Türkiye genelinde 3 partinin oyu arttı, 4 partinin oyu düştühttps://turkish.aawsat.com/4945496-t%C3%BCrkiye-genelinde-3-partinin-oyu-artt%C4%B1-4-partinin-oyu-d%C3%BC%C5%9Ft%C3%BC
Türkiye genelinde 3 partinin oyu arttı, 4 partinin oyu düştü
31 Mart'taki Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde CHP, DEM Parti ve BBP'nin oyları artarken AK Parti, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisinin oyları geriledi
Türkiye genelinde 3 partinin oyu arttı, 4 partinin oyu düştü
Fotoğraf: AA
31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde 3 partinin oyu 2019'daki seçimlere göre artarken, 4 partinin oyu geriledi. Önceki yerel seçime katılmayan Yeniden Refah Partisi bu seçimde en çok oy alan üçüncü parti oldu.
Resmi olmayan sonuçlara göre, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde 2019 yerel seçimlerine göre katılım daha düşük oldu. Seçmen sayısı 4 milyon 300 binden fazla artmasına karşın sandığa gidenler yaklaşık 85 bin, geçerli oy yaklaşık 400 bin azaldı.
2019'daki seçimlerde yaklaşık yüzde 85 olan katılım oranı 31 Mart 2024'te yaklaşık yüzde 78 oranında gerçekleşti. 2019'da 8 milyon 753 bini aşkın seçmen oy kullanmazken, son seçimde 13 milyon 175 bin civarında seçmen sandığa gitmedi.
- CHP 14, AK Parti 12 büyükşehir belediyesi kazandı
Türkiye genelinde yüzde 37,77 ile en çok oyu alan CHP, 14 büyükşehir belediyesi ve 21 il belediyesi kazanarak birinci parti oldu. CHP'yi yüzde 35,49 oy ile 12 büyükşehir ve 12 il belediyesi kazanan AK Parti izledi.
Yüzde 6,19 oy alan Yeniden Refah Partisi 1 büyükşehir ve 1 il, yüzde 5,7 oy alan DEM Parti 3 büyükşehir ve 7 il, yüzde 4,99 oy alan MHP 8 il, yüzde 3,77 oy alan İYİ Parti ve yüzde 0,44 oy alan BBP 1'er il belediye başkanlığı kazandı.
Seçimde CHP, DEM Parti ve BBP'nin oyları artarken AK Parti, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisinin oyları geriledi. Önceki yerel seçime katılmayan Yeniden Refah Partisi, bu seçimde en çok oy alan üçüncü parti olarak kayıtlara geçti.
- CHP Ankara'da, AK Parti Rize'de en fazla oy oranına ulaştı
CHP'nin 2019'da aldığı 14 milyona yakın oy bu seçimde 17 milyon 300 bini aşarken, AK Parti'nin aldığı 20 milyon 500 binden fazla oy 16 milyon 300 bin civarına geriledi. MHP'nin oyları 1 milyon 100 bin, İYİ Partinin oyları ise 1 milyon 700 bin civarında düştü.
Önceki seçime HDP olarak giren DEM Parti, bu seçimde oylarını yaklaşık 640 bin artırdı.
Saadet Partisinin 1 milyon 250 bin civarındaki oyu 500 bin civarına gerilerken, Yeniden Refah Partisi bu seçimde 2 milyon 850 binden fazla oy aldı.
CHP en fazla oy oranına yüzde 60,44 ile Ankara'da, AK Parti ise yüzde 54,7 ile Rize'de ulaştı.
CHP'nin en fazla oy kaybettiği il yüzde 21 düşüşle Çanakkale, AK Parti'nin en fazla oy kaybettiği il yüzde 25'lik gerilemeyle Kahramanmaraş oldu.
