Gazze Şeridi’nde yürürlükte olan ateşkes anlaşması yedinci haftasını geride bırakırken, güvenlik ve idari düzenlemeleri kapsayan ikinci aşamaya geçilemedi. Bu durum, anlaşmanın geleceğine ilişkin artan engeller ve olası çöküşüne dair Amerikan kaynaklarından gelen sızıntılar eşliğinde yaşanıyor.
Kahire’nin devrede olduğu süreçte, İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet’in başkanı ile Mısır istihbarat şefinin bir araya geldiği yönündeki İsrail basını kaynaklı haberler dikkat çekti. Uzmanlar, bu temasların anlaşmaya etkisine ilişkin farklı değerlendirmelerde bulunuyor. Bir kesim, özellikle istikrar güçlerinin konuşlandırılması ve Gazze’nin yeniden inşasına dair başlıklarda ilerleme ihtimali gördüklerini belirtirken; diğerleri Washington ve Tel Aviv’in anlaşmayı ‘göz ardı etmeyi sürdürdüğü’ görüşünde. Buna karşın Mısır ve Katar’ın, yakın dönemde bir değişim yaşanacağı umuduyla anlaşmanın çökmesini önlemeye çalıştığı ifade ediliyor.
Büyük uygulama engelleri
Şarku’l Avsat’ın Washington Post’tan aktardığına göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze Şeridi’ne uluslararası güç gönderme planı, geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından benimsenmesine rağmen ciddi uygulama engelleriyle karşı karşıya. Washington Post’un haberinde, ilgili ülkelerden askeri katkı sağlanmasının zorluğu ve konuşlanacak birliklerin Filistinli sivillerle çatışma riskine ilişkin artan endişelerin süreci tıkadığı belirtildi.
Gazeteye konuşan bir ABD’li yetkili, katılımcı ülkelerin netleşmesinin ardından lojistik destek ve eğitim sürecinin birkaç hafta sürebileceğini, Washington’ın ise konuşlandırmanın 2026 başında başlamasını umduğunu söyledi. Ancak potansiyel katılımcı ülkelerin listesi hâlâ netlik kazanmış değil ve şu ana kadar kesin bir taahhüt bulunmuyor.

Washington Post’a göre bu görevin hayata geçirilmesi son derece güç görünüyor; zira İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalar sürerken, 10 Ekim’de imzalanan ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail’in hava saldırıları devam ediyor.
Gazetenin aktardığı endişeler, Yediot Ahronot’un ortaya çıkardığı yeni bir İsrail planının ardından geldi. Habere göre, İsrail yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı hatın doğusunda İsrail kontrolündeki bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas’ın kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas mensuplarını bu alanlarda aşamalı olarak hedef almayı planlıyor.
İsrail Yayın Kurumu’nun pazar günü aktardığına göre, ordu Hamas’ı tasfiye etmeye yönelik çeşitli senaryolar üzerinde çalışıyor; bunlar arasında Gazze’nin tamamen işgali de bulunuyor. Kurumun haberinde, ‘ABD’nin Hamas’ın silahsızlandırılmasına yönelik hâlâ net bir planı olmadığı, İsrail ordusunun ise Hamas’ın güç kazanmasını engellemeye dönük planlar hazırladığı’ ifade edildi.
Bu gelişmeler ışığında Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari pazar günü yaptığı açıklamada, “İsrail’in, Filistin tarafının geri almaya çalıştığı iki rehinenin naaşı gerekçe gösterilerek anlaşmanın uygulanmasını engellemesine izin verilmemesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Ensari, Katar ve bölgedeki ortaklarının mevcut çabasının, planın birinci aşamasından ikinci aşamasına geçişi sağlamak ve Gazze Şeridi’ndeki savaşı tamamen sona erdirecek sürdürülebilir bir barışa ulaşmak olduğunu vurguladı.
Mısır’ın eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Haridi ise Tel Aviv’in son İsrailli rehinelerin cesetlerinin teslim edilmesinin ardından, güvenlik ve idari düzenlemelerle direnişin silahsızlandırılmasının yer aldığı ikinci aşamaya geçmek zorunda olduğunu belirterek, gelişmeleri önden yorumlamamak gerektiği görüşünü dile getirdi.

