İsrail rehineleri aramak için Nâsır Hastanesi’ne operasyon düzenledi

Gazze Şeridi'nin güneyinde çatışmalar ve merkezde yoğun bombardıman sürüyor

Cumartesi günü Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Belah'ta İsrail hava saldırılarına maruz kalan evlerin yakınında bulunan Filistinliler (EPA)
Cumartesi günü Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Belah'ta İsrail hava saldırılarına maruz kalan evlerin yakınında bulunan Filistinliler (EPA)
TT

İsrail rehineleri aramak için Nâsır Hastanesi’ne operasyon düzenledi

Cumartesi günü Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Belah'ta İsrail hava saldırılarına maruz kalan evlerin yakınında bulunan Filistinliler (EPA)
Cumartesi günü Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Belah'ta İsrail hava saldırılarına maruz kalan evlerin yakınında bulunan Filistinliler (EPA)

İsrail ordusu, Cumartesi günü (17 Şubat) Han Yunus'ta bulunan Nâsır Tıp Kompleksi’ne baskın düzenledi. İsrail işgal güçleri hastanede 100'den fazla Filistinliyi gözaltına alarak kentteki hakimiyetini pekiştirmiş oldu. Ardından operasyon, Gazze Şeridi'nde Hamas hareketinin son kalesi olan ve yaklaşık bir buçuk milyon Filistinliye ev sahipliği yapan sınır kenti Refah'a kaydırıldı.

İsrail ordusu, Nâsır Hastanesi'nde, özel kuvvet askerlerinin "şüpheli" olarak nitelendirdiği 100'den fazla kişiyi gözaltına aldığını ve tıp merkezinde aramaların devam ettiğini açıkladı. Ayrıca, "Maglan" ve "Egoz" birliklerine mensup askerlerin hastanenin çevresinde Hamas üyelerini öldürdüğünü belirtti.

İsrail ordusu, içinde rehinelerin tutulduğu ve bazı rehine cesetlerinin halen orada olabileceği bilgisi üzerine, hastaneyi bir hafta boyunca kuşattıktan sonra içeri girdi. İsrail medyasına göre, Nâsır Tıp Kompleksi içinde kapsamlı arama operasyonları yürütülüyor.

scdv
Cumartesi günü (dün), Deyr el-Belah'ta bulunan El-Aksa Hastanesi önünde, İsrail'in bombardımanında hayatını kaybedenlerin cenaze törenine katılan Filistinliler (AP)

Nâsır Kompleksi’nin kontrolü, İsrail ordusunun Han Yunus'taki kara harekâtının başlangıcından bu yana ana hedeflerinden birini oluşturuyor.

İsrail ordusu, Han Yunus'ta, 7 Ekim saldırısının arkasındaki isimler olan Gazze'deki Hamas lideri Yahya Sinvar ve Kassam Tugaylarının Genel Komutanı Muhammed Dayf ile diğer liderlere ulaşmayı hedefliyor. Sinvar, kentin tünellerinden birinde çekilen bir video kaydında görülmüştü. Aynı zamanda, ister canlı isterse ölü olsun, rehin tutulan kişilere ulaşmayı da amaçlıyorlar.

Han Yunus'ta çatışmalar sürerken, İsrail ordusu, Yedinci Zırhlı Tugay komutasındaki kuvvetlerin çeşitli komplekslere baskın düzenlediğini ve el yapımı patlayıcılar, el bombaları ve tüfekler gibi silahlar ele geçirdiğini açıkladı.

Ayrıca, bölgedeki kuvvetler Hamas'a ait güçlere karşı birkaç hava saldırısı düzenledi ve yakın mesafeli çatışmalarda bir hücreyi etkisiz hale getirdi.

İsrail, Gazze Şeridi'nin merkezindeki hava saldırılarını yoğunlaştırarak Han Yunus'taki kara operasyonunu eş zamanlı olarak genişletti.

Sağlık yetkilileri, İsrail'in Gazze Şeridi'nin merkezindeki sivil evlere yönelik düzenlediği hava saldırılarında en az 40 Filistinlinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

dsvdfe
Cumartesi günü Gazze Şeridi'nde yaşanan çatışmalar sırasında İsrail askerleri (İsrail Ordusu - Reuters)

Filistinli gruplar, işgal altındaki bölgelerde İsrail askerlerini hedef almayı sürdürdüklerini ve İsrail tankları ile araçlarını imha ettiklerini açıkladı.

Öte yandan Gazze'den Aşkelon'a doğru fırlatılan bir roket, İsrail'in Demir Kubbe savunma sistemi tarafından etkisiz hale getirildi.

