Lübnan'ın artık bir cumhurbaşkanı var şimdi sıra cumhuriyetin inşasında

Avn’ın Lübnanlıların dayanışmasını ve Arap kardeşler ile uluslararası dostların Lübnan’a açılmasını sağlayabilmesi umuluyor

Bir reklam panosunda Joseph Avn'ın Lübnan Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi kutlanıyor (AFP)
Bir reklam panosunda Joseph Avn'ın Lübnan Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi kutlanıyor (AFP)
TT

Lübnan'ın artık bir cumhurbaşkanı var şimdi sıra cumhuriyetin inşasında

Bir reklam panosunda Joseph Avn'ın Lübnan Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi kutlanıyor (AFP)
Bir reklam panosunda Joseph Avn'ın Lübnan Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi kutlanıyor (AFP)

Refik Huri

Yarın yeni bir gün değil, Lübnan ve bölge için tehlikeli bir dönemden çıkış sürecinin başlangıcı. Lübnan'ın iki yıl iki ay sonra artık bir cumhurbaşkanı var ve şimdi cumhuriyetin inşa edilmesi umuluyor. General Joseph Avn, 1943'teki bağımsızlıktan bu yana göreve gelen 14. Cumhurbaşkanı, Lübnan'da kritik koşullar, bölgesel ve uluslararası alandaki baskıcı durumların yaşandığı bir dönemde cumhurbaşkanlığını üstlenen ordu komutanlarının ise beşincisi. Darbelerin ve askeri rejimlerin görüldüğü bir coğrafyada, askeri darbelere karşı korunaklı bir ülkede bu durum normal değil. Ancak bu durum üç hususa işaret ediyor; birincisi, Lübnan'da ordunun konumunun takdir edildiği ve fırtınalı zamanlarda komutanlarına ihtiyaç duyulduğu. İkincisi, yarım yüzyıldır yeni kuşaklardan siyasi lider üretme projelerine imkân tanımayan steril siyasal yapı içindeki çatışmaların yoğunluğu. Böylece savaş sırasında ve sonrasında aynı liderler veya onların çocukları zirvede kalmaya devam ettiler. Üçüncüsü, dini grupların liderleri ve dar çıkarları için rahat, halk için yorucu, özellikle bölgesel bir projeye bağlı ve “başka bir Lübnan” için çalışan, ülkeye hâkim olmak isteyen her güçlü taraf için ideal olan kusurlu bir demokraside yaşamayı kabullenmek.

Lübnan'a inananlar ile başka bir Lübnan isteyenler, Lübnan denkleminin özünü fiilen kavramış durumdalar; güçlü bir rejim, kırılgan devlet ve zayıf bir otorite. Rejim, Ortadoğu'daki herhangi bir rejimden daha güçlü; savaşlar, çatışmalar ve radikal ulusal, mezhepsel veya dinsel akımlar onu değiştirmeyi başaramadı. Taif Anlaşması bile aynı rejimin çerçevesi içinde kaldı, sadece siyasi oyunun koşullarını iyileştirdi. Kırılgan devlet, mali, ekonomik ve siyasal krizlerin ağırlığı ve küçük vatanı, bölgesel olarak Lübnanlı güçlerle yönetilen jeopolitik bir çatışmanın “arenası” olarak gören güçlerin yükleri altında çökmenin eşiğine geldi. Zayıf otorite ise her birinin kendisini otoriteden daha güçlü gördüğü liderler için bir gereklilik.  Yani rejim bütün taraflardan daha güçlü, her taraf da otoriteden daha güçlü.

İşte başlangıç noktası da budur. Cumhuriyetin yeni cumhurbaşkanı, yemin törenindeki konuşmasında açıkça “hükümet krizi” içinde olduğumuzu ilan etti. Krizin kökten çözümü zor veya zorluklarla karşılaşıyorsa, krizin çözümü irade gücüyle ve siyasi yapıyı, kriz kendi aleyhine dönmeden önce cumhuriyeti kurtarma yönünde zorlamakla mümkün. Max Weber'in “meşru şiddetin tekelleştirilmesi” olarak adlandırdığı ve Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın “devletin silah konusunda tekelleşme hakkı” şeklinde yaptığı çağrı uygulanmadan, herhangi bir çözüm yetersiz kalacaktır. Bir tarafın sanki Lübnan'ın sahibiymiş gibi davranıp, Gazze'de Hamas'a destek olmak için Lübnan'ı yıkıcı bir savaşa sürüklemesi, Arap stratejisine ve Lübnan anavatanındaki ortaklarının tutumuna aykırı olarak onu Filistin'in kurtuluşundan sorumlu tutması makul değildir.

