Fransa, Seine Nehri'nde 4 erkeğin cesedinin bulunmasının ardından bir şüpheliyi gözaltına aldı

Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
TT

Fransa, Seine Nehri'nde 4 erkeğin cesedinin bulunmasının ardından bir şüpheliyi gözaltına aldı

Fransız polisi (Arşiv- Reuters)
Fransız polisi (Arşiv- Reuters)

Paris'in dışındaki Créteil bölgesi savcılığı dün yaptığı açıklamada, Seine Nehri'nde dört erkeğin cesedinin bulunmasının ardından Fransız polisinin cinayet şüphesiyle bir adamı gözaltına aldığını duyurdu.

Ofis, yetkililerin dört cesedi 13 Ağustos'ta Paris'in güneydoğusunda, eşcinsel ilişkilerle bilinen Choisy-le-Roi bölgesinde bulduğunu belirtti.

xcvfg
Seine Nehri (Reuters)

Şüphelinin evsiz olduğu ve cesetlerin bulunduğu bölgede defalarca görüldüğü ifade edildi.

Ölenlerden ikisi evsizdi: Biri Cezayirli, diğeri Tunuslu. 21 yaşındaki üçüncü kişi de Cezayirliydi ve yakınlarda yaşıyordu, dördüncüsü ise 48 yaşında bir Fransızdı.

Şüphelinin avukatı Antoine Oury, geçen hafta gözaltına alınan ve pazar günü cinayet şüphesiyle hakim karşısına çıkan müvekkilinin kimliğini yasal nedenlerle açıklayamayacağını söyledi. Savcılık, şüphelinin tutuklanmasını talep etti.



Denisova insanlarından gelen bir gen, Homo sapiens'in Amerika'da yaşamasını sağlamış olabilir

Denisova insanlarının soyunun yaklaşık 50 bin yıl önce tükendiği düşünülüyor (Reuters)
Denisova insanlarının soyunun yaklaşık 50 bin yıl önce tükendiği düşünülüyor (Reuters)
TT

Denisova insanlarından gelen bir gen, Homo sapiens'in Amerika'da yaşamasını sağlamış olabilir

Denisova insanlarının soyunun yaklaşık 50 bin yıl önce tükendiği düşünülüyor (Reuters)
Denisova insanlarının soyunun yaklaşık 50 bin yıl önce tükendiği düşünülüyor (Reuters)

Denisova insanlarından gelen bir genin, modern insanların Amerika'ya ilk gittiği zaman kıtada hayatta kalmasını sağlamış olabileceği bulundu.

Modern insanların (Homo sapiens), en yakın akrabaları Neandertaller ve Denisova insanlarıyla çiftleştiği biliniyor. Bu etkileşimler sonucu aktarılan bazı genetik özellikler, sağladıkları avantaj nedeniyle binlerce yıl boyunca korunmayı başardı.

Daha önce yapılan araştırmalarda mukus üretimine rol oynayan MUC19 geninin, Denisova insanlarından gelen eski bir varyantının, Amerika yerlilerinde yaygın olduğu gösterilmişti. Ayrıca bu genin sağladığı evrimsel avantaj nedeniyle zaman içinde bu popülasyonlarda yaygınlaştığı tespit edilmişti.

Bulguları hakemli dergi Science'ta 21 Ağustos'ta yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, Denisova insanlarına özgü MUC19 varyantlarının Amerikan yerlilerine fayda sağlayıp sağlamadığını anlamak için modern Meksikalı, Perulu, Kolombiyalı ve Porto Rikolu bireylerin genetik verilerini karşılaştırdı.

1000 Genom Projesi adlı kapsamlı bir çalışmadan yararlanan araştırmacılar, Meksikalıların yüzde 33'le bu varyantın en sık görüldüğü popülasyon olduğunu saptadı. Peruluların yaklaşık yüzde 20'si, Kolombiyalılar ve Porto Rikoluların da sadece yüzde 1'i bu varyantı taşıyordu.

Araştırmacılar bunun, Meksikalıların genomlarında diğer popülasyonlara göre daha fazla Amerikan yerlisi DNA'sı olmasından kaynaklandığını düşünüyor.

Sözkonusu MUC19 varyantının, modern insanlara nereden geçtiğini araştırınca genin Denisova insanı bölümünün, Neandertallere özgü DNA arasında sıkışmış olduğunu gördüler. 

Bilim insanları genin muhtemelen Denisova insanlarıyla çiftleşen Neandertallere geçtiğini ve daha sonra Neandertallerin modern insanlarla çiftleşmesiyle varyantın aktarıldığını düşünüyor.

Ekip ilk kez Neandertaller aracılığıyla Homo sapiens'e geçen bir Denisova geni bulduklarını söylüyor.

Colorado Boulder Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Fernando Villanea, "Bu çok tuhaf" diyerek ekliyor:

Gördüğümüz bunun tek örneği mi, yoksa daha fazlası mı var? Hâlâ bunu anlamaya çalışıyoruz.