Trump, Netanyahu'yu Beyaz Saray'da kabul ediyor, 7 Nisan 2025 (AFP)
TT
TT
Trump'ın İsrail ziyaretine hazırlık
Trump, Netanyahu'yu Beyaz Saray'da kabul ediyor, 7 Nisan 2025 (AFP)
Nebil Fehmi
Medya kaynakları, ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki aralık ayında İsrail'i ziyaret etmeyi planladığını bildirdi. Bu bilgi birkaç nedenden dolayı çok dikkatimi çekti. İlk neden, Ortadoğu'nun İsrail'in Gazze'de neden olduğu felaketler ve elinin bölgenin farklı yerlerine ve özellikle de Lübnan, Suriye, İran ve Kızıldeniz'e uzanması, bir gecede değişen olaylar nedeniyle büyük bir çalkantı ve sıkıntı yaşaması. Zamanlamanın değişme olasılığı ve değişen olayların ziyaretin içeriğini etkileyebileceği göz önüne alındığında, ziyaretin erken duyurulması siyasi bir risk taşıyor. Dahası ABD başkanlarının Ortadoğu'ya, özellikle de İsrail'e yapacakları ziyaretlerin, gerçekleşmelerinden birkaç hafta önce duyurulmalarına alışkınız.
Trump'ın ikinci döneminde henüz İsrail'i ziyaret etmemiş olması da bu haberi benim için ilgi çekici kıldı. Son ziyareti sekiz yıl önceydi ve her Amerikan başkanının, İsrail'e ziyareti önemli bir olay ve cömert bir Amerikan desteği ile bağlantılı olmuştur.
Buradaki olay ve destek, İsrail'in Gazze ve Filistin davasına yönelik politikalarına destekleyici bir duruş şeklinde olabilir mi? Bilindiği üzere İsrail yakın zamanda, ABD Özel Temsilcisi Witkoff tarafından ortaya atılan fikirlerin çoğunu içeren bir Mısır-Katar önerisini reddetti. Aynı zamanda Trump’tan da çelişkili açıklamalar geldi; bir yandan Hamas'ı ortadan kaldırmadan ilerleme kaydetmenin zor olduğunu söyledi. Diğer yandan, İsrail'in Nasır Hastanesi’ni hedef alarak beş gazeteci dahil olmak üzere 20 sivili öldürmesinin ardından, çatışmaların ve kayıpların tüm sınırları aştığını ve durdurulması gerektiğini vurguladı. Amerikan başkanlarının ziyaretlerinin sonuçsuz kalmadığı göz önüne alındığında, sonuç İsrail'in işleri istediği gibi sonuçlandırması için daha fazla destek olabilir mi? Kaldı ki yakın zamanda Trump'ın, Gazze'deki ateşkes sonrası aşamaya ilişkin düzenlemeler konusunda damadı Jared Kushner ve eski İngiltere başbakanı Blair ile yaptığı görüşmelere dair haberleri takip ettik. Yahut bu destek, uzlaşmaları kabul edip Gazze'deki operasyonları durdurması karşılığında İsrail'e bir ödül olarak mı verilecek? Ziyaret, ABD-İsrail stratejik güvenlik ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı mı olacak? Bunlar ve benzeri sorular, gerçekten kafa karıştırıcı ve son derece önemli.
Haberle ilgilenmemin bir diğer nedeni de ABD Başkanı’nın İsrail'de bulunarak belirli bir siyasi mesaj verme arzusunu yansıtıyor olması. Zira kendisi İsrail tarafıyla sürekli temas halinde ve İsrail Başbakanı’nın eylül ayında BM Genel Kurulu oturumuna katılmak üzere New York'ta bulunmasından, Washington'da kısa görüşmeler yapmak için faydalanılabilir. Tüm bunlar belirli bir pozisyon veya anlaşmanın hazırlandığını gösteriyor.
