İsrail'in kuşattığı hastaneden tahliye edilen ikiz bebeklerin ailelerine ulaşılamıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail'in kuşattığı hastaneden tahliye edilen ikiz bebeklerin ailelerine ulaşılamıyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde İsrail ordusunun kuşatmaya alarak hizmet dışı bıraktığı Nasır Hastanesinden tahliye edilen ikiz bebeklerin ailelerine ulaşılamıyor.İsrail, 17 yıl boyunca abluka altında tuttuğu 2,3 milyon nüfusa sahip Gazze Şeridi'ne karşı 7 Ekim 2023'te başlattığı ağır bombardımanı uluslararası tepki ve çağrılara rağmen sürdürüyor.

İsrail güçleri, yaklaşık 5 aydır havadan, karadan ve denizden saldırılarıyla binlerce Filistinliyi sivili katlederken, yüz binlercesini de yerinden etti ve insani yardımların dahi girmesini engelleyerek açlıkla ölmeye terk etti.

Gazze Şeridi'ne 27 Ekim'den itibaren karadan giren İsrail güçleri, bombardımandan kaçmak zorunda kalan binlerce insanın sığındığı okul ve hastaneleri kuşatma altında tuttu.

Binlerce ton bombayla kentleri yerle bir edip, sığınma merkezlerine saldıran İsrail güçleri, nice aileleri öldürerek veya başka yerlere sürerek birbirinden ayırdı.

Ailelerinden koparılan 3 aylık ikiz bebekler
İsrail güçlerinin Han Yunus'ta baskınlar düzenlediği Nasır Hastanesinden tahliye edilen 3 aylık ikiz bebekler, Gazze'nin orta kesimlerinde yer alan Deyr el-Belah bölgesindeki Aksa Şehitleri Hastanesine nakledildi.

Biri kız ve diğeri erkek olan Filistinli "Dayfullah" ailesinin bebeklerinin, durmayan ağlama sesleri hastanede yankılanmaya devam ediyor.

Aksa Şehitleri Hastanesinde çalışan sağlık personeli, bebekleri korumaya çalışırken, gazeteci ve Filistinli aktivistler de ailelerinin bulunması umuduyla ikizlerin fotoğraf ve videolarını sosyal medyada paylaşıyor.

İkiz bebekler, İsrail ordusunun Nasır Hastanesine 15 Şubat'ta düzenlediği baskın sırasında tahliye edildi ancak anne ve babalarıyla ilgili bilgi alınamadı.

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun beldesi sakinlerinden "Dayfullah" ailesinin çocukları olarak Nasır Hastanesinde dünyaya gelen bebekler, Aksa Şehitleri Hastanesine nakledildiler ancak anne babalarının izine hala rastlanamadı.

Aksa Şehitleri Hastanesindeki doktorlar, anne sütlerini alamadıkları için ikiz bebeklerin iyi beslenemediği ve sağlık problemi yaşayabileceklerini belirtiyor.

Filistin Kızılayı da X sosyal medya hesabında, "Ekiplerimiz, Nasır Hastanesinin hizmet dışı kalması üzerine Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisiyle (OCHA) koordineli olarak, içindeki yaralıları tahliye etti. Hastanede aileleri bulunamayan ikiz bebeklerin de aralarında bulunduğu 18 kişi, 4 ambulansla tahliye edildi." paylaşımında bulundu.

Filistin Kızılayı açıklamasında, Nasır Hastanesinden tahliye edilen hasta ve yaralıların bölgedeki sahra hastaneleri ve Aksa Şehitleri Hastanesine nakledildiği aktarıldı.

Gazze'nin ikinci büyük sağlık merkezi Nasır Hastanesi hizmet dışı kaldı
Gazze'nin güneyinde İsrail güçlerinin karadan işgal ettiği Han Yunus kentinde yer alan Nasır Hastanesi, 13 Kasım'dan itibaren abluka ve saldırılara maruz kaldı.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde büyüklüğüyle ikinci sırada yer alan Nasır Hastanesini tank ve zırhlı araçlarla kuşatmaya alırken, çevredeki binaların tepelerine de keskin nişancılar konuşlandırdı.

İsrail güçlerinin, giriş çıkışlarını kapattığı hastanede, sağlık personeli ve hastaların yanı sıra güvenli yer olarak buraya sığınan binlerce Filistinli mahsur kaldı.

Bu süre zarfında Nasır Hastanesine girmeye çalışan Filistinli vatandaşlar, İsrailli keskin nişancıların kurşunuyla öldürüldü.

Haftalarca süren kuşatmanın ardından 15 Şubat'ta Nasır Hastanesine baskın düzenleyen İsrail ordusu, aralarında sağlık personelinin de bulunduğu çok sayıda Filistinliyi alıkoydu.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, 18 Şubat'ta Nasır Hastanesinin artık hizmet veremediğini açıkladı.

İsrail’in Gazze’ye saldırılarında öldürdüğü Filistinlilerin sayısı çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 30 bini aştı

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.



Hükümet, Suriye'nin kuzeyinde Kürt kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlemeyi planlıyor

 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
TT

Hükümet, Suriye'nin kuzeyinde Kürt kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlemeyi planlıyor

 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)
 Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı şehrinde bir okulda kız öğrenciler (Şarku'l Avsat)

 

Suriye Eğitim Bakanlığı'ndan üst düzey bir eğitim kaynağı, Bakanlığın, ana gücü Kürtler olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen kuzeydoğu Suriye bölgelerinde genel ve temel ortaöğretim sınavlarının düzenlenmesi için bir anlaşma duyurmak üzere olduğunu açıkladı. Bu anlaşma, bölgede yaşayan öğrencilere ve sakinlere final sınavlarına kendi bölgelerinde girme imkânı tanıyacak.