Filistinli siyaset analisti Nizar Nazzal’a göre İsrail, Gazze Şeridi’ndeki çatışmayı kendi istediği şekilde yeniden şekillendirmeye çalışıyor. Nazzal, İsrail’in Gazze anlaşmasının önüne yeni engeller çıkardığını, bunun da ya bölgenin coğrafi olarak bölünmesiyle ya da anlaşmanın ikinci aşamasının parçalara ayrılmasıyla yapılabileceğini belirtiyor. Nazzal’a göre bu yaklaşımın amacı, İsrail’in Gazze’den çekilme sürecini mümkün olduğunca uzatmak ve anlaşmanın maddelerini dikkate almadan yalnızca kendi kontrolündeki bölgeleri yeniden inşa etmeye yönelmek. Nazzal, Washington’ın bu tutumla uyum içinde olduğunu ve İsrail’in ihlallerine ses çıkarmadığını vurguladı. Ayrıca ‘Arap ülkelerinin mevcut koşullarda uluslararası güçlere meşruiyet vermeyeceğini, bunun da birliklerin konuşlandırılmasını geciktireceğini’ ifade etti. Nazzal, İsrail’in bu adımlarına karşı bir Amerikan vetosunun bulunmadığını, bunun da anlaşmanın ilerleyişini yavaşlatacak yeni hamleleri cesaretlendireceğini söyledi.
Şin-Bet Başkanı Kahire’de
Bu zorluklar sürerken, Kahire’nin çeşitli diplomatik girişimlerde bulunduğu görülüyor. Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İsrail’le iyi ilişkileri bulunan Almanya’ya giderek bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele alacağı, Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın dünkü açıklamasıyla duyuruldu. Öte yandan İsrail Yayın Kurumu’nun pazar günkü haberine göre, İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Başkanı David Zini, dün Mısır’da Genel İstihbarat Servisi Başkanı Hasan Reşad ile bir araya geldi. Görüşmede Gazze dosyası ve ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına dair temasların ele alındığı belirtildi.
Bundan bir hafta önce ise Hamas heyeti, Kahire’de Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı ile görüşmüş, ateşkes anlaşmasının son durumu ve Gazze’deki genel koşullar değerlendirilmişti. Ayrıca başkentte arabulucular ve garantör ülkelerin katıldığı bir toplantı da düzenlenmişti.

Haridi’ye göre Mısır’ın yürüttüğü temaslar ve diplomatik girişimler, mevcut çıkmazları aşmaya yönelik fikir ve önerilerin şekillendirilmesini amaçlıyor. Bu çerçevede süreçte ilerleme sağlanabileceğini belirten Haridi, anlaşmanın tüm taraflar için bağlayıcı olduğunu vurguladı. Haridi, İsrail’in ihlallerinin tekrarlanması durumunda, sürdürülen baskının bu aşırılıkları durdurmaya yeteceğini ifade etti.
Öte yandan Nizar Nazzal, anlaşmanın Washington’ın istediği şekilde tamamen çökmesinin muhtemel olmadığını, zira bunun ABD’yi uluslararası alanda zor bir konuma düşüreceğini söyledi. Ancak ABD’nin, anlaşmanın mevcut durumda olduğu gibi ‘ihmal edilmiş’ şekilde kalmasına göz yumabileceğini; bunun da İsrail’e planlarını yürütme konusunda daha fazla hareket alanı sağladığını savundu. Nazzal, buna rağmen özellikle Mısır ve Katar’ın başını çektiği arabulucuların, Washington’ın İsrail üzerindeki baskısını artırması için çabalarını sürdüreceğini ve yakın dönemde bir değişim umudunu koruduklarını belirtti.

