Vur-kaç ve pusu… Hamas Gazze'deki taktiklerini değiştiriyor

Hamas mensupları 2018 yılında Gazze Şeridi'nde düzenlenen bir askeri geçit töreni sırasında (arşiv-Reuters)
Hamas mensupları 2018 yılında Gazze Şeridi'nde düzenlenen bir askeri geçit töreni sırasında (arşiv-Reuters)
TT

Vur-kaç ve pusu… Hamas Gazze'deki taktiklerini değiştiriyor

Hamas mensupları 2018 yılında Gazze Şeridi'nde düzenlenen bir askeri geçit töreni sırasında (arşiv-Reuters)
Hamas mensupları 2018 yılında Gazze Şeridi'nde düzenlenen bir askeri geçit töreni sırasında (arşiv-Reuters)

Reuters'a konuşan ABD'li ve İsrailli yetkililer, Hamas'ın sekiz aydır devam eden savaşta savaşçılarının yaklaşık yarısını kaybettiğini ve İsrail'in Gazze Şeridi'nin kontrolünü ele geçirme girişimlerini engellemek için vur-kaç taktiklerine başvurduğunu söyledi.

Savaş alanındaki gelişmeleri bilen üç üst düzey ABD'li yetkiliye göre Hamas'ın savaşçı sayısı, çatışmadan önce ABD'nin 20 bin ila 25 bin arasında tahmin ettiği sayıdan 9 bin ila 12 bin arasına düştü. İsrail ise Gazze savaşında yaklaşık 300 askerini kaybettiğini söylüyor.

Yetkililerden biri, İsrail güçleri en güneydeki Refah kentinin derinliklerine doğru ilerledikçe Hamas savaşçılarının artık uzun süreli çatışmalardan büyük ölçüde kaçındığını, bunun yerine genellikle düşman hatlarının gerisindeki hedefleri vurmak için pusulara ve el yapımı patlayıcılara güvendiklerini belirtti.

Aralarında Visam İbrahim'in de bulunduğu pek çok Gazzeli, savaş taktiklerinde bir değişiklik fark ettiklerini söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan İbrahim, “Önceki aylarda Hamas savaşçıları kendi bölgelerine girer girmez İsrail güçlerinin önünü keser, onlarla çatışır ve ateş ederdi. Ancak şimdi operasyon şekillerinde gözle görülür bir değişim var. Önce İsrail askerlerinin konuşlanmasını bekliyorlar ve sonra pusu kurup saldırılar düzenlemeye başlıyorlar” ifadelerini kullandı.

Konunun hassasiyeti nedeniyle isimlerinin açıklanmasını istemeyen ABD'li yetkililer, bu tür taktiklerin Hamas'ın tüneller aracılığıyla Gazze'ye sokulan silahlar ve patlamamış mühimmattan yeniden kullanılan ya da İsrail güçlerinden ele geçirilen diğer silahlarla desteklenerek aylarca savaşmaya devam etmesine yardımcı olabileceğini söyledi.

Söz konusu uzatılmış zaman diliminden bahsedilmesi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ulusal güvenlik danışmanının geçen hafta savaşın en az 2024'ün sonuna kadar sürebileceği yönündeki iddiasıyla örtüşüyor. Bir Hamas sözcüsü ise Şarku’l Avsat’ın ‘savaş stratejisi konusundaki yorum taleplerine’ yanıt vermedi.

Paralel bir propaganda kampanyası yürüten Hamas savaşçıları, İsrail güçlerine kurdukları pusuların videolarını çekip montajlayarak Telegram ve diğer sosyal medya uygulamalarında yayınlıyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Peter Lerner yaptığı açıklamada, ordunun Hamas'ı yok etmekten halen uzak olduğunu, ancak Hamas’ın savaşan güçlerinin yaklaşık yarısını kaybettiğini belirtti.

Ordunun Hamas’ın taktiklerindeki değişime uyum sağladığını ifade eden Lerner, İsrail'in tüm Hamas savaşçılarını ortadan kaldıramayacağını ya da tüm tünellerini yok edemeyeceğini kabul etti. Lerner, “Sahadaki tüm teröristleri öldürmek gibi bir hedefimiz yok. Bu gerçekçi bir hedef değil. Ancak Hamas'ı bir yönetim otoritesi olarak yok etmek ulaşılabilir ve elde edilebilir bir askeri hedeftir” dedi.

