BM Suriye Özel Temsilcisi: Devlete sadakat güçle dayatılamaz

Geir Pedersen, İsrail bombardımanını kınadı ve Suriye makamları ile Suveyda’daki aktörler arasında gerçek bir diyalog çağrısında bulundu

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen
TT

BM Suriye Özel Temsilcisi: Devlete sadakat güçle dayatılamaz

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen

İbrahim Hamidi

BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen dün Mecelle’ye verdiği röportajda, “geçiş aşamasının kendine özgü niteliğini göz ardı ederek egemenlik ilkesini katı şekilde uygulamanın yanlış bir yaklaşım olduğunu” söyledi. Pedersen, “devlete sadakat askeri güçle dayatılamaz. Vatandaşlar, devletin kendilerini temsil ettiğini, koruduğunu, haklarını güvence altına aldığını ve tüm vatandaşlara eşit davrandığını hissettiklerinde gerçek bir aidiyet duygusu geliştirirler” değerlendirmesinde bulundu.

Suveyda'daki olayların, “rejimin kalıntıları denilen tarafların Genel Güvenlik Güçlerine saldırısı” ile başlayan sahil bölgesindeki olaylardan farklı olduğunu söyleyerek şunu belirtti: “Suveyda'da durum farklı. Tüm taraflar farklı davransaydı, orada tırmanan gerilimin önlenebileceğine inanıyorum.” Güney Suriye'deki Suveyda'da sağlanan ateşkesten duyduğu memnuniyeti dile getiren Pedersen, “Şam makamları ile Suveyda'daki yerel aktörler arasında, Suveyda'da devlet kurumlarının varlığını güvence altına alan, Suveyda halkının yerel işlerinin yönetiminde önemli bir rol oynamasını sağlayan uzun vadeli güvenlik ve idari düzenlemeler konusunda gerçek ve kapsamlı bir diyalog olmalıdır” dedi.

Pedersen'e Suriye'nin geleceğine ilişkin beklentileri sorulduğunda,“İster Suveyda'da ister kuzeydoğuda olsun, istikrarı sağlayacak mutabakatlara varmak, Şam makamları için en önemli öncelik olmalıdır” yanıtını verdi. Pedersen, “Güvenlik ve istikrarın sağlanması, başarılı bir siyasi geçişle yakından bağlantılıdır ve bu konular birbirinden ayrılamaz” ifadesini kullandı. Sözlerini şöyle sürdürdü: “Meşruiyeti sağlayan nihayetinde dış taraflar değil, Suriye halkının kendisidir. Sonuç olarak meşruiyet ancak güvenilir ve kapsayıcı bir siyasi süreçle gerçek anlamda tesis edilebilir.” Dürzi liderlerin “uluslararası koruma” çağrıları ile ilgili soruya; “uluslararası koruma fikrine güvenmek veya BM ya da diğer güçlerin müdahalesini beklemek gerçekçi değil” yanıtını verdi. Ayrıca İsrail'in Suriye'ye yönelik hava saldırısını kınayarak, “Tüm tarafların Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı göstermesi gerektiğini defalarca söyledim. İsrail'in saldırılarını ve müdahalelerini açıklamalarımda ve Güvenlik Konseyi'ne verdiğim tüm brifinglerde alenen kınadım. Bu eylemler durdurulmalı” dedi.

Şarku’l Avsat’ın al Majalla’dan aktardığı habere göre Pedersen'in, Suveyda yakınlarında Dürziler ve Bedeviler arasında çatışmalar çıkmadan önce kendisine gönderilen sorulara verdiği yazılı yanıtlar aşağıda yer alıyor.

Geçiş dönemi yetkilileri, bu ihlallerin durdurulması ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini vurguluyor. Bu taahhütleri yerine getirme sorumluluğu da şimdi geçiş dönemi yetkililerine düşüyor.

* Güney Suriye'de Süveyda'daki son gelişmeleri ve sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Bu bağlamda iki temel konu olduğuna inanıyorum. Birincisi, egemenlik ve devletin otoritesini tüm topraklarına yayma hakkıyla ilgilidir. İkincisi ise, mevcut Suriye koşulları gölgesinde halen devlet kontrolü dışında olan bölgelerin nasıl yönetileceğinin ele alınması ile ilgilidir.