Araştırmada ayrıca modern insanların Kuzey Amerika'ya göç ettiğinde, genomlarının MUC19 bölgesinde tekrarlanan dizilerin önemli ölçüde genişlediği saptandı. Bu genişleme, değişen çevresel koşullarda genin kodladığı musin proteininin daha işlevsel hale gelmesiyle bağlantılı olabilir.

Araştırmacılar, bu değişimin mukusu daha yapışkan hale getirdiğini ve bunun da eski insanların hayatta kalma ve üreme başarısını artırmış olabileceğini düşünüyor.

Bu varyantın tam olarak hangi faydaları sağladığı bilinmese de Amerika'daki bazı zararlı mikroplara karşı koruma sağlaması veya bazı bağışıklık tepkilerini düzenlemesi muhtemel. 

Makalenin ortak yazarı Emilia Huerta-Sánchez "Belli ki bu genin sözkonusu popülasyonlara fayda sağlayan bir özelliği vardı, belki de hâlâ var ya da gelecekte de olacak" diyerek ekliyor: 

Bulguların, bu genin gerçekte ne işe yaradığına dair ek araştırmalara yol açmasını umuyoruz.

Independent Türkçe, Science Alert, Live Science, Science


Trump’ın tarifeleri Hindistan’ın elmas sektörünü vurdu

Elmas sektörü Hindistan ekonomisinin önemli bir parçasını oluşturuyor (Reuters)
Elmas sektörü Hindistan ekonomisinin önemli bir parçasını oluşturuyor (Reuters)
TT

Trump’ın tarifeleri Hindistan’ın elmas sektörünü vurdu

Elmas sektörü Hindistan ekonomisinin önemli bir parçasını oluşturuyor (Reuters)
Elmas sektörü Hindistan ekonomisinin önemli bir parçasını oluşturuyor (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın tarifeleri, Hindistan'ın elmas sektörünü zor duruma soktu.

Çin'den gelen talebin azalması nedeniyle ihracatı son 20 yılın en düşük seviyesine gerileyen Hindistan'daki elmas endüstrisi, Trump'ın yüksek gümrük vergileriyle bir darbe daha aldı.

Reuters'ın analizinde, ABD'nin gümrük tarifelerinin, yıllık 28,5 milyar dolar değerindeki mücevher ve takı sevkıyatının yaklaşık üçte birini oluşturan en büyük pazara erişimi kesebileceğine dikkat çekiliyor.

Dünyadaki ham elmasın yüzde 80'inden fazlası Hindistan'ın Surat kentinde işleniyor. Gümrük vergilerinin alıcı güvenini sarsması nedeniyle, dünyanın en büyük ofisine sahip Surat Elmas Borsası'nda siparişlerin durma noktasına geldiği belirtiliyor.

Küçük ihracatçılar zorlanırken, bazı büyük firmaların da faaliyetlerinin bir kısmını ABD'nin yüzde 15 gümrük tarifesi uyguladığı Botsvana gibi ülkelere kaydırmayı planladığı yazılıyor.

ABD'nin Hindistan'a uyguladığı yüzde 25'lik gümrük tarifesi, 27 Ağustos'ta iki katına çıkacak.

Dharmanandan Diamonds'ın genel müdürü Hitesh Patel, Trump'ın vergileri nedeniyle yıllık gelirlerinin yüzde 20-25 oranında azalmasını beklediklerini söylüyor. Patel, "Ağustos sonuna kadar bekleyip göreceği ancak böyle devam ederse Botsvana'daki üretimimizi artırabiliriz" diyor.

Mücevher ve Mücevherat İhracatını Teşvik Konseyi (GJEPC) başkan yardımcısı Shaunak Parikh de azalan talep nedeniyle sektörde çalışma gün ve saatlerinin kısalmaya başladığını belirtiyor.  

Kimliğinin açıklanmaması kaydıyla konuşan bir borsa yetkilisi, Surat Elmas Borsası'nda 4 bin 700'den fazla ofisin satıldığını ancak bunlardan 250'den azının kullanımda olduğunu, birkaç şirketin de taşınma planlarını yeniden gündeme aldığını belirtiyor.

Başbakan Narendra Modi, 6,7 milyon metrekarelik araziye inşa edilen Surat Elmas Borsası'nın açılışını Aralık 2023'te yapmıştı. Buna kıyasla Pentagon'un binası 6,5 milyon metrekarelik arazi üzerine kurulu. Modi, açılış konuşmasında borsayı "yeni Hindistan'ın gücü ve kararlılığının sembolü" diye nitelemişti.

Yılın bu zamanlarında Surat'taki ofisler, Noel öncesi artan ABD siparişlerini karşılamak için üretimi artırıyordu. Ancak Reuters'ın aktardığına göre bu yıl pek çok çalışan işsiz kalmaktan endişeleniyor.

Modi'nin memleketi Surat'ta bir elmas işleme firmasının sahibi Shailesh Mangukiya, "Talep o kadar düştü ki geçen yıl 25 bin rupiye (yaklaşık 11 bin 700 TL) sattığım elmas paketleri şimdi ancak 18 bin rupi (yaklaşık 8 bin 400 TL) ediyor" diyor.

