Arap dünyası için gerekli seçimler

Zorlukların üstesinden gelmek, bir kalkınma felsefesi benimsemek ve inşa etmeye kararlı olmak, daha iyi bir gelecek için gerekli adımlardır

Filistinli bir kız, Gazze'nin el-Derac mahallesindeki bir sığınağın içinden fotoğraf çekiyor 3 Ağustos (AFP)
Filistinli bir kız, Gazze'nin el-Derac mahallesindeki bir sığınağın içinden fotoğraf çekiyor 3 Ağustos (AFP)
TT

Arap dünyası için gerekli seçimler

Filistinli bir kız, Gazze'nin el-Derac mahallesindeki bir sığınağın içinden fotoğraf çekiyor 3 Ağustos (AFP)
Filistinli bir kız, Gazze'nin el-Derac mahallesindeki bir sığınağın içinden fotoğraf çekiyor 3 Ağustos (AFP)

Nebil Fehmi

Günümüzün çalkantılı küresel düzeninin iki kutuplu sistemden sonra, tek kutuplu dünya, çok kutuplu dünya ve büyük kutupları olmayan bir sistem arasında gidip geldiğine kimse itiraz etmiyor.

Ortadoğu'nun istikrarsız olduğu ve ulusal sistemin bir ülkeden diğerine değişen başarı ve başarısızlık oranları, başta İsrail olmak üzere Arap olmayan ülkelerin bölgeyi kendi kimliklerine göre şekillendirme hırsları nedeniyle hem doğal hem de zorunlu bir yeniden yapılanma sürecinden geçtiğine de kimse itiraz etmiyor.

Uluslararası ve bölgesel sahnedeki en önemli ortak unsur, kendisine eşlik eden ya da hegemonya arayışındaki tarafların stratejik kararlarının sonucu olan kargaşadır. Bahsi geçen taraflar, bazı gerginliklere rağmen soğuk barış içinde bir arada yaşamaya dayalı istikrarlı uluslararası ve bölgesel sistem oluşturan, uluslararası ve bölgesel mutabakat ve dengelerin dışına çıkan kararları ile bu kargaşaya neden olmuşlardır.

Soğuk barış içinde bir arada yaşama evresi, yerini uluslararası düzeyde Batı tarafından tek taraflı bakış açısının ve belirli taraflar için neredeyse sıfır toplamlı çözümlerin hakim kılındığı bir başka evreye bıraktı. Sosyal ve siyasi eksenleri yönlendirmek için ekonomik eksenlere odaklanıldı. Ortadoğu'da ise bu geçiş, özellikle ABD tarafından desteklenen İsrail tarafından, kaba askeri ve siyasi güç kullanılarak gerçekleştiriliyor. Böylece başkalarının meşru haklarına veya devletlerin egemenliğine saygı göstermeden, kamusal alanda şiddet ve çifte standart kullanılarak, güç kanunu hukukun gücüne üstün geldi.

Mevcut uluslararası ve bölgesel durum son derece zor, tehlikeli ve etkileri denizler ve kıtalar boyunca uzanıyor. Bu, genel olarak bağımsız devletlerin ve özellikle de Ortadoğu'daki Arap devletlerinin, kapsamlı vizyonlar, coşkulu bir kararlılık, kararlar almada ve politikalarımızı eyleme dönüştürmede cesaret ve bilgelikle inisiyatif almasını gerektiriyor.

Anın önemine ve durumun zorluğuna rağmen, Arap dünyasının bu kasırgayı güvenli bir şekilde atlatmasının temel olarak üç kelimeye bağlı olduğunu belirtirken, koşulları abartmıyor veya küçümsemiyorum. Bu üç kelime, meydan okuma, kalkınma ve inşadır.

