Lavrov: Filistinlilerin Gazze'den başka bölgelere taşınması “saatli bomba” olur

Filistinli bir kadın, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yıkılan evinin yanında bulaşıkları yıkıyor (AP)
Filistinli bir kadın, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yıkılan evinin yanında bulaşıkları yıkıyor (AP)
TT

Lavrov: Filistinlilerin Gazze'den başka bölgelere taşınması “saatli bomba” olur

Filistinli bir kadın, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yıkılan evinin yanında bulaşıkları yıkıyor (AP)
Filistinli bir kadın, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da yıkılan evinin yanında bulaşıkları yıkıyor (AP)

Reuters haber ajansının haberine göre Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bugün Katar'da yaptığı açıklamalarda, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden başka bölgelere nakledilmesinin Ortadoğu'da "saatli bomba" olacağını söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump, iki milyondan fazla Filistinliyi Gazze Şeridi'nden kalıcı olarak yerinden etme ve burayı Amerikan kontrolü altında bir "Ortadoğu Rivierası" haline getirme planını duyurdu.

Trump cuma günü, ABD'nin Gazze Şeridi'ni kontrol etme, burayı bir turizm destinasyonuna dönüştürme ve Filistinlileri bölgeden çıkarma planını dayatmayacağını söyledi.

Trump, Fox News'e verdiği röportajda, Mısır ve Ürdün'ün planına olumsuz yaklaşmasına "şaşırdığını" belirtti.

Trump şöyle devam etti: "Benim planım konuyu uygulamanın en iyi yoludur. Gerçekten işe yarayacak planın bu olduğunu düşünüyorum ama onu zorlamayacağım. Bir adım geri çekilip tavsiye edeceğim."

Trump daha önce, Gazze'den daha fazla mülteci almayı kabul etmemeleri halinde Mısır ve Ürdün'e mali yardımı kesmekle tehdit etmeyeceğini söylemişti.

ABD'nin yeni başkanı Donald Trump (Reuters)ABD'nin yeni başkanı Donald Trump (Reuters)

Amerikan Başkanı, Amerika'nın Gazze üzerinde kontrol sahibi olmasını önerdi ve ayrıca Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden kalıcı olarak nakledilmesini önerdi. Plan dünya çapında kınamayla karşılandı. Filistinliler, Arap ülkeleri ve insan hakları uzmanları bunun "etnik temizliği" temsil ettiğini belirtti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Trump aynı planı 27, 30 ve 31 Ocak'ta da tekrarlamış, Mısır ve Ürdün'ün reddetse de kabul etmesini beklediğini ifade etmişti.



Dişlerin neden hassas olduğu ortaya çıktı: 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların zırhından evrimleşmiş

Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
TT

Dişlerin neden hassas olduğu ortaya çıktı: 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların zırhından evrimleşmiş

Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)

Dişlerin hassas olmasının nedeninin, yaklaşık 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların vücudunu saran bir tür zırhtan evrimleşmesi olduğu bulundu. 

İnsanlar ve diğer hayvanların dişleri mineyle kaplı ancak soğuk bir içeceği veya ağrıyı algılayan kısma dentin adı veriliyor. Dişin iç tabakası olan dentin, sinirlere duyusal bilgi taşımaktan sorumlu. 

Bilim insanları uzun zamandır dişin evrimsel kökenini saptamaya çalışıyor. Ortaya atılan teorilerden birine göre diş, milyonlarca yıl önce yaşayan balıkların zırhlı dış iskeletlerindeki çıkıntılardan evrimleşmiş olabilir. Ancak odontod adı verilen bu yapıların gerçek işlevi bilinmiyordu.

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (21 Mayıs) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, başka bir soruya cevap ararken bu gizemi aydınlattı. Odontodun dentin içerdiğine dair işaretler tespit eden araştırmacılar, balıkların bu sayede çevrelerini algıladığını düşünüyor.

Chicago Üniversitesi'nden Dr. Yara Haridy, fosil kayıtlarındaki en eski omurgalı canlıyı ararken 541 milyon ila 443 milyon yıla ait örnekleri bilgisayarlı tomografiyle inceledi. 

Bilim insanları, en eski balık olduğu düşünülen Anatolepis heintzi adlı türü analiz ederken, dış iskeletinde çok sayıda gözenek olduğunu fark etti. Bu gözenekler dentin gibi görünen bir maddeyle doluydu. 

Daha sonra örneği diğer türlerin fosilleri ve hâlâ yaşayan yengeç, salyangoz ve balıklarla karşılaştırdılar. Bu analizin sonucunda A. heintzi'nin gözeneklerinin, eklembacaklılarda görülen sensila adlı duyu organlarına daha çok benzediği ortaya çıktı. 

Araştırmacılar bu nedenle A. heintzi'nin omurgalı bir balık değil, omurgasız bir eklembacaklı olduğu sonucuna vardı. 

Yengeç, akrep ve örümcek gibi günümüz eklembacaklılarında sensila, sıcaklık, titreşim ve hatta koku algılamada kullanılıyor.

Dr. Haridy, bazı modern balıklarda odontodlar olduğunu, köpekbalıkları ve bazı yayıngillerinse derilerinin zımpara kağıdı gibi hissedilmesine neden olan dentikül adlı küçük yapılarla kaplı olduğunu söylüyor.

Bilim insanları modern türlerdeki bu yapılar, A. heintzi'deki sensila ve 465 milyon yıl önce yaşayan balıklardaki odontod arasında çarpıcı benzerlikler tespit etti. Dr. Haridy eski balık türlerindeki duyusal organın işlevini şöyle açıklıyor:

Bu hassas dokularla kaplı olduğu için belki bir şeye çarptığında basıncı hissedebiliyordu ya da suyun çok soğuduğunu ve başka bir yerde yüzmesi gerektiğini algılıyordu.

Ekip ayrıca avlanma riskinin yüksek olduğu bir ortamda yaşayan bu balıkların tehlikeden kaçınmak için bu duyusal yapılara ihtiyaç duyduğunu düşünüyor.

Bulgular dış iskeletteki bu duyusal yapıların omurgalı ve omurgasızlarda ayrı ayrı geliştiğine ve insanlarla hayvanlardaki dişlerin buradan evrimleştiğine işaret ediyor.

Dr. Haridy "Omurgalılar ve eklembacaklılardaki sert kısımların ayrı ayrı evrimleştirdiğini biliyorduk ve şaşırtıcı bir şekilde sert iskeletlerine entegre edilmiş benzer duyusal mekanizmaları da bağımsız olarak geliştirmişler" ifadelerini kullanıyor. 

Araştırmacılar zaman içinde balıklarda çene geliştiğini ve ağızlarının yakınında sivri yapılara sahip olmanın avantaj sağladığını söylüyor.

Dr. Haridy "Yavaş yavaş çeneli bazı balıkların ağzının kenarında sivri odontodlar oluştu ve nihayetinde bazıları doğrudan ağzın içinde gelişti" diyerek ekliyor:

Diş ağrısı aslında balık atalarımızın hayatta kalmasını sağlamış olabilecek eski bir duyusal özellik!

Independent Türkçe, Science Alert, CNN, Live Science, Nature