İsrail’de Yahudilerin mi, Arapların mı çocukları daha fazla?

İsrailli ailelerde ortalama aile üye sayısı 2022’de 3,69 kişiye ulaştı (Reuters)
İsrailli ailelerde ortalama aile üye sayısı 2022’de 3,69 kişiye ulaştı (Reuters)
TT

İsrail’de Yahudilerin mi, Arapların mı çocukları daha fazla?

İsrailli ailelerde ortalama aile üye sayısı 2022’de 3,69 kişiye ulaştı (Reuters)
İsrailli ailelerde ortalama aile üye sayısı 2022’de 3,69 kişiye ulaştı (Reuters)

İsrail Merkezi İstatistik Bürosu (CBS) verileri, İsrail’deki Arap nüfusta 17 yaş altı çocuğu olan ailelerinin yaklaşık yüzde 59 olduğunu, Yahudi nüfustaki bu oranın ise yüzde 45 olduğunu gösterdi.

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth gazetesinden aktardığı habere göre, çocuksuz ailelerin oranı Yahudi nüfusunda 29 iken, Arap aileler arasında bu oran yüzde 12 olarak ölçüldü.

Yahudi ve Araplar arasında, 17 yaşın altındaki çocukları olan tek ebeveynli aileler ise yüzde 6 olarak aynı oranda kaydedildi.

CBS verilerine göre, 2022 yılında İsrailli ailelerin ortalama kişi sayısının 3,69 olduğu görüldü.

Yahudi aile sayısı ortalama 3,58 iken, Arap aileler ise ortalama 4,3 üyeye sahipti.

Büyük şehirlerde en yüksek ortalama hane büyüklüğü, hepsi ultra Ortodoks topluluklar olan Beyt Şemeş (4,96), Bnei Brak (4,73) ve Kudüs’te (4,25) görüldü.

Önemli ölçüde daha düşük ortalamalara sahip şehirler arasında Bat Yam (2,91), Tel Aviv (2,98), Ramat Gan (3,05), Haifa (3,09), Herzliya (3,15) ve Rishon LeZion (3,17) yer aldı.

Ultra Ortodoks ailelerde ortalama aile üye sayısı 5,33 kişi, ultra dindar ailelerde 4,79 kişi, dindar ailelerde ise 3,85 kişi oldu.

Laik aileler arasında ortalama kişi sayısı ise 3,18 kişiydi.

2022’de İsrail’de 17 yaşın altında çocuğu olan yaklaşık 143 bin tek ebeveynli aile vardı.

Bu aileler, 265 bin çocuktan oluşan 17 yaşın altında çocuğu olan tüm ailelerin yaklaşık yüzde 12’sini oluşturuyordu.

İsrail’de tek ebeveynli ailelerde 17 yaşın altındaki ortalama çocuk sayısı 1,86 iken, iki ebeveynli ailelerde bu sayı yaklaşık 2,51’di.

17 yaşın altındaki çocukları olan tek ebeveynli ailelerin yaklaşık yüzde 86’sının aile reisi kadınlardı.

Tipik bir İsrailli aile neye benziyor?

2022’de İsrail’de yaklaşık 1,95 milyon çift vardı.

Çiftlerin çoğunluğu (yaklaşık yüzde 94) birbiriyle evliydi.

Geriye kalan yaklaşık 117 bin çift birlikte yaşıyordu. Bunların yaklaşık 109 bini Yahudiydi ve geri kalanı ‘diğerleri’ olarak sınıflandırıldı.

CBS verilerine göre, birlikte yaşayan Yahudi çiftlerin yaş dağılımı evli çiftlere göre daha gençti.

Dini açıdan İsrail’deki aileler

İsrail’deki ailelerin yüzde 47’si laik, yüzde 24’ü geleneksel, yüzde 14’ü dindar ya da çok dindar, yüzde 12’si ultra-Ortodoks ve yüzde 3’ü karma olarak tanımlanıyor.

Arapların ise yüzde 59’u geleneksel, yüzde 30’u dindar ya da çok dindar, yüzde 9’u laik ve yüzde 2’si karma yaşam tarzı yaşıyor.



İki Devletli Çözüm Konferansı, bağımsız Filistin devletinin kurulması için bir ‘yol haritası’ belirledi

TT

İki Devletli Çözüm Konferansı, bağımsız Filistin devletinin kurulması için bir ‘yol haritası’ belirledi

İki Devletli Çözüm Konferansı, bağımsız Filistin devletinin kurulması için bir ‘yol haritası’ belirledi

Birleşmiş Milletler'in (BM) ev sahipliğinde düzenlenen ‘Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözümün uygulanması’ konulu uluslararası konferansa katılan ülkeler, Filistin devletinin daha fazla ülke tarafından tanınmasını sağlamak, Gazze'deki savaşı ve insani felaketi durdurmak ve İsrail'in Batı Şeria'daki Filistin topraklarını işgaline son vermek için daha fazla diplomatik çaba sarf etmeyi amaçlayan bir ‘yol haritası’ üzerinde anlaştı.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot tarafından temsil edilen Fransa’nın da katılımıyla Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan tarafından temsil edilen Suudi Arabistan'ın himayesinde düzenlenen iki günlük konferans sona erdi.

sdfghtyju
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı’nda konuşurken (AFP)

Dün konferansın son gününde yayınlanan sonuç bildirgesinde Filistinliler ve İsrailliler arasında adil, kalıcı ve kapsamlı barışın sağlanması için bir ‘yol haritası’ açıklandı.

