Faysal bin Ferhan, barış anlaşmasına varılmaması durumunda gelecekte daha kötü bir patlama yaşanabileceği konusunda uyardı

Önceliğin Gazze’deki savaşı durdurmak ve yardımları ulaştırmak olduğunu söyleyen Faysal bin Ferhan, çözümü engelleyenlerin sorumlu tutulması çağrısında bulundu

Faysal bin Ferhan, Münih’te Josep Borrell ile görüşmesi sırasında (SPA)
Faysal bin Ferhan, Münih’te Josep Borrell ile görüşmesi sırasında (SPA)
TT

Faysal bin Ferhan, barış anlaşmasına varılmaması durumunda gelecekte daha kötü bir patlama yaşanabileceği konusunda uyardı

Faysal bin Ferhan, Münih’te Josep Borrell ile görüşmesi sırasında (SPA)
Faysal bin Ferhan, Münih’te Josep Borrell ile görüşmesi sırasında (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, İsrail’in Gazze’deki savaşa yaklaşımının ‘güvenliğini artırmadığı, aksine tehlikeyi artırdığı’ konusunda uyardı. Prens Faysal, Münih Güvenlik Konferansı’ndaki bir diyalog oturumunda, İsrail’in Gazze’deki ‘aşırı tepkisinin’ ‘infialin artmasına yol açacağını’ söyleyerek, ‘aşırılığın artmasından’ endişe duyduğunu belirtti. Bakan “Gazze’de ölü sayısı 30 bine ve yetim sayısı 70 bine yaklaşıyor. Tanık olduğumuz trajedi birçok duyguyu harekete geçiriyor ve Arap dünyasındaki bazı taraflarda bir arada yaşamanın mümkün olmadığı mesajını yeniden uyandırma riski taşıyor” ifadelerini kullandı.

Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan’ın şu anki önceliğinin ‘Gazze’deki felaket niteliğindeki insani durumla başa çıkmak, ateşkes sağlamak, İsraillilerin Gazze’den çekilmesine ve halka yardım malzemelerinin ulaştırılmasına odaklanmak’ olduğunu vurguladı. Bakan, “Yardım sağlayamama durumu kesinlikle kabul edilemez” dedi. Prens Faysal, ‘Filistin devleti olmadan güvenlik ve istikrarın sağlanamayacağını’ vurgulayarak, ‘savaş sona erdiğinde odak noktalarının bu mesele olacağını’ belirtti.

Bakan, ülkesinin İsrail ile doğrudan görüşmediğini ve aralarında bir ilişki olmadığını söyledi. Ancak ABD’liler aracılığıyla İsrail’e ‘en büyük önceliğin insani krize çözüm bulmak ve çatışmayı sona erdirmek olduğunu, bundan sonra 7 Ekim öncesinde olduğu gibi müzakerelerin yapılacağını’ bildirdiğini vurguladı. İleride İsrail ile yeniden başlayacak olan müzakerelerde önceliğin ‘Filistin devletinin kurulması’ olacağını kaydetti. Bakan, ‘Filistinlilerin kendi kaderini tayin etme hakkı olduğuna ve bunun uluslararası güvenlik ve istikrarın sağlanması için en önemli çözüm’ olduğuna dikkat çekti.

Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan’ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesinin Arap Barış Girişimi’ne bağlı olduğuna işaret ederek, “Sürdürülebilir bir güvenliğin oluşması için Filistinlilerin kendi kaderlerini tayin etme gücü olmalı. Bölgedeki ortaklar bu konuda kararlı. Bunun için İsrail’de zor kararlar alınması gerekiyor” dedi. ‘Filistinlilerin çoğunun iki devletli çözümü desteklediğini’ vurgulayan Faysal bin Ferhan, “Bu temelde bir çözüme ulaşılmazsa, bu bizi anlaşmazlık ve çatışma döngüsüne döndürecektir ve ben bir sonraki patlamanın daha kötü olacağından korkuyorum” dedi.