BBC'nin analizinde, gümrük vergisinin Hindistan'daki hazır giyim ve tekstil fabrikalarını vurduğuna da dikkat çekiliyor.

Independent Türkçe, Reuters, BBC


Obeziteyle mücadelede devrim yaratacak yöntem denizden çıktı

Kahverengi su yosunu türü Saccharina japonica, iştahı bastıran ilaçlara gerek kalmadan kilo alımını engelleyebilir (Wikimedia Commons)
Kahverengi su yosunu türü Saccharina japonica, iştahı bastıran ilaçlara gerek kalmadan kilo alımını engelleyebilir (Wikimedia Commons)
TT

Obeziteyle mücadelede devrim yaratacak yöntem denizden çıktı

Kahverengi su yosunu türü Saccharina japonica, iştahı bastıran ilaçlara gerek kalmadan kilo alımını engelleyebilir (Wikimedia Commons)
Kahverengi su yosunu türü Saccharina japonica, iştahı bastıran ilaçlara gerek kalmadan kilo alımını engelleyebilir (Wikimedia Commons)

Bilim insanları obeziteyle mücadelede kahverengi su yosunlarından elde edilen bir maddenin devrim niteliğinde bir rol oynayabileceğini keşfetti.

Diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalıkları gibi pek çok rahatsızlığa yol açabilen obezite, dünya çapında gittikçe artan bir sağlık sorunu. 

Uzmanlar yaşam tarzı değişikliklerinin yanı sıra iştahı bastırma veya yağ yakma gibi müdahalelerle bu hastalıkla başa çıkma yollarını arıyor.

Çin'deki Zhejiang Teknoloji Üniversitesi'nden araştırmacılarsa yeni çalışmalarında, bağırsak florasını hedefleyerek kilo alımını engellemenin yolunu belirledi.

Bulguları Carbohydrate Polymers adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada, obezitenin önlenmesinde etki sağladığı bilinen fukoidan adlı bileşiğe odaklanıldı. 

Japonya ve Kore'de yenilen Saccharina japonica türündeki kahverengi su yosunlarında bulunan bu bileşik, moleküler ağırlığının yüksek ve çözünürlüğünün düşük olması nedeniyle yeterince etki yaratmıyordu.

Araştırmacılar bu sorunun üstesinden gelmek adına bileşiği kimyasal olarak parçalayarak daha düşük moleküler ağırlıklara sahip 4 ayrı bileşik elde etti. Bu sayede maddenin vücutta daha kolay parçalanıp emilmesi ve etkisinin artması amaçlandı.

Daha sonra bunları fareler üzerinde test etmek için hayvanları iki gruba ayırdılar. Kontrol grubundaki fareler düşük yağlı bir diyete sokulurken, diğerleri yüksek yağlı besinler tüketti. 

4 haftanın ardından ikinci gruptaki fareler de gruplara ayrıldı ve biri müdahale edilmeden aynı beslenme düzenini takip etti. Diğer grupların her birine de farklı moleküler ağırlıktaki 4 ayrı fukoidan bileşiği verildi.

Araştırmacılar 4 haftanın ardından farelerin kilo alımını, yağ birikimini, kan şekeri seviyelerini ve kolesterolünü ölçtü ve bağırsak florasını analiz etti.

Fukoidan verilen hayvanların, müdahale edilmeyenlere kıyasla daha az kilo aldığı tespit edildi. 

Ancak en güçlü etkiyi gösteren LMWF4 adlı fukoidan, kilo alımını ve yağ birikimini azaltmakla kalmadı, aynı zamanda kan şekeri ve kolesterol seviyelerini de iyileştirdi.

Ayrıca bağırsak bakterilerinin dengesinin de daha sağlıklı hale geldiği gözlemlendi: Metabolik sağlığın iyileşmesiyle bağlantılı mikroorganizmaların sayısı artarken, obeziteyle ilişkili olanların sayısı azaldı.

Bulgular LMWF4'ün, bağırsak ortamını yeniden programlayarak vücudu kilo alımına ve metabolik işlev bozukluğuna karşı daha dirençli hale getirdiğine işaret ediyor.

Çalışma fareler üzerinde yapıldığı için aynı sonuçların insanlarda da görülüp görülmeyeceğini söylemek henüz mümkün değil.

Ancak yeni yöntem, obeziteyle mücadelede doğrudan ilaç yerine vücutta yağlarla savaşan mikroorganizmaları teşvik ettiğinden büyük potansiyel taşıyor. 

Bilim insanları bileşiğin güvenilir ve tüketilen bir kaynaktan elde edilmesinin de önemli bir avantaj sağladığını belirtiyor.

Araştırmacılar makalede şu ifadeleri kullanıyor: 

Farklı fukoidanların yapısal özelliklerinin analizi ve bağırsak bakterilerindeki değişiklikler, bunların bağırsak mikrobiyotası üzerindeki etkisine ilişkin değerli bilgiler sağlayarak fukoidan bazlı tedavilerin daha da geliştirilmesi için bir temel sunuyor.

Independent Türkçe, New Atlas, Carbohydrate Polymers