyor. Devlet televizyonu Cuma günü Maskat'a giden İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin ABD ile dolaylı nükleer müzakerelerde ilerlemenin ABD'nin iyi niyet ve ciddiyet göstermesine bağlı olduğunu söylediğini bildirdi.

Arakçi Çarşamba günü yaptığı açıklamada müzakerelerin doğru yönde ilerlediğini ancak nihai bir yargıya varmak için henüz erken olduğunu söylemişti.

asdfrg
ABD özel temsilcisi Steve Witkoff Paris'teki Elysee Sarayı'nda- 17 Nisan 2025 (AP)

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Arakçi'nin ABD ile dolaylı müzakereler yürütmek üzere diplomatik ve teknik uzmanlardan oluşan bir heyetin başında Cuma akşamı Maskat'a gittiğini açıkladı.

Bekayi iki taraf arasında, her iki ülkeden üst düzey müzakerecilerin katılımıyla teknik ve uzman düzeyinde bir toplantı yapılması konusunda mutabakata varıldığını kaydetti.

İranlı sözcü müzakerelerde ilerleme kaydedilebilmesi için karşı tarafın iyi niyet, ciddiyet ve gerçekçi olması gerektiğini vurguladı.

Uzmanlar turu

Washington ve Tahran'dan hükümet uzmanları Cumartesi günü Maskat'ta yapılacak görüşmelerin merkezinde yer alacak ve görüşmelerde daha ince teknik ayrıntılara geçilecek. Tasnim haber ajansının bildirdiğine göre İran heyetine Siyasi İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Mecid Tahterevançi ile Hukuk ve Uluslararası İşlerden Sorumlu Bakan Yardımcısı Kazım Garipabadi başkanlık edecek.

ABD ekibi ise Dışişleri Bakanlığı ve Hazine'nin yanı sıra istihbarat servisleri de dahil olmak üzere çeşitli bakanlıklardan yaklaşık 12 temsilciden oluşuyor. New York Times'ın haberine göre ekip bu hafta ilk kez Dışişleri Bakanlığı'nda bir araya gelerek yönetimin İran'a yönelik taleplerinin Başkan Donald Trump'ın kararını bekleyen henüz tanımlanmamış parametrelerini görüştü.

Politico'ya göre ABD ekibine Dışişleri Bakanlığı'nda politika planlama direktörü olan Michael Antoine liderlik edecek.

ABD basınına göre Trump'ın Make America Great Again ((Amerikayı Yeniden Harika Yap) kampanyasının destekçilerinden olan ve Trump'ın ilk yönetiminde de görev yapan Antoine'ın nükleer konularda bilinen bir uzmanlığı bulunmuyor ancak Antoine iki ülke arasında 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın güçlü bir muhalifi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, Antoine'ın neden bu görev için seçildiği sorusuna “Orada olması gerektiği için orada” yanıtını verdi.