‘Ertesi gün’ tartışması savaşın durdurulmasına bağlı

Suudi Arabistan, Filistin devleti için “güvenilir bir yol haritası” talep ederken, ABD, Güvenlik Konseyi’ndeki Arap grubunun tasarısını veto etti

Guterres’in BM Güvenlik Konseyi toplantısında konuşmasının öncesinde dün İsrail saldırılarının ardından Gazze şehri üzerinde yükselen dumanlar (Reuters)
Guterres’in BM Güvenlik Konseyi toplantısında konuşmasının öncesinde dün İsrail saldırılarının ardından Gazze şehri üzerinde yükselen dumanlar (Reuters)
TT

‘Ertesi gün’ tartışması savaşın durdurulmasına bağlı

Guterres’in BM Güvenlik Konseyi toplantısında konuşmasının öncesinde dün İsrail saldırılarının ardından Gazze şehri üzerinde yükselen dumanlar (Reuters)
Guterres’in BM Güvenlik Konseyi toplantısında konuşmasının öncesinde dün İsrail saldırılarının ardından Gazze şehri üzerinde yükselen dumanlar (Reuters)

Gazze Şeridi’nin kuzey ve güneyindeki savaş cephelerinde yaşanan şiddetli çatışmaların ardından, dün, Washington ve New York’ta iki paralel yaklaşım ortaya çıktı. Bunlardan ilki, Gazze’deki savaşın ‘ertesi günü’ olarak bilinen tartışmayı önce çatışmanın durdurulmasına bağlayan Arap-İslam pozisyonuyken, ikincisi, Gazzelilerin Mısır’a kitlesel göçü konusunda uyarıda bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından ifade edildi.

Dün Washington, Riyad’daki Arap-İslam Zirvesi sonucunda oluşturulan ve başkanlığını Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan’ın yaptığı bakanlar komitesi üyelerinin yoğun hareketlerine tanık oldu. Suudi Bakan, savaşı durdurmadan ileride Gazze Şeridi’nde yaşanacakları tartışmayı reddettiğini belirterek Filistin devletinin kurulması için güvenilir bir yol haritasının geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Prens Faysal, komitenin ABD başkentinde gazetecilerle birlikte düzenlediği konferansta “Mesajımız tutarlı ve nettir; çatışmanın bir an önce sonlandırılmasının çok önemli olduğuna inanıyoruz (...) Bu çatışmayla ilgili endişe verici olan şeylerden biri, çatışmayı sona erdirmenin uluslararası toplumdaki bazı taraflar için bir öncelik gibi görünmemesidir” ifadelerini kullandı.

Öte yandan komite üyelerinden Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen Safadi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte “Ne yazık ki iyimser değilim. İsrail’in kimseyi dinlemediğini ve kendisi dahil olmak üzere bölgedeki herkes için yıkıcı sonuçlar doğuran saldırganlığını sürdüreceğini düşünüyorum” dedi. Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ise Şarku’l Avsat’ın bir sorusunu “Çözüm, ateşkes ve daha fazla insani yardımın akışını sağlama noktasında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından hazırlanan bir tasarıdır” sözleriyle yanıtladı.

Arap-İslam Komitesi üyelerinin açıklamaları, Gazze’deki savaş konusunu kendileriyle görüşmek istediğini belirten ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile toplantılarından önce geldi.

Öte yandan BM Güvenlik Konseyi, ABD’nin vetosunu kullanmasının ardından Gazze’de ateşkes çağrısında bulunan Arap grubunun sunduğu karar tasarısını geçirmekte başarısız oldu. Karar tasarısı 13 evet oyu alırken, İngiltere oylamada çekimser kaldı. Bu sırada Guterres, Gazze’de kamu düzeninin ‘tamamen çöktüğü’ ve bunun bölge sakinlerini Mısır’a sığınmaya ittiği konusunda uyarıda bulundu.



Tutuklu Filistinli aktivist doğuma katılamadı: Columbia öğrencileri eylemde

Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
TT

Tutuklu Filistinli aktivist doğuma katılamadı: Columbia öğrencileri eylemde

Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)
Columbialı öğrenciler, Filistinli aktivistlerin serbest bırakılması için kampüs girişinde eylem düzenledi (Reuters)

Columbia Üniversitesi'ndeki Filistin'e destek protestolarının önde gelen isimlerinden tutuklu aktivist Mahmud Halil'in eşinin doğumuna katılmasına izin verilmedi. 

