Dubai'de şiddetli sellerle bağlantılı gizemli bir hastalık bildirildi

Dubai'de şiddetli yağışın ardından bir tanker sel sularını tahliye ediyor (Reuters)
Dubai'de şiddetli yağışın ardından bir tanker sel sularını tahliye ediyor (Reuters)
TT

Dubai'de şiddetli sellerle bağlantılı gizemli bir hastalık bildirildi

Dubai'de şiddetli yağışın ardından bir tanker sel sularını tahliye ediyor (Reuters)
Dubai'de şiddetli yağışın ardından bir tanker sel sularını tahliye ediyor (Reuters)

Dubai'de ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin geri kalanında yaşayanlar, bölgeyi vuran şiddetli sellerin ardından içme suyundan hastalandıklarını bildirdi.

Ülke geçen salı şiddetli sellere neden olan bir yıllık yağış miktarının 12 saat içinde yağmasıyla hırpalanmıştı.

Eşi benzeri görülmemiş sel felaketi, dünyanın en işlek uluslararası havacılık merkezi Dubai Havalimanı'nda büyük hasara yol açmıştı. Hava koşulları, Emirates'in 200 bin yolcunun uçuşunu iptal etmesine ve çok daha fazla uçuşun da rötar yapmasına sebep olmuştu.

Çarpıcı görüntülerde, bölge sakinlerinin sokaklarda jet-ski yaptığı, uçakların okyanus gibi görünen bir alana inmek zorunda kaldığı ve son model Rolls-Royce arabaların sele kapıldığı görülmüştü. Geçen salı gününün sonunda BAE'ye 142 milimetreden fazla yağış düşmüştü. Ülkede ortalama bir yılda 86 milimetre yağmur görülüyor.

rtyhju
Dubai'deki şiddetli yağışın ardından kısmen su altında kalan otomobil ve kamyonların drone görüntüsü (Reuters)

Devlet tarafından işletilen WAM haber ajansı, bu yağmuru "1949'da veri toplanmaya başlanmasından bu yana belgelenen her şeyi" aşan "tarihi bir hava olayı" diye nitelendirmişti.

BAE Sağlık Bakanlığı çarşamba günü yaptığı açıklamada, Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki kişilerin kirli suyla ilişkili semptomlar gösterdiğini belirtti.

Devletin haber ajansının aktardığı açıklamada, tam olarak kaç kişinin etkilendiği ya da ne için tedavi gördükleri belirtilmedi.

Bakanlık, "başka bir maddeyle karışmış sudan etkilendiğine dair bazı belirtiler gösteren çok sınırlı sayıda vaka" olduğunu ve bu kişilerin hastanede tedavi gördüğünü ifade etti. 

Bakanlık suyun neyle kirlendiğini açıklamadı.

Seller nedeniyle 4 kişi hayatını kaybetti.

Bahreyn, Katar ve Suudi Arabistan'da da yağmur yağdı. Ancak yağışlar BAE genelinde çok daha şiddetliydi. Ayrıca sellerin "bulut tohumlama" yönteminden kaynaklandığı yönünde spekülasyonlar var.

Bazı haberlerde Ulusal Meteoroloji Merkezi'ndeki meteorologların yağmurlardan önce 6 ya da 7 bulut tohumlama uçuşu gerçekleştirildiğini söylediği aktarıldı. Merkez sorulara henüz yanıt vermede de Associated Press'in analiz ettiği uçuş takip verileri, BAE'nin bulut tohumlama çalışmalarıyla bağlantılı bir uçağın pazar günü ülke genelinde uçtuğunu gösterdi.

Su ihtiyacını karşılamak için ağırlıklı olarak yüksek enerji tüketen tuzdan arındırma tesislerine dayanan BAE, sınırlı ve giderek azalan yeraltı suyunu artırmak üzere bulut tohumlama çalışmaları yürütüyor.
Independent Türkçe



Lübnan: İsrail'in Nebatiye'de bir eve düzenlediği saldırıda 3 kişi hayatını kaybetti

 İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tayr Harfa köyüne düzenlediği hava saldırısı sonucu dumanlar yükseliyor. (AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tayr Harfa köyüne düzenlediği hava saldırısı sonucu dumanlar yükseliyor. (AFP)
TT

Lübnan: İsrail'in Nebatiye'de bir eve düzenlediği saldırıda 3 kişi hayatını kaybetti

 İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tayr Harfa köyüne düzenlediği hava saldırısı sonucu dumanlar yükseliyor. (AFP)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Tayr Harfa köyüne düzenlediği hava saldırısı sonucu dumanlar yükseliyor. (AFP)

Lübnan medyası, İsrail savaş uçaklarının Lübnan'ın güneyindeki Nebatiye vilayetine bağlı Meys el-Cebel kasabasında bir eve düzenlediği saldırıda üç kişinin yaşamını yitirdiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığı habere göre, İsrail saldırısında aralarında kasabadaki bir sivil savunma çalışanının da bulunduğu çok sayıda sivilin yaralandığı kaydedildi.

İsrail ordusu bu sabah (pazar) erken saatlerde Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail'in kuzeyinde sirenlerin çaldığını duyurdu.

İsrail savaş uçakları dün gece (cumartesi) ve bugün güney Lübnan'ın batı kesimindeki en-Nakura ve Alma eş-Şaab kasabalarının dış mahalleleri ile el-Lebune, el-Alam ve Balat dağlarına saldırdı.

