DEAŞ gelinlerini anlatan oyuna terör cezası

6 yıllık hapis kararı, Rusya'daki sanatsal özgürlüğe dair endişe yarattı

8 Temmuz 2024'te Yevgenia Berkovich ve Svetlana Petriychuk, Moskova'daki mahkemede duruşmaları sırasında (Reuters)
8 Temmuz 2024'te Yevgenia Berkovich ve Svetlana Petriychuk, Moskova'daki mahkemede duruşmaları sırasında (Reuters)
TT

DEAŞ gelinlerini anlatan oyuna terör cezası

8 Temmuz 2024'te Yevgenia Berkovich ve Svetlana Petriychuk, Moskova'daki mahkemede duruşmaları sırasında (Reuters)
8 Temmuz 2024'te Yevgenia Berkovich ve Svetlana Petriychuk, Moskova'daki mahkemede duruşmaları sırasında (Reuters)

Moskova'da bir askeri mahkeme, DEAŞ gelinleri hakkında bir oyunun Rus yazarını ve tiyatro yönetmenini "terörü meşrulaştırmaktan" suçlu buldu ve ikisine de 6 yıl hapis cezası verdi.

Svetlana Petrichuk ve Yevgenia Berkovich, 2010'ların ortalarında terör örgütü savaşçılarıyla evlenmek üzere Suriye'ye giden Rus kadınlardan ilham alan Cesur Şahin Finist (The Brave Falcon Finist) isimli bir oyun yaptıkları için hüküm giydi.

44 yaşındaki Petrichuk ve 39 yaşındaki Berkovich cezalarına itiraz etmeye niyetli.

Bir kısmı kapalı kapılar ardında yürütülen duruşmaları, ülkedeki sanatsal özgürlük hakkında endişe yarattı.

Petrichuk ve Berkovich'e, cezası hapiste 7 yıla kadar çıkabilen terörü meşrulaştırma suçundan dava açıldı ve savcılar oyunun DEAŞ'ı olumlu yansıttığını savundu.

Sanatçılar suçlamaları reddetti. Berkovich duruşmalardan birinde, oyunu terörizmi önlemek için sahneye koyduğunu söyledi. Bu iddia oyunu, yapımda tasvir edilenlere benzer olayları engellemek için yazdığını söyleyen Petriychuk tarafından yinelendi.

Rus haber ajansı RBC'ye konuşan Berkovich "Seçilen kelimelerinin benimle ne ilgisi olduğuna dair kesinlikle hiç fikrim yok" dedi.

Hiçbir zaman radikal veya başka tür bir İslam'ı benimsemedim.

Avukatları, oyunun Rusya Kültür Bakanlığı tarafından desteklendiğini ve Rusya'nın en prestijli tiyatro ödülü olan Altın Maske'yi bile kazandığını söyledi.

Avukatlardan Ksenia Karpinskaya, mahkumiyet kararını "tamamen yasadışı" ve "adaletsiz" diye nitelendirdi ve temyize gideceklerini söyledi fakat "umudun az" olduğunu itiraf etti.

Petriychuk'un avukatına göre oyun, 2019'da Sibirya'da bir kadın hapishanesindeki mahkumlara okunmuştu ve devlet cezaevi hizmetleri, internet sitesinde oyunu övmüştü.

Tutuklanmalarından sonra Novaya Gazeta gazetesi tarafından sanatçılara destek için başlatılan açık mektup halihazırda 16 binin üzerinde imza topladı.

Destek grubu, "Zhenya! Svet!" diye tezahürat yaparak Yevgenia Berkovich ve Svetlana Petryichuk'u taşıyan cezaevi aracına eşlik ediyor. Yönetmen ve oyun yazarı Cesur Şahin Finist oyunu yüzünden 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Mektupta, oyunun "tamamen açık terör karşıtı bir mesaj barındırdığı" yer alıyor.

Hapis cezalarının yanı sıra iki kadının tahliye edildikten sonra üç yıl boyunca internet sitesi yönetmeleri yasak. Mayıs 2023'ten beri tutuklular ve cezalarını bir ceza kolonisinde çekecekler.

Önemli Rus sanatçıların da içinde yer aldığı destekçileri, kararın Berkovich'in savaş karşıtı şiirleriyle ilgili olabileceğini savunuyor.

Rusya hükümetinin, 2022'de Ukrayna'nın işgalinden sonra sanat camiası üzerinde baskılarını artırdığı söyleniyor.