Biz Araplar olarak, meydan okumanın- aslında meydan okumaların- büyüklüğünü takdir etmeliyiz. Ortadoğu'da ve Arap ülkelerinde Arap kimliğini sulandırma, bunu özellikle de İsrail etkili bir Ortadoğu kimliği veya gerekirse bölgesel stratejik çıkarlar pahasına acil, kısa vadeli maddi çıkarlarla yönlendirilen bir kimlikle değiştirme girişimlerini, keza yeni hegemonun, Arapların teknolojik ve finansal olarak gelişmiş dünyaya açılan kapısı ve aracısı olduğu iddiasını bu meydan okumalar arasında sayabiliriz.

Arap kimliğinin başkalarının yararına parçalanması, finansal ve teknolojik kanalların kontrol altına alınması ve Arap ülkelerinin bunlara erişiminin kısıtlanması, askeri, ekonomik ve politik olarak Arap ülkelerinin ulusal güvenliğine açık ve uzun vadeli tehdit oluşturmaktadır. Mısır, Suudi Arabistan ve etkili Arap ülkeleri, komşu Arap olmayan ülkelerle istişare etmeden önce, Arap düzeyinde tartışılacak bir Arap ulusal güvenliği planı ve vizyonu geliştirmelidir. Zira bizi birleştiren kavram ve çıkarlar, belirli konulardaki görüş ayrılıklarından çok daha ağır basmaktadır.

Dürüstlük aynı zamanda, vatandaşların Arap kimliğinin gerçekliğine olan güvenini ve inancını yeniden tesis etmek için Arap düzeyinde bir öz meydan okumayla yüzleşmek gerektiği konusunda da açık sözlü olmayı elzem kılıyor. Bu yüzleşme özellikle kültür, miras ve ekonomik alanlarda bizi birleştiren unsurlara dayanan gerekli bir tutkuyla ve zaman zaman, özellikle siyasi düzeyde ortaya çıkan farklı önceliklerle gerçekçi ve saygılı bir şekilde başa çıkarak yapılmalıdır.

Bölgesel düzeyin dışındaki Arap toplulukların çeşitliliğinden de en üst düzeyde faydalanılmasına, olumlu bir şekilde teşvik edilmesine ve eylemlerinin daha geniş Arap bölgesel çerçevesi içinde uyumlu ve entegre hale getirilmesi için çalışılmasına davet ediyorum; zira bunlar, genel Arap çabasına kümülatif katkılar oluşturmaktadır.

İçeride ise meydan okumalar, Arap dünyasında ulus-devlet kavramını güvence altına almayı ve güçlendirmeyi, halklarımızın ve çeşitli dini grupların hususiyetlerine saygı göstererek parçalanma ve bölünmeye yer bırakmamayı içeriyor. Zira özellikle 21. yüzyıldan bu yana veya kısa bir süre öncesine kadar, fitne, radikal muhalif hareketler veya yabancı oluşumlar tarafından istismar edilen Arap istikrarsızlığı, ulusal bölünme ve ayrılığın en önemli tohumlarından biri olmuştur.

Bir diğer meydan okuma da orta büyüklükte ve ılımlı devletler olduğumuz göz önüne alındığında, oldu bitti dayatma ve bölgesel düzeni güç kullanarak şekillendirme girişimlerine karşı koyma gerekliliğidir. Uluslararası hukuk, doğrunun yanlışa üstün gelmesini, uluslarımızın ve dünyamızın ulusal güvenliğinin korunmasını, tüm ülkeleri ve halkları ortak ve evrensel standartlara göre hesaba katarak adil bir bölgesel düzenin istikrarının sağlanmasını güvence altına almanın temel taşıdır. İsrail'in son aylarda Gazze ve Batı Şeria, Suriye, Lübnan, Yemen ve İran'daki uygulamaları, İsrailli yetkililerin bölgeyi yeniden şekillendirdikleri ve karşılarında duran her tarafa karşı güç ve çifte standart kullanacaklarını ilan ettikleri politikalarının pratik bir yansımasıdır.