Sinvar ve ed-Dayf

Netanyahu ve hükümeti, Hamas savaşçılarının 7 Ekim'de İsrail'in güneyinde bin 200'den fazla kişinin ölümüne ve 250'den fazla kişinin esir alınmasına yol açan bir saldırı düzenlemesinin ardından patlak veren savaşı sona erdirmek amacıyla ateşkes önerisini kabul etmesi için Washington'dan baskı görüyor.

Filistinli sağlık yetkililerine göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik kara ve hava harekâtı, Gazze Şeridi'nin büyük bölümünü tahrip etti ve 36 binden fazla insanın ölümüne yol açtı. Birleşmiş Milletler (BM), bir milyondan fazla insanın ‘felaket’ düzeyinde açlıkla karşı karşıya olduğunu söylüyor.

İsrailli ve ABD'li yetkililere göre 7 bin ila 8 bin arasında Hamas savaşçısı Refah'ta saklanıyor ve şehir hareketin son kalesi konumunda.

Yetkililer Hamas liderlerinden Yahya Sinvar, kardeşi Muhammed ve Sinvar'ın ikinci adamı Muhammed ed-Deyf'ın hayatta olduğunu ve İsrailli esirlerle birlikte tünellerde saklandıklarına inanıldığını söylüyor.

ABD yönetiminden bir yetkili, örgütün saldırılardan sonra hızla geri çekilme, saklanma, yeniden toparlanma ve İsrail'in militanlardan arındırıldığını düşündüğü bölgelerde yeniden ortaya çıkma becerisi gösterdiğini belirtti.

Lerner, 2006'dan bu yana Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas'ın üstesinden gelmek için İsrail'in önünde uzun bir mücadele olduğunu kabul etti. Lerner, “17 yıl içinde yeteneklerini geliştirmeyi başardıktan sonra artık hızlı bir çözüm yok” dedi.

Hamas yıllar içinde 500 kilometre uzunluğunda bir yeraltı tünelleri şehri inşa etti. İsrail ordusu tarafından ‘Gazze Metrosu’ olarak adlandırılan tünel ağı, New York metro sisteminin yaklaşık yarısı uzunluğunda.

Su, elektrik ve havalandırma ile donatılmış olan ağda Hamas liderlerinin yanı sıra komuta ve kontrol merkezleri ile silah ve mühimmat depoları da bulunuyor.

İsrail ordusu geçen hafta yaptığı açıklamada, silah kaçakçılığını önlemek için Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki kara sınırının tamamını kontrol altına aldığını duyurdu. Açıklamada, bölgede Hamas tarafından Gazze Şeridi'ne silah taşımak için kullanılan yaklaşık 20 tünel bulunduğu belirtildi.

Mısır Devlet Enformasyon Servisi, İsrail'in ülkeden silah kaçakçılığı yapıldığı iddialarına ilişkin yorum talebine yanıt vermedi. Mısırlı yetkililer daha önce sınır ötesi silah kaçakçılığının varlığını reddetmiş ve Mısır'ın Gazze Şeridi'ne giden tünel ağlarını yıllar önce imha ettiğini söylemişti.

Felluce gibi mi?

Gazze Şeridi'ndeki savaş, İsrail'in 1982'de Lübnan'ı işgalinden bu yana yaşadığı en uzun ve en şiddetli çatışma.

Netanyahu, Gazze Şeridi için savaş sonrası bir planın ana hatlarını belirlemesi yönündeki uluslararası ve İsrail içinden gelen taleplere direndi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bir yol haritasının olmamasının Gazze Şeridi'nde kanunsuzluğa yol açabileceği uyarısında bulundu.

Şarku’l Avsat’a konuşan bir Arap yetkili, Gazze Şeridi'ndeki iktidar boşluğunda suç çetelerinin ortaya çıkmaya başladığını, gıda sevkiyatlarına el koyduklarını ve silahlı soygunlar gerçekleştirdiklerini bildirdi.

