Michelle Obama, eşiyle ebeveynlikte anlaşamadığı konuyu açıkladı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Michelle Obama, eşiyle ebeveynlikte anlaşamadığı konuyu açıkladı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Michelle ve Barack Obama iki kızlarını yetiştirme konusunda her zaman aynı fikirde değilmiş.

Eski First Lady'nin IMO podcast'inin çarşamba günkü bölümünde ağabeyi Craig Robinson'la birlikte, sosyal psikolog Jonathan Haidt'le çocukları üzerinde Ferber yöntemini kullanmaları hakkında konuştular.

Doktor Richard Ferber'in icat ettiği Ferber metodu, bebekleri uyku eğitimine tabi tutmak için, birileri onları rahatlatmadan önce çocuğun bir süre ağlamasına izin vermek anlamına geliyor. Haidt, Ferber yöntemini kendi oğlu üzerinde kullanmaktan bahsederken Michelle, Barack'la başlangıçta bu tekniği 26 yaşındaki çocukları Malia ve 24 yaşındaki Sasha üzerinde uygulama konusunda anlaşamadıklarını söyledi.

Michelle, "Ben yapmak istemedim" dedi.

Barack uyguladı ama ben bunu yapabilir miydim bilmiyorum çünkü sevdiğim küçük insanın öylece ağlamasına izin verme fikrinden emin değildim.

Çocuklarının ağlamasına izin verme fikriyle mücadele ettiğini, duygusal tepkisinin doğum sonrası östrojen seviyeleriyle ilgili olduğunu varsaydığını söyledi. Becoming'in  yazarı, "Barack'ın gece vardiyasını aldığı bir düzen kurduk. Ben yattım, bu da bana yardımcı oldu çünkü biraz uyumamı sağladı" diye devam etti.

Michelle, tekniğe düzgün bir şans vermek için çocukları ağlarken kulaklarını kapatmak zorunda kaldığını da sözlerine ekledi. Ferber yöntemi çift için kısa sürede etkili olmuş.

[Yöntemin işe yaraması] bir haftadan uzun sürmedi ve gerçekten de ilk iki geceden sonra oldu, çünkü erken başladık.

Eski First Lady, Ferber yöntemine geçme kararının kızlarından birinin 4 ya da 5 aylıkken emzirmeden kesilmesinin ardından geldiğini açıkladı. Michelle, "Çok erken olduğu için çabuk öğrendi" dedi.

Semptomu ortadan kaldırmaya ne kadar erken başlarsanız, eylemi uygulamaya ne kadar çabuk başlarsanız, çocuk o kadar çabuk tepki veriyor.

Michelle, podcast'inin geçen haftaki bölümünde, çocuklarından hiçbirinin erkek olmamasına "çok sevindiğini" açıklamıştı. O bölümdeki konuğu radyo sunucusu Angie Martinez, eşiyle birlikte neden iki kızlarını tamamlayacak bir erkek çocuk sahibi olmayı denemediklerini sordu.

Michelle cevap verdi:

Çünkü o bir Barack Obama olurdu!

Martinez "bebek bir Barack"ın "harika" olacağını söyleyince eski First Lady, sözkonusu varsayımsal erkek çocuğuna atıfta bulunarak "onun için üzüleceğini" söyledi.

Erkek çocuk sahibi olmamaktan duyduğu rahatlama, tam adı Barack Hussein Obama II olan eşinin muhtemelen ona Barack Obama III adını vermeyi tercih edecek olmasından kaynaklanıyor.

Independent Türkçe



İsrail Dışişleri Bakanı: İran'ın nükleer bomba elde etmesini önlemek tüm dünyanın ‘görevi’

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
TT

İsrail Dışişleri Bakanı: İran'ın nükleer bomba elde etmesini önlemek tüm dünyanın ‘görevi’

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Hayfa'da İran'ın füze saldırısının gerçekleştiği yeri inceledikten sonra gazetecilere konuştu. (Reuters)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, İsrail'in Tahran'a karşı ‘tarihi bir zafer’ ilan ettiği 12 günlük savaşın ardından dün yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer bomba elde etmesini engellemenin tüm dünyanın ‘görevi’ olduğunu söyledi.

Saar X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “İsrail kendisine, bölgeye ve uluslararası topluma yönelik yakın bir tehdit karşısında son dakikada harekete geçti” dedi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Saar sözlerini şöyle sürdürdü: “İran İsrail'in ortadan kaldırılması çağrısında bulunmaya ve bunu başarmak için harekete geçmeye devam ediyor. Dünyanın en aşırılık yanlısı rejiminin en tehlikeli silahı edinmesini tüm uygun araçlarla engellemek uluslararası toplumun görevidir.”

Saar'ın paylaşımı, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin, İsrail ile İran arasındaki savaş sırasında 22 Haziran'da ABD tarafından bombalanan İran nükleer tesislerini ziyaret etmekte ısrar eden Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi'nin ‘kötü niyetini’ kınayan açıklamalarına yanıt niteliğindeydi.

İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini vurmasının ardından İran Meclisi, Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı UAEA ile iş birliğini askıya alan bir yasa tasarısını kabul etti.

Ülkesi, yıllardır UAEA'nın İran'ın nükleer programını denetlemesini etkisiz olmakla eleştiren Saar, “İran rejimi aynı kalmaya devam ediyor. Uluslararası toplumu kandırmayı sürdürüyor ve nükleer programının etkin bir şekilde denetlenmesini engellemek için aktif bir şekilde çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Uzmanlara göre Ortadoğu'daki tek nükleer güç olan İsrail, yıllardır İran'ı atom bombası peşinde koşmakla suçluyor, Tahran ise bunu sürekli olarak reddediyor.

Güvenliğine yönelik ‘yakın’ bir tehdit olduğunu ileri süren İsrail, nükleer ve balistik füze programlarını imha etmek amacıyla 12 Haziran'da İran'a saldırdı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Washington'un İran'a dayattığı ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından salı akşamı televizyonda yaptığı konuşmada, “Tarihi bir zafer elde ettik” dedi.

Netanyahu, “İran asla nükleer silaha sahip olamayacak… İran'ın nükleer programını engelledik. Eğer İran'da herhangi biri bunu yeniden inşa etmeye çalışırsa, her türlü girişimi engellemek için aynı kararlılıkla, aynı yoğunlukla hareket edeceğiz” şeklinde konuştu.