Mısır'da 30 Haziran’ın yıldönümü… Türkiye ile uzlaşmayla sonuçlanan dengeli dış ilişkiler

Mısır ordusuna ait bir helikopter, 2014 yılında Kahire'nin Tahrir Meydanı'nda düzenlenen Sisi yanlısı gösterinin üzerinde uçuyor. (EPA)
Mısır ordusuna ait bir helikopter, 2014 yılında Kahire'nin Tahrir Meydanı'nda düzenlenen Sisi yanlısı gösterinin üzerinde uçuyor. (EPA)
TT

Mısır'da 30 Haziran’ın yıldönümü… Türkiye ile uzlaşmayla sonuçlanan dengeli dış ilişkiler

Mısır ordusuna ait bir helikopter, 2014 yılında Kahire'nin Tahrir Meydanı'nda düzenlenen Sisi yanlısı gösterinin üzerinde uçuyor. (EPA)
Mısır ordusuna ait bir helikopter, 2014 yılında Kahire'nin Tahrir Meydanı'nda düzenlenen Sisi yanlısı gösterinin üzerinde uçuyor. (EPA)

Mısır'ın dış politikası 30 Haziran 2013'teki ayaklanmadan bu yana geçen 11 yılda Afrika Birliği (AfB) üyeliğinin dondurulması, yardımların kesilmesi, bölgesel ve uluslararası eleştiriler gibi pek çok engelle karşılaştı. Ancak analistlere göre izlenen ‘dengeli yol’, krizlerin sıfırlanmasına ve hatta bölgedeki kilit dosyalarda Mısır’ın uluslararası rolünün artmasına katkıda bulundu.

Şarku’l Avsat'ın görüştüğü uzmanlara göre Mısır'ın söz konusu krizlere yönelik dış politikası, 2023 yazında Türkiye ile uzlaşmayla sonuçlanmadan önce, karşılıklı saygı ve içişlerine karışmama temelinde Rusya ve Çin'e doğru ‘doğuya dönmek’ başta olmak üzere rolünü yeniden tesis etmeye yönelik bir strateji izledi.

2014 yılında Mısır makamları tarafından ‘terör örgütü’ olarak yasaklanan Müslüman Kardeşler'e mensup olan merhum Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin iktidarını deviren 30 Haziran ayaklanmasının ardından Mısır, ilki 5 Temmuz'da AfB'nin Katar ve Türkiye ile pozisyon farklılıkları nedeniyle üyeliğini askıya aldığını açıklaması olmak üzere çeşitli krizlerle karşı karşıya kaldı.

Sgbsb
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, 30 Haziran’ın yıldönümü vesilesiyle daha önce yaptığı bir konuşma sırasında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye 10 yıl süren gerginliğin ardından Temmuz 2023'te büyükelçilik düzeyinde ilişkilere geri döndü. Katar ile ilişkiler ise yıllarca süren medya çatışmaları ve bazıları resmi olan eleştirilerin ardından düzeldi.

Engeller ve krizler

Sınırlarının güneyinde Sudan, doğusunda Gazze Şeridi ve batısında Libya yanarken, Mısır bu krizleri sona erdirmek için arabuluculuk rollerini, temaslarını ve turlarını sürdürüyor. 2022'de patlak veren Ukrayna-Rusya savaşı sırasında Kahire'nin Moskova, Washington ve Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri, Batı ile Rusya arasındaki farklılıklara rağmen, bu çatışmanın neden olduğu ekonomik krizleri aşmak için dengeli bir şekilde devam etti.

Mısır Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Üyesi Mecdi Aşur, ‘Mısır'ın bölgede bir terörizm ve istikrarsızlık yuvasına dönüşeceğine dair uluslararası ve bölgesel korkularla gölgelenen, Müslüman Kardeşler’in feshedildiği dönemdeki dış durumunu hatırlama’ çağrısında bulundu.

Gvagag
Mısır Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Korgeneral Usame Askar, daha önce Ankara'ya yaptığı bir ziyaret sırasında resmi törenle karşılandı. (Mısır Askeri Sözcüsü)

Aşur, “30 Haziran'dan sonra devletin izlediği yol, Afrika'da başarılı dış ilişkiler kurmak, Gazze dosyası, Sudan ve Libya'daki krizlerin sona erdirilmesine katkıda bulunmak ve engellere rağmen Doğu ve Batı ile dengeli ilişkiler kurmak konusunda başarılı oldu” dedi.

