Suriye ve Türkiye gerçekten Şara’ya yönelik suikast girişimini engelledi mi?

Enformasyon Bakanlığı'ndan bir kaynak, dolaşımdaki haberlerin doğru olmadığını belirterek, söylentilere kanılmaması gerektiğini belirtti.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
TT

Suriye ve Türkiye gerçekten Şara’ya yönelik suikast girişimini engelledi mi?

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)

Suriye Enformasyon Bakanlığı'ndan bir kaynak, Suriye ve Türkiye istihbaratının iş birliği içinde Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’ya Dera ziyareti sırasında düzenlenen bir suikast girişimini engellediği yönünde medya organlarında yer alan haberleri yalanladı.

Suriye Haber Ajansı’nın (SANA) haberine göre kaynak, dolaşan tüm haberlerin asılsız olduğunu söylerken, konuyla ilgili daha fazla detay vermekten kaçındı.

Kaynak, Şara’ya suikast girişiminin engellendiğine ilişkin haberin, haber ajansları ve sosyal medya kullanıcıları tarafından aktarılmasının ardından istikrarı bozmayı amaçlayan kötü niyetli söylentilere kapılmamak ve dikkatli olmak gerektiğini vurguladı.

Dolaşımdaki habere göre Şara’ya suikast girişimi, Dera'da radikal bir lider tarafından yönetilen DEAŞ’a bağlı bir hücre tarafından planlanmış, ancak Suriye güvenlik güçleri, Cumhurbaşkanı Şara’nın şehri ziyaretinden bir gün önce bu kişiyi tutuklamayı başarmıştı.

Haber ajansları, diplomatik kaynaklardan Şara’nın geçtiğimiz yıl aralık ayında göreve gelmesinden beri en az iki suikast girişimine maruz kaldığını aktardı. Basında yer alan haberlere göre bu girişimlerden biri geçtiğimiz mart ayında gerçekleşti.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı hebere göre aralarında DEAŞ’ın da olduğu terör örgütleri, Heyet Tahrir eş-Şam’dan (HTŞ) Şara’nın örgütün yönetim yapısında yaptığı değişikliklere karşı çıkan silahlı üyelerini kendi saflarına çekme çabaları kapsamında Şara’ya suikast girişimleri planladı.

ABD içinde bulunduğumuz haziran ayında Şara’nın, kapsayıcı yönetimi güçlendirme ve Batılı ülkelerle iletişim kurma çabalarına karşı olan silahlı unsurlar tarafından suikasta uğrayabileceği konusunda uyarmıştı. Al-Monitor haber sitesi, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın, Şara’nın korunması için bir koordinasyon sistemine ihtiyaç olduğunu ve ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Şara için tehdit oluşturan tehlikeye ilişkin endişeli olduğunu söylediğini aktardı.

Suriyeliler, ABD’nin Şam'ın daha önce muhalefette yer alan binlerce yabancı savaşçıyı yeni Suriye ordusuna katma planını şeffaflık şartıyla kabul etmesinden yaklaşık iki hafta önce Barrack'ın açıklaması karşısında şaşkınlarını ifade ettiler. Plan, çoğunluğu Uygur olmak üzere yaklaşık 3 bin 500 yabancı savaşçının, Suriyelilerle birlikte ordunun yeni kurulan 84. Tümeni'ne katılmasını öngörüyor.

DEAŞ, 20 Nisan'da ABD’nin çağrısıyla Terörle Mücadele Uluslararası Koalisyonu’na katılmayı yasaklayan bir bildiri yayınladı ve bir ay sonra tehdidini yineleyerek yabancı savaşçıları ve Suriyeli güvenlik güçlerini bünyesine katılmaya çağırdı. DEAŞ ayrıca, et-Tayana, Zeyban ve eş-Şehil beldelerindeki hükümete bağlı güvenlik noktalarına ve Deyrizor'un kuzeybatısındaki el-Kibar beldesindeki bir askeri kontrol noktasına saldırdı. Deyrizor’un doğusundaki el-Meyadin bölgesinde de bomba yüklü araçla saldırı düzenledi.