Independent Türkçe



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Trablus’ta Ulusal Gençlik Konferansı düzenlendi

Trablus'taki NFUP toplantısına katılan gençler
Trablus'taki NFUP toplantısına katılan gençler
TT

Trablus’ta Ulusal Gençlik Konferansı düzenlendi

Trablus'taki NFUP toplantısına katılan gençler
Trablus'taki NFUP toplantısına katılan gençler

Trablus’ta Ulusal Birlik ve Barış Forumu (NFUP) çatısı altında Ulusal Gençlik Konferansı düzenlendi. 4 Aralık 2025 tarihinde düzenlenen konferansa, ülkenin dört bir yanından yüzlerce Libyalı genç katıldı. Bu ay gerçekleştirilen iki ulusal etkinliğin (15 Kasım’daki Ulusal Forum ve 22 Kasım’daki Kadın Konferansı’nın) ardından gerçekleşen konferans, Libya toplumunda yenilenen bir sivil katılım dalgasını yansıtıyor.

Konferansa Libya’nın tüm bölgelerinden gelen katılımcılar, gençlerin ülkenin geleceğinin şekillendirilmesindeki merkezi rolünü vurguladı. Tartışmalar, ulusal kimlik, kurumsal istikrar ve uzun vadeli ekonomik fırsatlar ile kalkınmayı destekleyecek net bir çerçeve ihtiyacı üzerine odaklandı.

Organizatörler, etkinliğin, Prens Muhammed el-Hasan er-Rıza es-Senusi tarafından başlatılan Ulusal Diyalog girişiminin bir devamı olduğunu belirtti. Daha önce İstanbul, Londra, Roma, Paris ve Madrid’de düzenlenen oturumlar, farklı bölgelerden Libyalıları bir araya getirerek birlik, anayasal ilkeler ve ulusal iyileşme yolları konularını müzakere etmeyi amaçlamıştı. Bugünkü konferans ise bu diyalog sürecinin Libya içinde gençler tarafından yönetilen organize bir katılım biçimine dönüşmesinin ilk geniş kapsamlı örneği olarak değerlendirildi.

Prens Muhammed el-Hasan er-Rıza es-Senusi, konferansa video konferans yöntemiyle katılarak Libyalı gençleri selamladı ve ülkenin geleceğini şekillendirme sürecine aktif olarak katılmaya devam etmeleri için cesaretlendirdi. Konuşması, gençlerin istikrar, fırsatlar ve ulusal dayanışma konusundaki beklentilerini dile getirdiği bir dizi katkıya zemin oluşturdu.

Ulusal Gençlik Konferansı’nda, organizasyon komitesi üyesi Eymen Şili, genç hareketin yükselen dinamizmi hakkında şunları söyledi: “Libyalı gençler, artık ülkemizin geleceğini başkalarının belirlemesini beklemiyor. Net bir vizyon ve kararlı bir irade ile birlik, güçlü kurumlar ve gerçek ulusal katılıma dayalı bir Libya inşa etmek için ilerliyoruz.”

Konferans boyunca sıkça gündeme gelen konulardan biri, Libyalı gençlerin 1951 Bağımsızlık Anayasası’na olan artan ilgisiydi. Katılımcıların çoğu, bu anayasayı ‘en geniş kabul gören ulusal çerçeve’ olarak nitelendirdi. Bazı katılımcılar, anayasanın resmi olarak iptal edilmediğine ve bu nedenle tarihsel ve hukuki önemini koruduğuna dikkat çekti. Konuşmacılar, anayasanın erken dönemde devlet kurumlarının kuruluşunda, ulusal hakların belirlenmesinde ve bağımsızlık sonrası Libya’nın ilk kalkınma aşamasının desteklenmesinde oynadığı rolü vurguladı.

Libya Gençlik Parlamentosu Başkanı İbrahim el-Huveyci, bu yeniden ilgi hakkında şunları söyledi: “Bizim jenerasyonumuz, gerçek ilerlemenin sağlam bir temele ihtiyaç duyduğunu biliyor. 1951 Anayasası ve Prens Muhammed el-Hasan er-Rıza es-Senusi’nin ortaya koyduğu vizyon, Libyalıları birleştirebilecek ve gençlere modern ve güvenli bir devlet inşa etmeleri için gerekli araçları sunabilecek ulusal bir çerçeve sağlıyor.”

Katılımcılar ayrıca, mevcut genç hareketinin Libya’nın geleceğini şekillendirmeye katkı sağlamak için tamamen yerel bir girişim olduğunu vurguladı. Ulusal diyaloğun önemine dikkat çeken gençler, istikrarlı ve birleşik bir Libya’nın ekonomik büyüme, eğitimde ilerleme ve gelecek nesil için çağdaş fırsatlar sunabileceğini belirtti.

Türkiye’deki ilgili gözlemciler de Libya’nın istikrarı ve ekonomik potansiyeline duyulan ilgi nedeniyle gelişmeleri yakından takip ediyor. Güçlü ve kurumsal bir Libya’nın, bölgesel iş birliği, Akdeniz’de enerji ve ticaret yolları ile Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz’de bölgesel güvenlik açısından önemli bir unsur olduğu ifade ediliyor. Türk gözlemcilere göre gençlerin sivil sürece artan katılımı, Libya’da daha sürdürülebilir ve kapsayıcı bir ulusal yolun oluşmasına katkı sağlayabilir.

