Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar: Hizbullah'ın kolektif liderliği savaşın bitmesini bekliyor

İbrahim Emin es-Seyyid'in yaşı Nasrallah'ın yerine geçme şansını azaltıyor

Beyrut Havaalanı’na giden yolda Nasrallah'ın fotoğrafları (AP)
Beyrut Havaalanı’na giden yolda Nasrallah'ın fotoğrafları (AP)
TT

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar: Hizbullah'ın kolektif liderliği savaşın bitmesini bekliyor

Beyrut Havaalanı’na giden yolda Nasrallah'ın fotoğrafları (AP)
Beyrut Havaalanı’na giden yolda Nasrallah'ın fotoğrafları (AP)

Lübnan'da Hizbullah’ın Siyasi Konsey Başkanı İbrahim Emin es-Seyyid'in ismi, iki hafta önce Beyrut'un güney banliyölerinde bir İsrail saldırısında öldürülen Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın olası halefi olarak dolaşıyor.

Xnjxj
Hizbullah’ın Siyasi Konsey Başkanı İbrahim Emin es-Seyyid (Es-Seyyid’in kişisel internet sitesi)

Nasrallah'ın yerine geçmesi muhtemel Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı Haşim Safiyuddin'in perşembeyi cumaya bağlayan gece İsrail savaş uçaklarının Beyrut'un güney banliyölerindeki bir yeraltı karargâhını vurması sonucu öldüğü henüz ne İsrail ne de Hizbullah tarafından doğrulanmamış olmasına rağmen es-Seyyid'in ismi ortaya atıldı.
Ancak Hizbullah’ın atmosferini bilen kaynaklar Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada tüm söylentileri yalanlayarak, “Şu anda hiç kimse Nasrallah'ın yerine aday değil. Ne Safiyuddin, ne es-Seyyid ne de başka bir figür. Zira Hizbullah’ın mevcut liderliği kolektif” dedi.
Hizbullah dün (Cumartesi) ‘bazı üst düzey Hizbullah yetkililerinin örgütsel statülerine ilişkin dolaşan yalan haberler ve değersiz söylentiler’ hakkında bir açıklama yayınladı ve bunun ‘direniş halkına karşı psikolojik savaş çerçevesinde’ olduğunu belirtti.

Jjjj
Hizbullah'ın üst düzey liderlerinden Haşim Safiyuddin, Suriye'nin İdlib kentinde öldürülen bir Hizbullah komutanının cenaze törenine katıldı. (AFP)

Hizbullah'a muhalif bir siyasi aktivist olan Ali el-Emin, Hizbullah’ın şu anda yeni bir genel sekreter atamasının mümkün olmadığını, ‘çünkü aday ya da atanan kişi her kim olursa olsun, ölüme aday olduğunu’ belirtti. El-Emin, ‘Hizbullah’ın zaten parçalanmış olduğunu ve böyle bir durumda böyle bir adımın atılamayacağını’ vurguladı.

Es-Seyyid kimdir?
Es-Seyyid 1955 yılında Lübnan'ın doğusundaki Bekaa bölgesinde doğdu ve yoğun bir dini eğitim aldı. 1980'lerin başında kuruluşundan itibaren Hizbullah'a katıldı ve grubun siyasi ve askeri hareketinin gelişimine katkıda bulundu. Hizbullah'ın kademelerinde yükselerek Siyasi Konsey'in başına geçti ve Hizbullah’ın genel politikalarını yöneterek Lübnanlı ve uluslararası siyasi güçlerle iletişim kurdu.
El-Emin'e göre es-Seyyid “İsrail'in Lübnan'ı işgalinden önce Emel Hareketi'nin İran'daki temsilcisiydi ve daha sonra Hizbullah'a katıldı. Hizbullah resmen kurulduğunda açık mektubunu ve ilk manifestosunu okudu. Şubat 1985'te örgütün sözcüsü oldu.”

Jxjdjd
Hizbullah’ın Siyasi Konsey Başkanı İbrahim Emin es-Seyyid, Maruni Patriği Beşara er-Rai'yi ziyaretlerinden birinde (Es-Seyyid’in kişisel internet sitesi)

“Kendisi 1992-1996 yılları arasında Direnişe Sadakat Bloğu Başkanı olan milletvekili Cemil es-Seyyid'in akrabasıdır” diyen el-Emin, ‘es-Seyyid'in 70 yaşına yaklaşmasının, özellikle bu koşullarda, onun Genel Sekreterlik için iyi bir seçim olmayacağını’ düşünüyor. El-Emin, “Muhtemelen es-Seyyid'in atanmasıyla ilgili konuşmalar Hizbullah dışından geliyor... Özellikle de son 15 yılda marjinalleştiği ve yarı emekli olduğu, Maruni Patrikhanesi'ne yaptığı ziyaretler dışında kendisini görmediğimiz ve çoğu suikasta kurban giden Hizbullah içindeki önemli liderlerden biri olarak görülmediği için” ifadelerini kullandı.

Resmi internet sitesi
Hizbullah’ın siyasi konseyinin ilk başkanı ve eski liderlik figürlerinden biri olarak kabul edilen es-Seyyid, Lübnan'da özellikle Emel Hareketi, Özgür Yurtsever Hareket ve diğer siyasi güçlerle siyasi ilişkiler ağının kurulmasında önemli bir role sahip.
Kamuya ve medyaya yansımaları sınırlı olan Safiyuddin'in aksine, es-Seyyid'in Aşure hutbeleri sırasında ve kamuya açık siyasi toplantılarda göründüğü kaydedildi.
Ayrıca çoğu Hizbullah yetkilisi ve liderinin sahip olmadığı, kendi adını taşıyan resmi bir internet sitesine sahip olması da dikkat çekicidir.

Xkkxdk
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırı sonucu meydana gelen büyük yıkım (AFP)

Söz konusu internet sitesi, en sonuncusu temmuz ayında olmak üzere, es-Seyyid’in ‘düşmana karşı kazanılan zaferin gelecek nesiller için büyük yansımaları olacağını’ söylediği konuşmalarını yayınlıyor.

Makamı reddettiği iddiası
İnternet sitelerinde Haşim Safiyuddin'in öldürülmesinin ardından Emin es-Seyyid'in Hizbullah Genel Sekreterliği görevini üstlenmeyi reddettiği ve kendisini ibadete adamak için Tahran'a gitmek istediği bildirildi. Ancak bu bilgi herhangi bir güvenilir kaynak tarafından doğrulanmadı.
Hizbullah içindeki atmosferi bilenler, “Siyasi Konsey Başkanı olarak konumu onu Hizbullah’ın iç ve dış politikalarını yönlendirmekten sorumlu kılıyor” diyor ve ‘bölgesel çatışmalarla ilgili siyasi tartışmalarda etkili bir figür’ olduğunu söylüyorlar



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.