Belki de meydan okumaların üstesinden gelmenin ve başarı fırsatları sunmanın en iyi yollarından biri, Arap dünyasının hem ulusal hem de bölgesel olarak sürekli ve kademeli bir kalkınma metodolojisini benimsemesidir. Öncelikle özelliklerimizi, haklarımızı, bölgesel ve uluslararası etkimizi korumak, uluslararası ve bölgesel durumlar sürekli değiştiği için gelişmelere ayak uydurmak için bunu yapmalıyız. Arap dünyasının uluslararası ve bölgesel gelişmelerin farkında olması ve bunları yakından takip etmesi yeterli değil. Aksine, özellikle Arap olmayan uluslararası ve bölgesel aktörlerin müdahale ettiği ve istediği gibi dolaştığı Ortadoğu düzeyinde, çağdaş düzenin, eğilimlerinin ve sonuçlarının şekillendirilmesine katkıda bulunmamız zorunludur.

Ulusal ve bölgesel Arap siyasi, ekonomik ve güvenlik düzeylerinde sürekli öz-gelişim felsefesini benimsemeden bölgesel kalkınmayı güvenli bir şekilde yönlendirmeyi başaramayız. Bu durum, bütün ülkelerimizi temsil eden ve Mağrip'ten Maşrık (Levant) ve Körfez'e kadar herkese ilham veren ulusal ve bölgesel kurumlarımızı da kapsamaktadır. Böylece yapay zekâ, insansız hava araçları, genetik alanında inovasyon, akıllı navigasyon ve uzun menzilli teslimat sistemleri çağında ortaya çıkan, birbirine bağlı ve hızla değişen olaylar ile kapsamlı ve hızlı bir şekilde etkileşime girebilirler. Çünkü hızlı kalkınma treni asla durmaz ve bu trene ayak uydurup onu şekillendirenler bundan faydalanırken, diğerleri her şeye açık hale gelir. Arap dünyasının sadece bir teknoloji kullanıcısı değil, aynı zamanda bir teknoloji üretim kaynağı olmasını temenni ediyoruz.

Bağımsız karar sahibi, koşulları değiştirebilen, baskı ve krizlere dayanabilen, bölgesel ve uluslararası örgütlere katılım için çabalayan modern ve güçlü ulus-devletler inşa etmeye devam etmeliyiz. Dış politika kararlarımızı ulusal kabiliyetlerimiz ile bölgesel ve uluslararası ilişkilerimizin bir bileşimine dayandırarak bunu başarabiliriz. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre bu da uluslararası arenada aktif rolümüzü koruyacak ve halklarımızın yararına karar alma bağımsızlığımızı ve çoklu seçeneklerimizi güvence altına alacaktır.

Bölgesel ve uluslararası siyasi ve toplumsal kalkınma, sağlam ve üretken bir ulusal ekonomik temel ve sistem gerektirir, çünkü bu, başarının temel ölçütü ve birincil hedeftir. Ayrıca, kapitalist, sosyalist veya başka türlü olmasına bakılmaksızın, performans açısından son derece verimli bir ekonomik sistem de gerektirmektedir. Verimlilik için ise ilgili bilgilerin şeffaf olmasına, gizlilik konusunda hesap sormaya, iyi performansın ödüllendirilmesine ihtiyaç vardır. Verimlilik ayrıca, herkesi katılıma ve rekabete teşvik etmeyi ve güçlendirmeyi, toplumsal taleplere yanıt verebilecek hem yerel hem de uluslararası düzeyde uluslararası şirketlerle rekabet edebilecek ekonomik sistemler ve kurumlar yaratmaya çabalamayı gerektirir. Zira dünya ekonomileri birbirine bağlı ve iç içe geçmiştir, orta gelirli ülkelerin artık rekabetçi uluslararası piyasalardan izole veya bağımsız bir şekilde sürdürülebilir olarak kalkınmasına imkân yoktur.

Zorlukların üstesinden gelmek, bir kalkınma felsefesi benimsemek ve inşa etmeye kararlı olmak, Arap dünyası için daha iyi bir gelecek amacıyla atılması gerekli adımlardır.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.