Suriye, onlarca yıllık baskı ve zulmün ardından siyasi bir geçiş sürecinden geçiyor. Bu nedenle, egemenlik ilkesini bu geçiş döneminin kendine özgü doğasını göz ardı ederek katı şekilde uygulamak hatalı bir yaklaşım. Sonuç olarak, devlete sadakat askeri güçle dayatılamaz. Vatandaşlar, devletin kendilerini temsil ettiğini, koruduğunu, haklarını güvence altına aldığını ve tüm vatandaşlara eşit davrandığını hissettiklerinde gerçek bir aidiyet duygusu geliştirirler.

Aslında, Süveyda ve diğer yerlerdeki çoğu taraf, devletin otoritesini yeniden tesis etme fikrine karşı çıkmıyor; asıl soru bunun nasıl yapılması gerektiği. Bu, diyalog, karşılıklı uzlaşılar ve üzerinde mutabık kalınan düzenlemeler yoluyla yapılmalıdır.

Suriye güvenlik güçleri, 16 Temmuz 2025 (AFP)Suriye güvenlik güçleri, 16 Temmuz 2025 (AFP)

Süveyda'da Bedevi ve Dürzi gruplar arasında başlayan çatışmalar, başlangıçta şiddeti durdurmak ve kontrolden çıkan unsurları kontrol altına almak için devlet müdahalesini gerektirdi. Ne yazık ki işler büyüyerek, siviller için ciddi tehdit oluşturan trajik ve şiddetli bir sahneye evrildi. Ciddi ihlallere tanık olduk, ancak geçiş dönemi yetkilileri, bu ihlallerin durdurulması ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini vurguluyor. Bu taahhütleri yerine getirme sorumluluğu da şimdi geçiş dönemi yetkililerine düşüyor.

* Siz ve ekibiniz, gerginlik tırmanırken nasıl bir rol oynadınız?

- Gelişmeleri dakika dakika yakından takip ediyorduk. Ekibim ve ben, ilgili tüm taraflarla sürekli iletişim halindeydik. Yardımcım şu anda Şam'da ve Süveyda'daki yetkililer ve taraflarla doğrudan iletişim halinde. Çabalarımız, durumu sakinleştirmeye, gerilimi düşürmeye ve sivilleri korumaya odaklanıyor.

Tüm taraflar Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı göstermelidir. Güvenlik Konseyi'ne verdiğim tüm brifinglerde ve yaptığım bilgilendirmelerde İsrail saldırılarını ve müdahalelerini alenen kınadım

* Sosyal medya platformları bir dizi ihlali belgeledi. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz ve bunlar nasıl ele alınmalı?

- Sivillere yönelik yargısız infazlar, aşağılamalar ve ağır ihlaller de dahil olmak üzere ihlallerle ilgili haberleri büyük bir endişeyle takip ediyoruz. Güvenlik personeli ve diğer taraflar arasında da can kayıpları yaşandı.

Kanaatimce, bu durumu ele alırken atılması gereken iki temel adım var. İlk adım, Suriyeli yetkililerin halihazırda yaptığı şeydir; bu eylemleri kınamak, suç saymak ve sorumlulardan hesap sorma sözü vermek. İkincisi ise, bu ihlallere derhal son vererek, soruşturmak ve hesap sormak için şeffaf ve bağımsız mekanizmalar kurarak bu taahhütleri eyleme dönüştürmektir.

: Lazkiye'deki Suriye güvenlik güçleri mensupları 7 Mart 2025 (Reuters)Lazkiye'deki Suriye güvenlik güçleri mensupları 7 Mart 2025 (Reuters)

* Süveyda'da yaşananlar ile Suriye kıyı bölgesinde yaşananlar arasındaki fark nedir?

- Birçok fark var. Kıyıdaki olaylar, geçen mart ayında rejim kalıntıları denilen tarafların Genel Güvenlik Güçleri'ne düzenlediği bir saldırıyla başladı ve ardından olaylar tırmandı. Ancak Süveyda'da durum farklı. Tüm taraflar farklı davransaydı, oradaki gerilim ve tırmandırma önlenebilirdi kanaatindeyim. Bir diğer önemli nokta; kıyı bölgesinde, Savunma Bakanlığı'ndan emir almadan faaliyet gösteren kontrolsüz gruplar olduğu iddiaları vardı. Ancak Süveyda'da durum farklı. Suriye makamlarına bağlı güçlerin, sivillere yönelik ihlaller de dahil olmak üzere eylemleri kabul edilemez ve hiçbir koşulda haklı gösterilemez. Suriye makamları da bunu bizzat itiraf etti ve bu uygulamaların derhal durdurulması çağrısında bulunan çeşitli açıklamalarda bulundu.