Arakçi: Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez, hasarı hızlı bir şekilde onarabiliriz

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
TT

Arakçi: Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez, hasarı hızlı bir şekilde onarabiliriz

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün yaptığı açıklamada, nükleer program konusunda ABD ile görüşmelerin hızlı bir şekilde yeniden başlaması ihtimalini dışlayarak, ülkesinin Washington'un kendisine karşı yeni askeri saldırılar düzenlemeyeceğinden emin olması gerektiğini vurguladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Washington ile Tahran arasındaki görüşmelerin bu hafta yeniden başlayabileceği yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Arakçi, “Müzakerelerin bu kadar çabuk başlayacağını sanmıyorum” dedi.

“Görüşmelere yeniden başlamaya karar verebilmemiz için öncelikle ABD'nin müzakereler sırasında bizi yeni bir askeri saldırıyla hedef almayacağından emin olmalıyız. Zamana ihtiyacımız var” diyen Arakçi, ‘diplomasi kapılarının asla kapanmayacağını’ belirtti.

Arakçi'ye Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi'nin İran'ın birkaç ay içinde uranyum zenginleştirmeye yeniden başlayabilecek teknik kapasiteye sahip olduğu yönündeki son açıklaması da soruldu. Arakçi bu soruya şu cevabı verdi: “Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez. Bu alanda yeni ilerlemeler kaydetme irademiz varsa ve bu irade mevcutsa, hasarı hızla onarabilir ve kaybedilen zamanı telafi edebiliriz.”

Arakçi'nin açıklaması, yardımcısı Mecid Taht Revançi'nin BBC'ye verdiği röportajda Washington ile diplomatik görüşmelerin ancak Washington'un ülkesine yeni saldırılar düzenlememesi halinde yeniden başlayabileceğini söylemesinden bir gün sonra geldi. Pazar akşamı yayınlanan röportajda Revançi, “Washington'un bizimle konuşmak istediğini duyuyoruz. Belirli bir tarih üzerinde anlaşmış değiliz. Mekanizmalar üzerinde de anlaşmış değiliz. Şu soruya yanıt arıyoruz: Biz diyalog halindeyken bir saldırganlık eyleminin tekrarlandığını görecek miyiz?” dedi ve ABD'nin ‘henüz pozisyonunu netleştirmediğini’ kaydetti.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Revançi, Tahran'a Washington'un Dini Lider Ali Hamaney'i hedef alarak ‘İran'da rejim değişikliğine gitmek’ istemediği bilgisinin verildiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İran devlet televizyonundan aktardığına göre Hükümet Sözcüsü Fatma Muhacirani bugün yaptığı açıklamada, ABD ile müzakereler için henüz bir tarih belirlenmediğini yineledi ve bu tarihin yakın olmayacağını da açıkça ifade etti.

İsrail 13 Haziran'da, İran'ın askeri ve nükleer tesislerini hedef alan, askeri liderlere ve nükleer bilim adamlarına suikastlar içeren sürpriz bir saldırıyla savaşı başlattı ve İran'ın nükleer bomba elde etmesini engellemeye kararlı olduğunu ilan etti. Tahran ise nükleer silah edinme iddialarını reddederek sivil nükleer enerjiye sahip olma hakkını savundu.

21-22 Haziran gecesi ABD, İran'ın üç büyük nükleer tesisine saldırı düzenledi. 12 gün süren savaşın ardından ABD Başkanı Donald Trump 24 Haziran'da İran ile İsrail arasında ateşkes ilan etti. Trump daha sonra, askeri kullanım için uranyum zenginleştirmesi halinde ABD'nin İran'ı tekrar vuracağı sözünü verdi.

Revançi pazar günü yayınlanan röportajında, İran'ın enerji üretimi için uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştirme hakkını yineledi.

Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı UAEA’ya göre İran, 2015 anlaşmasında yüzde 3,67 ile sınırlandırılmış olan uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştirebilen tek nükleer olmayan güç.

Nükleer savaş başlığı yapmak için uranyumu yüzde 90 oranında zenginleştirmek gerekiyor.