Bu kaynaklara göre, Kamışlı, Haseke, Rakka ve Deyrizor kırsalında dört sınav merkezinin açılacağı duyurulacak. Merkezlerin denetimini, Millî Eğitim Bakanlığı ile Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğusunda Kürt nüfusun yaşadığı bölgeleri yöneten "Özerk Yönetim"in Eğitim Kurumu yetkilileri birlikte yürütecek. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) da tarafsız gözlemci olarak katılacak.

Bu anlaşma, temel eğitim ve genel lise sınavlarına kayıtlı 25 binden fazla öğrenciyi kapsıyor. Bu öğrenciler, Haseke vilayetinden ve sadece bu vilayetin şehirlerinden geliyor. Ayrıca, Rakka vilayetinde ve Deyrizor vilayetinin kuzey ve doğu kırsalında, devlet okullarına devam eden binlerce öğrenci var. Geçen yılın sonunda Esed rejimin düşmesinden önce güvenlik bölgelerinde resmi müfredatla eğitim gördüler.

Öğrencilerin aileleri, sınavların düzenlenmesi için Şam ve Kamışlı arasında yürütülen görüşmelerin sonucunu sabırsızlıkla bekliyorlar, çünkü sınavların başlangıç tarihi önümüzdeki ayın başında.

Milli Eğitim Bakanlığı kaynakları, Şam vilayetlerinde ve Suriye içinde çocuklarını kayıt ettirenlerin, sınavlar başlamadan önce, kayıtlarını bulundukları bölgelerdeki yeni merkezlere aktarabileceklerini açıkladı. Milli Eğitim Bakanlığı, bölgedeki yaşam ve ekonomik koşulların kötüleşmesi, alandaki dalgalanmalar ve genel gelişmeler nedeniyle bugüne kadar kayıt yaptıramayanlar için kayıt süresini uzatacak ve kapıları yeniden açık tutacak.

Rakka kentindeki bir sınav salonundan (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)Rakka kentindeki bir sınav salonundan (Eğitim Bakanlığı'nın resmi sayfası)

Özerk Yönetim Eğitim Otoritesi Başkanı Halef el-Matar, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Şam yönetiminin kontrolündeki bölgelerde sınav düzenlenmesi konusunda Şam'dan resmi bir yanıt beklediklerini söyledi. Yetkililerin, "UNICEF ve Şam'daki hükümetin Eğitim Bakanlığı ile iletişim kurarak öğrencilerin haklarını güvence altına almak için yoğun çaba sarf ettiğini" vurguladı.

Bu eğitim yetkilisi, Şam Eğitim Bakanlığı'nın, yönetimin ilkokuldan ortaokula ve üniversiteye kadar olan eğitim kademelerini müfredata bağlamasının ardından, "Özerk Yönetim"in eğitim müfredatlarını ve mevcut okullarını tanımasını talep etti.

"Özerk Yönetim" yetkilileri, Şam hükümetinin, Kürtçe ve Süryanice öğrenmek isteyen öğrencilere, seçme özgürlüğünü velilere ve öğrencilere bırakarak, Kürtçe ve Süryanice dersleri tahsis etmesini ve "Özerk Yönetim" üniversitelerinin, yani Kamışlı'daki "Rojava", Rakka'daki "El-Şark" ve Halep'in doğu kırsalındaki Ayn el-Arab ("Kobani") kentindeki üç üniversiteyi, devrik rejimden sonra İdlib ve Halep kentlerindeki diğer özel üniversitelerle aynı doğrultuda resmen tanımasını ve resmileştirilmesini talep ediyor.

Bu eğitim girişimleri, Genel İstihbarat Müdürü Hüseyin es-Seleme'nin, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) komutanı Mazlum Abdi ile Deyrizor kırsalındaki el-Ömer petrol sahasında, geçen mart ayında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile imzalanan anlaşmanın uygulanması amacıyla bu ayın 5'inde dördüncü müzakere oturumunu gerçekleştirmesinin ardından geldi. Anlaşma, SDG güçlerinin, ona bağlı sivil kurumların ve yerel yönetim meclislerinin Suriye devlet yapısına entegre edilmesini öngörüyor.

Suriye Eğitim Bakanı Muhammed Turko, geçen ay "Özerk Yönetim" yetkilileriyle eğitim konusuna ilişkin ön mutabakatlara varıldığını açıklamıştı.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) Suriye'deki savaş ve çatışmaların eğitim üzerindeki etkisine ilişkin bir raporunda uyarıda bulunduğunu belirtmekte fayda var. Raporda, çatışmalar ve savaşların eğitim altyapısını tahrip etmesi sonucu binlerce çocuğun eğitiminde ciddi aksamalarla karşı karşıya kaldığı belirtildi. Raporda ayrıca, iktidardaki otoritelerin Suriye'deki öğrencilerin eğitim geleceğini kurtarmak için acil ve hızlı önlemler almaması halinde, örgütün “nesiller boyu sürecek bir felaket” olarak nitelendirdiği durumun ortaya çıkabileceği belirtildi.