* Bazı Suriyeli Dürziler “uluslararası koruma” çağrısında bulundular. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

- Kim olursa olsun, görüştüğüm tüm Suriyeli taraflara, uluslararası koruma fikrine güvenmenin veya BM ya da diğer güçlerin müdahalesini beklemenin gerçekçi olmadığını her zaman söylüyorum. Böyle bir müdahale, son derece zor bir iş ve bir Güvenlik Konseyi kararı gerektirir. En iyi çözümün diyalog, karşılıklı uzlaşı ve ortak düzenlemelerde yattığını sürekli vurguluyorum. Ayrıca, tüm tarafların kışkırtıcı söylemlerini durdurmaları da önemlidir.

* İsrail, Süveyda ve Şam'da bazı bölgeleri hedef aldı. İsrail’in müdahalesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Tüm tarafların Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeleri gerektiğini defalarca belirttim. Güvenlik Konseyi'ne verdiğim tüm brifinglerde ve yaptığım bilgilendirmelerde, İsrail saldırılarını ve müdahalelerini alenen kınadım. Bu eylemler durdurulmalıdır.

İnandırıcı ve ciddi bir siyasi geçişin gerçek garantisi, hesap sorma, ihlallerden sorumlu olanlardan hesap sorma ve Suriye sakinlerinin tüm kesimleri için gerçek garantilerin sunulmasıdır

* Ateşkesin ardından Suveyda'da çözüm ile ilgili düşünceleriniz nedir?

- Acil öncelik, şiddeti durdurmak, sivilleri korumak, insani ve tıbbi yardımların ulaştırılmasını sağlamak olmalıdır. Bu sabahın erken saatlerinden beri sükûnetin sağlanmış olmasından memnuniyet duyuyorum ve bu sükûneti kalıcı istikrara ulaşmak için geliştirebilmemizi içtenlikle umuyorum.

Uzun vadeli çözüme gelince, Şam makamları ile Süveyda'daki yerel aktörler arasında gerçek ve kapsamlı bir diyalog gerekiyor. Bu diyalog, Süveyda'da devlet kurumlarının varlığını güvence altına alan, Süveyda halkına yerel işlerini yönetmede önemli bir rol oynama yetkisi veren, uzun vadeli güvenlik ve idari düzenlemelere odaklanmalıdır.

Lazkiye'deki Suriye güvenlik güçleri mensupları 7 Mart 2025 (Reuters)Lazkiye'deki Suriye güvenlik güçleri mensupları 7 Mart 2025 (Reuters)

* Bu gelişmelerin Şam'ın önceliklerini değiştireceğini düşünüyor musunuz? Siyasi bir çözüme katkıda bulunabilirler mi?

- Vatandaşlarının güvenliğini ve istikrarını sağlamanın her hükümet için en önemli öncelik olduğuna inanıyorum. Bu nedenle ister Süveyda'da ister kuzeydoğuda olsun, istikrarı sağlayacak mutabakatlara varmak, Şam makamları için en önemli öncelik olmalıdır.

Siyasi çözüme gelince, Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararında ortaya konan temel ilkelerin geçerli ve elzem olduğuna hâlâ inanıyorum. Bu, Suriye halkının meşru isteklerini karşılayan ve Suriye'nin egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü koruyan, Suriye liderliğinde ve sahipliğinde güvenilir ve kapsayıcı bir siyasi geçiş sürecidir.

* Defalarca siyasi bir çözüm ve kapsayıcı bir hükümet çağrısında bulundunuz. Son olaylar bunları gerçekleştirmeye katkıda mı bulunuyor, yoksa meseleleri daha mı karmaşıklaştırıyor?

- Güvenlik ve istikrarın sağlanmasının siyasi geçiş sürecinin başarısıyla yakından bağlantılı olduğuna şüphe yok ve bu konular birbirinden ayrılamaz. Süveyda'daki gelişmelerin başarılı bir siyasi geçişin ilerlemesine katkıda bulunup bulunmayacağı yahut süreci daha da karmaşık hale getirip getirmeyeceği, büyük ölçüde Suriye makamlarının bu olayların sonuçlarıyla nasıl başa çıkacağına bağlı. Güvenilir ve ciddi bir siyasi geçişin gerçek garantisi hesap sorma, ihlallerden sorumlu olanların hesap vermesi ve Suriye halkının tüm kesimlerine gerçek garantilerin sunulmasıdır. Sözlü garantiler yeterli değildir; somut eylemlere dönüşmelidir.