Filistinli protestocunun ABD'li eşi Noor Abdalla, pazartesi akşamı yaptığı paylaşımda çocuğunu tek başına doğurduğunu belirtti: 

Bugün erken saatlerde Mahmud yanımda olmadan oğlumuzu dünyaya getirdim. ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) yetkililerinden Mahmud'un doğuma katılmasına izin verilmesini istedik fakat oğlumuzu görmek için geçici olarak serbest bırakılmasını reddettiler. Bu, ICE'nin bana, Mahmud'a ve oğlumuza acı çektirmek için aldığı kasıtlı bir karardı.

Halil'in avukatları, aktivistin tutulduğu Louisiana eyaletinin New Orleans şehrindeki ICE direktörü Melissa Harper'a pazar günü e-posta gönderdi. CNN'in incelediği yazışmalara göre Halil'in, New York şehrindeki eşi Abdalla'nın yanına gidip doğuma katılabilmesi için iki haftalığına serbest bırakılması talep ediliyor. 

E-posta gönderildikten yarım saat sonra Harper'ın gönderdiği yanıtta iki cümleyle talebin reddedildiği bildiriliyor. 

New York'ta 8 Mart'ta ICE görevlileri tarafından yakalanan Halil, ertesi gün Louisiana eyaletindeki bir hapishaneye transfer edilmişti. ABD Başkanı Donald Trump, Halil'in "Hamas destekçisi" olduğunu ve sınır dışı edilmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ancak Washington, suçlamalarla ilgili henüz delil paylaşmadı. 

Louisiana'da 8 Nisan'da gerçekleştirilen duruşmada Halil'in avukatlarından Marc Van Der Hout, davayla ilgili ellerine kanıt niteliğinde "tek bir belge bile ulaşmadığını" söylemişti. Hakim Jamee E. Comans, buna rağmen Halil'in sınır dışı edilebileceğine karar vermiş fakat daha sonra karar başka bir mahkeme tarafından iptal edilmişti. Halil'in avukatları öğrencinin serbest bırakılması için hukuki mücadelenin sürdüğünü söylüyor. 

Columbia'daki protestoları organize ettiği gerekçesiyle Filistin kökenli öğrenci Muhsin Mehdevi de gözaltına alınmıştı. Muhsin ve Halil'in ABD'de yasal oturum izni var.

Columbialı öğrenciler, pazartesi günü düzenledikleri eylemde kendilerini kampüsteki kapıya zincirleyerek Mehdevi ve Halil'in serbest bırakılmasını talep etti. Protestocular, "Adalet istiyoruz" ve "Siyasi suçlular serbest bırakılsın" pankartları açtı. New York Times'ın aktardığına göre eylemlerde gözaltına alınan protestocu sayısı henüz netleşmedi. 

Ayrıca Tufts Üniversitesi'nde doktora yapan Rümeysa Öztürk'ün Filistin'e destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alınması da tartışma yaratmıştı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Öztürk'ün öğrenci vizesinin iptal edildiğini ve kendisinin sınır dışı edileceğini açıklamış, daha sonra federal yargıç Denise Casper, sınır dışı sürecini durdurma kararı vermişti. Öztürk'le ilgili kararın 1 Mayıs'ta açıklanması bekleniyor. 

Columbia Üniversitesi'nde 18 Nisan 2024'te başlayan olaylar, onbinlerce öğrenci ve akademisyenin katılımıyla Princeton, Yale, MIT ve Harvard gibi prestijli eğitim kurumlarının da yer aldığı birçok üniversiteye hızla yayılmıştı. New York Times'ın verilerine göre temmuzda hız kaybeden eylemlerde aralarında öğrenci ve akademisyenlerin yer aldığı toplamda en az 3 bin 100 kişi tutuklanmış veya gözaltına alınmıştı. 

Dönemin ABD Başkanı Joe Biden da eylemlere tepki göstererek "Yahudi düşmanlığı içeren bu protestoları kınıyorum" demişti.

Independent Türkçe, Guardian, CNN, New York Times