Haberin dikkatimi çekmesinin dördüncü nedeni ise, Trump'ın kişilik olarak her zaman büyük başarılar ve anlaşmalar için istekli olması; bu da Trump'ın her zamanki abartıları göz önüne alınsa bile, bir şeylerin gelmekte olduğunu doğruluyor. Buna ilave olarak, özellikle bir dizi soruşturma ve dava nedeniyle tehdit altında olduğu için ziyaret ile İsrail'deki konumunu güçlendirmeyi amaçlayan İsrail Başbakanı'nın kişisel nitelikleri ve hırsları da göz ardı edilmemeli. Trump bu durumda onu desteklemekten çekinmeyecektir. Bu nedenle, her ikisi de bu ziyaret sırasında büyük ve çok yönlü bir başarı elde etmek istiyorlar.
Her halükarda, Arap dünyasının olayları yakından takip etmesi ve durumu değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum, çünkü ziyaretin mutlaka bir sonucu olacak. Araplar ve İsrail arasındaki son derece hassas koşullar göz önüne alındığında, ziyaretin hazırlanma ve sızdırılma biçimi, Filistin-İsrail barış süreci konusunda iyimser olmak için pek bir neden sunmuyor. Maddi sonuçlara, İsrail'in Ortadoğu jeopolitiğini yeniden yapılandırma hedefleriyle bağlantılı ve ihtiyaçlarına, çıkarlarına göre çeşitli Ortadoğu arenalarında güç kullanma arzusunu destekleyen stratejik, siyasi ve güvenlik sonuçlarının eşlik etmesi muhtemel. Bu ayrıca Trump'ın bölgedeki kargaşaya doğrudan Amerikan askeri müdahalesini azaltma arzusuyla da bağlantılı. Buradan yola çıkarak İsrail'in bağımsız karar alma sürecini kısıtlamadan -ki İsrail buna sıkıca bağlı-, İsrail için bir tür Amerikan güvenlik garantisinin değerlendirilmesi olasılığı dışlanamaz. Bunun ilave askeri desteğin yanı sıra yeni Amerikan silahlarının tedarikine onay vermeyi de içermesi muhtemel. İsrail ayrıca, ziyaret sırasında veya hemen sonrasında, stratejik silahlar ve uzun menzilli atış sistemleri de dahil olmak üzere gelişmiş askeri yetenekler geliştirdiğini de duyurabilir.
Ziyaretin sonuçları, İsrail'in İran'a karşı tutumunda gerilimin yeniden tırmandırılmasına yol açar mı? İsrail, İran-Avrupa ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı arasındaki gerginlik fırsatını değerlendirecek mi? Sonuçlar, İsrail ve Suriye arasında güvenlik düzenlemelerini içeren bir anlaşmasının duyurulması ile mi bağlantılı olacak? Yoksa topraklarının bir kısmının ilhak edilmesiyle veya Lübnan'a daha fazla baskı yapılmasıyla mı? Yahut ABD, İsrail'in Batı Şeria'yı ilhakını mı tanıyacak? Ya da ateşkes, tutuklu ve rehinelerin takası, ABD'nin iki devletli çözüme verdiği destekten resmen geri adım atması, Ukrayna için önerilenlere benzer şekilde toprak tavizleri karşılığında ekonomik uzlaşmaların teşvik edilmesiyle birlikte, İsrail üzerindeki demografik baskıyı azaltmak için Filistinlilerin zorla ve teşviklerle göç ettirilmesi karşılığında, Gazze konusunda özel düzenlemeler mi ilan edilecek?
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre Araplar olarak bizim tarafımızdan ziyaretin takip edilmesinin önemini vurgulamamın sebebi, Ortadoğu'nun jeopolitik olarak yeniden çiziliyor olmasıdır. Eski bir Amerikalı yetkilinin bana, İsrail'in Amerikan siyasi sistemiyle başa çıkmada en yetenekli ülke olduğunu, bir alanda iş birliği yapmaya karar verirse, bu onayın bedelini ya da ilerleme veya anlaşma imkânı olmayan meselelerde gerilimi tırmandırmamasının bedelini tahsil etmek için hiçbir fırsatı asla kaçırmadığını söylediğini hatırlıyorum. İki ülke arasındaki en güçlü argümanlar ve iş birliği alanları ise İsrail'in güvenlik ihtiyaçlarıdır; hem de İsrail’in, bölgede hedef alınan demokratik bir devlet ve Amerika Birleşik Devletleri'nin yakın dostu olduğu abartısını içermesine rağmen.