İsrail bombardımanına maruz kaldıktan sonra Şam'ın merkezindeki Suriye Savunma Bakanlığı binasının önünde bisikletli bir Suriyeli, 17 Temmuz (AFP)İsrail bombardımanına maruz kaldıktan sonra Şam'ın merkezindeki Suriye Savunma Bakanlığı binasının önünde bisikletli bir Suriyeli, 17 Temmuz (AFP)

Bu, yeni Halk Meclisi tarafından çıkarılacak her türlü yeni yasaya yansıtılmalı ve mezhepçi söylemlere, kışkırtmalara ve nefret söylemine son vermek için kararlı adımlar atılmalı. Yaklaşan Halk Meclisi seçimlerinin gerçekten güvenilir ve katılımcı olması, tüm Suriyelilere ülkelerinin geleceğini şekillendirmede gerçek bir fırsat sunması esastır. Suriye, tüm halkı tarafından yeniden inşa edilmeli, çünkü Suriye'nin çeşitliliği bir güç ve gurur kaynağıdır. Tüm bunların başarılması, yalnızca tüm bileşenleri temsil eden bir hükümet kurmakla kalmayıp, bütün alanlarda kapsamlı politikalar gerektiriyor.

Meşruiyet ancak güvenilir ve kapsayıcı bir siyasi süreçle gerçek anlamda tesis edilebilir. Bu nedenle, geçiş dönemi, tüm Suriyelilerin temsil edildiği anayasal ve yönetişim çerçeveleri üretmelidir

* Yeni Suriye hükümetine Arap ve Avrupa ülkeleri ile uluslararası toplum destek oldu. Süveyda'daki olaylar bu desteği ve yeni hükümetin meşruiyetini nasıl etkiler?

- Bana göre meşruiyeti sağlayan nihayetinde dış taraflar değil, Suriye halkının kendisidir. Suriyelilerin büyük bir kısmı mevcut makamları desteklerken, diğer kesimler bazı konularda şüpheci veya memnuniyetsiz olmaya devam ediyor.

BM Özel Temsilcisi Geir Pedersen ve Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, 20 Ocak 2025, Şam (AFP)BM Özel Temsilcisi Geir Pedersen ve Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, 20 Ocak 2025, Şam (AFP)

Geçici Devlet Başkanı Ahmed Şara ve geçici Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ile yaptığım son görüşmelerde, Suriye'nin iyi bir diplomatik performans gösterdiğini ve artık iç koşullara odaklanma zamanının geldiğini vurguladım. İç meselelerin ele alınmasının son derece önemli olduğu ve bir sonraki aşamada Suriye makamları için temel bir öncelik olacağı konusunda benimle aynı fikirdeydiler.

Sonuç olarak, meşruiyet ancak güvenilir ve kapsayıcı bir siyasi süreçle gerçek anlamda tesis edilebilir. Bu nedenle, geçiş dönemi, tüm Suriyelilerin gerçek anlamda temsil edildiği, haklarına tam olarak saygı duyulduğu ve etkili bir korumanın sağlandığı anayasal ve yönetişim çerçeveleri üretmelidir. Ardından bunlar, geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın geçiş döneminin sonunda düzenlemeyi taahhüt ettiği özgür, şeffaf ve adil seçimlerle pekiştirilmelidir.



Suriyeli aşiretler, SDG kontrolündeki bölgelerde siyasi çıkmaz konusunda uyarıyor

Suriye ve Fransa dışişleri bakanları cuma günü Paris'te ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ile bir araya geldi. (SANA)
Suriye ve Fransa dışişleri bakanları cuma günü Paris'te ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ile bir araya geldi. (SANA)
TT

Suriyeli aşiretler, SDG kontrolündeki bölgelerde siyasi çıkmaz konusunda uyarıyor

Suriye ve Fransa dışişleri bakanları cuma günü Paris'te ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ile bir araya geldi. (SANA)
Suriye ve Fransa dışişleri bakanları cuma günü Paris'te ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ile bir araya geldi. (SANA)

Suriye Aşiretler ve Kabileler Yüksek Konseyi üyesi Şeyh Hamud el-Ferec Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğusunda siyasi bir çözümsüzlük olduğu uyarısında bulunarak, “siyasi bir çözüme ulaşılmadığı takdirde olayların çatışmaya doğru gideceğini” söyledi. El-Ferec, aşiretlerin Suriye devletinin kararlarına bağlılığını vurgulayarak, hiçbir tarafın ‘bölgeyi gelişigüzel bir savaşa bulaştırmak’ istemediğini belirtti.