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Muhammed Hicazi ise Şarku’l Avsat'a verdiği röportajda, Mısır'ın dış politikasının bu engelleri aşmadaki başarısının temellerini ortaya koydu. Hicazi, “Mısır'ın 30 Haziran'dan bu yana izlediği dış politika karşılıklı saygı, ülkelerin iç işlerine karışmama ve komşu ülkelerin istikrarını koruma üzerine kurulu kuralları benimsedi. Bu politika özellikle Türkiye gibi ilişkilerin gergin olduğu ülkelerle başarılı oldu” ifadelerini kullandı.

Hicazi'ye göre Mısır'ın söz konusu politikaları, ülkenin dış ilişkilerinin ilerlemesine ve Türkiye ile ilişkilerinin düzelmesine katkıda bulundu. Hicazi, ‘30 Haziran devriminden 11 yıl sonra Mısır'ın Rusya, ABD, Hindistan, Güney Kore ve Türkiye ile stratejik ilişkileri olduğunu’ belirterek “Tüm bunlar Mısır'ın dengeli dış politikaları olmadan başarılamazdı” dedi.

Yabancılaşmaile yüzleşmek

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi, ‘Mısır'ın 30 Haziran'dan sonra, o dönemde kendisine yanlış bir vizyonla bakan bazı dünya ülkeleriyle yaşadığı yabancılaşma durumuna rağmen, konumuna geri dönmeyi ve bölgesel ve uluslararası bir ayak izine sahip olmayı başardığına’ inanıyor.

Fehmi, “Mısır, 30 Haziran’dan sonra konumunu yeniden kazanmasında etkili olan iki yeni dış politika çevresi inşa etmeyi başardı. Bunlardan ilki Çin, Rusya ve diğerleriyle doğuya yönelmek, ikincisi ise 2019'da bir gaz forumu başlatarak ve Afrika'daki varlığını güçlendirmenin yanı sıra başta Kıbrıs ve Yunanistan olmak üzere Avrupa ile ilişkileri güçlendirerek pekiştirilen Doğu Akdeniz'di” dedi.

Bzhdhhdh
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'de ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile gerçekleştirdiği önceki görüşmelerinden birinde (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Söz konusu başarıyı, ‘Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'ye ve onun ilişki ve temaslarına dayanan cumhurbaşkanlığı diplomasisinin rolüne’ bağlayan Mısırlı akademisyen “Mısır’ın dengeli ve ılımlı diplomasisi ve gerçekçi stratejisi nedeniyle Türkiye ve Katar, Mısır ile ilişkilerini yeniden kurdu” ifadesini kullandı.

Ortak paydalar

El-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkiye uzmanı olan Kerem Said, ‘Mısır'ın dış politika yörüngesinin son halkası olan Türkiye-Mısır ilişkilerinin Temmuz 2023'te yeniden güçlenmesinin, Mısır'ın stratejik denge, ortak çıkarlar ve ihtilaflı konuları sıfırlama ilkesini benimsemesi sayesinde olduğu’ görüşünde.

Ankara ile ilişkilerin kesilmeden düşük seviyede devam ettiğini ve her iki ülkenin de ticari bağlarını koruduğunu belirten Said, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Sadece Mısır'da değil, Tunus, Libya ve diğer ülkelerde de siyasal İslam'ın gerilemesi ve bölgesel gelişmeler ve çatışmalardan kaynaklanan ortak paydaların varlığı ile iki ülkeyi yakınlaşmayı güçlendirmeye iten verimli bir ortam vardı” dedi.



Neden ABD'de diğer varlıklı ülkelerden daha fazla çocuk ölüyor?

ABD'li çocuk ve gençlerin ölüm nedenleri arasında silahlar üst sıralarda yer alıyor (AFP)
ABD'li çocuk ve gençlerin ölüm nedenleri arasında silahlar üst sıralarda yer alıyor (AFP)
TT

Neden ABD'de diğer varlıklı ülkelerden daha fazla çocuk ölüyor?