Bu nedenle, Arapların takip etmesi ve hazırlanması, özellikle Arap bölgesel güvenlik hususları açısından zorunlu ve önemli. Bu hususlar, bölgesel güvenliğe ilişkin iş birlikçi bir Arap perspektifi oluşturmak amacıyla ikili ve kolektif Arap istişare ve iletişimlerinin konusu olmalı. Zira özellikle hegemonya kurma hırsı ve arzusu, bir süper gücün doğrudan veya dolaylı desteği, uluslararası alanda hukukun üstünlüğüne karşı zorbalığın ağır bastığı göz önüne alındığında, özellikle Arap olmayan bölgesel tarafların güçlerinin ve potansiyelinin giderek artan baskınlığı, daha fazla dengesizlik ve huzursuzluk yaratıyor.
Kuzey Kore lideri özel treniyle Çin'e gidiyorhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5181893-kuzey-kore-lideri-%C3%B6zel-treniyle-%C3%A7ine-gidiyor
Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Çin'e giden trende (Reuters)
Kuzey Kore devlet medyası, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesini anma törenine katılmak için bugün erken saatlerde özel treniyle Çin sınırını geçtiğini bildirdi.
Devletin yayın organı Rodong Sinmun gazetesi bugün, Kim'in dün Pyongyang'dan Çin'e doğru yola çıktığını ve bu sabah erken saatlerde Çin sınırını geçtiğini ifade etti.
Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Kim'in yarın Pekin'de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Masud Pezeşkiyan gibi liderlerle birlikte askeri geçit törenine katılması bekleniyor.
Rodong Sinmun gazetesi, Kim'in yardımcılarıyla birlikte koyu yeşil renkteki trenin içindeki bir masada fotoğraflarını yayınladı. Tren, Kim'in daha önce diğer ülkelere seyahat etmek için kullandığı kurşun geçirmez trene benziyordu.
Kore Merkez Haber Ajansı (KCNA), Kim'in Çin'e geçmeden önce, kıtalararası balistik füze motorlarında kullanılmak üzere karbon fiber kompozit malzemeler üzerinde araştırma yapan bir laboratuvarı ziyaret ettiğini bildirdi.
Trump'ın Ukrayna planı: Barış karşılığı toprak tavizinin yeni versiyonuhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5181889-trump%C4%B1n-ukrayna-plan%C4%B1-bar%C4%B1%C5%9F-kar%C5%9F%C4%B1l%C4%B1%C4%9F%C4%B1-toprak-tavizinin-yeni-versiyonu
Trump'ın Ukrayna planı: Barış karşılığı toprak tavizinin yeni versiyonu
Görsel: Nash Weerasekera/Al Majalla
Robert Ford
Amerikan diplomasisinde, çoğu insanın özünde iyi olduğu ve liderler bir araya geldiğinde, mantık ve akıl yoluyla anlaşmazlıklarını çözebilecekleri varsayımı üzerine kurulu uzun geçmişe sahip bir gelenek vardır. Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna'daki savaş hakkındaki düşüncesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında acil bir zirvenin düzenlenmesi için baskı uyguladığından bu yaklaşımın açık bir örneği olarak görülüyor.
Zelenskiy, 19 Ağustos'ta Beyaz Saray'ı ziyaret ettiğinde yeni bir takım elbise giydi ve Melania Trump'a Ukrayna'nın çocuklarına gösterdiği ilgi için teşekkür eden bir mektup verdi. Bu durum, Başkan Trump’ı memnun etti.