Şu ana kadar barış anlaşmasına varılmasında gecikme olmasından dolayı herhangi bir tarafı suçlamayı reddeden Prens Faysal bin Ferhan, “Hiçbir tarafa suç atılamaz. Ancak çözüm doğru ve vakit geldi. Çözümün önünde duranlar (Hamas, Filistin Yönetimi veya İsrail) da dahil olmak üzere, barışı sağlamak için tüm çabalarımızı gösterip yoğunlaştırmalıyız” dedi. Bakan ‘engel teşkil edenlerin sorumlu tutulması’ çağrısında bulunarak, “Bölgeyi ideolojilere tutsak edemeyiz” dedi.

Öte yandan Prens Faysal ile aynı oturuma katılan Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Mısır’ın İsrail’e, Refah sakinlerinin tehcir edilmesinin ‘kırmızı çizgi’ olduğunu ve Mısır’ın ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğunu bildirdiğini söyledi. Gazze halkını yerinden etmenin feci sonuçları olacağını da sözlerine ekledi. Şukri, uluslararası toplumdaki siyasi irade eksikliğinin son yıllarda İsrailliler ile Filistinliler arasında barış anlaşmasına varılmasını engellediğini ve anlaşmaya varmak için tarafların taviz vermesi gerektiğini söyledi.

Prens Faysal bin Ferhan, güvenlik konferansının oturum aralarında ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Fransa Cumhurbaşkanı’nın diplomatik danışmanı Emmanuel Bonne, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İngiltere İşçi Partisi Genel Başkanı Keir Starmer ve İşçi Partisi’nin gölge Dışişleri Bakanı David Lammy ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdi. Cuma günü Prens Faysal bin Ferhan, İngiliz mevkidaşı David Cameron ile bir araya gelerek, ikili ilişkileri geliştirmenin yollarını ve Gazze Şeridi’ndeki son gelişmeleri ele aldı.

Prens Faysal ayrıca Kanada Dışişleri Bakanı Melanie Joly ve Bulgaristan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Mariya Gabriel ile de ayrı ayrı görüştü. Görüşmelerde, iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak iş birliğini geliştirmenin yolları ele alındı. Ayrıca, ülkelerini ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konulardaki son gelişmeler ve bu konuda yapılan çalışmalar da tartışıldı.



Rabıta, kız çocuklarının eğitimi için uluslararası bir girişim başlattı

Girişim, kız çocuklarının eğitimi için kazanılan zaferde niteliksel bir değişimi temsil ediyor. (SPA)
Girişim, kız çocuklarının eğitimi için kazanılan zaferde niteliksel bir değişimi temsil ediyor. (SPA)
TT

Rabıta, kız çocuklarının eğitimi için uluslararası bir girişim başlattı

Girişim, kız çocuklarının eğitimi için kazanılan zaferde niteliksel bir değişimi temsil ediyor. (SPA)
Girişim, kız çocuklarının eğitimi için kazanılan zaferde niteliksel bir değişimi temsil ediyor. (SPA)

Dünya İslâm Birliği (Rabıta) dün İslamabad'da, Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Rabıta Genel Sekreteri Dr. Muhammed el-İsa, bir dizi üst düzey din adamı, ulema organları ve konseyleri, fıkıh enstitüleri ve eğitim kurumları üyelerinin katılımıyla düzenlenen bir konferansta Pakistan hükümetinin sponsorluğunda ‘Müslüman Toplumlarda Kız Çocuklarının Eğitimi’ konulu uluslararası girişimini başlattı.

Girişim, çeşitli temalar, ortak programlar ve destekleyici anlaşmalar yoluyla Müslüman dünyasının içindeki ve dışındaki toplulukların kız çocuklarının eğitimi konusundaki farkındalığını artırmaya odaklanıyor.

