Okyanusun her katmanında mikroplastik bulundu

Mikroplastiklerin okyanusların yüzeyinde olduğu uzun zamandır bilinirken, 4 kıtadan araştırmacılardan oluşan bir ekip tüm derinliklerde plastik atıklar buldu

Okyanus derinlikleri boyunca mikroplastikler keşfedildi (Reuters)
Okyanus derinlikleri boyunca mikroplastikler keşfedildi (Reuters)
TT

Okyanusun her katmanında mikroplastik bulundu

Okyanus derinlikleri boyunca mikroplastikler keşfedildi (Reuters)
Okyanus derinlikleri boyunca mikroplastikler keşfedildi (Reuters)

Niamh Cavanagh 

Mikroplastikler o kadar yaygın ki okyanusun bilinen en derin yeri olan Mariana Çukuru'nda bile keşfedildi.

Okyanusların yüzeyinde mikroplastik olduğu uzun zamandır bilinirken, 4 kıtadan araştırmacılardan oluşan bir ekip tüm okyanus katmanlarında plastik atıklar buldu.

Çarşamba günü hakemli dergi Nature'da yayımlanan yeni bir çalışmada, 2014'ten 2024'e kadarki 10 yıl boyunca dünya çapında çeşitli derinliklerdeki 1885 noktadan veri toplandı.

5 milimetreden küçük plastik parçacıkları ifade eden mikroplastikler, daha büyük plastik ürünler parçalandığında ortaya çıkıyor.

Daha önceki çalışmalarda Antarktika'daki deniz buzu ve Arktik'teki karda parçacıklar keşfedilmişti ancak son araştırma, plastik atıkların gezegenin okyanuslarının derinliklerini istila ettiğini doğruluyor.

Plastik atıklar dünyanın en derin noktasında, Büyük Okyanus'taki Mariana Çukuru'nda keşfedildi. Bilim insanları yaklaşık 6 bin 700 metre derinlikte metreküp başına 13 bin 500 parçacık buldu.

Japonya Deniz-Yer Bilimleri ve Teknolojisi Ajansı'ndan araştırmacı Shiye Zhao, El Pais'e yaptığı açıklamada, "Minik boyutları nedeniyle küçük parçalar, daha büyük makroplastikler ve mikroplastiklere kıyasla çok yavaş batar ve su sütununda daha eşit dağılma eğilimi gösterir" diyor.

Zhao şöyle ekliyor:

Sonuç olarak küçük mikroplastikler su sütununda daha uzun süre asılı kalarak canlıların onlara maruz kalma olasılığını artırıyor.

Okyanus tabanına düşmeye yatkın olan daha büyük plastik atık parçaları bir yığın oluşturuyor.

Araştırma ayrıca mikroplastiklerin, okyanusların doğal karbon döngülerinin, yani karbonun okyanustan atmosfere hareketinin parçası olduğunu da doğruladı.

Çalışma, "Okyanustaki mikroplastikler çoğunlukla geri alınamıyor ve kalıcı hale geliyor" sonucuna vardı.

2020'deki bir araştırma, Atlantik Okyanusu'na daha önce sanılandan 10 kat daha fazla plastik çöp atıldığını ortaya koymuştu.

Plastik kirliliği her yerde tespit edildi: insanların içtiği suda, soluduğumuz havada, kalplerimizde.

Ayrıca bilim insanları çevre kirliliğinin 2040'a gelindiğinde iki katına çıkabileceğini öngörüyor.

Ne kadar yayıldıklarına ilişkin yeni bilgiler uzmanların mevcut durumu anlamasına katkı sağlasa da bu kirliliğin tam kapsamı ve olumsuz sonuçları henüz görülmedi.

Mikroplastikler sadece çevresel bir endişe değil, aynı zamanda giderek büyüyen bir sağlık sorunu.

Çinli araştırmacılar, insan organlarında bulunan mikroplastiklerin, lezyonlar, rahim ağzı kanseri ve diğer hastalıklar da dahil olumsuz sağlık sonuçlarıyla "endişe verici bağlantıları" olduğunu aralıkta tespit etmişti.

