Almanya Yeşiller Partisi lideri, Smotrich ve Ben Gvir'e yaptırım çağrısında bulundu

İsrail Knesset üyeleri Itamar Ben-Gvir (solda) ve Bezalel Smotrich Kudüs'teki parlamento oturumunda (Reuters- Arşiv)
İsrail Knesset üyeleri Itamar Ben-Gvir (solda) ve Bezalel Smotrich Kudüs'teki parlamento oturumunda (Reuters- Arşiv)
TT

Almanya Yeşiller Partisi lideri, Smotrich ve Ben Gvir'e yaptırım çağrısında bulundu

İsrail Knesset üyeleri Itamar Ben-Gvir (solda) ve Bezalel Smotrich Kudüs'teki parlamento oturumunda (Reuters- Arşiv)
İsrail Knesset üyeleri Itamar Ben-Gvir (solda) ve Bezalel Smotrich Kudüs'teki parlamento oturumunda (Reuters- Arşiv)

Almanya'nın Yeşiller Partisi lideri Franziska Brantner, aşırı sağcı iki İsrail bakanına Almanya'nın yaptırım uygulamasını istedi.

Brantner, Berlin'de “Alman Haber Ajansı”na (DPA) yaptığı açıklamada, “İsrail hükümetinin bir parçası olarak Filistin halkına karşı şiddeti açıkça teşvik eden ve uzun süredir ilhak ve yerinden etme politikasını savunan Bezalel Smotrich ve Itamar Ben Gvir'e yaptırımlar uygulanması gerekiyor... Bu, insanların hayatına mal oluyor, bütün toplulukları yerinden ediyor ve barış sürecinin önündeki engelleri artırıyor” ifadelerini kullandı.

axscdfvg
İsrailli bakanlar Itamar Ben-Gvir (solda) ve Bezalel Smotrich (AFP)

Brantner, İngiltere, Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda ve Norveç'in Maliye Bakanı Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Ben Gvir'e uyguladığı yaptırımları örnek olarak gösterdi.

Beş ülkenin dışişleri bakanları ortak bir açıklama yaparak, iki İsrailli bakanın "aşırı şiddeti ve Filistinlilerin insan haklarının ağır ihlallerini kışkırttığını" belirtti.

İngiliz hükümeti, İngiltere'nin uyguladığı yaptırımların seyahat yasağı ve varlıkların dondurulmasını içerdiğini açıkladı. Norveç de seyahat yasağı uyguladı.

Brantner, Alman hükümetinin İsrail'in güvenliği ve uluslararası hukuka karşı sorumluluğunu ciddiye alıyorsa, şimdi Avrupalı ortaklarıyla iş birliği içinde hareket etmesi gerektiğini belirterek, “Ancak bu şekilde, İsrailliler ve Filistinliler için güvenli ve onurlu bir yaşamı garanti altına alacak iki devletli çözümün önü açılabilir” ifadelerini kullandı.

fv
Netanyahu ve Smotrich kabine toplantısında (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Ben Gvir ve Smotrich, Yahudi yerleşimlerinin genişletilmesini etkin bir şekilde destekliyor ve Batı Şeria'daki Filistinlilere karşı silahlı yerleşimcilerin şiddetini örtbas ediyor.

Smotrich, geçtiğimiz günlerde Gazze Şeridi'nin “tamamen yok edilmesiyle” tehdit etti. Ben Gvir ise İsrail'in ablukası sonrasında Gazze Şeridi'ne insani yardımın yeniden başlatılmasına şiddetle karşı çıktı.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times