NNA’ya göre söz konusu saldırı, en-Nakura ve Alma eş-Şaab kasabalarının çevresine yoğun topçu ateşiyle aynı zamana denk geldi. İsrail savaş uçakları Sur bölgesindeki köyler ve deniz kıyısı üzerinde uçtu.

İsrail keşif uçakları, dün gece boyunca ve bu sabaha kadar batı ve orta kesimlerdeki köyler üzerinde uçtu ve Mavi Hat'a bitişik sınır köyleri üzerinde işaret fişekleri attı.

İsrail güçleri, orta kesimdeki Ramiye ve Ayta eş-Şaab kasabalarının bitişiğindeki ormanlara ağır makineli tüfeklerle ateş açtı.

Bir tarafta İsrail ordusu, diğer tarafta Hizbullah ve Lübnan'daki silahlı Filistinli gruplar arasında 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ne yönelik İsrail savaşının başlamasından bu yana neredeyse her gün sınır ötesi bombardıman yaşanıyor.


Uluslararası Sergiler Bürosu: Suudi Arabistan’ın Expo 2030 hedefleri küresel bir meydan okuma

Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes, Riyad ziyareti sırasında Şarku'l Avsat’a konuştu. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes, Riyad ziyareti sırasında Şarku'l Avsat’a konuştu. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
TT

Uluslararası Sergiler Bürosu: Suudi Arabistan’ın Expo 2030 hedefleri küresel bir meydan okuma

Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes, Riyad ziyareti sırasında Şarku'l Avsat’a konuştu. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes, Riyad ziyareti sırasında Şarku'l Avsat’a konuştu. (Fotoğraf: Turki el-Akili)

Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) Genel Sekreteri Dimitri Kerkentzes’e göre Suudi Arabistan'ın Riyad Expo 2030 hedefleri, teknoloji ve inovasyon açısından küresel bir meydan okuma oluşturdu. Kerkentzes, ‘Expo planlarını Suudi Arabistan ve BIE'nin arzuladığı gerçekliğe’ dönüştürmek için Riyad'da hazırlıkların başladığını açıkladı.

Şarku'l Avsat’a özel açıklamalarda bulunan Kerkentzes, 28 Kasım'da BIE Genel Kurulu'nda yapılan oylamada Suudi başkentinin Expo 2030'a ev sahipliği yapmak üzere tarihi bir zafer kazanmasından 24 saat sonra Paris'ten Riyad'a giden ve bir sonraki aşamaya hazırlanan Suudi ekiplere duyduğu hayranlığı dile getirdi.

BIE Genel Sekreteri, Expo'nun Vizyon 2030 yılına denk gelmesi nedeniyle Suudi Arabistan’ın rönesansında önemli bir rol oynamasını beklediğini ifade etti.

“Tüm dünya ülkelerinin daha iyi bir gelecek için çalışmak üzere bir araya geldiği rekabetçi olmayan bir etkinlik olan Expo aracılığıyla Suudi Arabistan ve tüm bölge ile birlikte çalışmaya devam etmemiz gerekiyor” diyen Kerkentzes, Riyad'a her geldiğinde yeni bir gelişme gördüğünü belirtti.

Kerkentzes Çarşamba günü, geçtiğimiz Kasım ayında Expo 2030'a ev sahipliği yapma hakkını kazanmasından bu yana Riyad'a ilk ziyaretini gerçekleştirdi. Dört gün süren ziyaret sırasında Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Kerkentzes ile Suudi Arabistan'ın Riyad Expo 2030'a ev sahipliği yapmak üzere yaptığı hazırlıkları görüştü. Kerkentzes ayrıca, bir dizi üst düzey Suudi yetkiliyle teknik toplantılarda bir araya gelerek Expo 2030 planları üzerine konuştu.


Siyasi ve özel hesaplar yapılırken Hamas neden şimdi ateşkes istiyor?

Refah'ta İsrail bombardımanını sonrası meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
Refah'ta İsrail bombardımanını sonrası meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
TT

Siyasi ve özel hesaplar yapılırken Hamas neden şimdi ateşkes istiyor?

Refah'ta İsrail bombardımanını sonrası meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
Refah'ta İsrail bombardımanını sonrası meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

İsrail ile Hamas Hareketi arasındaki müzakerelerde haftalar süren çıkmazın ardından bu kez hem İsrail hem de Hamas'ın verdiği tavizlerle tünelin ucunda bir ışık belirdi. Mısır’ın başkenti Kahire’deki müzakereler dün yeniden başlarken Hamas'ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Hamas Hareketi’nin görüşmelere olumlu bir ruhla devam edeceğini vurguladı.

xdfvbtr
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah şehrine düzenlediği saldırıların ardından yükselen dumanlar (AFP)

Heniyye'nin İstanbul ziyareti sırasında diğer Filistinli gruplarla yapılan toplantılarda ilk kez açık bir şekilde gerçekleşen temasların ardından gelişen bu tutumdan Hamas Hareketi’nin bu kez ‘ulusal bir şemsiye’ altında olmasını istediği daha ciddi bir anlaşmaya varmak istediği anlaşılıyor. Ancak bu olumlu dönüşüm, “Bu gerçek mi? Neden şimdi?” gibi Hamas'ın tutumundaki değişikliklerle ilgili bazı soru işaretlerinin ortaya çıkmasına neden oldu.