Arap bölgesinden isminin açıklanmasını istemeyen iki hükümet kaynağı, İsrail ordusunun, ABD'nin 2004-2006 yılları arasında Washington liderliğindeki Irak işgalinin ardından Felluce kentinde karşılaştığına benzer güvenlik tehditleriyle karşı karşıya kalabileceğini belirtti.

Felluce'deki yaygın şiddet, El Kaide ve daha sonra DEAŞ gibi aşırılık yanlısı grupların yükselişine yol açarak Irak'ı yaklaşık yirmi yıl sonra halen tam olarak toparlanamadığı çatışma ve kaosa sürükledi.

Washington ve Arap müttefikleri, Gazze Şeridi'nde bir Filistin devleti kurmaya yönelik zamana bağlı ve geri döndürülemez bir yol içeren çatışma sonrası plan üzerinde çalıştıklarını söylüyorlar.

ABD'li yetkililer, plan tamamlandığında Washington'un bunu İsrail'e sunacağını ve bunun ABD'nin Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesini sağlayacak ‘büyük pazarlık’ vizyonunun bir parçası olacağını belirttiler.

Görüşmeler hakkında doğrudan bilgi sahibi olan BAE'li bir yetkili, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nde acil bir operasyon için ülkeleri yardıma davet etmesine ihtiyaç olduğunu belirterek, çatışmaların sona ermesi, İsrail'in tamamen çekilmesi ve sınırların kontrolü de dahil olmak üzere Gazze Şeridi'nin yasal statüsünün netleştirilmesi gerektiğini söyledi.

BAE’li yetkili acil durum operasyonunun bir yıl sürebileceğini ve muhtemelen bir yıl daha uzatılabileceğini belirterek, amacın Gazze Şeridi'ni yeniden inşa etmekten ziyade istikrara kavuşturmak olduğunu ifade etti.

Yetkili, yeniden inşanın başlayabilmesi için iki devletli bir çözümün gerçekleştirilmesine yönelik daha detaylı bir yol haritasına ve Filistin Yönetimi'nde ciddi ve inandırıcı bir reforma ihtiyaç duyulacağını söyledi.

ABD'nin Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu eski Dışişleri Bakan Yardımcısı David Schenker, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden tamamen çekileceğine dair herhangi bir işaret olmadığını belirtti.

Şu anda ABD merkezli bir düşünce kuruluşu olan Washington Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan Schenker, “İsrail güvenlik kontrolünü elinde tutacağını söylüyor, bu da Gazze Şeridi üzerinde sürekli insansız hava araçları göndereceği ve Hamas'ın yeniden gruplaştığını gördüklerinde hiçbir kısıtlamanın onları durdurmayacağı anlamına geliyor” dedi. Diğer yandan Netanyahu'nun Savaş Kabinesi üyesi ve eski Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot, Mısır'ın liderliğindeki uluslararası bir koalisyonun Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimine alternatif olabileceğini öne sürdü.

Eisenkot, geçtiğimiz hafta Knesset'in Dış İlişkiler ve Savunma Komitesi'ne kapalı kapılar ardında verdiği ifadede militan gruplarla mücadelenin karmaşık doğasına vurgu yaptı.

Eisenkot, “Bu dini, milli, sosyal ve askeri bir mücadeledir. Nakavt edici bir darbesi yoktur, ancak büyük olasılıkla birkaç yıl sürecek uzun vadeli bir savaş olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.



Fragmanı bile yetti: Netflix izleyicileri yeni belgesel karşısında dehşete düştü

Prömiyeri 6 Haziran'da Tribeca Festivali'nde yapılacak belgesel, cüretkar bir vizyonun nasıl trajediyle sonuçlandığını anlatıyor (Netflix)
Prömiyeri 6 Haziran'da Tribeca Festivali'nde yapılacak belgesel, cüretkar bir vizyonun nasıl trajediyle sonuçlandığını anlatıyor (Netflix)
TT

Fragmanı bile yetti: Netflix izleyicileri yeni belgesel karşısında dehşete düştü

Prömiyeri 6 Haziran'da Tribeca Festivali'nde yapılacak belgesel, cüretkar bir vizyonun nasıl trajediyle sonuçlandığını anlatıyor (Netflix)
Prömiyeri 6 Haziran'da Tribeca Festivali'nde yapılacak belgesel, cüretkar bir vizyonun nasıl trajediyle sonuçlandığını anlatıyor (Netflix)

Prömiyeri 6 Haziran'da Tribeca Festivali'nde yapılacak belgesel, cüretkar bir vizyonun nasıl trajediyle sonuçlandığını anlatıyor (Netflix)

Netflix, Titanik enkazına yapılan trajik yolculuğu konu alan yeni belgeselinin fragmanını yayımladı.