Arap dünyası için gerekli seçimler

Filistinli bir kız, Gazze'nin el-Derac mahallesindeki bir sığınağın içinden fotoğraf çekiyor 3 Ağustos (AFP)
Filistinli bir kız, Gazze'nin el-Derac mahallesindeki bir sığınağın içinden fotoğraf çekiyor 3 Ağustos (AFP)
TT

Arap dünyası için gerekli seçimler

Filistinli bir kız, Gazze'nin el-Derac mahallesindeki bir sığınağın içinden fotoğraf çekiyor 3 Ağustos (AFP)
Filistinli bir kız, Gazze'nin el-Derac mahallesindeki bir sığınağın içinden fotoğraf çekiyor 3 Ağustos (AFP)

Nebil Fehmi

Günümüzün çalkantılı küresel düzeninin iki kutuplu sistemden sonra, tek kutuplu dünya, çok kutuplu dünya ve büyük kutupları olmayan bir sistem arasında gidip geldiğine kimse itiraz etmiyor.

Ortadoğu'nun istikrarsız olduğu ve ulusal sistemin bir ülkeden diğerine değişen başarı ve başarısızlık oranları, başta İsrail olmak üzere Arap olmayan ülkelerin bölgeyi kendi kimliklerine göre şekillendirme hırsları nedeniyle hem doğal hem de zorunlu bir yeniden yapılanma sürecinden geçtiğine de kimse itiraz etmiyor.

Uluslararası ve bölgesel sahnedeki en önemli ortak unsur, kendisine eşlik eden ya da hegemonya arayışındaki tarafların stratejik kararlarının sonucu olan kargaşadır. Bahsi geçen taraflar, bazı gerginliklere rağmen soğuk barış içinde bir arada yaşamaya dayalı istikrarlı uluslararası ve bölgesel sistem oluşturan, uluslararası ve bölgesel mutabakat ve dengelerin dışına çıkan kararları ile bu kargaşaya neden olmuşlardır.

Soğuk barış içinde bir arada yaşama evresi, yerini uluslararası düzeyde Batı tarafından tek taraflı bakış açısının ve belirli taraflar için neredeyse sıfır toplamlı çözümlerin hakim kılındığı bir başka evreye bıraktı. Sosyal ve siyasi eksenleri yönlendirmek için ekonomik eksenlere odaklanıldı. Ortadoğu'da ise bu geçiş, özellikle ABD tarafından desteklenen İsrail tarafından, kaba askeri ve siyasi güç kullanılarak gerçekleştiriliyor. Böylece başkalarının meşru haklarına veya devletlerin egemenliğine saygı göstermeden, kamusal alanda şiddet ve çifte standart kullanılarak, güç kanunu hukukun gücüne üstün geldi.

Mevcut uluslararası ve bölgesel durum son derece zor, tehlikeli ve etkileri denizler ve kıtalar boyunca uzanıyor. Bu, genel olarak bağımsız devletlerin ve özellikle de Ortadoğu'daki Arap devletlerinin, kapsamlı vizyonlar, coşkulu bir kararlılık, kararlar almada ve politikalarımızı eyleme dönüştürmede cesaret ve bilgelikle inisiyatif almasını gerektiriyor.

Anın önemine ve durumun zorluğuna rağmen, Arap dünyasının bu kasırgayı güvenli bir şekilde atlatmasının temel olarak üç kelimeye bağlı olduğunu belirtirken, koşulları abartmıyor veya küçümsemiyorum. Bu üç kelime, meydan okuma, kalkınma ve inşadır.

