Ankara, Erdoğan ile Esed'in Moskova'da görüşeceği yönündeki haberleri yalanladı

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, 2009 yılında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Şam'da kabul etti. (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, 2009 yılında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Şam'da kabul etti. (Arşiv)
TT

Ankara, Erdoğan ile Esed'in Moskova'da görüşeceği yönündeki haberleri yalanladı

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, 2009 yılında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Şam'da kabul etti. (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, 2009 yılında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Şam'da kabul etti. (Arşiv)

Ankara, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in önümüzdeki ay Moskova'da bir araya geleceği yönündeki haberleri yalanladı.

Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir kaynak, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile Moskova'da görüşeceği yönündeki haberler asılsızdır ve gerçeği yansıtmamaktadır” ifadesini kullandı.

Türk yetkilinin bugün (salı) Türk basınında yer alan açıklaması, hükümete yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesinin bir gün önce yayınladığı, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin 2011 öncesine döndürülmesi çerçevesinde Erdoğan ile Esed arasında yapılacak görüşmenin önümüzdeki ağustos ayında Moskova'da gerçekleştirileceği haberine yanıt olarak geldi.

Gazetenin yazarı Dilara Aslan, iyi bilgi sahibi Türk kaynaklara dayanarak, Erdoğan ile Esed arasındaki ilk görüşmenin önümüzdeki ağustos ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in arabuluculuğunda Moskova'da gerçekleşmesinin beklendiğini aktardı.

Aslan, “Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani'nin, Erdoğan ile Esed arasındaki görüşmeye katılması istenecek. Ancak İran'ın davet edilmemesi bekleniyor” dedi.

Türk kuvvetlerinin Suriye topraklarından çekilmesi konusunun bir önkoşul olarak gündeme getirilmeyeceğini ifade eden Aslan, bu konunun Erdoğan ile Esed arasında gerçekleşecek daha sonraki görüşmelerde ele alınacağını belirtti.

Diğer taraftan Esed, ‘Suriye'nin çıkarına olacaksa’ Erdoğan ile görüşmeye hazır olduğunu açıkladı. Ancak önemli olanın görüşme değil, görüşmeden çıkacak sonuç olduğunu vurgulayan Esed, Türkiye'nin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesinin bir talep ya da koşul olarak değil, bir ilke meselesi ve uluslararası hukuk çerçevesinde Suriye egemenliğinin gerektirdiği bir şey olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.

Ankara ise şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye'den çekilmesi konusunda ısrar etmenin ‘anlamsız’ olduğunu ifade etti.

Vzvb
Türkiye'den sınır dışı edilmek üzere gözaltına alınan Suriyeliler (SOHR)

Savunma Bakanı Yaşar Güler, Suriye'de istikrar sağlandığında ve Suriye rejimi ile muhalefet yeni bir anayasa ve serbest seçimler üzerinde anlaştığında Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığına son vereceğini söyledi.

Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı ile koordinasyon halinde Esed'i Türkiye'yi ziyaret etmeye davet etmekten ve ardından Türkiye'de ya da üçüncü bir ülkede bir toplantıya davet etmekten birden fazla kez bahsetti.

Türkiye, Suriye ordusunun şu anda ortak sınırı güvence altına alma ve güney sınırında ‘terörist’ olarak tanımladığı ayrılıkçı Kürt oluşumunun tehdidini önleme kapasitesine sahip olmadığına inanıyor.

Vbbb
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Ahmet Yıldız, Suriye'de kötüleşen insani durum konusunda uyarıda bulundu. (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Ayrılıkçılığın meşrulaştırılmasına karşı uyarı

Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Ahmet Yıldız, terör örgütü PKK ve onun Suriye kolu olan Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) en büyük bileşeni YPG’nin Suriye'deki ayrılıkçı gündemi desteklemeye çalıştığını söyledi.

Yıldız, “Terör örgütlerine meşru aktörler olarak muamele edilmemelidir” diyerek, ABD ve Batı'nın DEAŞ'a karşı mücadelede müttefik olarak YPG'ye verdiği desteğe atıfta bulundu.

Pazartesi gecesi BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye'deki siyasi ve insani duruma ilişkin bir oturumda konuşan Yıldız, Suriye'deki insani durumu ‘dehşet verici’ olarak nitelendirdi. Yıldız, durumun giderek kötüleştiğini ve dörtte biri ülkenin kuzeybatısında yaşayan 16,7 milyon insanın insani yardıma muhtaç olduğunu belirtti.

Bbbb
 Suriye'nin kuzeyinde 6 Şubat depreminden kurtulanların barındığı bir kamp (Reuters)

Suriye'deki insani durumun sonuçlarının sadece Suriye'yi değil, bölgeyi ve ötesini de etkilediğini vurgulayan Yıldız, yeni bir mülteci hareketi uyarısında bulundu.

