Pakistan: Afganistan sınırımızla ilgili hayal ürünü iddialar gerçekleri değiştiremez

Pakistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mümtaz Zehra Beluç, Pakistan-Afganistan sınırının yasallığına ilişkin her türlü hayal ürünü iddiaların coğrafya, tarih ve uluslararası hukuk gerçeklerini değiştiremeyeceğini belirtti

Mümtaz Zehra Beluç (AA)
Mümtaz Zehra Beluç (AA)
TT

Pakistan: Afganistan sınırımızla ilgili hayal ürünü iddialar gerçekleri değiştiremez

Mümtaz Zehra Beluç (AA)
Mümtaz Zehra Beluç (AA)

Sözcü Beluç, Afganistan geçici hükümetinin Dışişleri Bakan Vekili Yardımcısı ve Taliban yönetiminin önde gelen isimlerinden Şir Muhammed Abbas Stanekzai'nin, Afganistan ve Pakistan sınırını belirleyen Durand Hattı'nı iki ülke sınırı olarak tanımayacaklarına yönelik açıklamalarına yazılı cevap verdi.

Beluç, açıklamada, Pakistan-Afganistan sınırının yasallığına ilişkin her türlü hayal ürünü iddiaların coğrafya, tarih ve uluslararası hukuk gerçeklerini değiştiremeyeceğini belirterek, "Afgan tarafına, kamuoyunun dikkatini bu tür talihsiz açıklamalarla başka yöne çekmeye çalışmak yerine Pakistan'ın gerçek güvenlik endişelerini ele almasını tavsiye ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Beluç, Pakistan'ın, devletlerarası ilişkiler normları temelinde Pakistan-Afganistan sınırı boyunca insanların ve ticari malların geçişini kolaylaştırmaya kararlı olduğunu ve bu amaçla adımlar atmaya devam edeceğini kaydetti.

Afganistan geçici hükümetinin Dışişleri Bakan Vekili Yardımcısı ve Taliban yönetiminin önde gelen isimlerinden Şir Muhammed Abbas Stanekzai, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'dan çekilmesinin 35. yıl dönümü nedeniyle Logar vilayetinde düzenlenen bir programda yaptığı konuşmada, Afganistan ve Pakistan sınırını belirleyen Durand Hattı'nı iki ülke sınırı olarak tanımayacaklarını ifade etmişti.

İki ülke arasındaki sınır sorunları

6 Mayıs-8 Ağustos 1919 tarihlerinde dönemin Afganistan Emirliği'nin, bugün Pakistan sınırları içinde olan, o dönem Büyük Britanya sömürgesindeki Hindistan'a bağlı bazı bölgeleri işgal etmesiyle Üçüncü İngiliz-Afgan Savaşı başladı.

Savaş sonucunda Afganistan, tam bağımsızlığını kazandı. Böylece 1893'te belirlenen ve bugünkü Afganistan-Pakistan sınırı olarak bilinen Durand Hattı son şeklini alarak sınır kabul edildi.

Bağımsızlığını 1947'de kazanan Pakistan, Durand Hattı'nı uluslararası sınır olarak kabul etmesine rağmen sonraki Afganistan hükümetleri bu sınırı kabul etmedi. Bu nedenle iki ülkenin sınır güçleri arasında zaman zaman gerilim yaşanıyor.

Önceki Afganistan hükümeti tarafından da tanınmayan Durand Hattı, halihazırda Taliban yönetimi tarafından da tanınmıyor.



İran vazgeçmiyor: Husiler ve Hizbullah yeniden silahlandırılıyor

Husi militanlar, Yunan şirkete ait Magic Seas gemisinin batma anını paylaşmıştı (Reuters)
Husi militanlar, Yunan şirkete ait Magic Seas gemisinin batma anını paylaşmıştı (Reuters)
TT

İran vazgeçmiyor: Husiler ve Hizbullah yeniden silahlandırılıyor

Husi militanlar, Yunan şirkete ait Magic Seas gemisinin batma anını paylaşmıştı (Reuters)
Husi militanlar, Yunan şirkete ait Magic Seas gemisinin batma anını paylaşmıştı (Reuters)

İran'ın Lübnan’daki Hizbullah ve Yemen’deki Husilere yeniden silah gönderdiği iddia ediliyor.

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde, Yemen yönetiminin, Kızıldeniz kıyısında Husilere gönderilen büyük bir silah sevkiyatını durdurduğu yazılıyor. 

Yemen hükümetinden çarşamba günü yapılan açıklamada, yönetime bağlı Ulusal Direniş Güçleri’nin 750 tonluk seyir füzesi, gemi ve hava savunma füzesi, savaş başlığı ve drone motoruna el koyduğu bildirildi. 

Yemen hükümeti, Birleşmiş Milletler (BM), Körfez İşbirliği Konseyi (GCC) ve başta Suudi Arabistan’la ABD olmak üzere birçok ülke tarafından meşru yönetim olarak tanınıyor.

ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), bunun İran’dan gönderilen ve Ulusal Direniş Güçleri’nin el koyduğu en büyük silah sevkıyatı olduğunu aktarıyor. 

Yetkililere göre klima kutularına saklanan silahlar arasında, İran tarafından geliştirilen Kader gemisavar füzeleri ve Husi milislerinin ABD'nin MQ-9 Reaper drone’larını düşürmek için kullandığı SA-67 füzeleri de bulunuyordu. 

ABD merkezli güvenlik danışmanlık şirketi Basha Report’un kurucusu Mohammed al-Basha, Tahran’ın ABD’nin Husilere martta düzenlediği hava saldırılarıyla imha edilen silah stokunu yenilemek için hamle yaptığını savunuyor. 

Husiler geçen hafta Kızıldeniz’de iki ticari gemiyi roketatar, füze ve drone saldırısıyla batırmıştı. En az üç mürettebat ölmüş, bazı kişiler de rehin alınmıştı. 

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, Yemen’e silah gönderildiği yönündeki iddiaları reddetti. 

WSJ, İran’dan Hizbullah’a gönderildiği iddia edilen silah sevkıyatının da Suriye’de durdurulduğunu yazıyor. 

Şam yönetimine bağlı güvenlik güçlerinin, aralarında Rus yapımı Grad roket ve Kornet tanksavar füzeleriyle İran menşeli hava savunma füzelerinin yer aldığı silah sevkıyatına, Irak ve Lübnan sınırında el koyduğu aktarılıyor. Mayıs ve haziranda düzenlenen operasyonlarda, sebze kolilerine saklanmış silahların bulunduğu ifade ediliyor. 

Haberde, Tahran’ın Suriye üzerinden Hizbullah’a silah sevkıyatı yaptığı ancak Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından İran’ın rotayı kullanmakta güçlük çektiği yazılıyor. 

ABD merkezli düşünce kuruluşu Washington Enstitüsü’nden Michael Knights, şunları söylüyor:

İran, Levant bölgesindeki varlığını yeniden inşa ediyor. Hizbullah’a füze gönderiyor ve Irak’tan Suriye’ye silah taşıyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Telegraph