Biz Araplar olarak, meydan okumanın- aslında meydan okumaların- büyüklüğünü takdir etmeliyiz. Ortadoğu'da ve Arap ülkelerinde Arap kimliğini sulandırma, bunu özellikle de İsrail etkili bir Ortadoğu kimliği veya gerekirse bölgesel stratejik çıkarlar pahasına acil, kısa vadeli maddi çıkarlarla yönlendirilen bir kimlikle değiştirme girişimlerini, keza yeni hegemonun, Arapların teknolojik ve finansal olarak gelişmiş dünyaya açılan kapısı ve aracısı olduğu iddiasını bu meydan okumalar arasında sayabiliriz.

Arap kimliğinin başkalarının yararına parçalanması, finansal ve teknolojik kanalların kontrol altına alınması ve Arap ülkelerinin bunlara erişiminin kısıtlanması, askeri, ekonomik ve politik olarak Arap ülkelerinin ulusal güvenliğine açık ve uzun vadeli tehdit oluşturmaktadır. Mısır, Suudi Arabistan ve etkili Arap ülkeleri, komşu Arap olmayan ülkelerle istişare etmeden önce, Arap düzeyinde tartışılacak bir Arap ulusal güvenliği planı ve vizyonu geliştirmelidir. Zira bizi birleştiren kavram ve çıkarlar, belirli konulardaki görüş ayrılıklarından çok daha ağır basmaktadır.

Dürüstlük aynı zamanda, vatandaşların Arap kimliğinin gerçekliğine olan güvenini ve inancını yeniden tesis etmek için Arap düzeyinde bir öz meydan okumayla yüzleşmek gerektiği konusunda da açık sözlü olmayı elzem kılıyor. Bu yüzleşme özellikle kültür, miras ve ekonomik alanlarda bizi birleştiren unsurlara dayanan gerekli bir tutkuyla ve zaman zaman, özellikle siyasi düzeyde ortaya çıkan farklı önceliklerle gerçekçi ve saygılı bir şekilde başa çıkarak yapılmalıdır.

Bölgesel düzeyin dışındaki Arap toplulukların çeşitliliğinden de en üst düzeyde faydalanılmasına, olumlu bir şekilde teşvik edilmesine ve eylemlerinin daha geniş Arap bölgesel çerçevesi içinde uyumlu ve entegre hale getirilmesi için çalışılmasına davet ediyorum; zira bunlar, genel Arap çabasına kümülatif katkılar oluşturmaktadır.

İçeride ise meydan okumalar, Arap dünyasında ulus-devlet kavramını güvence altına almayı ve güçlendirmeyi, halklarımızın ve çeşitli dini grupların hususiyetlerine saygı göstererek parçalanma ve bölünmeye yer bırakmamayı içeriyor. Zira özellikle 21. yüzyıldan bu yana veya kısa bir süre öncesine kadar, fitne, radikal muhalif hareketler veya yabancı oluşumlar tarafından istismar edilen Arap istikrarsızlığı, ulusal bölünme ve ayrılığın en önemli tohumlarından biri olmuştur.

Bir diğer meydan okuma da orta büyüklükte ve ılımlı devletler olduğumuz göz önüne alındığında, oldu bitti dayatma ve bölgesel düzeni güç kullanarak şekillendirme girişimlerine karşı koyma gerekliliğidir. Uluslararası hukuk, doğrunun yanlışa üstün gelmesini, uluslarımızın ve dünyamızın ulusal güvenliğinin korunmasını, tüm ülkeleri ve halkları ortak ve evrensel standartlara göre hesaba katarak adil bir bölgesel düzenin istikrarının sağlanmasını güvence altına almanın temel taşıdır. İsrail'in son aylarda Gazze ve Batı Şeria, Suriye, Lübnan, Yemen ve İran'daki uygulamaları, İsrailli yetkililerin bölgeyi yeniden şekillendirdikleri ve karşılarında duran her tarafa karşı güç ve çifte standart kullanacaklarını ilan ettikleri politikalarının pratik bir yansımasıdır.

