İsrail ordusu Lübnan’ın sınır köylerini “haritadan siliyor”

İsrail ordusu Lübnan’ın sınır köylerini “haritadan siliyor”

İsrail'in dün Lübnan'ın güneyindeki et-Tayyibe beldesine düzenlediği hava saldırısı sonrası bölgeden yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Lübnan'ın güneyindeki et-Tayyibe beldesine düzenlediği hava saldırısı sonrası bölgeden yükselen dumanlar (AFP)
TT

İsrail ordusu Lübnan’ın sınır köylerini “haritadan siliyor”

İsrail'in dün Lübnan'ın güneyindeki et-Tayyibe beldesine düzenlediği hava saldırısı sonrası bölgeden yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in dün Lübnan'ın güneyindeki et-Tayyibe beldesine düzenlediği hava saldırısı sonrası bölgeden yükselen dumanlar (AFP)

İsrail ordusu, Lübnan’ın sınır bölgelerinin derinliklerine nüfuz etme girişimleriyle birlikte bubi tuzakları kurarak ve yerleşim bloklarını havaya uçurarak köylerin tamamını ‘haritadan silme’ politikasını sürdürdü. Geçtiğimiz birkaç saat içinde Deyr Seriyan ve Adeyse beldelerinde tam bir yok etme politikası yürütüldü. İsrailliler tarafından gerçekleştirilen patlamalar, sınırın her iki tarafındaki komşu beldelerin sakinlerinin adeta deprem olduğunu düşündükleri şiddetli sarsıntılara ve patlama seslerinin duyulmasına neden oldu. İşgal ordusu ayrıca Adeyse beldesinde dikenli tel örgülere yakın mahallelerdeki evleri havaya uçurdu ve yıktı.

İsrail ordusunun sınır bölgesindeki evleri ve yerleşim bloklarını havaya uçurma ve dümdüz etme planını uyguladığı görüldü. Bundan birkaç hafta önce uygulamaya konulan plan, Muhaybib, Meys el-Cebel, Ayta eş-Şa’ab, Ramiye ve Bileyda köylerini de etkiledi.

Öte yandan Hizbullah, İsrail'in kuzeyindeki şehirlere yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırdı. Hizbullah, İsrailliler üzerinde ‘ateşle baskı kurmak’ amacıyla Kiryat Şemune, Mitzva, Ga'aton Yesod HaMa'alah ve Hayfa'nın kuzeyindeki Krayot banliyösü olmak üzere en az beş yerleşim bölgesini hedef aldığını duyurdu.

Diğer taraftan İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyinde Hizbullah tarafından inşa edilen stratejik bir yeraltı askeri tesisini ‘400 ton patlayıcı ile imha ettiğini’ açıkladı. Açıklamada tesisin bir buçuk kilometreden daha uzun bir tünel içine inşa edilmiş olduğu belirtildi.



Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
TT

Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

Erin Keller Son dakika haberleri ve gündem muhabiri 

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

500 milyon yıllık bir fosilin analizine dayanan yeni araştırma, örümcekler ve diğer araknidlerin denizden gelmiş olabileceğini öne sürüyor.

Bilim dergisi Current Biology'de salı günü yayımlanan araştırmaya göre, "mükemmel şekilde korunmuş" örnek, bu canlıların kara hayatına uyum sağlamadan önce yüzdüğü fikrini destekliyor.

Arizona Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bir zamanlar at nalı yengeçlerinin atası olduğu düşünülen ve nesli tükenmiş bir Kambriyen dönemi türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini analiz etti. Bununla birlikte çalışma, bu canlının sinir yapısının modern örümcekler ve akrabalarına daha çok benzediğini ortaya koydu ki bu da araknidlerle daha önce düşünülenden daha yakın bir evrimsel bağa sahip olduğunu işaret ediyor.

Mollisonia'nın vücudunun prosoma adı verilen ön kısmı, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri örüntüsüne sahip. İlaveten örümceklerde ve diğer araknidlerde bulunan dişlere benzeyen bir çift kıskaç benzeri "pençelere", bölünmemiş beyninden kısa sinirler uzanır.

Araştırmacılar, fosilin bir ilk araknid olarak tanımlanmasını sağlayan en önemli özelliğin, beyninin benzersiz organizasyonu olduğunu söyledi: Modern kabuklular, böcekler, çıyanlar ve at nalı yengeçlerinde görülen önden arkaya düzenlemenin tersi, bu fosilin beyninde var.  

Arizona Üniversitesi'nde ders veren Nick Strausfeld başyazarı olduğu araştırma hakkında yaptığı açıklamada, fosilin beyninin modern örümceklere benzer şekilde "geriye doğru çevrilmiş" gibi göründüğünü söyledi.

Bu arkadan öne beyin düzenlemesi, hareket kontrolünü artıran sinir kısayolları sağlayan, çok önemli bir evrimsel adaptasyon olabilir.

Araştırmaya göre bu keşif, çeşitlenmenin yalnızca ortak bir atanın karaya geçişinden sonra gerçekleştiğine dair yaygın inancı sorgulanmasına neden oluyor. Daha önceki fosil kanıtları, araknidlerin yalnızca karada yaşayıp evrimleştiğini öne sürüyordu.

Görsel kaldırıldı.Mollisonia'nın vücudunun ön kısmı ya da prosoma, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri düzenine sahip (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)


Strausfeld, "Araknidlerin ilk ne zaman ve nerede ortaya çıktığı, atalarının ne tür keliserliler olduğu ve bunların at nalı yengeçleri gibi deniz türü veya yarı sucul olup olmadığı hala şiddetle tartışılıyor" dedi.

Mollisonia benzeri araknidler karadaki yaşama adapte olurken, muhtemelen ilk böcekler ve kırkayaklarla beslendi. Bu ilk araknidler, önemli bir savunma mekanizması olan böcek kanatlarının evrimini de etkilemiş olabilir.

Araştırmacılar, Mollisonia'nın soyunun muhtemelen örümceklere, akreplere, böğlere, kırbaç akreplerine ve kamçılı akreplere yol açtığını söylüyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news