Suriye hükümeti ve SDG anlaşmanın ikinci aşamasında esir ve cenaze takası yaptı

Halep'te çoğu savaşçı olmak üzere her iki taraftan 469 kişi serbest bırakıldı

 Suriye hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında esir takası başlarken Suriye'nin kuzeyindeki Halep kentinde güvenlik alarmı verildi. (Halep vilayeti)
Suriye hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında esir takası başlarken Suriye'nin kuzeyindeki Halep kentinde güvenlik alarmı verildi. (Halep vilayeti)
TT

Suriye hükümeti ve SDG anlaşmanın ikinci aşamasında esir ve cenaze takası yaptı

 Suriye hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında esir takası başlarken Suriye'nin kuzeyindeki Halep kentinde güvenlik alarmı verildi. (Halep vilayeti)
Suriye hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında esir takası başlarken Suriye'nin kuzeyindeki Halep kentinde güvenlik alarmı verildi. (Halep vilayeti)

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve Suriye hükümeti, geçtiğimiz nisan ayında Halep'in kuzeyinde başlatılan esir değişimi sürecinin ikinci aşamasına yeniden başladı. Bu aşamayı, anlaşmanın daha hızlı bir şekilde uygulanması için sonraki aşamalar takip edecek.

Dün saat 16:00'da Halep'te Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde iki taraf arasında yoğun güvenlik alarmı ve sürekli saha hareketliliği yaşandı. Suriye hükümetine bağlı Savunma Bakanlığı güçlerinden 176 kişinin serbest bırakılmasına karşılık, SDG saflarında yer alan 293 sivil ve Kadın Koruma Birlikleri (YPJ) mensubu serbest bırakıldı.

Görsel kaldırıldı.SDG tutuklularının aileleri dün Halep'te yakınlarının serbest bırakılmalarını bekliyor. (el-İhbariyye)

Takas, SDG ile anlaşmaya varılmasından sorumlu hükümet heyeti ile Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi'nden bir heyet arasında pazar günü Suriye'nin başkenti Şam'da yapılan ilk tur görüşmelerin sona ermesinden saatler sonra gerçekleşti. Sonuç bildirisinde, ‘Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahalleleri dosyasının yeniden aktif hale getirilmesi ve istikrar ve iç barışa hizmet edecek şekilde ele alınması’ vurgulandı.

Görsel kaldırıldı.Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) elindeki YPJ tutuklularını taşıyan otobüs (Hawar Haber Ajansı – ANHA)

Halep'teki Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahalleleri Genel Konseyi'nden Kürt kaynaklar Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, ‘başta Şam hükümetinin YPJ savaşçılarını teslim etmeyi reddetmesi olmak üzere çeşitli engeller nedeniyle 28 Mayıs'ta ertelenen takasın, engeller ortadan kaldırılınca ikinci aşamaya geçtiğini’ belirtti.

Geçtiğimiz birkaç gün içinde Halep şehri iki taraf arasında yoğun müzakerelere sahne oldu ve bu müzakereler sonucunda kısmi bir mutabakata varılarak Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde, Suriye hükümetine bağlı Savunma Bakanlığı'ndan yaklaşık 176 savaşçının ve Suriye Milli Ordusu'na (SMO) bağlı gruplara ait cesetlerin serbest teslim edilmesi karşılığında SDG savaşçılarına ait bir dizi cesedin teslim edilmesini içeren takasın uygulanması kararlaştırıldı.

Öte yandan Halep vilayetinden özel kaynaklar, geçtiğimiz nisan ayında Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahalleleri anlaşmasının ilan edilmesinin ardından ikinci grup mahkumların takasının gecikmesini SDG'nin Türkiye destekli SMO gruplarına mensup mahkumları serbest bırakmayı reddetmesine bağladı. “SDG, SMO mensubu yaklaşık 70 mahkûmu elinde tutuyor” diyen kaynaklar, SDG'nin talep ettiği mahkumlardan bazılarının Halep'in kuzey kırsalındaki Azez kentinde SMO gruplarının kontrolünde bulunan bölgelerdeki cezaevlerinde tutulduğunu bildirdi.

Görsel kaldırıldı.Suriye hükümeti ile SDG arasında geçtiğimiz nisan ayında varılan anlaşmanın ilk ayağında Halep'te teslim edilmeyi bekleyen tutuklular (Şarku’l Avsat)

Hükümet ile SDG arasındaki ilk tutuklu takası 3 Nisan'da, iki taraf arasında çoğu sivil 146 tutuklu ve 97 hükümet gücünün serbest bırakıldığı anlaşmanın duyurulmasından iki gün sonra gerçekleşti.