Değişikliklerin teyit edilmesi

Hamas'a yakın haber ajansları son dakikada söylem değişikliğine giderken, İstanbul’daki toplantılara katılan İslami Cihad Hareketi ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) liderleriyle yapılan röportajları yayınladılar. Direniş güçlerinin sahadaki duruşu ve kararlılığının yanı sıra Gazzelilerin taleplerine ulaşmak için sürdürülen müzakerelerine övgüde bulundular.

cdfb
Gazze’de Filistinli grupların liderlerinin katıldığı bir toplantıya katılan İsmail Heniyye ve Yahya Sinvar (Arşiv - AFP)

Söz konusu yayın organlarından bazılarına göre FHKC’nin siyasi bürosunun bir üyesi, İsrail'in 7 Ekim saldırısından bu yana peşinde olduğu Gazze Şeridi'ndeki Hamas liderinin son toplantılarında Filistinli grupların siyasi liderleriyle temas kurduğunu söyledi. Yakında bir anlaşmaya varılacağına işaret eden medya organları, bunun İslami Cihad Hareketi ve FHKC gibi diğer grupların da katıldığı bir anlaşma olduğunu duyurmaya başladılar.

Anlaşmanın tanıtımı

Şarku’l Avsat’a konuşan Hamas içindeki kaynaklar, yakında bir anlamaya varılmasının beklendiğini söylediler. Hamas'a yakınlığıyla bilinen analistler de anlaşmayı desteklemeye başladılar. Bu analistlerden biri olan ve Sinvar'a yakınlığıyla bilinen İyad İbrahim el-Kara, perşembe günü sosyal medya hesabından, “Yedi aydır devam eden savaşın ve Netanyahu'nun bir anlaşmaya varma konusundaki uzlaşmazlığının ardından, bir tür ateşkese gitmeye daha yakın olabiliriz. Ancak çatışmalar dursa da savaş durmadı” diye yazdı. Kara, dün sabah yaptığı bir başka paylaşımda ise “Belirleyici saatler.. Şimdi top katleden ve yok eden işgalci israil’in sahasında. Ya Mısır kartını kabul edecek ya da savaşı uzatmaya devam edecek” dedi.

csdvr
İsrail iç istihbaratı Şin-Bet, İsrail Başbakanı Netanyahu’ya Gazze’deki Hamas lideri Yahya Sinvar’a suikast için 6 plan sundu (AP)

Peki Hamas neden şimdi değişti? İsrail'in Gazze'de 211 gün süren yıkıcı savaşının ardından Hamas'ın geçici de olsa bir ateşkes için daha da çaresiz hale geldiği açık. İsrail'in Gazze'de 211 gün süren yıkıcı savaşının ardından Hamas'ın istediği ‘zafere’ ulaşmak için geçici de olsa bir ateşkes konusunda umduğundan daha da çaresiz hale geldiği ortada.

Değişimin nedenleri

Hamas'ın gösterdiği esnekliğin aslında birkaç nedeni vardı. Bunlardan ilki, 2007 yılından beri Gazze Şeridi'ni kontrol eden Hamas’ın kendini her zamankinden daha yorgun hissetmeye başlamasıydı. Bu yüzden arabuluculardan ve ABD'den alacağı garantilerin İsrail'i savaşı tamamen durdurmaya ikna etmede başarılı olacağı umuduyla geçici de olsa bir ateşkese varılmasına ihtiyaç duyuyor.

İsrail, savaş sayesinde Hamas’ın ve askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları’nın sahip olduğu birçok imkanı yok etti. Bundan dolayı Hamas’ın içinde siyasi ve askeri düzeylerde ateşkes konusunda daha esnek davranılması gerektiği konusunda bir görüş birliği oluştu. İkinci neden, Hamas'ın yaşadığı derin mali kriz. Hükümet çalışanlarına sadece 200 dolar, örgütsel çalışanlarına 250 dolar ve Kassam Tugayları üyelerine 300 dolar gibi sınırlı mali ödemeler yapabiliyor.

Kassam Tugayları'nın üyelerinin bir mola verdirmelerini, yeniden organize olmalarını ve yeniden konuşlanmalarını sağlamak ve kayıp ve hasar durumlarını değerlendirmek istenmesi ise dile getirilmeyen bir başka neden.

sdfvrgb
Gazze Şeridi’nde İsrail ve Hamas arasında 6 ayı aşkın bir süredir devam eden savaşın ardından büyük bir kıtlık baş gösterdi (AP)

Bir diğer nedense Hamas’ın, devam eden bombardımanlar altında bazıları ölen, geriye kalanların ise can güvenliği için birçok kaynağa ihtiyaç duyulan İsrailli rehinelerin yükünden kurtulmak istemesi. Hamas, savaşı sona erdirecek ve daha fazla sayıda Filistinli mahkûmun serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için en önemli koz olan İsrailli rehineleri kaybetme riskini almak istemiyor.

Daha da önemlisi, Hamas İsrail ordusunun dokunamadığı tek Kassam Tugayları birliğinin güvenliğini tehlikeye atacağı için Refah’a kara saldırısının gerçekleşmesini istemiyor. Bununla birlikte İsrail ordusunun Refah'a girmesi yaşanması beklenen katliamların yanı sıra Hamas liderlerine ve İsrailli rehinelere ulaşması anlamına da gelebilir.