Zhejiang Tarım ve Ormancılık Üniversitesi'nin yürüttüğü çalışmanın yazarları şöyle yazmıştı:

Farklı tür, şekil ve boyutlardaki [mikroplastikler] çeşitli insan sistemlerinde saptandı. Özellikle [bu plastiklerin] ortaya çıkması, bunlara karşılık gelen lezyonlar ve hastalıklarla belirgin bir şekilde ilişkili ve bu da [bunların] insan sağlığına zarar verdiğinin temel kanıtı.

Çalışma bir neden-sonuç ilişkisi kurmasa da insan dokularındaki bu parçacıkların miktarını belirlemek için daha fazla araştırma ve yönteme ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/world



Washington'un Irak'taki misyonu ‘bölgesel gerilimler’ nedeniyle daha da küçültüldü

Irak'ın el-Anbar vilayetindeki Ayn el-Esed Hava Üssü'nde bulunan ABD askeri araçları (Arşiv - Reuters)
Irak'ın el-Anbar vilayetindeki Ayn el-Esed Hava Üssü'nde bulunan ABD askeri araçları (Arşiv - Reuters)
TT

Washington'un Irak'taki misyonu ‘bölgesel gerilimler’ nedeniyle daha da küçültüldü

Irak'ın el-Anbar vilayetindeki Ayn el-Esed Hava Üssü'nde bulunan ABD askeri araçları (Arşiv - Reuters)
Irak'ın el-Anbar vilayetindeki Ayn el-Esed Hava Üssü'nde bulunan ABD askeri araçları (Arşiv - Reuters)

Washington'un İran'daki nükleer tesisleri vurmasından saatler sonra AFP'ye konuşan ABD'li bir yetkili, Washington'un Irak'taki misyonunun personel sayısını daha da azalttığını ve personelin dün ve bugün ‘artan bölgesel gerilim’ nedeniyle ülkeden ayrıldığını bildirdi.

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan yetkili, misyonun geçen hafta ‘artan teyakkuz ve bölgesel gerilimler nedeniyle personelinin bir kısmını düzenli olarak tahliye etmeye başladığını’ ifade etti.

Yetkili, ek tahliyelerin İsrail'in İran'a saldırısının arifesinde 12 Haziran'da başlayan ve devam eden sürecin bir parçası olduğunu söyledi. Yetkili ayrıca, ABD Büyükelçiliği ve konsolosluğunun faaliyetlerine devam ettiğini belirtti.

İsrail, İran'ın nükleer silah geliştirmenin eşiğinde olduğu sonucuna vardığını açıkladıktan sonra geçen cuma gününden bu yana bir harekât yürütüyor. İran ise nükleer silah arayışında olduğunu reddediyor. İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi nezdindeki Daimî Temsilcisi çarşamba günü yaptığı açıklamada, Tahran'ın Washington'a İsrail'in askerî harekâtına doğrudan katılması halinde ABD'ye sert karşılık vereceğini bildirdiğini söyledi.

Geçtiğimiz perşembe günü Irak Ketaib Hizbullah Güvenlik Şefi Ebu Ali el-Askeri, ABD'nin İran ve İsrail arasındaki savaşa girmesi halinde Hürmüz ve Babu’l Mendeb boğazlarını kapatmakla tehdit etti.

Ebu Ali el-Askeri X platformunda yaptığı paylaşımda, “ABD'nin bölgedeki üslerinin kuşkusuz ördek avlama alanlarına dönüşeceğini, Hürmüz ve Babu’l Mendeb boğazlarının kapanacağını ve Kızıldeniz'deki petrol limanlarının duracağını, gökyüzündeki uçaklarının başına gelebilecek sürprizlerden bahsetmeye bile gerek olmadığını yineliyoruz” ifadesini kullandı.

ABD, İran'a yönelik saldırısında İsrail'e katılarak İran'ın üç nükleer tesisine saldırı düzenledi.