El-Ferec, Suriye hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında Paris'te yapılması beklenen ve ertelendiği söylenen toplantının, Şam'ın toplantıyı Fransa'da yapmak istememesi ve aşiretlerin SDG'nin yanında yer alma konusundaki çekinceleri nedeniyle iptal edildiğini açıkladı. Ancak Kürt kaynaklar, Paris'te yapılması planlanan toplantının ‘ertelendiğini’, liderler düzeyinde olmasa da daha sonra yapılmasının beklendiğini söyledi. Kürt kaynaklar, toplantının DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu'nun (DMUK) talebi üzerine ertelendiğini ve kararın SDG'ye resmen bildirildiğini doğruladı.

sdfghy
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) geçtiğimiz pazartesi günü Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde askerî geçit töreni düzenledi. (Şarku’l Avsat)

SDG tarafından kontrol edilen bölgelerde son günlerde artan gerginlik, Suriye'nin Cezire vilayetlerindeki (Rakka, Deyrizor ve Haseke) bir dizi birlik, kurum, siyasi ve sivil grup ile yerel medya kuruluşunu dışişleri bakanlarına (Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio) resmi kanallar aracılığıyla bir bilgilendirme notu sunmaya zorladı. Belgenin bir kopyası Şarku'l Avsat'a ulaştı.

‘Suriye Ceziresi’ olarak bilinen bölgedeki gruplar tarafından imzalanan bilgilendirme notunda, bölgelerindeki gerçekliğin artık ertelenemeyeceği ve görmezden gelinemeyeceği belirtilerek, SDG'nin bölgede kendisini fiili bir otorite olarak dayattığı ve Arap, Kürt, Türkmen, Süryani ve Ermeni bileşenlerin aleyhine tek bir bileşen için ayrıcalıklar tesis ettiği ifade edildi. ‘Özgürlükler gerçeğinin eski rejim dönemindekinden çok da farklı olmadığına’ dikkat çekildi. Notta şu ifadeler yer aldı: “Vicdan mahkumları çok sayıda, çoğulculuk bastırılmış durumda ve itiraz eden herkes tutuklanmaya ve marjinalleştirilmeye maruz kalıyor... En tehlikelisi ise azınlık kartının açıkça kullanılması ve hem sahilde hem de güney Suriye'de yasadışı askeri aktörlerin desteklenmesiyle birlikte ortak ulusal dokudan geriye kalanları parçalamak için bir araç olarak kullanılması.”

Bilgilendirme notunda 8 talep yer aldı: SDG'nin tek bir siyasi, askeri veya idari blok olarak devlet kurumlarına entegre edilmesinin reddedilmesi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile bağlantılı güvenlik hizmetlerinin lağvedilmesi, tüm ulusal kaynakların ve kamu kurumlarının devlete iade edilmesi, bölge vatandaşlarının zorla askere alınmasının iptal edilmesi, kadınların herhangi bir bahane ile kaçırılmasının önlenmesi, eski rejim kalıntılarına ev sahipliği yapan eğitim kamplarının dağıtılması, uyuşturucu ticareti ile mücadele edilmesi ve siyasi veya milliyetçi nedenlerle zorla yerinden edilenlerin güvenli bir şekilde geri dönmelerinin sağlanması.

dfrgthy
2022'de Haseke kırsalında Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) arasında yapılan ortak eğitim tatbikatından (Arşiv – AFP)

Konuyla ilgili olarak sosyal medyada, Arap aşiretlerine atfedilen ve SDG'yi belirli bir süre sonunda silahlarını ve Deyrizor, Rakka ve Haseke bölgelerini teslim etmemesi halinde genel bir nifak ilan etmekle tehdit eden bir açıklama dolaşıma sokuldu. Şeyh Hamud el-Ferec aşiretlere atfedilen bu açıklamanın önemini küçümseyerek, imzacıların açık isimlerinin yer almadığı ve video kaydının eşlik etmediği bir açıklamanın dikkate alınmayacağını vurguladı. Ancak el-Ferec, Cezire’deki aşiretlerin alarm durumunu ve Tabka'nın dış mahalleleri ile Rakka'nın güneyindeki ez-Zemle bölgesinde hükümet güçlerinin hareketliliğinin varlığını inkâr etmedi.