Söz konusu girişim, kadınların güçlendirilmesi, kız çocuklarının eğitim hakkının desteklenmesi ve pratik girişimlerin başlatılmasıyla ilgili çeşitli bölgesel ve uluslararası kurum ve kuruluşlar arasında anlaşmaların imzalanması yoluyla uluslararası bir ortaklık platformunun başlatılmasını içeriyor.

scdfv
Dünya İslâm Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Dr. Muhammed el-İsa, girişimin somut etkisiyle öne çıktığını açıkladı. (SPA)

El-İsa, girişimin niteliksel anlaşmalar yoluyla ‘somut etkisi’ ile karakterize edildiğini vurguladı. El-İsa, bunun ‘geçici bir çağrı’, ‘soyut bir deklarasyon’ ya da ‘bir pozisyonun tescili’ olmayacağını, kız çocuklarının eğitimi için kazanılan zaferde, bundan mahrum olan her toplumu memnun edecek bir değişim teşkil edeceğini açıkladı.

‘Kız Çocuklarının Eğitimi için İslamabad Deklarasyonu’, bütüncül ve kapsamlı dini ve mantıksal gerekçeleri de içeren güçlü ve etkili kararlılığıyla bu girişimi belgeleyecek.

Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ise Rabıta'ya eğitim davasına olan sarsılmaz bağlılığı ve bu önemli girişime öncülük etmesinden dolayı takdirlerini ifade ederek, kız çocuklarının eğitime erişiminin sağlanmasının günümüzün en acil sorunlarından biri olduğunu kaydetti.

dvfrgbthy
Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Dünya İslâm Birliği’nin (Rabıta) bu önemli girişime öncülük etme konusundaki kararlılığını takdir etti. (SPA)

Diğer yandan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Hüseyin Taha, eğitimleri ‘bir hak ve kalkınmanın sağlanması için kaçınılmaz bir gereklilik’ olan tüm kız çocuklarının yararına olacak bu girişimi desteklemeye ve başarıya ulaşması için çalışmaya hazır olduklarını ifade etti. Taha, İslam dininin ayrım gözetmeksizin herkes için bilgi arayışını teşvik ettiğine dikkat çekti.

Pakistan Eğitim Bakanı Dr. Halit Makbul ise bugünün, bir ayrıcalık değil dinin de öngördüğü üzere herkes için temel bir hak olan eğitim yoluyla kadınların güçlendirilmesine yönelik ortak bir vizyona tanıklık ettiğini söyledi. Makbul, asıl meselenin dinin yanlış yorumlanmasında yattığını ve bugün bununla yüzleşmek için toplandıklarını belirtti.

Pakistan ordusunda Korgeneral rütbesine terfi eden ilk Pakistanlı kadın olan Dr. Nigâr Han, eğitim deneyimini anlattı. Kadınların eğitiminin çeşitli düzeylerde karar alma mekanizmalarındaki rollerini arttırdığını ve ekonomik büyümeyi desteklediğini vurgulayan Han, bu konunun ulusal politikaların öncelikleri arasında yer alması ve bu konuya daha fazla fon ve mali tahsisat ayrılması gerektiğini vurguladı.

sfgrt
Girişim, Müslüman topluluklar arasında kız çocuklarının eğitimi konusunda farkındalığın artırılmasına odaklanıyor. (SPA)

Konferans kapsamında, çeşitli katılımcı ülkelerden üst düzey akademisyenler ile eğitim ve yükseköğretim bakanlarının katılacağı bir oturum gerçekleştirilecek. Ayrıca, ‘İslam'da kadın eğitimi: Şer’i metinler, içtihat kararları ve bilimsel açıklamalar’, ‘Müslüman toplumlarda geçmişten günümüze örnek modeller’, ‘Kadınların eğitimiyle ilgili entelektüel şüpheler ve bunların tartışılması’, ‘Bilgi teknolojisi ve kadın eğitimi: Fırsatlar ve beklentiler’, ‘Kadınların güçlendirilmesi ve medeniyetteki rolleri’ gibi bir dizi konunun tartışılacağı atölye çalışmaları ve paneller düzenlenecek.

Konferansta, kız çocuklarının eğitimi için çalışan aktivist ve Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay bir konuşma yapacak.