Zelenskiy, Rusya’nın Ukrayna şehirlerine yönelik yoğunlaşan insansız hava aracı (İHA) saldırılarına karşı koymak için ABD hava savunma sistemlerine çaresizce ihtiyaç duyduğundan Trump'ı kızdırmak istemiyor.
Putin de Alaska'da Trump'ı kızdırmak istemediğinden Ukrayna tarafıyla zirve fikrini reddetmedi. Çünkü bunun Rusya’nın kötüleşen ekonomisine yeni yaptırımlar getirmesinden çekiniyor ve Trump'ın Zelenskiy ile görüşmeye olan ilgisinin devam etmesinin ABD'nin yaptırımları sıkılaştırmasını engelleyeceğini biliyor.
Ancak, yakın gelecekte iki lider arasında bir görüşme yapılması beklenmiyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da dahil olmak üzere Rus yetkililer, herhangi bir görüşmenin gerçekleşmesi için öncesinde bir hazırlık sürecinin yapılması gerektiğini belirttiler.
Trump, savaşın köklerinin toprak anlaşmazlığında yattığına inanırken, Zelenskiy ve Putin savaşı Ukrayna'nın bağımsız ve egemen bir devlet olarak varoluş mücadelesi olarak görüyor.
Rusya daha fazla Ukrayna toprağı alır mı?
Lavrov, çözülmesi gereken sorunlar arasında Ukrayna'nın Rusya'ya toprak tavizi vermeyi kabul etmesinin de olduğunu düşünüyor. Ruslar bu tutumlarını ilk olarak 6 Ağustos'ta Moskova'da Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff’a, ardından 15 Ağustos'ta Alaska'da Trump'ın kendisine ilettiler. Rusya, Ukrayna güçlerinin halen kontrolünde olan Donetsk bölgesinin geri kalan kısmı üzerinde kontrol sahibi olması karşılığında ateşkes önerdi.
Cephe hattı Ukrayna'nın dört bölgesine yayıldığından Trump ve Witkoff, Rusya'nın teklifini bir taviz olarak değerlendiriyor. Çünkü Donetsk ve diğer üç bölgede çatışmalar sona erecek ve Ukrayna şehirlerine yönelik bombardıman durdurulacak. Ancak Trump ve Witkoff, başlangıçta Zelenskiy ve Avrupa ülkelerinin ateşkesin, Rusya ordusunun Herson ve Zaporijya bölgelerinin büyük kısmını, Luhansk'ın tamamını ve Donetsk'in büyük bölümünü kontrol ettiğini kabul etmek olarak değerlendireceğini fark etmemişlerdi. Donetsk'in halen Ukrayna ordusunun kontrolü altında olan ve Putin'in talep ettiği bölgenin geri kalan yüzde 30'unda yaklaşık 250 bin Ukraynalı sivil yaşıyor. Bu yüzden Ukrayna, Putin'in teklifinden sadece ateşkes elde edecek.
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Alaska'da hatıra fotoğrafı çektirdi, 15 Ağustos 2025 (AFP)
Ukrayna yasalarına göre herhangi bir toprak devri halk referandumuna sunulmalı. Bu da Zelenskiy'nin Donetsk’in geri kalanını Moskova'ya devretmeyi kabul etmesi halinde ağır bir siyasi bedel ödeyeceği anlamına gelir. Ayrıca, bu kurtarılmış bölge güçlü bir savunma hattına sahip. Bundan dolayı eğer Rusya’nın kontrolüne girerse. Rus ordusuna başkent Kiev'i daha fazla tehdit edebileceği bir konum sağlayacak.
Trump, savaşın köklerinin toprak anlaşmazlığında yattığına inanırken, Zelenskiy ve Putin, savaşı Ukrayna'nın bağımsız ve egemen bir devlet olarak varoluş mücadelesi olarak görüyor. Ancak Zelenskiy, Rusya’nın 2014’teki ve 2022’de başlayıp halen devam eden saldırılarının ardından Putin'in herhangi bir barış anlaşmasına uyacağına artık inanmıyor.