Bu gelişmeler, Haseke'nin güneyindeki eş-Şeddadi Üssü’nde SDG komutanları ile Deyrizor vilayetinin sivil ve askeri konseylerinin temsilcilerinin yanı sıra bölgedeki aşiretlerin ileri gelenlerinin de katıldığı genişletilmiş bir toplantı yapıldığına dair haberlerin ardından geldi.

SDG Sözcüsü Ferhad eş-Şami Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Şeddadi'deki toplantıya ilişkin haberleri yalanlayarak, “Bunlar yalan iddialardır, gerçekle hiçbir ilgisi yoktur ve kaos yaratmayı amaçlayan kötü niyetli niyetleri yansıtmaktadır” dedi. Aşiretlerin SDG'yi genel alarm ilan etmesi konusunda uyaran açıklamasını da kaos yaratmanın bir parçası olarak değerlendiren eş-Şami, bunun ‘sahte’ bir açıklama olduğunu söyledi ve ‘aşiretlerin kuzey ve doğu Suriye'de yönetim ve güvenliğin önemli bir ayağı olduğunu, liderliklerinin bilindiğini ve kimsenin bilinmeyen açıklamalarla onlar adına konuşamayacağını’ vurguladı.

sdfrg
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, geçtiğimiz mart ayında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile yapılan anlaşmanın uygulanmasını görüşmek üzere askeri liderlerle bir araya geldi. (Şarku'l Avsat)

Cumartesi günü basında yer alan haberlerde, Haseke'nin güneyindeki eş-Şeddadi kentinde bulunan ABD üssünde kapsamlı bir toplantı yapıldığı bildirildi. Şarku'l Avsat’ın Syria TV'den aktardığına göre SDG lideri Mazlum Abdi toplantı sırasında SDG'nin bölgelerini devretme ya da özerk yönetimi feshetme niyetinde olmadığını vurguladı. Abdi, Suriye devletiyle herhangi bir yakınlaşmanın, başta özerk yönetimin yapısının korunması ve güçlerin üzerinde mutabık kalınan düzenlemeler çerçevesinde entegre edilmesi olmak üzere, belli koşullar altında gerçekleşeceğini açıkladı. Abdi ayrıca, önümüzdeki birkaç gün içinde SDG komitelerinin askeri kurumlar da dahil olmak üzere devlet kurumlarının devri için Deyrizor vilayetinden başlayarak Rakka ve Haseke vilayetlerini de kapsayacak şekilde Suriye hükümetiyle bir dizi toplantı başlatacağını duyurdu.

Daha önce Suriye Dışişleri Bakanlığı Amerikan İşleri Dairesi Müdürü Kutaybe İdlbi, ‘Suriye hükümeti ile SDG arasında 10 Mart'ta imzalanan anlaşmanın uygulanması konusunda herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini’ belirtmişti. Suriye devlet televizyonuna yaptığı açıklamada İdlibi, Washington ile Suriye hükümeti arasında çeşitli konularda ‘tam bir anlayış’ olduğunu söyledi. İdlibi, ABD ve Fransa'nın ‘Suriye'nin birliğini koruyacak adımların tamamlanması gerektiğine inandığını’ ve Fransız yetkililerin tutumunun ‘Fransa'nın Suriyelilerin istediği bir çözüme ulaşmak için SDG'ye baskı yapma isteğini gösterdiğini’ söyledi.

İdlibi'nin açıklamaları Paris toplantısının ‘ertelendiği’ ya da ‘iptal edildiği’ duyurulmadan önce geldi.

aSDFRGT
Bedeviler ve Dürziler arasındaki çatışmalar sonucu Suveyda'da yıkım manzaraları (DPA)

Şam hükümetine yakın medya kaynakları, Suveyda'daki olayların ardından SDG'nin ‘Mart anlaşmasını uygulama konusunda temkinli davrandığını ve gerilimin artması halinde DMUK güçlerinin müdahalesine bel bağladığını’ söyledi. ‘DMUK güçlerinin Suriye'ye girişi DEAŞ'la mücadele için olduğuna göre DMUK güçleri SDG'nin yanında iç çatışmalara müdahale edecek mi?’ sorusuna kaynaklar, “Ortam henüz net değil” yanıtını verdi.

10 Mart anlaşması, sınır kapıları, havaalanı ve petrol ve gaz sahaları da dahil olmak üzere Suriye'nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumların Suriye devlet yönetimine entegre edilmesini öngörüyor. Ayrıca Suriye'nin toprak bütünlüğünü teyit ediyor ve bölünmeyi reddediyor.