Refah’a kara saldırısı

Hamas, İsrail’in Refah’a kara saldırısını ateşkesin şartlarından biri olarak öne sürüyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan siyasi analist Mustafa İbrahim, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“Her iki tarafın da Mısır’ın son ateşkes önerisini kabul etmesinin nedeninin acil insani meseleler olduğu açık. Bununla birlikte ister Hamas ister İsrail tarafından olsun, tutumlardaki bu değişikliğin ardında kesinlikle siyasi hesaplar var. Zira Hamas karşı karşıya olduğu durum karşısında Katar’ın kendisine açtığı kucağı ve Gazze Şeridi'nin önemli bir komşusu olan Mısır'ı ve liderlerinin Gazze Şeridi'ne gidip gelmek için Mısır topraklarından geçiş kolaylığını kaybetmek istemiyor.”

İbrahim, sözlerine şöyle devam etti:

Hamas bunu yaparken de bazı konularda tarafsız da olsa kendisinden yana olan bazı önemli faktörleri kaybetti. Buna karşın İsrail, Binyamin Netanyahu hükümeti sürekli eleştirilirken ve Washington, Refah'ta Gazze Şeridi sakinlerinin acılarını arttırabilecek herhangi bir askeri operasyona karşı çıkarken ABD'nin desteğini daha fazla kaybetmek istemiyor.


Luke Skywalker, Joe Biden'ın Yıldız Savaşları evrenindeki adını açıkladı

Hamill, taktığı güneş gözlüklerini de Biden'dan hediye aldığını belirtti (AP)
Hamill, taktığı güneş gözlüklerini de Biden'dan hediye aldığını belirtti (AP)
TT

Luke Skywalker, Joe Biden'ın Yıldız Savaşları evrenindeki adını açıkladı

Hamill, taktığı güneş gözlüklerini de Biden'dan hediye aldığını belirtti (AP)
Hamill, taktığı güneş gözlüklerini de Biden'dan hediye aldığını belirtti (AP)

Yıldız Savaşları (Star Wars) serisinde Luke Skywalker'ı canlandıran Mark Hamill, ABD Başkanı Joe Biden'ı desteklediğini açıkladı.

Hamill, cuma günü Beyaz Saray'da Biden'la bir araya geldi. 72 yaşındaki aktör, aynı gün düzenlenen basın toplantısında, Biden için "Hayatım boyunca yasama alanında gördüğüm en başarılı adımları atan lider" dedi.

Amerikalı oyuncu, kapalı kapılar ardında ABD Başkanı'yla yaptığı konuşmaya dair şu ifadeleri kullandı:  

Ona 'Sayın Başkan' diye hitap ettim, o da 'Bana Joe diyebilirsin' dedi. Ben de 'Size Joe-bi Wan Kenobi diyebilir miyim?' dedim. Bu hoşuna gitti.

1977'deki Yıldız Savaşları: Bölüm IV - Yeni Bir Umut'ta Alec Guinness'in canlandırdığı Jedi ustası Obi-Wan Kenobi, Skywalker'a Darth Vader'la mücadelesinde destek olmuş ve özel güçlerini kullanmayı öğretmişti.

Biden'le neler konuştuklarına dair detay paylaşmayan Hamill, eski ABD liderleri Jimmy Carter ve Barack Obama döneminde de Beyaz Saray'ı ziyaret ettiğini fakat ilk kez Oval Ofis'i gördüğünü belirterek "Bu benim için çok özeldi" dedi. 

Hamill, taktığı güneş gözlüklerini de Biden'dan hediye aldığını belirtti. 

Twitter'da yaklaşık 5 milyon takipçisi olan aktör, Biden'ın rakibi eski ABD Başkanı Donald Trump'ı sık sık eleştiriyor.

Ünlü oyuncunun ziyareti, film serisinin hayranları tarafından 4 Mayıs'ta kutlanan Yıldız Savaşları Günü'nden hemen önce gerçekleşti.

Diğer yandan basın toplantısında bir gazeteci, Hamill'in neden Biden'ı ziyaret ettiğini sorunca, Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre şu yanıtı verdi: 

Buraya gelmesi hoşunuza gitmedi mi? Mark Hamill şehirdeydi, buraya geldi. Başkan'la görüştüler. Hamill ülkemize ve bu ülkenin gidişatına kendini çok adamış birisi.

Hollywood yıldızı Robert De Niro da perşembe günü MSNBC'de yayımlanan söyleşisinde, Biden'a destek verdiğini belirterek Trump'ı "korkunç bir canavar" diye nitelemişti.

Independent Türkçe, AFP, Guardian


Ünlü aktristen itiraf: Rol arkadaşım için soyundum

Brooke Shields'ın gerçek hayatta 20 ve 18 yaşlarında iki kızı var (Netflix)
Brooke Shields'ın gerçek hayatta 20 ve 18 yaşlarında iki kızı var (Netflix)
TT

Ünlü aktristen itiraf: Rol arkadaşım için soyundum

Brooke Shields'ın gerçek hayatta 20 ve 18 yaşlarında iki kızı var (Netflix)
Brooke Shields'ın gerçek hayatta 20 ve 18 yaşlarında iki kızı var (Netflix)

Mavi Göl (The Blue Lagoon) filmiyle 1980'e damga vurarak henüz 15 yaşında dünya çapında ün kazanan Brooke Shields, Netflix'te vizyona girecek yeni filmiyle gündemde. 

