Meryl Streep meşhur rolünü şoke edici bir nedenle neredeyse alamıyormuş

Oscar ödüllü oyuncu 2006 yapımı komedide Runway'in zalim genel yayın yönetmeni Miranda Priestly rolündeydi

AP
AP
TT

Meryl Streep meşhur rolünü şoke edici bir nedenle neredeyse alamıyormuş

AP
AP

Şeytan Marka Giyer'in (The Devil Wears Prada) yapımcısı 2006 yapımı klasik komedinin oyuncu kadrosunu belirleme süreciyle ilgili açıkça konuşurken Meryl Streep'in neredeyse es geçilmesinin şaşırtıcı nedenini açıkladı.

Hevesli gazeteci Andrea Sachs'i canlandıran Anne Hathaway'le başrolleri paylaşan 74 yaşındaki Streep, derginin korkunç genel yayın yönetmeni Miranda Priestly rolündeydi.

Filmin yapımcısı Wendy Finerman, Hollywood Gold isimli podcast'in 6 Aralık Çarşamba günkü bölümünde konuşurken Streep'in neredeyse kadroya alınmayacağını açıkladı.

Finerman "Başkaları deli olduğumuzu düşünüyordu. Beni arayıp 'Aklınızı mı kaçırdınız? [Streep] hayatında bir gün bile komik olmadı' diyenler vardı" dedi.

Yapımcı, Mamma Mia! yıldızı için "Komik olduğu zamanlar oldu ve onlar yanılıyordu" dedi.

Ama bunun, onun için farklı türden bir rol olduğu açıktı.

O dönemde Streep, 2002 yapımı psikolojik gerilim Saatler (The Hours), 1985 yapımı romantik gerilim Benim Afrikam (Out of Africa) ve 1982 yapımı romantik savaş filmi Sophie'nin Seçimi (Sophie's Choice) gibi, çoğunlukla dram filmlerinde rol alıyordu.

Finerman "Sanırım bu [Streep'e rol vermek], beklenmedik şeylerden kaynaklanan eğlencenin bir kısmıydı" diye ekledi.

Vogue Genel Yayın Yönetmeni Anna Wintour'dan esinlendiği düşünülen, Runway'in manyak patronu rolü Streep'e En İyi Kadın Oyuncu dalında 14. Oscar adaylığını kazandırmıştı (halihazırda 21 kez aday gösterilen Streep en çok Akademi Ödülü adaylığına sahip oyuncu rekorunu elinde tutuyor). Bir diğer efsane oyuncu Helen Mirren, Kraliçe'deki (The Queen) Kraliçe II. Elizabeth rolüyle o yıl Streep'i yenerek ödülü kazanmıştı.

Şeytan Marka Giyer'in gösterime girmesinin üstünden 17 yıl geçti ve Variety'nin Actors on Actors serisi için kısa süre önce bir araya gelen Hathaway ve rol arkadaşı Emily Blunt, Streep'le birlikte çalıştıkları dönemi değerlendirmişti.

İkili filmin akıllarda en çok yer edinen bazı repliklerini alıntılarken 40 yaşındaki Blunt, kendi karakteri Hathaway'inkine "çoğu zaman" "çok korkunç" davrandığı için filmi çekerken gülmekten kendini alamadığını itiraf etmişti.

Sessiz Bir Yer'le (A Quiet Place) tanınan oyuncu "Ve karşımda senin küçük suratın; bu güzel, biraz afallamış suratın vardı" diye eklemişti. 41 yaşındaki Hathaway ise Streep'in "her zaman onların eğlencesine katılmak istediğini" fakat "kendisini çok fazla karakterde tuttuğu" için bunu yapmaktan kaçındığını düşündüğünü söylemişti.

Oppenheimer'da oynayan Blunt daha sonra, o zamanlar rol aldığı filmlerde sıklıkla metot oyunculuk tarzını benimseyen Streep'in, kahkahaları kaçırmaktan dolayı çok mutsuz hissettiği için bundan vazgeçmeye karar verdiğine dikkat çekmişti.

Blunt şöyle anlatmıştı: 

Bu filmde bunun onu çok perişan ettiğini söylemişti çünkü setin diğer tarafında hepimiz parti veriyorduk. O da 'Bunu bir daha yapmayacağım' demişti.