Zelenskiy ve Avrupalı liderler, 19 Ağustos'ta Beyaz Saray'da yapılan toplantıda Trump'a sert bir şekilde karşı çıkmak yerine, çoğu zaman güvenlik garantilerini müzakere ettiler.
Peki ya Ukrayna’nın güvenliği ne olacak?
Trump'ın çerçevesinin ikinci kısmı, Ukrayna’ya yeterli güvenlik garantileri sağlamak, Zelenskiy ve Avrupa ülkelerine Putin'in Ukrayna'ya tekrar saldırmaya cesaret edemeyeceği konusunda güvence vermek amacıyla hazırlandı. Fransa ve İngiltere, barış anlaşması çerçevesinde Rusya'yı caydırmak için Ukrayna'ya ortak bir askeri güç göndereceklerini kamuoyuna açıkladı. Ancak, bu öneri, kısmen ABD'nin katılımının belirsizliği nedeniyle çok az ilerleme kaydetti ve Avrupalıların ayrıntılı planlar hazırlamasını imkânsız hale getirdi.
Trump, 15 Ağustos'ta Alaska'da, 13 Ağustos'ta yapılan ortak telefon görüşmesinde kararlaştırılan, önce ateşkesi desteklemeyi ve ardından toprak transferleri konusunda müzakerelere girmeyi öngören tutumundan geri adım attığında, Zelenskiy ve Avrupalı liderler arasında hayal kırıklığı hissedilir derecede belirgindi. Bu yüzden 19 Ağustos'ta Beyaz Saray'da yapılan toplantıda Trump'a sert bir şekilde karşı çıkmak yerine, çoğu zaman güvenlik garantilerini müzakere ettiler. Trump, somut taahhütlerde bulunmayı reddetse de ABD'nin askeri müdahale fikrine açık göründüğü için memnun kaldılar.
Trump, ertesi gün 20 Ağustos'ta Ukrayna'da konuşlu yabancı askeri güçlerin bir parçası olarak Ukrayna’ya Amerikan kara birlikleri göndermeyeceğini açıkladı. Ne Trump'ın siyasi tabanı ne de Başkan Yardımcısı JD Vance başta olmak üzere yönetiminin üst düzey yetkilileri, Ukrayna'da askeri müdahale istemiyor.
ABD Dışişleri Bakanı Rubio, 21 Ağustos'ta, güvenlik paketinin hazırlanmasında Avrupalı güvenlik yetkililerine ABD'nin düzenlemelere katılacağını, ancak bu çabayı Avrupa'nın yönlendirmesi gerektiğini söyledi. CNN'in aktardığına göre Rubio herhangi bir somut taahhütte bulunmaktan kaçındı. Buna karşın ABD basınında yer alan haberlere göre Avrupalı askeri yetkililer Washington'ın en azından istihbarat, gözetleme ve lojistik alanlarında destek sağlamasını istiyorlar. Bu alanlar, Avrupa ordularının önemli zayıflıklarının olduğu alanlardır.
ABD’li uzmanlar, Washington'ın sınır boyunca Rusya ordusunun hareketlerini izlemek için insansız hava araçları (İHA) göndermeyi kabul etmesini bekliyor.
Ancak böyle bir anlaşma, Avrupa ülkelerinin kara kuvvetleri ve muharebe hava birimleri sağlamasını gerektirecek ve bu da hükümetlerinin zor kararlar almasını gerektirecek büyük ve maliyetli bir proje olacak.
Washington, Ukrayna ve Avrupa ülkeleri arasındaki görüşmeler, Avrupa liderliğindeki askeri güç meselesi ile birlikte Rusya'nın üçüncü bir saldırısı durumunda Ukrayna'yı desteklemek için ABD ve Avrupa başkentlerinin kamuoyuna verdikleri taahhüdü de içeriyor. Trump bu taahhüdün NATO'yu kapsamayacağı konusunda ısrarcı olmasına rağmen, Kuzey Atlantik Antlaşması'nın 5’inci maddesinde yer alan taahhüde benzer bir taahhüt öneriliyor.