Sonuç bildirgesi

Konferansın sonuç bildirgesinde, BM’nin Filistin meselesinde kesintisiz sorumluluğunun altı çizildi. İsrail'in 1967'de ele geçirdiği toprakları işgaline son vermesi gerektiği belirtilen bildirgede, insancıl hukuk ve insan hakları hukuku dahil olmak üzere uluslararası hukuka saygı gösterilmesi gerektiği vurgulandı. Bildirgede Filistinli sivillerin canlarının korunması için gerekli önlemlerin alınması çağrısı yapıldı.

Filistin'i tanıyan ülkeler

İsrail'in işgal altındaki topraklardan çekilmesinin yanı sıra yerleşim faaliyetlerinin, topraklara el konulmasının, evlerin yıkılmasının ve tüm şiddet ve provokasyon eylemlerinin derhal durdurulması istenen bildirgede Filistinlilere kendi kaderlerini tayin etme ve kendi devletlerini kurma hakkı verilmesi, mülteci sorununa ‘adil bir çözüm’ bulunması talep edildi.

Öte yandan 1967 öncesi sınırlara dayalı iki devletli çözüme yönelik ‘geri dönüşü olmayan’ adımlar atılması ve Doğu Kudüs'ün ‘ortak başkent’ olması gerektiği belirtilen bildirgede ‘Filistin yönetiminin reformlarını destekleme, silahsızlanma ve demokratik seçimler yapılması’ konularına da vurgu yaptı.

cvf
BM Genel Sekreteri, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı sırasında Fransa Dışişleri Bakanı ile tokalaşırken (AFP)

Koordineli insani yardım ve Gazze'nin yeniden inşası çağrısı yapılan bildirgede ‘2024 yılının temmuz ayında Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) İsrail işgalinin yasadışı olduğunu ilan eden danışma kararı hatırlatıldı.

Bildirge, Filistin'in tanınması, ‘devlet kurma sürecinde samimi ilerlemeyle bağlantılı bir şekilde’ bölgesel entegrasyon, Filistin yönetimi reformları ve insani yardım olmak üzere dört ana konuyu kapsayacak şekilde düzenlendi.

Konferansın kazanımlarını gerçekleştirme çağrısı

Şarku’l Avsat’a konuşan Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot’a yakın bir kaynak, konferansın iki devletli çözümün her zamankinden daha fazla tehdit altında olduğu kritik bir dönemde düzenlendiğini söyledi. Gazze'deki savaşa ve bunun siviller arasında neden olduğu yıkıma ve devam eden acılara dikkat çeken kaynak, Batı Şeria'da yerleşim faaliyetlerinin hızlandığını, fanatik yerleşimcilerin şiddetinin arttığını, İsrail'deki iktidar koalisyonu içinde iki devletli çözümü tanımamayı ve Batı Şeria'yı ilhak etmeyi savunanların sayısının arttığını ve bunun birkaç gün önce İsrail parlamentosu Knesset tarafından onaylandığını da belirtti.

Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu anda gerekenler, geçmişte gerekenden çok daha fazlasını gerektiriyor. Bu da Suudi Arabistan'ı, iki devletli çözüme ilişkin siyasi ve diplomatik dinamizmi yeniden başlatmak için Fransa ile iş birliği yapmaya itti.”

Kaynak, mevcut ivmeyi güçlendirmeye ve konferansın kazanımlarının gerçekleştirilmesine yardımcı olmaya çağırdı.

srgthy
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı’nda Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'yı kucaklarken (AFP)

Kaynak konuşmasına şöyle devam etti:

“Bildirge sadece Fransa ve Suudi Arabistan tarafından değil, konferansa katılan çalışma gruplarının 27 eş başkanı tarafından da onaylandı. Bunların arasında bazı önemli Batılı ve Arap ortaklar da bulunuyor.”

Bildirgenin BM Genel Kurulu'nun herhangi bir üye ülkesine onaylanması için sunulacağını söyleyen kaynak bildirgeyi ‘son derece önemli ve benzeri görülmemiş’ olarak nitelendirildi.

Fransa Dışişleri Bakanı Barrot dün sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada “İngiltere bugün Filistin devletini tanımak için dinamik bir girişime katıldı. Bu kararlı adım ve ortak çabalarımızla, devam eden şiddet döngüsü içinde çalışmaya devam ediyor ve bölgede barış için yeni bir perspektifle hareket ediyoruz” ifadelerini kullandı.