Independent Türkçe



II. Dünya Savaşı'nın John Wick'i geri dönüyor: Tarih açıklandı

Finlandiyalı aktör Jorma Tommila, 2010 yapımı Bir Noel Hikayesi ve 2014'te vizyona giren Büyük Oyun'da da yönetmen Jalmari Helander'la birlikte çalışmıştı (Starz Entertainment)
Finlandiyalı aktör Jorma Tommila, 2010 yapımı Bir Noel Hikayesi ve 2014'te vizyona giren Büyük Oyun'da da yönetmen Jalmari Helander'la birlikte çalışmıştı (Starz Entertainment)
TT

II. Dünya Savaşı'nın John Wick'i geri dönüyor: Tarih açıklandı

Finlandiyalı aktör Jorma Tommila, 2010 yapımı Bir Noel Hikayesi ve 2014'te vizyona giren Büyük Oyun'da da yönetmen Jalmari Helander'la birlikte çalışmıştı (Starz Entertainment)
Finlandiyalı aktör Jorma Tommila, 2010 yapımı Bir Noel Hikayesi ve 2014'te vizyona giren Büyük Oyun'da da yönetmen Jalmari Helander'la birlikte çalışmıştı (Starz Entertainment)

İntikamın er ya da geç alındığı iyi bilinen bir gerçek. Bunun en etkileyici örneklerinden biri, 2022 yapımı Sisu'da eski asker Aatami Korpi'nin yaşadıklarıydı. Naziler tarafından el konan altınını geri almak için her yolu deneyen Aatami, sinema dünyasına II. Dünya Savaşı'nın John Wick'i olarak damga vurmuştu. Şimdiyse bu kanlı intikam öyküsünün devamı resmiyet kazandı.

Deadline'ın haberine göre Sisu'nun devam filminin dünya çapındaki dağıtımını Sony Pictures'a bağlı Screen Gems üstlenecek. Gösterim tarihi ise 21 Kasım olarak açıklandı. İlk filme imza atan Finlandiyalı sinemacı Jalmari Helander, hem yönetmen hem de senarist olarak geri dönüyor.

"Belki birileri yeniden onun yeteneklerine ihtiyaç duyar"

Henüz hikayeye dair resmi bir detay paylaşılmış değil ancak ilk filmde Aatami, Nazileri hunharca katlederek altınını geri almış ve bitap düşmüş halde bankaya bırakmıştı. Peki, onu yeniden sahaya döndürecek ne olabilir?  

48 yaşındaki Helander, ilk filmin ardından 2023'te GamesRadar'a verdiği röportajda devam filmine dair ipuçları vermişti:

Bir sonraki adımda ne olacağını biliyorum. Senaryoyu yazarken en zorlandığım şey, altının sonunda onu mutlu edip etmeyeceğiydi. Sonunda bu yüzden filmi o şekilde bitirdim. Ama paranın ona mutluluk getirmediğini görmek ve sonrasında neler olacağını izlemek ilginç olabilir. Belki birileri yeniden onun yeteneklerine ihtiyaç duyar. Göreceğiz.

Devam filminde Jorma Tommila, başrolde yeniden Aatami olarak geri dönerken, kadroya Richard Brake ve Stephen Lang gibi dikkat çekici isimler de katılıyor.

Yeni filmin konusu sır gibi saklanıyor ancak ilk film, 1944'te Finlandiyalı Aatami Korpi'nin, geri çekilen ve mümkün olduğunca zarar vermeye çalışan Nazi birlikleriyle karşı karşıya geldiği dönemde geçiyordu. 

"Sisu" içsel güç ve cesareti tanımlayan Fin kökenli bir kelime ve Aatami bu kavramın hakkını fazlasıyla veriyordu. Film, nefes kesici, kanlı ve tarihi bir aksiyon şöleni olarak sinemaseverlerin hafızasında yer etmişti.

Avrupa sinemasının en heyecan verici yönetmenlerinden biri olarak gösterilen Helander, daha önce Bir Noel Hikayesi (Rare Exports: A Christmas Tale) ve Büyük Oyun (Big Game) filmleriyle türler arası geçişteki ustalığını kanıtlamıştı. Üstelik Sisu, pandemi döneminde başka bir projesi iptal olunca çektiği yedek bir işti. Bu şartlarda bile böyle bir başarıyı yakalayıp şimdi devam filmi çekiyor olması, bu hikayeyi daha da anlamlı kılıyor.

İlk film, dünya prömiyerini 2022'de Toronto Film Festivali'nde yapmış, ardından Sitges Film Festivali'nde En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Görüntü Yönetimi ve En İyi Müzik ödüllerini kazanarak büyük ses getirmişti.

Independent Türkçe, GamesRadar, TheWrap, Deadline