Gelinin Annesi'ni (Mother of the Bride) tanıtmak amacıyla cuma günü ABC'nin The View adlı programına katılan 58 yaşındaki aktris, rol arkadaşı Benjamin Bratt için soyunduğunu anlattı. 

Shields, 60 yaşındaki aktörün bir sahneyi yalnızca cinsel organını örten bir çorapla çekmek zorunda kaldığını söyledi.

"Bu sahnelerde erkekler için gizleme çorapları var. Kadınlardaysa gizleme üçgeni var ve üstünüze bantlıyorlar. Zavallı adamlarda bant yok, yalnızca kılıf var" dedi.

Bratt'ın çekimler sırasında savunmasız kaldığını savunan Shields, sözlerine şöyle devam etti:

'Tanrım, bu hiç adil değil' dedim ve ona bir sürpriz yaptım. Memelerimi o yapışkan bantlarla örttüm ve yalnız hissetmemesi için elbisemi çıkardım.

sacdv
Filmin yönetmen koltuğunda Kötü Kızlar'la (Mean Girls) bilinen Mark Waters oturuyor (Netflix)

Brooks'un kariyerinin başlangıcı çıplak sahnelerle dolu. Fransız yönetmen Louis Malle'nin tartışmalara yol açan filmi Güzel Bebek (Pretty Baby) için henüz 11 yaşındayken soyunan aktris, 2023'te yayımlanan Pretty Baby: Brooke Shields adlı belgeselde bu tecrübesini anlatmıştı:

Sanırım erken yaşta düşünce ve hislerimi ayırmayı öğrendim. Bu bir hayatta kalma tekniğiydi.

9 Mayıs'ta Netflix'te gösterime girecek Gelinin Annesi'nin konusu dijital platformda şöyle özetleniyor:

Bir anne üzerine titrediği kızının düğünü için tropik bir adaya gider. Ancak damadın babasının, onlarca yıldır görmediği eski sevgilisi olduğunu keşfetmesi uzun sürmez.

Independent Türkçe, New York Post, Netflix


Robert Downey Jr.'la Chris Hemsworth arasında Thor anlaşmazlığı

Hemsworth kendisini ekibin güvenlik görevlisi gibi hissettiğini söylemişti (Marvel)
Hemsworth kendisini ekibin güvenlik görevlisi gibi hissettiğini söylemişti (Marvel)
TT

Robert Downey Jr.'la Chris Hemsworth arasında Thor anlaşmazlığı

Hemsworth kendisini ekibin güvenlik görevlisi gibi hissettiğini söylemişti (Marvel)
Hemsworth kendisini ekibin güvenlik görevlisi gibi hissettiğini söylemişti (Marvel)

Robert Downey Jr, Thor'daki repliklerini beğenmeyen Chris Hemsworth'ün eleştirilerine katılmadığını söyledi.

2011'deki Thor filminden beri bu Marvel serisiyle aynı adı taşıyan (ve İskandinav tanrısına dayanan) süper kahramanı canlandıran 40 yaşındaki Avustralyalı oyuncu, dördüncü film Aşk ve Gök Gürültüsü'yle (Love and Thunder) 2022'de geri dönmüştü.

Diğer yandan kendisini "ekibin güvenlik görevlisi" gibi hissettiğini, diğerlerinin "daha havalı" repliklere sahip olduğuna inandığını ve filmdeki performansıyla hayranlarını hayal kırıklığına uğrattığını Vanity Fair'e verdiği röportajda söylemişti.

Ancak Yenilmezler (Avengers) serisinde Hemsworth'le birlikte rol alan Iron Man yıldızı Downey Jr. onunla aynı fikirde değil. Oyuncu neden tüm süper kahraman grubu içinde Thor'un "en karmaşık ruha" sahip olduğunu hissettiğini de aynı röportajda paylaştı.

"Öncelikle Thor karakterini uyarlamak çok zordu, ima edilen çok fazla sınırlama var, ama o ve Ken Branagh bunların nasıl aşılacağını, onun hem bir şekilde ilişki kurulabilir hem de ilahi hale getirilebileceğini çözdü" dedi:

Bence, biz Yenilmezler arasındaki en karmaşık ruh Hemsworth'te. Zekası ve ağırbaşlılığı var, ama aynı zamanda öyle bir itidal, ateş ve nezakete de sahip ki.

Bu yorumlar, Hemsworth'ün kendisini sette yedek parça gibi hissettiği itirafının ardından geldi.

"Bazen kendimi ekibin güvenlik görevlisi gibi hissediyordum" demişti:

Diğer herkesin repliklerini okurdum ve 'Ah, çok daha havalı şeyleri var. Daha çok eğleniyorlar. Benim karakterim ne yapıyor ki?' derdim. Her zaman 'Peruğun var. Kasların var. Kostümün var. Aydınlatma nerede?' durumu. Evet, bu büyük şeyin bir parçasıyım ama muhtemelen yerim doldurulabilir.

2017 yapımı Thor: Ragnarok'la film serisini devralan Taika Waititi'nin yönettiği aksiyon komedisi Aşk ve Gök Gürültüsü'nde Natalie Portman da Thor'un eski kız arkadaşı Jane Foster rolüne dönmüştü. İkisi birlikte, Tanrı Kasabı Gorr'u (Christian Bale) tüm tanrıları öldürmeyi başarmadan önce yenmelidir.