Cumhurbaşkanlığı makamında yaşanan boşluğun, her başkanlık döneminin sona ermesiyle birlikte tekrarlanması kabul edilemez. Bu gelenek, her başkanlık döneminin altıncı yılının son gece yarısında sona ermesi ile tekrarlanıyor. Bunun için Lübnanlıların ve onlarla birlikte Arapların ve dünyanın yıllardır talep ettiği mali ve ekonomik reformların yanı sıra anayasal reform da gerekiyor. Ne var ki, Lübnanlıların ve diğerlerinin mevduatlarıyla kumar oynayan bankalara hizmet eden bankacılık sisteminin yeniden yapılandırılması konusunda otorite herkesi oyalıyor. Asgari olarak yapılması gereken, siyasi hayata canlılık kazandırmaktır ki Lübnan, her şeyi bildiklerini iddia eden ama cumhurbaşkanının ne zaman seçileceğini bilmeyen hazır siyasi pozisyonlar seli ortasında belirsizliğin esiri olarak kalmasın.

Birçok Arap ülkesinde reformist kadın ve erkeklerin dile getirdiği “geçmişle bağları koparma” sloganının Lübnan’da geçerli olmadığını bilmeyen yoktur. Lübnan'ın asıl zenginliği ve Lübnanlıların yaratıcılığını inkâr etmeyen bölgenin gurur kaynağı olan, edebi ve sanatsal yaratıcılık dışında birçok konuda geçmişin tutsağıyız. Bizde eksik olan, Konstantinos Kavafis'in dediği gibi tarihin “geçmişle bugünün etkileşimi ve gelecek için çalışma” olduğu görüşüdür. Yeni Cumhurbaşkanının, yemin töreni konuşmasında bir bakanlık bildirisi tarzında tüm konuları ve ayrıntıları sunma zorunluluğu olmasa da dile getirdiği görüş de budur.

Önemli dönüşümler yaşanmasaydı General Avn cumhurbaşkanı seçilemezdi. Bölgedeki dönüşümler ve bölgesel dönüşümlerin bir parçası olan Lübnan'daki dönüşümler, Gazze savaşından Lübnan savaşına, Suriye rejiminin devrilmesinden İran nüfuzunun genişlemesinin gerileyişine kadar ki dönüşümler yaşanmasaydı, bu seçim yapılamazdı. Mollalar Cumhuriyeti’nin zayıf olmadığını, bölgeden çekilmediğini, bölgesel projesinden ve “arenalar birliği” stratejisinden vazgeçmediğini ısrarla ileri sürmesi durumu değiştirmiyor. Elbette Hizbullah'ın Güney Lübnan’ı, Beyrut’un Güney banliyösünü ve Beka'yı yeniden inşa etmek için Araplara ihtiyacı olduğunu kabul etmeden önce, savaşta aldığı darbelerden sonra kalibresini artırdığı, Lübnan'ın geri kalanına yönelik kibirli ve kendini beğenmiş söylemi de öyle. Şarku’l Avsat’ı Independent Arabia’dan aktardığı analize göre eğer bu dönüşümler olmasaydı, Lübnanlılar zorbalığın, cumhurbaşkanının yokluğunun, engellenen bir cumhuriyetin, rafa kaldırılmış bir anayasanın, hasarlı bir demokrasinin, kurbanları kendileri olan başkaları uğruna yürütülen bir savaşın esiri olarak kalacaklardı.

Hoover Enstitüsü'nden Profesör Larry Diamond'ın Foreign Affairs'de yakın zamanda yayınlanan makalesinde belirttiği gibi, demokrasi bile, “hükümetleri suç ve terörizmle mücadele, ulusal sınırları koruma, toplumsal bölünmeleri azaltma ve ekonomik fırsatları garanti altına alma konusunda etkili politikalar sağlamazsa” hiçbir işe yaramaz. Cumhurbaşkanı Avn'ın Lübnanlıların dayanışmasını, Arap kardeşler ile uluslararası dostların Lübnan’a açılmasını ve Lübnan’ın “Doğu ve Batı'ya açılmasını” sağlamada başarılı olması umut ediliyor.

* Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.



Cezayir askeri heyeti İtalya'da gelişmiş ekipman alımını görüştü

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile birlikte 23 Ocak 2023 tarihinde Cezayir'de. (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile birlikte 23 Ocak 2023 tarihinde Cezayir'de. (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
TT

Cezayir askeri heyeti İtalya'da gelişmiş ekipman alımını görüştü

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile birlikte 23 Ocak 2023 tarihinde Cezayir'de. (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile birlikte 23 Ocak 2023 tarihinde Cezayir'de. (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)

İtalya'nın başkenti Roma'da bulunan üst düzey bir Cezayir askeri heyeti, İtalya ile savunma alanındaki ortaklığın güçlendirilmesi, askeri teçhizatın geliştirilmesi ve askeri alanda modern teknoloji konusunda kadroların eğitilmesi konularını görüştü.

Şarku’l Avsat’ın MENA Defence internet sitesinden aktardığı habere göre görüşmeler 3-5 Aralık tarihleri arasında İtalyan ordusunun karargâhı Cornudi Sarayı'nda gerçekleşti. Görüşmelere Cezayir Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Tümgeneral Muhammed es-Salih bin Bişe ve İtalya Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Luisa Riccardi başkanlık etti.