Zelenskiy, Avrupalı liderlere daha fazla güveniyor olsa da “Avrupalılar, Amerika'nın doğrudan desteği olmadan Ukrayna'yı büyük çaplı bir Rus saldırısına karşı savunmak için savaşa girecek mi?” şeklindeki zor soruyu sorması gerektiğini de biliyor.
Kuzey Atlantik Antlaşması'nın 5’inci maddesi, ittifakın bir üyesi saldırıya uğradığında, diğer üye devletlerin ‘askeri güç kullanımı da dahil olmak üzere gerekli gördükleri önlemleri alacaklarını’ belirtiyor. Bu ifade kasıtlı olarak belirsiz bırakıldı. Çünkü eski Başkan Harry S. Truman, 1948 yılında Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Senato'yu, Avrupa'yı savunmak için ABD askerlerini konuşlandırma taahhüdünü içeren bir antlaşmayı kabul etmeye ikna edebileceğine inanmıyordu. O dönemde etkili olan Dışişleri Bakanı Dean Acheson, Senato'ya, anlaşmanın başka bir üye saldırıya uğradığında ABD’nin otomatik olarak savaşa gireceği anlamına gelmediğini garanti etti.
Zelenskiy, Trump'ın ilk döneminde, Avrupa'yı askeri olarak savunmak için 5’inci madde kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirme konusunda pek istekli olmadığını biliyor. Ayrıca Trump'ın bağımsız bir devlet olarak Ukrayna'ya duygusal veya siyasi bir bağlılığı olmadığını da biliyor. Zelenskiy, Avrupalılarla ateşkesin önceliği konusunda anlaşmaya vardıktan sadece birkaç saat sonra Trump'ın tutum değişikliğine bizzat tanık oldu. Ayrıca, Trump’ın Ukrayna ve Rusya Özel Temsilcisi Keith Kellogg'un, Rusya'nın tutumunu destekleme eğiliminde olan Steve Witkoff kadar etkili olmadığını da belirtti.
Görsel: Nash Weerasekera/Al Majalla
Zelenskiy, Fransa Cumhurbaşkanı Emmenuel Macron, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz gibi Avrupalı liderlere daha fazla güveniyor olsa da “Avrupalılar, Amerika'nın doğrudan desteği olmadan Ukrayna'yı büyük çaplı bir Rus saldırısına karşı savunmak için savaşa girecek mi?” şeklindeki zor soruyu sorması gerektiğini de biliyor. Bu sorunun cevabı sadece Ukrayna'nın geleceği için değil, aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) ve ABD’nin geleceği için de önemli.
Trump bir anlaşmanın yapılmasını sağlayabilir mi?
Trump, 15 Ağustos’ta Alaska’da yaptığı konuşmada “Anlaşma sağlanana kadar hiçbir anlaşma olmayacak” dedi. Yani anlaşmanın tüm unsurlarının tek bir paket olarak kabul edilmesi gerektiğini kastediyordu. Moskova, güvenlik görüşmelerini yakından takip ediyor ve ‘kırmızı çizgiler’ olarak nitelendirdiği hususları yineliyor. Moskova, uzun süredir Batı güçlerinin Ukrayna'ya konuşlandırılmasını reddediyor ve Ukrayna ordusunun küçültülmesini talep ediyor.
Witkoff, Rusya’nın Alaska toplantısında 5’inci maddeye benzer bir düzenlemeye razı olduğunu belirtti. Ancak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov 21 Ağustos'ta, ABD, Fransa, İngiltere ve Çin'in de aralarında bulunduğu bir grup ülkenin güvenlik garantisi veren taraflar olması gerektiğini açıkladı. Ancak Kiev, ordusunun büyüklüğünün belirlenmesinde Rusya'nın yer almasının yanı sıra Çin'e çok taraflı güvenlik garantilerinin uygulanması konusunda veto hakkı vermeyi de reddediyor.