Halep'teki Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin Sivil Konseyi Başkanı Hevin Süleyman, ikinci takasın uygulanması ve yaşanan gecikmelerle ilgili olarak Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, anlaşmanın tüm şartlarını uygulamaya tamamen hazır olduklarını, ancak Şam yönetiminin diğer sivil tutuklularla birlikte kadın savaşçıları teslim etmeyi reddederek, cezaevlerinin temizlenmesiyle ilgili maddeyi ihlal ettiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.Halep'teki takas kapsamında dün serbest bırakılan Kürt kadınların aileleri (Hawar Haber Ajansı – ANHA)

Ertelemenin nedeninin kendileri için tartışmalı olmadığını vurgulayan Kürt yetkili, “Şam hükümeti hapishanelerini temizlemeli ve herkese özgürlük vermeli. Anlaşma ertelendi ve ikinci aşamanın tamamlanmasıyla yürürlüğe girecek” dedi.

Gözlemciler, Halep mahalleleri anlaşmasının uygulanma başarısının ve ikinci tur esir değişiminin tamamlanmasının, SDG ile Şam arasındaki müzakere sürecini etkileyeceğine inanıyor. Zira iki taraf arasında başta yönetim şekli olmak üzere, SDG’nin adem-i merkeziyetçi bir siyasi sistemin uygulanmasında ısrarcı olması gibi çözüm bekleyen konular var. SDG, Şam ve Ankara'yı taleplerinin meşruiyeti konusunda ikna etmek için DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’nun (DMUK) ve ABD'nin desteğine güveniyor.  Şam, bu talebi şiddetle reddediyor ve bunu bölünmeye doğru bir adım olarak değerlendiriyor.



Güney Asya'da kırılgan barış

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Güney Asya'da kırılgan barış

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Kaswar Klasra

Hindistan ve Pakistan arasında, Hindistan yönetimindeki Keşmir'de gerçekleşen yeni bir terör saldırısıyla tetiklenen son şiddet patlaması, dünyanın dikkatini Güney Asya'daki gergin cephe hatlarına yeniden odakladı. ABD öncülüğündeki uluslararası arabuluculuk çabaları, iki nükleer silahlı komşuyu savaşın eşiğinden geri çekmeyi başarmış olsa da, bu ihtiyatlı sakinlik kalıcı bir barış olarak kabul edilemez.

İki ülke arasındaki anlaşmazlığın merkezinde yer alan Keşmir anlaşmazlığına bir çözüm bulunmaması nedeniyle, bölge 1 milyardan fazla insanın hayatını tehdit eden bir gerilimi tırmandırma döngüsünün esiri olmaya devam ediyor.

Bu hadise, on yıldan kısa bir sürede yaşanan üçüncü büyük tırmandırma sayılıyor ve her dalga bir öncekinden daha tehlikeli. Hindistan'ın Pakistan topraklarında faaliyet gösteren militanları sorumlu tuttuğu Pahalgam'daki saldırı, her iki taraftaki askeri tesisleri hedef alan bir dizi füze ve insansız hava aracı saldırısını tetikledi. Gerginliğin tırmanma hızı ve yoğunluğu, durumun kırılganlığını ve yarımadanın büyük bir felakete kaymaya hazır olduğunu teyit ederek, tehlike seviyesini yükseltti. Önceki örneklerde olduğu gibi, ABD, krizi kontrol altına almak için arabuluculu olarak müdahalede bulundu. Kendisine duyurulmayan Çin ve Körfez çabaları da destek verdi.

Bu model tanıdık hale geldi; Keşmir'de bir terör olayı gerçekleşiyor, onu Hindistan’ın yanıtı,  ardından Pakistan'ın askeri yanıtı takip ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Son şiddet dalgasını diğerlerinden ayıran husus yalnızca yoğunluğu değil, aynı zamanda kullanılan savaş araçlarının gelişmişliğiydi. Her iki taraf da geleneksel askeri güç kullanımının yanı sıra siber operasyonlara ve insansız hava araçlarına başvurdu. Bu çatışma, yapay zekanın, otonom insansız hava araçlarının ve siber savaşın savaş alanını yeniden şekillendirmeye başladığı Güney Asya'nın askeri tarihinde yeni bir bölümü işaret ediyor. Bununla birlikte, siyasi söylem durgun kaldı ve önemli bir dönüşüme sahne olmadı.

