Afganistan’daki saygın alimler bir araya gelerek çeşitli konulardaki görüş ve önerileri dile getirdikleri bir mutabakat metni yayınladılar.
İslam sistemini savunmak ve devletin egemenliğini korumak amacıyla saygın âlimlerin bir araya geldiği oturumun mutabakatı:
Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur, salat ve selam Peygamberlerin Efendisi'ne, ailesine ve bütün sahabelerine olsun.
Allah, mümin kullarına meşru İslam sisteminin korunmasını ve bu konuda din alimlerine danışmayı emanet etmiştir; böylece tüm işlerini onların öğretileri ve görüşleri ışığında yönetebilsinler.
Buna göre, alimlerin de İslam sistemine ve mümin Afgan halkına iyilik ve esenlik getirme amacıyla görüş ve önerilerini dile getirme yükümlülükleri vardır. Bu doğrultuda, Afganistan'ın dört bir yanından bir grup din alimi, müftü ve şeyh olarak İslam sistemini savunma ve koruma konulu seminere katıldık ve aşağıdaki karara vardığımızı duyuruyoruz:
Birincisi: Afganistan İslam Emirliği, Afgan halkının fedakarlıklarının, yer değiştirmelerinin, şehitliklerinin ve on yıllarca süren mücadelelerinin meyvesi olan meşru bir sistemdir. Allah'ın desteği ve sadık Afgan halkının desteğiyle İslam Emirliği, Afganistan'ı özgürleştirdi, bağımsızlığını kazandı, İslam hukukunu uyguladı ve Afgan halkı arasında kapsamlı bir güvenlik ve birlik kurdu.
Halkın dini değerleri bu sistem altında korunmaktadır. Bu nedenle, bu İslam sistemini meşru ve doğru kabul ediyoruz ve ona itaat ve bağlılık, bizler ve milletin tüm üyeleri için farzdır. İslam sistemini kurmak dini bir görev olduğu gibi, onu savunmak ve korumak da Müslümanlar için bir görevdir.
İkincisi: Her Müslümanın haklarını, değerlerini ve meşru sistemi savunması zorunlu olduğundan, ülke dışından herhangi biri Afganistan'a veya Müslümanların egemenliğine saldırırsa, tüm Afganların kendi sistemlerini (devletlerini), topraklarını ve değerlerini savunmaları bireysel bir yükümlülüktür. Bu savunma kutsal cihat olarak kabul edilir. Halkımız tarih boyunca her türlü saldırgana karşı birleşmiş olduğu gibi, Allah'ın izniyle gelecekte de kutsal cihat saflarında her türlü saldırgana karşı birleşecektir.
Üçüncüsü: İslam Emirliği, Afganistan topraklarını hiçbir ülkeye karşı kullanmamayı kendine görev edindiği gibi, tüm Müslümanlar da Afganistan topraklarını başka bir ülkeye zarar vermek için kullanmamalıdır. Her Müslüman, İslam Emirliği'nin kendine görev edindiği bu taahhüdü yerine getirmelidir. Bu taahhüde uymayan kişi, ihlalci ve itaatsiz sayılır ve İslam Emirliği, ona karşı gerekli (düzenleyici) tedbirleri alma hakkına sahiptir.
Dördüncüsü: Meşru Emir, hiçbir Afgan vatandaşının askeri faaliyetlerde bulunmak üzere ülke dışına seyahat etmesine izin vermediğinden, bu emri ihlal eden herkesin seyahati gayrimeşrudur ve bu nedenle İslam Emirliği, onların seyahat etmelerini engellemek için gerekli önlemleri almalıdır.
Beşinci olarak: Müslümanların haysiyeti ve itibarı, birlik ve dayanışmalarında yatmaktadır. Bu nedenle, tüm Müslümanlar ve İslam devletleri, kardeşlik çerçevesinde dostane ve iyi niyetli ilişkiler sürdürmeli, birbirlerine fayda sağlamalı ve bölünme, anlaşmazlık ve çatışmadan kaçınmalıdır. Aynı şekilde, tüm saygın alimler, bu anlaşmada belirtilen konularda Afgan halkını bilgilendirmek için kendi platformlarını kullanmalıdır. Selamün aleyküm. 10/12/2025