Yardımların sağlanması için sürdürülebilir finansman çağrısında bulunan Yıldız, ülkesinin insani yardımların sınır ötesinden kuzeybatı Suriye'ye ulaştırılması konusunda BM ile iş birliğini sürdüreceğini vurguladı. Uluslararası toplumu, Suriye'deki kötüleşen durumu göz önünde bulundurarak, siyasi, güvenlik ve insani perspektiflerden bütüncül bir vizyonla, çatışmaya kalıcı bir çözüm bulunması için acilen harekete geçmeye çağırdı.

Münbiç'te tansiyon yükseliyor

Bu arada Halep'in kuzey ve kuzeydoğu kırsalında Türk güçleri ve Ankara yanlısı Suriye Milli Ordusu grupları tarafından kontrol edilen bölgeler ile Münbiç Askeri Konseyi ve SDG'ye bağlı Afrin Kurtuluş Güçleri tarafından kontrol edilen bölgeler arasındaki temas hatları üç haftadır şiddetli bir gerilime sahne oluyor.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), özellikle Türkiye yanlısı grupların saflarında çok sayıda ölü ve yaralı olduğunu bildirdi.

Türk güçleri ve Türkiye yanlısı gruplar, pazartesiyi salıya bağlayan gece, Münbiç Askeri Konseyi ve Afrin Kurtuluş Güçleri’nin tekrarlanan sızma girişimlerine karşılık olarak Azez kentinden El Bab kentine kadar temas hattı boyunca birçok ekseni ağır toplarla bombaladı.

Münbiç Askeri Konseyi, Halep'in doğusundaki Münbiç kırsalında Türk güçlerine ait iki insansız hava aracını (İHA) düşürdü.

Türkiye yanlısı gruplar da Münbiç kırsalındaki bazı köylerde Münbiç Askeri Konseyi mevzilerine sızmaya çalıştı.



Hizbullah ateşkes sonrası döneme siyasi olarak hazırlanıyor

Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, 20 Kasım 2024 (Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, 20 Kasım 2024 (Reuters)
TT

Hizbullah ateşkes sonrası döneme siyasi olarak hazırlanıyor

Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, 20 Kasım 2024 (Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, 20 Kasım 2024 (Reuters)

Her türden siyasi güç, Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım'ın kendisini bir kez daha Taif Anlaşması şemsiyesi altında konumlandırdığını yinelemesiyle uğraşıyor. Çünkü Kasım, 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının uygulanmasına hazırlık olarak İsrail'in girdiği bölgelerden çekilmesiyle birlikte Güney Lübnan'a sükunetin geri dönmesinden sonraki aşamaya yaklaşımında yol haritasının ana başlıklarını tanımlayarak ABD'nin ateşkese ulaşma vaatlerinin önüne geçmek istedi.

Siyasi kaynakların Şarku’l Avsat'a aktardığına göre Kasım'ın ateşkes sonrası sahneye yaklaşımında tanımladığı maddeler, Hizbullah'ın yönelimlerine Lübnanlılığı siyasi faaliyette bulunma noktasına kadar ekleme arzusuna işaret ediyor. Buna karşılık, Lübnanlılar arasında bölünmeye neden olan tek taraflı Gazze Şeridi'ni destekleme kararının yol açtığı tepkilere ilişkin değerlendirmeleri ışığında bölgede olup bitenlerle ilgilenme düzeyi azalıyor.

Kaynaklar, Hizbullah'ın Gazze Şeridi'ni destekleme kararının dayattığı gerçekleri görmezden gelemeyeceğine inanıyor. Bunların başında direniş eksenindeki müttefiklerinin desteğinden yoksun olması geliyor. Bu çatışmada Hizbullah neredeyse tek başınaydı. Hizbullah'ın Meclis Başkanı Nebih Berri'ye Amerikalı arabulucu Amos Hochstein ile müzakere yetkisi vermesi ve güneyi sükûnete kavuşturacak bir taslak üzerinde anlaşmaya varmaları, kaçınılmaz olarak Gazze Şeridi ve Güney Lübnan cephelerini birbirine bağlayacak ve Hamas'ı destekleyecek bir taslağa yer olmadığı anlamına geliyor.

Hizbullah'ın geri çekilişi

Aynı kaynaklar Hizbullah'ın taslağa itiraz etmemesinin, Litani'nin güneyindeki konuşlanma alanını boşaltmayı ve geri çekilmeyi zımnen kabul ettiği anlamına geldiğine işaret ediyor. Buna ek olarak, Ağustos 2006'da 1701 sayılı kararın kabul edilmesinden bu yana yürürlükte olan angajman kuralları ve bu kuralların uygulanmasını kontrol altında tutan terör dengesi de iptal edilmiş oldu.