Titan: OceanGate Faciası (Titan: The OceanGate Disaster) adlı belgesel, Haziran 2023'te 5 kişinin hayatını kaybettiği denizaltı faciasının ardındaki güvenlik ihmallerini ve OceanGate'in CEO'su Stockton Rush'ın yaptığı hataları gözler önüne sermeyi amaçlıyor. Faciada hayatını kaybedenlerden biri de Rush'tı.

Derin deniz keşfi felaketle sonuçlandı

OceanGate, yüksek ücretler ödeyen macera tutkunlarını Kuzey Atlantik Okyanusu’nun derinliklerindeki dünyaca ünlü batık Titanik’i görmek üzere denizaltı turlarına çıkarıyordu. Ancak bu derin deniz keşfi felaketle sonuçlandı.

Netflix'in yeni belgeseli, kaybolan denizaltının 4 gün süren arama çalışmalarının öncesinde neler yaşandığını ve hatalar zincirini masaya yatırıyor. Fragmanda verilen ilk ipuçlarıysa suçun önemli bir kısmının OceanGate'in kurucu ortağı Stockton Rush'a yüklendiğini gösteriyor.

Fragmanda arşiv görüntüleri ve içeriden bilgi veren tanık röportajları yer alıyor. Röportajlardan biri, izleyicilere şu cümleyle sesleniyor: 

Bunun er ya da geç yaşanması matematiksel olarak kaçınılmazdı.

Fragman, Stockton Rush'ın derin deniz keşiflerini lüks turizmin bir parçası haline getirme hayaline de değiniyor.

Yönetmen Mark Monroe, Netflix'in Tudum platformuna verdiği röportajda, denizaltının kaybolduğu andan itibaren tüm dünyayı saran yoğun medya ilgisi ve sosyal medya tepkileri karşısında "hem dehşete kapıldığını hem de büyülendiğini" söyledi.

Monroe, "O an kimse içeridekilere ne olduğunu bilmiyordu, tek referans noktası ise Titanik'ti, artık trajik bir masala dönüşen bir hikaye" dedi.

Yönetmen sözlerine şöyle devam etti:

Bu korkunç trajedinin nasıl yaşanabildiğini ve bu denizaltıyı inşa eden adamın kim olduğunu araştırdıkça, olay daha da ilgimi çekmeye başladı. Umarım bu film, bu sorulara cevap verebilir. Rush yapacağını söylediği şeyin baskısını hissediyordu. Yıllar geçtikçe ve teknoloji tatmin edici yanıtlar vermedikçe bu baskı iyice arttı.

"Önlenebilirdi"

Monroe sözlerini şöyle noktaladı: 

Bu olayın en büyük trajedisi ve izleyicilerin anlamasını umduğum şey, tüm bunların tamamen önlenebilir olması.

Belgeselde OceanGate operasyonuna ait görüntü ve ses kayıtları da yer alıyor. Tüm bu materyaller, felakete giden yolda alınan kararları ve yapılan yanlış hesaplamaları ortaya koymak için bir araya getiriliyor.

Netflix izleyicileri, fragmana kısa sürede sosyal medyada yorum yağdırdı. Bir izleyici "Tüyler ürpertici sözler ve ürkütücü bir hikaye!" yorumunu yaparken bir diğeri "Aman Tanrım, gerçekten korkunç" ifadelerini kullandı. Başka biri de ekledi:

Bu tam anlamıyla bir felaketti!

Titan: The OceanGate Faciası, 11 Haziran'da Netflix'te izleyiciyle buluşacak.

Independent Türkçe, Metro, Hollywood Reporter