Film çoğunlukla eleştirmenler ve hayranlar tarafından iyi karşılanmış (eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'ta halihazırda yüzde 76'lık bir seyirci oranına sahip) olsa da Hemsworth, "bu işi kusursuz çözemediği" hissinden kurtulamıyor:

Doğaçlamaya ve çılgınlığa kapıldım ve kendimin bir parodisi oldum.

Independent Türkçe


Akbaba kıtlığı, Zerdüştlerin geleneğini bitirebilir

İran'ın Yezd şehrindeki sessizlik kulesi uzun süredir kullanılmıyor (Britannica)
İran'ın Yezd şehrindeki sessizlik kulesi uzun süredir kullanılmıyor (Britannica)
TT

Akbaba kıtlığı, Zerdüştlerin geleneğini bitirebilir

İran'ın Yezd şehrindeki sessizlik kulesi uzun süredir kullanılmıyor (Britannica)
İran'ın Yezd şehrindeki sessizlik kulesi uzun süredir kullanılmıyor (Britannica)

Hint alt kıtasındaki akbabaların sayısının azalması nedeniyle Zerdüştçülük geleneğine uygun cenaze törenlerinin düzenlenmesi gittikçe zorlaştı.

Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Guardian'ın haberinde, son dönemde Hindistan, İran ve Pakistan'da akbabaların hızla azalması nedeniyle geleneksel gömü törenlerinin düzenlenemediği yazıldı.

Pakistan'daki Karaçi şehrinde yaşayan 80'lerindeki Hoshang Kapadia, "Artık geleneklerimizi yerine getiremiyoruz. Bir yaşam şeklini, kültürümüzü kaybettik" dedi. 

Yaklaşık 3 bin 500 yıllık tarihe sahip eski Pers dini Zerdüştçülük'te ölüler "sessizlik kulesi" (dakhma) adı verilen yapılar üzerine yerleştiriliyor.

Silindir şeklindeki bu yapıların üzerine konan cesetler, akbaba ve diğer leşçiller tarafından parçalanıyor. Bir süre boyunca çürümeye bırakılan cesetlerin kemikleri, kireç ve fosfora dönüşünce kuledeki kuyuya atılıyor.  

Kapadia, bu gelenekte toprağı cesedin kalıntılarıyla kirletmemenin önemli olduğunu belirterek "Tüm mesele toprağı kirletmemek. Daha az almak, daha fazla vermek" ifadelerini kullandı.

Karaçi Parsilerinden Shirin, çevresel değişimlerin ve şehirleşmenin gömü törenlerini neredeyse imkansız hale getirdiğini söyleyerek "Geleneğimiz artık ölüyor" dedi. Shirin, Karaçi'de sadece iki sessizlik kulesi kaldığını, bunların da neredeyse terk edilmiş halde olduğunu belirtti.

Kapadia da hayatını kaybedenleri Parsilere ayrılan mezarlara gömmek veya yakmak zorunda kaldıklarını söyledi.  

İndus Nehri deltası üzerine kurulu Karaçi'de yaklaşık 20 milyon kişi yaşıyor. Zerdüştçülük inancına sahip Karaçi Parsilerinin nüfusuysa sadece 800. 

Haberde, özellikle Hindistan ve Pakistan'da sığırlarda yaygın olarak kullanılan iltihap önleyici diklofenak ilacının, leşleri yiyen akbabaları zehirlediği belirtildi. 

2007'de yapılan bir araştırmada, Hindistan ve civarındaki coğrafyada yaşayan üç akbaba türünün yaklaşık yüzde 97'sinin yok olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, Guardian


Martıların şehirde yaşamasını sağlayan özellik bulundu

Bazı martı türleri kentte sadece yiyecek ararken, yuva kuranlar da var (AFP)
Bazı martı türleri kentte sadece yiyecek ararken, yuva kuranlar da var (AFP)
TT

Martıların şehirde yaşamasını sağlayan özellik bulundu

Bazı martı türleri kentte sadece yiyecek ararken, yuva kuranlar da var (AFP)
Bazı martı türleri kentte sadece yiyecek ararken, yuva kuranlar da var (AFP)

Beyinleri büyük martıların şehirde yaşamaya daha yatkın olduğu bulundu. Sahil kenarındaki uçurumlara yuva yapan martıların kent ortamına daha iyi adapte olduğunu tespit eden araştırmacılar, bunun beynin büyüklüğünden kaynaklandığını düşünüyor. 

Frontiers in Ecology and Evolution adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırmada, uçurumlara yuva yapan martıların yarısından fazlasının şehir ve kasabalarda da yuva yaptığı ve bu türlerin daha büyük beyne sahip olduğu saptandı. 

Bilim insanları şehir ortamında üreyen ve yiyecek arayan martıların yanı sıra farklı türlerin beyin boyutlarını içeren veritabanlarını inceledi. 50 martı türünden 13'ünün kentte yuva yaptığı, 13'ünün burada yiyecek aradığı, 9'ununsa her ikisini de yaptığı bulundu. 

Araştırmacılar uçurumlara yuva yapan martı türlerinin yüzde 53'ünün kentlerde de yuva yaptığını gözlemledi. Normalde uçurumlara yuva yapmayan martılarınsa yüzde 11'i iki alanda da ürüyordu. 