Aynı kaynaklar Hizbullah'ın içe çekilmekten başka çaresi olmadığını ve şu ana kadar elde edilenlerin ABD'nin vaatlerine bağlı bir ateşkese varmakla sınırlı kaldığını söylüyor. Lübnan-Suriye sınırı, ordunun Refik Hariri Uluslararası Havaalanı'nda uyguladığı modele uygun olarak kontrol edilmesine ve Lübnan'a ve Lübnan'dan her türlü kaçakçılığın önlenmesine karar verilmesinin ardından artık Hizbullah'a silah sevkiyatına açık değil. Diğer yandan Suriye rejimi, uluslararası toplumla ilişkilerini düzeltmek ve ABD'nin Sezar Yasası kapsamında kendisine uyguladığı yaptırımların kaldırılmasını sağlamak amacıyla bu eksenden çekildiği için direniş ekseni aktif bir varlık gösteremedi.

Laricani

Bu bağlamda kaynaklar, İran Dini Lideri’nin kıdemli danışmanı Ali Laricani'nin Beyrut ziyareti sırasında kendisiyle görüşen direniş ekseninden bir heyete söyledikleri üzerinde duruyor: “İran Lübnan'a yardım ulaştırmak istiyor, ancak kara, deniz ve havadan bize uygulanan abluka yardım göndermemizi engelliyor. Yeniden inşada ortak olduğumuzu vurgulamaktan başka çaremiz yok.”

Hizbullah'ın Lübnan'ı güvenli bir liman haline getiren Taif Anlaşması'na katılmasının, direniş ekseninin yanında yer alması nedeniyle bozulan Lübnan-Arap ilişkilerinin düzeltilmesi ve Lübnan'ın bölgede yaşanan çatışmalardan uzak tutulması yerine mesajların verildiği bir platform haline getirilmesi bağlamında eleştirel bir gözden geçirme olup olmadığı soruluyor. İsrail geniş alanları tahrip etmeye devam ederken ateşkesi kabul etmekteki isteksizliğine rağmen ateşkese varmaktan başka çaresi olmadığına mı ikna oldu? Bu da Amerikan vaatlerinin akıbeti sorusuna kapı açıyor. Peki savaşın sona erdiğini ilan etmek için doğru zamanı seçmek Tel Aviv'in mi elinde?

Taif Anlaşması çatısı altında konumlanma

Kaynaklar, Berri'nin Hizbullah’a, içe dönmesi ve kendisini Taif Anlaşması çatısı altında konumlandırması tavsiyesinde bulunma rolünü de göz ardı etmedi. Özellikle de uluslararası toplum tüm bileşenleriyle muhalefete Lübnan'ın birikmiş krizlerinden kurtulması için iş birliği yapması yönünde el uzatmasını tavsiye ederken…

Hizbullah'ın Gazze Şeridi'ne verdiği destekle aynı döneme denk gelen gelişmelere karşı temkinli olduğunu söyleyen kaynaklar, Hizbullah’ın İran'ın müdahalesine oynadığı bahsin yanlış olduğu gerçeği ışığında hesaplarını yeniden gözden geçirmeye karar verip vermediğini soruyor. İran, bölgedeki konumunun zayıflaması ihtimalini göz önünde bulundurarak rejimi korumak ve muhafaza etmekle ilgileniyor.

Dolayısıyla Hizbullah'ın Taif Anlaşması’nı restore etme kararı, kaynaklara göre sahip olduğu artı gücün siyasi denklemde harcanmayacağını anladıktan sonra Lübnan'ı kurtarmak için çözüm arayışında siyasi harekete katılmaya istekli olduğu anlamına geliyor. Ateşkes sağlanır sağlanmaz ülkenin yeni bir siyasi aşamaya girmeye hazır olmasıyla birlikte, 1701 sayılı kararın uygulanması için üzerinde anlaşmaya varılanları hayata geçirmeyi üstlenecek cumhurbaşkanının seçilmesine öncelik verecek şekilde, başta muhalefet olmak üzere ülkedeki ortaklarıyla iletişime geçecek kanalların aranmasına ihtiyaç var.

Bu nedenle, Kasım'ın Hizbullah'ı yeni bir siyasi aşamaya taşımaya hazırlanırken çizdiği yol haritasına muhalefetten ya da merkezcilerden gelebilecek tepkilere yer açmak için sabırlı olmak gerekiyor. Bunun için de muhaliflerine kabadayılık taslamaması, cumhurbaşkanının seçimini durgunluktan çıkarmak ve Taif Anlaşması’nın uygulanmasını tamamlamak için açık, esnek ve gerçekçi olması gerekiyor. Bunun karşılığında da kendisine aynı şekilde davranılmalı ve Gazze Şeridi'ni destekleme tekelinden önceki gücünün artık geçmişteki gibi olmadığı bahanesiyle ülkenin kurumlarını restore etme konusunda kendisini zayıflatmak istediklerini düşündürecek şekilde hareket edilmemelidir. Öyle ki İran'ın etkisinin azalması, direniş ekseninin vurucu gücünü oluşturan ve bölgedeki en güçlü kolu olduğu için Hizbullah'a destek sağlamada mütevazı sınırlarda bile olsa bir rol oynamayan arenaların birliğinin etkisizliği ile bağlantılı olarak ortaya çıktı. Dolayısıyla, devlet projesine yeniden kazandırmak için İran'ı kucaklamaya ihtiyaç var.