ABD'li çocuk ve gençlerin ölüm nedenleri arasında silahlar üst sıralarda yer alıyor (AFP)
ABD'li çocuk ve gençlerin ölüm nedenleri arasında silahlar üst sıralarda yer alıyor (AFP)

ABD'de neden diğer varlıklı ülkelerden daha fazla çocuk öldüğü sorusunun cevabı yeni araştırmada ortaya kondu.

19 yaşından küçük kişilerin yıllara göre ölüm oranlarını inceleyen araştırmacılar, ABD'de çocuk ölümlerinin yükselişte olduğunu buldu. Çalışmanın ortak yazarı Dr. Steven Woolf durumu "Bir çocuğun 20 yaşını görme ihtimali artık azalıyor" sözleriyle ifade ediyor. 

JAMA Pediatrics adlı hakemli dergide pazartesi günü yayımlanan araştırmada 1999-2019'da ABD'de kaydedilen çocuk ölümleri Kanada, Avustralya, Japonya ve 13 Avrupa ülkesiyle karşılaştırıldı. 

Bilim insanları bu ülkelerdeki ölümlerle ABD'dekiler arasındaki farkı, nüfusa göre kıyasladı. Veriler, ABD'de her yıl ortalama fazladan 20 bin çocuk ölümü gerçekleştiğini gösteriyor.

Bu sayının yarısından fazlasını, bir yaşından küçük bebekler oluşturuyor. ABD'de yılda bin canlı doğum başına 5,56 bebek ölümü kaydedilirken, onu 4,39'la Kanada takip ediyor. Çalışmadaki çoğu ülkede 3'ün altında seyreden oranın en düşük olduğu ülke 1,7'yle Japonya.

Araştırmacılar fazladan ölümlerin, ani bebek ölümü sendromu ve bebek cinayetleri oranının diğer gelişmiş ülkelere kıyasla nispeten yüksek olmasıyla açıklanabileceğini söylüyor. 

Uzmanlar bebek ölümlerini azaltmak için yeni doğum yapan annelere daha fazla destek sağlanmasını öneriyor. 

Çalışmada 2009'dan 2019'a kadarki dönemde fazladan ölümlerin en çok arttığı grubun 10 ila 19 yaşındaki çocuklar olduğu kaydedildi. Araştırmacılar trafik kazalarının yanı sıra ateşli silahlara ve uyuşturucuya kolay erişilmesini işaret ediyor. 

Daha önceki çalışmalarda ergenlik dönemindeki çocuklarda hem cinayet hem de intihar oranlarının arttığı bulunmuştu. Woolf internette zorbalığa uğramanın intiharlarda payı olabileceğini düşünüyor. 

Araştırmacılar ülkedeki opioid ve fentanil kullanımının da önemli bir faktör olduğunu söylüyor. Woolf şöyle diyor: 

ABD'yle diğer ülkelerin düzenlemeleri arasında, tehlikeli ürünlerin yaygınlaşmasına izin veren bir fark var.

Makalenin bir diğer yazarı Julie Gaither ise daha küçük çocukların da uyuşturucu yüzünden hayatını kaybettiğine dikkat çekerek "Gördüğümüz fentanil kaynaklı ölümlerin çoğu, okul çağında bile olmayan çocuklarda meydana geldi" diyor:

Eğer yürüyecek yaştalarsa yere düşen bir şeyi yerden alıyorlar ya da annelerinin çantasına dalıyorlar.

Gaither ayrıca bazı durumlarda çocuğa kasten opioid verildiğini de belirterek "Bunların kötü niyetli olup olmadığı her zaman net değil" diyor.

Sağlık uzmanları ABD'deki opioid salgınının ulusal çapta bir acil durum teşkil ettiğini ifade ediyor.

TÜİK'in 2022 verilerine göre Türkiye'de 1-17 yaş grubundaki birincil ölüm nedeni dışsal yaralanma ve zehirlenme. Ayrıca 2009'da binde 13,9 olan bebek ölüm hızının 2022'de binde 9,2'ye düştüğü kaydedilmişti.

Independent Türkçe, NBC News, Daily Mail, JAMA Pediatrics, TÜİK