Exeter Üniversitesi'nden evrimsel biyolog Neeltje Boogert, ortak yazarı olduğu çalışmanın sonuçları hakkında "Daha büyük beyinli martı türlerinin uçurumda yuva yapma, bunu yapanların da kentsel alanlarda üreme olasılığının daha yüksek olduğunu bulduk" diyor:

Ayrıca muhtemelen martıların atalarının uçurumda yuva yapmadığını ve bu nedenle bunun nispeten yeni bir adaptasyon olduğunu tespit ettik.

Kuşların bu davranışının sabit veya içgüdüsel olmadığını belirten araştırmacılar uçurumda yuva yapan türlerin evlerini yerde de kurabildiğini söylüyor. Öte yandan uçurumda yuva yapmayan türler sadece yerde ürüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Madeleine Goumas, "Bu durum, daha büyük beyinlerin bu martı türlerinin yuva yapmayı seçtiği yerle ilgili esnek davranmasını sağladığına ve bu sayede yavrularını binalar gibi alışılmadık yerlerde büyütebildiğine işaret ediyor" diye açıklıyor.

Yiyecek arama davranışlarını da inceleyen ekip ne beyin büyüklüğünün ne de manevra kabiliyetini etkileyen kanat şeklinin kentsel ortamlardaki martı hareketlerinin iyi bir göstergesi olduğu sonucuna vardı. 

Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'nin bu kuşlara dair verilerinden yararlanan araştırmacılar, popülasyonları sabit kalan veya artan martıların kentsel yaşam alanlarını kullanırken kaydedilme ihtimalinin azalan türlerinkinden en az iki kat daha fazla olduğunu buldu. Nesli tehdit altında veya neredeyse tehdit altındaki 10 türden yalnızca birinin, kara bacaklı martının şehir ortamına dahil olduğu gözlemlendi.

Ekip, kuşların kentlerdeki yaşantısının anlaşılmasının koruma çalışmaları açısından önem taşıdığını vurguluyor. "Kentleşme pek çok hayvan için büyük bir sorun" diyen Goumas şöyle ekliyor: 

Bazı martı türleri, diğer hayvanların kent alanlarını kullanmasını engelleyen bazı zorlukların üstesinden gelmeyi başarmış görünüyor. Fakat şehir yaşamının etkilerini tam olarak anlamak için daha uzun vadeli araştırmalara ve diğer taksonlar üzerinde karşılaştırmalı çalışmalara ihtiyaç var.

Independent Türkçe, Popular Science, Phys.org, Frontiers in Ecology and Evolution


Ünlü oyuncu Alacakaranlık'tan yıllar sonra vampir türüne geri dönüyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Ünlü oyuncu Alacakaranlık'tan yıllar sonra vampir türüne geri dönüyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Kristen Stewart yeni vampir gerilimi Flesh of the Gods için Oscar Isaac'le bir araya gelmeye hazırlanıyor.

34 yaşındaki Stewart, 2008'le 2012 arasında rol aldığı çılgınca popüler vampir romansı Twilight ve devam filmleriyle adını duyurmuştu.

45 yaşındaki Isaac ise Star Wars devam üçlemesinde (2015-2019) Poe Dameron, Marvel Sinematik Evreni'nde Moon Knight ve Sen Şarkılarını Söyle'deki (Inside Llewyn Davis) Llewyn Davis rolleriyle tanınıyor.

İtalyan-Kanadalı yönetmen Panos Cosmatos'un yeni filminin, her akşam lüks gökdelen dairelerinden inip 1980'lerin Los Angeles'ının nefes kesici gece alemine giden Raoul (Isaac) ve Alex (Stewart) adlı evli bir çifti anlatacağı söyleniyor.

Sonunda gizemli ve esrarengiz bir kadın ve onun sıkı partileyen çetesiyle yolları kesişen Raoul'la Alex kendilerini hedonizm, heyecan ve şiddetin göz alıcı, gerçeküstü dünyasında baştan çıkarılmış bulur.

Cosmatos en çok, Nicolas Cage'in başrolünde oynadığı 2018 yapımı halüsinatif korku filmi Mandy'le tanınıyor. The Independent'tan Geoffrey McNab üç yıldızlı eleştirisinde filmi "yaratıcı, komik ve çok ürkütücü bir intikam draması" diye tanımlayıp ve şöyle yazmıştı: 

Bu, şiddet ve kan dökme cümbüşüne dönüşen bir hikaye değil. Bir çılgınlık içinde başlıyor, bir çılgınlık içinde devam ediyor ve yine bir çılgınlık içinde bitiyor.

Yönetmen yaptığı açıklamada yeni projesi hakkında şunları söyledi: 

Los Angeles'ın kendisi gibi Flesh of Gods da fanteziyle kabus arasındaki eşikte yaşıyor. Hem harekete geçirici hem de hipnotik olan Flesh, sizi cehennemin ışıltılı kalbinin derinliklerine doğru yarış arabasıyla gezintiye çıkaracak.

Senaryoyu, David Fincher'ın 1995 yapımı suç gerilimi Yedi'yle (Se7en) tanınan Andrew Kevin Walker yazdı.