Aynı internet sitesine göre görüşmeler, ‘Bolzano'daki (kuzey) Iveco savunma tesisi ve Ronchi di Legionari'deki (kuzeydoğu) Leonardo tesisi gibi İtalyan sanayi bölgelerine stratejik ziyaretler düzenlenmesini’ içeriyordu.

Cezayir ve İtalya cumhurbaşkanları bir görüşmede (Arşiv-Cezayir Cumhurbaşkanlığı)Cezayir ve İtalya cumhurbaşkanları bir görüşmede (Arşiv-Cezayir Cumhurbaşkanlığı)

Luisa Riccardi toplantıların başında Cezayir'in ‘Akdeniz'de bir istikrar limanı ve Avrupa ile NATO'nun güney kesiminde stratejik bir ortak’ olduğunu söyledi. Riccardi, Cezayir ile askeri alandaki ortaklığın ‘enerji krizinden yasadışı göç akımlarına, Ukrayna'daki Rus saldırganlığı ve iklim değişikliğinin etkileriyle bağlantılı jeopolitik gerilimlere kadar dünya çapında zorluklarla dolu uluslararası bir bağlamda gerçekleştiğini’ ifade etti.

İtalya Savunma Bakanlığı'nın internet sitesine göre Cezayirli üst düzey askeri yetkili, İtalya'nın ‘hem ürünlerinin yüksek güvenilirliği hem de İtalyan endüstrilerinin Cezayir'de iş birliği, teknoloji alışverişi ve transferi ile teknik personel eğitimi başlatmaya hazır olması bakımından askeri teçhizat açısından Cezayir için önemli bir ortak olduğunu’ belirtti. Cezayir'in doğusundaki Setif tesisinde Leonardo ile Havacılık ve Uzay Sanayi Geliştirme Kurumu arasındaki ortaklığı vurgulayan Savunma Bakanlığı yetkilisi, ‘gelecekte AW139 helikopterlerinin montajının endüstriyel aşamasını ve diğer alanlarda endüstriyel iş birliğini başlatmak amacıyla faaliyeti hızlandırma fırsatının’ altını çizdi.

Cezayir Genelkurmay Başkanı Said Şangariha, geçtiğimiz ekim ayında İtalya'ya yaptığı ziyaret sırasında (Cezayir Savunma Bakanlığı)Cezayir Genelkurmay Başkanı Said Şangariha, geçtiğimiz ekim ayında İtalya'ya yaptığı ziyaret sırasında (Cezayir Savunma Bakanlığı)

MENA Defence'a göre iki ülke arasındaki ortaklık askeri çerçevenin ötesine geçerek enerji ve sanayi gibi stratejik sektörlere de uzanıyor ve iki ülke arasında artan karşılıklı bağlılığı yansıtıyor. Cezayir'in bölgede önemli bir doğal gaz tedarikçisi olması ve İtalya'nın Avrupa pazarlarına açılan bir kapı olması nedeniyle iki ülke, enerji alanındaki iş birlikleriyle ekonomik ve stratejik ortaklıklarını güçlendiriyor.

Cezayir Donanması'nın İtalyan Fincantieri şirketi tarafından üretilen Vulcano gemi modelinden esinlenerek bir lojistik destek birimi satın almayı planladığı da kaydedildi. Ülkenin doğusundaki Annaba kentinde bulunan gemi inşa tersanesini yaklaşık 50 metre boyunda gemiler üretecek şekilde genişletmeyi planlayan Cezayir, bu girişimlerle ‘bir yandan yerel üretimi teşvik ederken, diğer yandan da ülkenin donanma kabiliyetlerini modernize etmeyi amaçlıyor.’

 Cezayir Genelkurmay Başkanı Said Şangariha, geçtiğimiz ekim ayında Roma'da İtalya Genelkurmay Başkanı ile bir araya geldi. (Cezayir Savunma Bakanlığı)Cezayir Genelkurmay Başkanı Said Şangariha, geçtiğimiz ekim ayında Roma'da İtalya Genelkurmay Başkanı ile bir araya geldi. (Cezayir Savunma Bakanlığı)

Gözlemcilere göre Cezayir savunma heyetinin İtalya ziyareti, Başbakan Giorgia Meloni'nin Ocak 2022'de Cezayir'e yaptığı ve Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile askeri teçhizat, savunma teknolojisi ve eğitim alanlarında iş birliği yollarını görüştüğü ziyaretin sonuçları bağlamında gerçekleşiyor.

Ziyaret sırasında Cezayir'in gaz tedarikinin arttırılmasının yanı sıra, İtalyan ve Cezayir kurumları arasında silah ve askeri teçhizat üretimi alanlarında ortaklıklar, helikopter ve diğer savunma sistemlerinin üretiminde iş birliği, deniz savunması alanında iş birliğinin yanı sıra askeri gemi yapımı ve denizcilik teknolojisi konusunda uzmanlık alışverişi ile Cezayir'in bu alandaki kapasitesinin güçlendirilmesi gibi askeri üretim alanındaki iş birliğine odaklanıldı.