İsrail ordusunun açıklamasına göre, "Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Furkan bölgesinde yapılan roket saldırısının faili, olaydan 30 dakika içinde tespit edilerek hava kuvvetleri tarafından hedef alınıp etkisiz hale getirildi."

Gazze'den İsrail'e yönelik roket saldırılarında büyük bir azalma görüldü.

İsrail, Hamas mensubu 10 binden fazla militanı öldürdüğünü, Gazze'nin kuzeyi ve merkezindeki askeri yapılarını tamamen imha ettiğini ve Han Yunus'taki güçlerinin büyük kısmını yok ettiğini iddia ediyor.

Ancak Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, Cuma günü yaptığı açıklamada, "Mücahitlerimiz işgalci güçlerin araçlarını ve zırhlılarını yok ediyor, silahla donanmış ve tanklar, uçaklar, savaş gemileri ile desteklenen askerlerini pusuya düşürüyor, onları sıfır mesafeden vuruyor, subaylarını keskin nişancı operasyonlarıyla hedef alıyor ve düşman askerlerine karşı baskınlar düzenliyor" dedi.

Ebu Ubeyde ayrıca, "Düşman, kendini yanmış bir toprak parçasında güvende hissettiği anda, mücahitler beklenmedik yerlerden çıkarak kaliteli operasyonlar gerçekleştiriyor" ifadelerini kullandı.

ftrtbn
Cumartesi günü, Gazze Şeridi'nin merkezinde yer alan Deyr el-Belah, İsrail'in hava saldırısına maruz kaldı (EPA)

Kassam Tugayları Sözcüsü, "Mücahitlerimiz, Gazze'nin kuzeyinden güneyine kadar işgal altındaki tüm bölgelerde kahramanca mücadele ediyor ve işgalci güçlere karşı her cephede farklı taktiklerle direniyor. Her bir operasyonda silah seçimi ve saldırı türü, düşmana somut kayıplar verdirecek şekilde titizlikle planlanıyor” dedi.

Ayrıca  Ebu Ubeyde, farklı cephelerdeki Kassam savaşçılarının sürekli olarak alarm durumunda olduğunu vurguladı.

İsrail ordusu, kendi saflarında yaşanan kayıpları doğruladı. 17 Şubat’ta yaptığı açıklamada, Gazze'nin güneyindeki çatışmalarda iki Maglan birimi askerinin ağır yaralandığını bildirdi.

Ordunun açıklamasına göre, savaşın başından bu yana 573 İsrail askeri hayatını kaybetti, 2918 asker yaralandı.

İsrail, Han Yunus'taki çatışmaların ardından Refah'a yönelik saldırı planları yapıyor. Ancak bu plan, İsrail'e yönelik uluslararası baskı arttıkça daha da karmaşık bir hal alıyor.

Dünya, büyük çoğunluğu yerinden edilmiş kişilerden oluşan yaklaşık bir buçuk milyon Filistinlinin yaşadığı Refah'a yapılacak bir İsrail saldırısının felaket getireceği ve bölgede büyük bir insani krize yol açabileceği konusunda endişeli.

Bu arada Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), İsrail'in Refah üzerine yoğunlaştırdığı hava saldırılarının neden olduğu yerinden edilmeler sebebiyle insanların Gazze'nin merkezine doğru kaçmak zorunda kaldığını bildirdi.

Ajans, "X" platformunda yaptığı açıklamada, "Han Yunus ve çevresinde şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Binlerce kişi zaten 1.4 milyon insanın barındığı güneydeki Refah'a kaçtı. Refah üzerine yoğunlaşan hava saldırıları insanları Refah'tan Gazze'nin merkezine kaçmaya zorladı." ifadelerini kullandı.

Ayrıca, Ajans Gazze'nin kuzeyindeki insanların açlık sınırında olduğunu ve kimsenin güvende olmadığını belirtti.

UNRWA Komiseri Philippe Lazzarini de Gazze'nin zaten büyük bir felaketle karşı karşıya olduğunu, halkın her şeyini kaybettiğini vurguladı ve UNRWA'nın yerine geçirilmesinin kısa görüşlülük olduğunu, bunun "ciddi ve geniş çaplı sonuçlara" yol açabileceğini söyledi.

Arap Dünyası Haber Ajansı'nın (AWP) verdiği bilgiye göre, UNRWA Komiseri Philippe Lazzarini, Gazze Şeridi'nin halihazırda büyük bir felaketten muzdarip olduğunu doğruladı ve bölge sakinlerinin her şeyini kaybettiğini belirtti.

Lazzarini, UNRWA'nın değiştirilmesinin dar görüşlülük olduğunu ve "ciddi ve muazzam sonuçlara" yol açacağını söyledi.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.