Don't Look Up'ın yönetmeni Adam McKay filmin yapımcıları arasında yer alıyor ve yaptığı açıklamada şunları ekledi: 

Bunun çılgınca ticari ve çılgınca sanatsal olduğunu düşünüyoruz. Amacımız popüler kültür, moda, müzik ve sinemaya yayılacak bir film yapmak.

Çekimlerin bu yıl içinde başlaması bekleniyor.

Stewart'ın son filmi Love Lies Bleeding bu hafta sinemalarda gösterime giriyor.

The Independent'ın baş film eleştirmeni Clarisse Loughrey, 4 yıldızlı eleştirisinde şunları yazmıştı: 

Filmin tamamına nüfuz eden duygu büyük bir hayal kırıklığı, özellikle de bir kadının nihayetinde olasılıkları eşitleyebilecek türden bir güce duyduğu özlem. Stewart burada mükemmel. Love Lies Bleeding'i, yürekleri ısıtan romantik komedisi En Mutlu Mevsim'den David Cronenberg'in Crimes of the Future'ının baş döndürücü sapkınlıklarına kadar, beyazperdedeki genişleyen arzu kataloğuna ekliyor.

Independent Türkçe


Sosyal medyanın çocuklara etkisi beklenenden farklı çıktı

Araştırmacılar sosyal medya kullanımının herkesi aynı şekilde etkilemediğinin altını çiziyor (Pexels)
Araştırmacılar sosyal medya kullanımının herkesi aynı şekilde etkilemediğinin altını çiziyor (Pexels)
TT

Sosyal medyanın çocuklara etkisi beklenenden farklı çıktı

Araştırmacılar sosyal medya kullanımının herkesi aynı şekilde etkilemediğinin altını çiziyor (Pexels)
Araştırmacılar sosyal medya kullanımının herkesi aynı şekilde etkilemediğinin altını çiziyor (Pexels)

Sosyal medyanın internet dışındaki hayatta ilişki kurma becerilerini olumsuz etkilemediği ortaya kondu. Bu mecraları sıkça kullanan çocuk ve gençlerin, sosyal yaşantılarında da son derece aktif olduğu bulundu. 

Ebeveynler sosyal medyayı çok fazla kullanan çocuklarının sosyal becerilerinin geri kalmasından, zihin sağlıklarının ve özgüvenlerinin olumsuz etkilenmesinden endişe duyuyor. Öte yandan daha önce yapılan bazı çalışmalar bu uygulamaların arkadaşlarla yakınlaşmayı ve yeni dostlukların kurulmasını sağlayabildiğini gösteriyor. 

Sosyal medyada uzun süre vakit geçirmenin gerçekten çevrimdışı hayattaki ilişkileri olumsuz etkileyip etkilemediği sorusundan yola çıkan yeni araştırmada Trondheim Early Secure Study adlı kapsamlı bir çalışmanın verilerinden yararlandı. Veritabanı 10 ila 18 yaşındaki yaklaşık 800 çocuğun bilgilerini içeriyordu. 

Computers in Human Behavior adlı hakemli dergide yayımlanan araştırmada sosyal medyayı sıkça kullanan çocukların haftanın birkaç akşamını arkadaşlarıyla yüz yüze görüşerek geçirdiği kaydedildi. Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nden Silje Steinsbekk sorumlu yazarı olduğu çalışma için "Sosyal medyayı çok kullanan kişilerin arkadaşlarıyla çevrimdışı ortamda daha fazla zaman geçirdiğini görüyoruz" ifadelerini kullanıyor.

Diğer yandan sosyal medyanın toplumsal beceriler üzerinde bilhassa olumlu bir etki yarattığına dair bir sonuç elde edilmedi. Steinsbekk "Sosyal medya, yeni bir sosyal etkileşim alanı ve bazıları sosyal medya kullanımının sosyal becerilerin gelişimini engellediğini savunurken, diğerleri bunun tam tersini, yani sosyal becerileri geliştirebileceğini iddia ediyor" diyerek şöyle ekliyor: 

Biz bunların ikisini de destekleyen kanıt bulamadık.

Bilim insanları yine de sosyal medyanın arkadaşlıklar üzerinde yarattığı olumlu etkilerin, araştırmanın temel bulgusuyla bağlantılı olabileceğini düşünüyor.

Araştırmacılar bu sonuçların bütün çocuklar için geçerli olmadığını da ifade ediyor. Çalışmada sosyal anksiyete bozukluğu belirtileri gösteren çocukların yoğun bir şekilde sosyal medya kullanmasının sosyal becerilerinin gerilemesine yol açabildiği bulundu. Fakat Steinsbekk bu bağlantının çok güçlü olmadığını ve başka araştırmalar yapılması gerektiğini vurguluyor. 

Sosyal anksiyetesi olan kişilerin internet üzerinden daha rahat ilişki kurabildiği önceki çalışmalarda ortaya konurken, bu kişilerin sosyal medya bağımlılığı gibi risklere karşı daha savunmasız olduğu da tespit edilmişti. 

Bu sonuçların ebeveynlerin yüreğine biraz su serpmesini umduğunu söyleyen Steinsbekk teknolojinin hızla gelişmesinin araştırmalar önünde bazı engeller yarattığını da ekliyor:

Bugün 10 yaşında olan çocukları inceleyip 2032'de 18 yaşına gelene kadar takip edersek sonuçların aynı olup olmayacağını bilmek mümkün değil.

Independent Türkçe, Phys.org, Earth, Computers in Human Behavior