Tüm bunların yanı sıra Ukrayna güvenlik düzenlemeleri konusunda dostlarından destek ararken, Lavrov aynı gün Rusya’nın Ukrayna’nın gelecekteki güvenliği ile ilgili müzakerelere dahil edilmesini talep etti. Moskova'nın katılmadığı müzakerelerin hiçbir sonuca varmayacağı konusunda uyarıda bulundu.
Trump, Alaska'da Putin ile yaptığı zirve toplantısı ve yedi üst düzey Avrupalı liderin Beyaz Saray'a yaptığı ziyaret gibi büyük etkinliklere olan sevgisiyle tanınıyor, ancak barış anlaşması müzakereleri farklı bir görev. Trump, 20 Ağustos'ta Fox News'e verdiği röportajda, Ukrayna'daki savaşı sona erdirmenin beklediğinden daha zor olduğunu itiraf etti.
Washington'da, Moskova ve Kiev'deki inatçı ortaklarla karşı karşıya olan ve hassas diplomatik fırsatları değerlendirme konusunda deneyimsiz bir ekibe güvenen sabırsız bir başkan var.
Basında 21 ve 22 Ağustos tarihlerinde yer alan haberlerde, Trump’ın Putin ve Zelenskiy arasında ABD'nin arabuluculuğu olmadan bir toplantı düzenlemek için Moskova ve Kiev arasında doğrudan bir anlaşma bekliyor olabileceğini gösteriyor. Ancak, böyle bir anlaşmanın gerçekleşme olasılığı çok düşük, özellikle de Trump sabırlı bir adam olmadığı ve zorluklar arttıkça, daha önce Gazze ve İran ile nükleer müzakerelerde yaptığı gibi, bu girişimi de terk edebileceği için. Öte yandan Rubio, nihai anlaşmanın temel taşlarından biri olan Ukrayna'nın güvenlik düzenlemeleri konusunda Avrupalılarla iş birliğini sürdürebilir.
Trump, Dışişleri Bakanı Rubio'ya güveniyor, ancak Rubio aynı zamanda Ulusal Güvenlik Konseyi'nin başkanlığını da yürütüyor. Rubio’nun ABD'nin dış politikasından genel olarak sorumlu olması da karmaşık Ukrayna müzakerelerine ayırabileceği zamanı sınırlıyor. Şarku’l Avsat’ın al Majalla’dan aktardığı analize göre bunun yanında Rubio’nun Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi'nde Avrupa işlerinden sorumlu iki yardımcısı da gerekli deneyime sahip değiller. Biri diplomatik deneyimi sınırlı olan eski bir Wall Street finansçısı, diğeri ise emekli olduktan sonra iş dünyasına atılan ve müzakereler veya Avrupa’nın güvenlik meselelerinde neredeyse hiç deneyimi olmayan eski bir özel harekat subayı.
Witkoff'a gelince, Gazze, İran'ın nükleer programı ve Ukrayna meselelerini kararsız bir şekilde ele alması, yeteneklerinin sınırlarını açıkça ortaya koydu. Tecrübeli diplomatların olmadığı bir ortamda, ABD’nin Ukrayna'ya herhangi bir müdahalesine şiddetle karşı çıkan Başkan Yardımcısı Vance ve Savunma Bakan Yardımcısı Colby gibi diğer isimler nüfuz kazanıyor.
Washington'da, Moskova ve Kiev'deki inatçı ortaklarla karşı karşıya olan ve hassas diplomatik fırsatları değerlendirmekte deneyimsiz bir ekibe güvenen sabırsız bir başkan varken muhtemel sonuç şu: Savaş devam edecek.
*Bu analiz Şarku’l Avsat tarfından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة