Ey Hasan Nasrallah! Öğrenin ki daha sonra “bilmiyordum” demeyin!

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah (AFP)
TT

Ey Hasan Nasrallah! Öğrenin ki daha sonra “bilmiyordum” demeyin!

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah (AFP)

Seyyid Muhammed Ali el-Huseyni

Aslında bu mesajı yazarken boyutlarının farkında olduğumuz ve amacı dışında yorumlanmasından korktuğumuz için çok tereddüt ettik. Ancak doğru olanın bu olduğunu düşünerek iyiye yöneldik.

Sayın Seyyid Hasan Nasrallah, mesajımızın size ulaşacağından ve okuyacağınızdan eminiz.

Ne kadar bilgili olduğunuzu ve olup bitenleri ne kadar yakından takip ettiğinizi biliyoruz. Bunun sizin meşguliyetiniz olduğu kesin.

Ancak tarih boyunca liderlerin büyük çoğunluğunun aşağıdaki iki sebepten ötürü halkları için kayıplara, yenilgilere ve hatta felaketlere ve uluslarının yıkımına yol açan zayıflıklara sahip olduğunu da hatırlatalım:

1- Pervasızca davranmaya neden olan kibir ve mutlak güven.

2- Kendilerinin danışmanlardan daha bilgili ve anlayışlı olduklarını düşündükleri için tavsiye almamaları.

Sevgili ülkemiz Lübnan'ı ve halkımızı önemsiyoruz. Bundan dolayı görevimiz ve size karşı bir argüman olduğu için tavsiyelerde bulunmak, özellikle de dikkate alacağınızı umduğumuz hususlara işaret etmek zorundayız.

Her şeyden önce, 7 Ekim'den sonra İsrail'in hakkında bildiğiniz her şeyle birlikte o tarihten önceki ile aynı olmadığını bilmelisiniz. Dolayısıyla 1993, 1996 ya da 2006 savaşları gibi önceki deneyimlere güvenemezsiniz. İsrail, bugün var olma ve caydırıcılığı yeniden tesis etme savaşı sloganı altında savaşıyor.

Bu yüzden İsrail'in savaş tarihinde ilk kez bu kadar çok insan öldü ve yaralandı. Savaş on ayı aşkın bir süredir devam ediyor. Bu tür durumlar istisnai durumlardır ve geleceği tahmin etmek için geçmişe dair bir okuma yapmak güvenilir olmaz.

Lübnan’ın güneyindeki köyler ve kasabalar on ayı aşkın bir süredir, Lübnan'a ve vatandaşlarına herhangi bir ufuk açmayacak ve fayda sağlamayacak şekilde her gün yıkıma, ölüme, ekinlerin yakılmasına ve yerinden edilmelere sahne oluyor. Lübnanlılara sorulsa hepsi bir ağızdan “Durun! Hiçbir çıkarımız, menfaatimiz ve yararımız olmayan bir savaş istemiyoruz” diyeceklerdir.

Sayın Nasrallah, tarihin hatırı için zamanın tükenmekte olduğunu biliyorsunuz ve bu sizin kendi meseleniz, ancak ülkemiz ve halkımız da bizi ilgilendiriyor. Bu yüzden size tüm şeffaflığımızla, dürüstlüğümüzle ve güvenilirliğimizle olan biteni anlatacağız.

Güney cephesini açmayı reddettiğiniz için tüm diplomatik çabalar tükendi. Bu bir tehdit değil, herhangi bir caydırıcılık olmaksızın Lübnan'a ve halkına verilecek askeri tepkiler ve yıkım konusunda bir tavsiyedir.

Allah şahidim olsun ki İsrail'in geleneksel olmayan silahlar kullanacağını biliyorum ve siz de savaşın Lübnan'da durmayacağını, 1982 yılında Beyrut'un düştüğü gibi düşecek olan Şam'a kadar uzanacağını bilin.

Halkımızın çektiği acılar ve trajedi bu kez görülmemiş boyutlarda olacak. İnsanların barınabileceği bir yer olmayacak, yardım sağlanamayacak, Suriye ile havaalanı, liman ya da kara yolu bağlantısı olmadığından tedarik yolları olmayacak. Kuşatma uzun ve çok sert olacak. Uyuyan hücrelerin harekete geçeceklerini söylememe bile gerek yok ki, sayıları da çok fazla.

İsrail nükleer bir devlet ve Lübnan’da sizinle savaştığında tüm Batı ülkeleri onun yanında yer alacak. Bu yüzden İsrail'in öfkesinin sınırlı kalacağı ve Lübnan'ın tamamına saldırmayacağı yönündeki uluslararası güvenceler sizi aldatmasın. Başta Şiiler olmak üzere, tüm Lübnanlılar bunun bedelini ağır ödeyecek. Savaş sonrası Lübnan’ın geleceği için hazırlanacak projeler Şiilerin dışlanması ve marjinalleştirilmesi üzerine inşa edilecek.

Tüm samimiyetimle söylüyorum ki, Lübnan'a yönelik bir savaşın eli kulağındadır. Askeri operasyonları derhal durdurmak ve bunu açıkça ilan etmek gibi cesur ve tarihi bir karar alarak ve Lübnan ordusunun sınırlarda tüm sorumluluğu üstlenmesine izin vererek bunu durdurabilir ve ülkemizi yıkımdan ve vatandaşlarımızı yok olmaktan kurtarabilirsiniz.

Aksi takdirde, İsrail ordusunun Lübnan'da yapacağı her şeyin tüm sorumluluğu size ait olacak ve Lübnan'ın yıkımından ve dökülecek tüm kandan siz sorumlu olacaksınız.

Akıl ve şer’i hükümler, kendimizi ölüme atmamamızı gerektirir. Dini sorumluluğunuz o kadar büyük ki, ne kendinizi ne de bir halkı ve bütün bir ülkeyi ateşe atabilirsiniz.

Bu benim hem size tavsiyem hem de size karşı argümanım.

Ey Allah'ım, ben ona bildiklerimi bildirdim, sen şahitsin.



Rapor: İsrail, Batı Şeria'nın Cenin kentindeki askeri operasyonunu sonlandırdı

 İsrail'in Cenin mülteci kampındaki askeri operasyonunun onuncu gününde cenaze törenine katılan Filistinliler (EPA)
İsrail'in Cenin mülteci kampındaki askeri operasyonunun onuncu gününde cenaze törenine katılan Filistinliler (EPA)
TT

Rapor: İsrail, Batı Şeria'nın Cenin kentindeki askeri operasyonunu sonlandırdı

 İsrail'in Cenin mülteci kampındaki askeri operasyonunun onuncu gününde cenaze törenine katılan Filistinliler (EPA)
İsrail'in Cenin mülteci kampındaki askeri operasyonunun onuncu gününde cenaze törenine katılan Filistinliler (EPA)

Filistin Haber Ajansı WAFA’ya göre İsrail ordusunun Batı Şeria'nın kuzeyinde bulunan Cenin kentinde yürüttüğü operasyon sona erdi.

WAFA, İsrail güçlerinin düzinelerce ölüm ve yaralanmayla sonuçlanan ve geniş çaplı yıkım bırakan 10 günlük şiddetli ve sürekli askeri operasyonun ardından, Batı Şeria'nın Cenin kentinden ve kampından çekildiğini duyurdu.

İsrail ordusu haberi hemen doğrulamadı, ancak sadece “İsrail güçlerinin terörle mücadele operasyonunun hedeflerine ulaşmak için aktif olmaya devam ettiğini” açıkladı.

İsrail ordusu ayrıca Cenin'de 14 militanın etkisiz hale getirildiğini ve 30'dan fazla şüphelinin tutuklandığını duyurdu.

Görsel kaldırıldı.Filistinliler, Cenin'de on gün süren operasyonun ardından İsrail güçlerinin neden olduğu geniş çaplı yıkımı gözlemliyor (DPA)

WAFA'nın haberine göre, İsrail'in 2002'den bu yana en kanlı ve en şiddetli saldırı olarak nitelendirilen Cenin’ne yönelik saldırısında aralarında çocukların ve yaşlıların da bulunduğu 21 Filistinli öldürüldü, bazıları ağır olmak üzere birçok Filistinli de yaralandı.

Filistin raporlarında, İsrail ordusunun daha küçük çaplı askeri operasyonlar yürüttüğü Batı Şeria'nın kuzeybatısında bulunan Tulkerim kentinden de çekildiği belirtildi.

Bu arada Filistinli kaynaklar, İsrail güçlerinin koruduğu sömürgecilerin, Nablus'un güneyindeki Qaryut köyüne düzenlediği saldırının ardından dün akşam (Cuma) göğsünden aldığı kurşunla 13 yaşında bir kız çocuğunun öldüğünü belirtti.

Filistin Kızılayı, "Ekiplerinin, Qaryut'ta işgal güçleriyle çıkan çatışmada işgalcilerin gerçek kurşunlarıyla göğsünden ağır yaralanan bir çocukla ilgilendiğini ve çocuğun Rafidia Cerrahi Hastanesi'ne nakledildiğini" bildirdi. Nablus'taki Devlet Hastanesi'nde bulunan doktorlar çocuğun yaralanma sonucu öldüğünü açıkladılar."

Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre kızın babası, çocuğunun "kız kardeşleriyle birlikte evinde iken gerçek mermilerle vurulduğunu" bildirdi.

Ramallah'taki Filistin Sağlık Bakanlığı, kızın İsrail askerleri tarafından vurularak öldürüldüğünü açıkladı. İsrail ordusu ise olayı araştırdığını belirtti.

Diğer yandan Filistin medyası, İsrailli yerleşimcilerin Batı Şeria'nın kuzeyindeki Nablus kenti yakınlarındaki bir Filistin köyüne girerek Filistinlilerin evlerine saldırdığını bildirdi.

İsrail ordusunun ateş açarak müdahalesinden önce bölge sakinleriyle çatışmalar çıktı.

İsrail ordusu, 28 Ağustos’ta Batı Şeria'daki Filistinli militanları hedef alan ve “Yaz Kampları” olarak adlandırılan bir askeri operasyon başlattığını duyurdu.

Batı Şeria'daki durum, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e yönelik başlattığı saldırıların ardından Gazze'deki savaşın başlangıcından bu yana önemli ölçüde kötüleşti. Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre, o tarihten bu yana İsrail'in askeri operasyonlarında, çatışmalarında veya Batı Şeria'da bizzat gerçekleştirdiği saldırılarda 700'den fazla Filistinli öldürüldü.

Filistin raporları, İsrail'in, 7 Ekim'den bu yana aranan kişileri tutuklama bahanesiyle Batı Şeria'daki baskınlarda 10 bin 300 Filistinliyi tutukladığını belirtti.