Konferans, katılımcıların, birliği güçlendirme, sosyal dayanışmayı destekleme ve Libya genelinde yapıcı diyaloğu teşvik etme hedefiyle ulusal girişimlere aktif katılımı sürdürme kararlılığını vurgulamasıyla sona erdi. Organizasyon yetkilileri, gençlerin katılımının, yükselen neslin beklentilerine uygun bir gelecek inşa edilmesinde ve bölgesel istikrara katkı sağlamada temel unsur olmaya devam edeceğini ifade etti.


İrlanda'daki anne ve bebek tesisinde mezarlık bulundu: "796 ceset olabilir"

İrlanda'nın Tuam bölgesindeki bir anne ve bebek evinde yaklaşık 800 çocuğun öldüğünü keşfeden Catherine Corless tarafından yapılan bir maket (AP)
İrlanda'nın Tuam bölgesindeki bir anne ve bebek evinde yaklaşık 800 çocuğun öldüğünü keşfeden Catherine Corless tarafından yapılan bir maket (AP)
TT

İrlanda'daki anne ve bebek tesisinde mezarlık bulundu: "796 ceset olabilir"

İrlanda'nın Tuam bölgesindeki bir anne ve bebek evinde yaklaşık 800 çocuğun öldüğünü keşfeden Catherine Corless tarafından yapılan bir maket (AP)
İrlanda'nın Tuam bölgesindeki bir anne ve bebek evinde yaklaşık 800 çocuğun öldüğünü keşfeden Catherine Corless tarafından yapılan bir maket (AP)

Maira Butt 

Geçmişte İrlanda'nın Galway Kontluğu'nun Tuam bölgesinde bekar anneler ve çocuklarının kullanımına ayrılmış bir kuruluşta, bir mezara dair kanıtlar bulundu.

Anne ve bebek evi, yerel tarihçi Catherine Corless'in başını çektiği araştırmanın, 796 bebek ve küçük çocuğun defin kaydı olmadan orada öldüğünü ortaya koymasının ardından, 2014'te uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmişti.

Temmuzda tesisteki çalışmalarına başlamasından bu yana dördüncü güncellemesini yapan Tuam Yetkili Müdahale Direktörlüğü (Office of the Director of Authorised Intervention, Tuam/ODAIT), "Bu bölgedeki mezarların varlığı artık doğrulandı" diye yazdı.

1925'ten 1961'e kadar faaliyet gösteren tesisin kenarında "çocuk veya bebek büyüklüğünde mezarlar" bulunduğu yeni güncellemede belirtildi:

Mezarların yerleşimi ve büyüklüğü, tesisin bu bölümünde anne ve bebek kurumunun faaliyet gösterdiği zamandan kalma bir mezarlık bulunduğuna dair tutarlı bir kanıt.

İlk değerlendirmelere göre kazıda 4 grup bebek kalıntısı bulundu ve bunlar hepsi geçen ay keşfedilen tabutlara gömülmüş 7 grup insan kalıntısına eklendi. Adli analiz çalışmaları sürdürülüyor.

ODAIT'in aktardığına göre, tarihi belgeler bir mezarlık olasılığını işaret etse de bunun varlığına dair ilk işaretler zemin veya yüzey seviyesinde görünmüyordu.

2017'de yürütülen resmi bir soruşturmada, tesisin başka bir yerine sadece 100 metre mesafedeki yeraltı odalarında "önemli miktarlarda" insan kalıntısı bulunmuştu.

ODAIT Direktörü Daniel MacSweeney, cesetlerin kimlere ait olduğunun belirlenmesi için en az 160 kişinin DNA örnekleri vermeyi teklif ettiğini RTÉ'ye söyledi:

Deneyimlerimden biliyorum ki bazen kalıntıların keşfi, insanların öne çıkması için bir katalizör görevi görebilir.

Görsel kaldırıldı.Pembe dikdörtgenle çevrilen alan, kazı çalışmalarında mezarlara dair kanıtların bulunduğu çadırı gösteriyor (ODAIT)

2021'de İrlanda lideri Micheal Martin, ülke genelindeki anne ve bebek evlerine yerleştirilen kadın ve çocuklara gösterilen muameleden dolayı devlet adına özür dilemişti.

Bu özür, evlilikdışı hamile kalan anneleri barındıran 18 anne ve bebek evinde 9 binden fazla çocuğun öldüğü sonucuna varılan bir soruşturmanın nihai raporunun ardından gelmişti.

İrlanda parlamentosunda "Orada olmamalıydılar" demişti:

Devlet sizi, bu evlerdeki anneleri ve çocukları hayal kırıklığına uğrattı.

Bu evlerdeki tüm çocukların yüzde 15'inin hastalık ve mide gribi gibi enfeksiyonlardan öldüğü, raporda belirtilmişti. Bu rakam, ülke çapındaki bebek ölüm oranının neredeyse iki katı.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news/uk