 Hindistan, çok daha büyük olan ekonomisi ve Batı'ya giderek daha yakın hale gelmesi sebebiyle stratejik bir ivmeye sahip olduğunu hissedebilir, fakat devam eden istikrarsızlık büyük hedeflerini tehdit ediyor. Tedarik zincirlerini Hindistan'a taşımayı düşünen küresel şirketler, çalkantılı bir bölgesel tablo karşısında tereddüt ediyor. Kalkınma veya kuzeydeki Çin tehdidi ile yüzleşmede kullanılabilecek kaynaklar kronik sınır krizi tarafından tüketiliyor. Dahası, Keşmir'de devam eden huzursuzluk, yerel halkı devletten daha da uzaklaştırıyor ve Yeni Delhi'nin son vermeye çalıştığı ayaklanmayı körüklüyor.

Pakistan’a gelince, yüksek gerilimin maliyeti onun için daha ağır. Uluslararası kredilere bağımlı ve yakın zamanda terörizm finansmanı artırılmış izleme listesinden çıkarılan kırılgan ekonomisi, her tırmandırmada ağır kayıplar yaşıyor.

Pakistan'ın Pahalgam saldırısıyla ilgili ortak soruşturma teklifi -Hindistan'ın bu tür girişimleri tekrar tekrar reddetmesine rağmen- ciddiye alınmayı hak ediyor. Bu tür konularda şeffaflık ve iş birliği, karşılıklı şüphe döngüsünü kırmaya yardımcı olabilir. Hindistan gerçekten sadece geçici bir ateşkes değil, uzun vadeli bir barışı hedefliyorsa, yanlış değerlendirme riskini azaltacak mekanizmalar kurmak için İslamabad ile ciddi bir diyaloğa girmelidir.

Sadece krizleri yönetmek yerine, iki ülke çatışmanın kökenlerini ele alma gibi daha zor bir göreve girişmelidir. Nükleer silaha sahip iki komşu arasındaki son gerginlik, Keşmir sorununun acilen ele alınması gereken bir nükleer patlama noktası olduğunu teyit etti. Bu kriz Hindistan ve Pakistan'daki 1 milyardan fazla insanın hayatını tehdit ediyor.

Uluslararası aktörler, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Körfez ülkeleri, doğrudan askeri iletişim kanalları da dahil olmak üzere etkili bir kriz yönetim mekanizmasının kurulması için bu anı değerlendirmelidir

Pakistan, Keşmir sorununun çözümünün ancak diyalog yoluyla mümkün olduğunu kabul ederken, Hindistan askeri baskının siyasi bir çözüme alternatif olmadığını kabul etmelidir. Keşmir'de adil ve kalıcı bir çözüm sadece bölgeyi istikrara kavuşturmakla kalmayacak, aynı zamanda onlarca yıldır arzu edilen ekonomik ve ticari iş birliğinin ve ilişkilerin normalleşmesinin önünü açacaktır.

Dış baskıyla durdurulan son turun sonucu, sahadaki gerçekleri değiştirmedi. Her iki tarafın askeri kuvvetleri halen yüksek alarm durumunda ve resmi bir barış anlaşması imzalanmadı. Ancak, her iki başkent de kısa vadeli taktik hesapların ötesine geçmeye karar verirse, bu tırmandırma bir dönüm noktası olabilir.

Uluslararası aktörler, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve Körfez ülkeleri, doğrudan askeri iletişim kanalları, bağımsız soruşturma organları ve şeffaflığa yönelik karşılıklı taahhütler de dahil olmak üzere etkili bir kriz yönetim mekanizmasının kurulması için baskı yapmak üzere bu anı değerlendirmelidir. Aynı şekilde Pakistan ekonomisini ticaret ve yatırım teşvikleri yoluyla desteklemek, alışılmadık yöntemlere olan bağımlılığını azaltabilirken, Hindistan'ın daha ölçülü bir duruşu Keşmirliler ile genel olarak bölgenin sakinleri arasındaki güveni yeniden inşa edebilir.

Bu ganimet için yapılmış bir savaş değildi ve taraflardan hiçbiri zafer kazanmadı. Aksine bu savaş, Güney Asya'nın uçurumun eşiğinde olduğunun acı bir hatırlatıcısı ve Delhi ile İslamabad liderlerine kalıcı bir barış için gereken sıkı ve zorlu çalışmaya başlamaları yönünde acil bir çağrıydı.