Belki de meydan okumaların üstesinden gelmenin ve başarı fırsatları sunmanın en iyi yollarından biri, Arap dünyasının hem ulusal hem de bölgesel olarak sürekli ve kademeli bir kalkınma metodolojisini benimsemesidir. Öncelikle özelliklerimizi, haklarımızı, bölgesel ve uluslararası etkimizi korumak, uluslararası ve bölgesel durumlar sürekli değiştiği için gelişmelere ayak uydurmak için bunu yapmalıyız. Arap dünyasının uluslararası ve bölgesel gelişmelerin farkında olması ve bunları yakından takip etmesi yeterli değil. Aksine, özellikle Arap olmayan uluslararası ve bölgesel aktörlerin müdahale ettiği ve istediği gibi dolaştığı Ortadoğu düzeyinde, çağdaş düzenin, eğilimlerinin ve sonuçlarının şekillendirilmesine katkıda bulunmamız zorunludur.

Ulusal ve bölgesel Arap siyasi, ekonomik ve güvenlik düzeylerinde sürekli öz-gelişim felsefesini benimsemeden bölgesel kalkınmayı güvenli bir şekilde yönlendirmeyi başaramayız. Bu durum, bütün ülkelerimizi temsil eden ve Mağrip'ten Maşrık (Levant) ve Körfez'e kadar herkese ilham veren ulusal ve bölgesel kurumlarımızı da kapsamaktadır. Böylece yapay zekâ, insansız hava araçları, genetik alanında inovasyon, akıllı navigasyon ve uzun menzilli teslimat sistemleri çağında ortaya çıkan, birbirine bağlı ve hızla değişen olaylar ile kapsamlı ve hızlı bir şekilde etkileşime girebilirler. Çünkü hızlı kalkınma treni asla durmaz ve bu trene ayak uydurup onu şekillendirenler bundan faydalanırken, diğerleri her şeye açık hale gelir. Arap dünyasının sadece bir teknoloji kullanıcısı değil, aynı zamanda bir teknoloji üretim kaynağı olmasını temenni ediyoruz.

Bağımsız karar sahibi, koşulları değiştirebilen, baskı ve krizlere dayanabilen, bölgesel ve uluslararası örgütlere katılım için çabalayan modern ve güçlü ulus-devletler inşa etmeye devam etmeliyiz. Dış politika kararlarımızı ulusal kabiliyetlerimiz ile bölgesel ve uluslararası ilişkilerimizin bir bileşimine dayandırarak bunu başarabiliriz. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre bu da uluslararası arenada aktif rolümüzü koruyacak ve halklarımızın yararına karar alma bağımsızlığımızı ve çoklu seçeneklerimizi güvence altına alacaktır.

Bölgesel ve uluslararası siyasi ve toplumsal kalkınma, sağlam ve üretken bir ulusal ekonomik temel ve sistem gerektirir, çünkü bu, başarının temel ölçütü ve birincil hedeftir. Ayrıca, kapitalist, sosyalist veya başka türlü olmasına bakılmaksızın, performans açısından son derece verimli bir ekonomik sistem de gerektirmektedir. Verimlilik için ise ilgili bilgilerin şeffaf olmasına, gizlilik konusunda hesap sormaya, iyi performansın ödüllendirilmesine ihtiyaç vardır. Verimlilik ayrıca, herkesi katılıma ve rekabete teşvik etmeyi ve güçlendirmeyi, toplumsal taleplere yanıt verebilecek hem yerel hem de uluslararası düzeyde uluslararası şirketlerle rekabet edebilecek ekonomik sistemler ve kurumlar yaratmaya çabalamayı gerektirir. Zira dünya ekonomileri birbirine bağlı ve iç içe geçmiştir, orta gelirli ülkelerin artık rekabetçi uluslararası piyasalardan izole veya bağımsız bir şekilde sürdürülebilir olarak kalkınmasına imkân yoktur.

Zorlukların üstesinden gelmek, bir kalkınma felsefesi benimsemek ve inşa etmeye kararlı olmak, Arap dünyası için daha iyi bir gelecek amacıyla atılması gerekli adımlardır.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.